Apple’ın çığır açan ürünlerinden olan iPad, geçen üç neslin ardından radikal bir tasarım değişikliği gördü. 22 Ekimdeki tanıtım öncesindeki haftalarda meydana gelen sızıntılar sayesinde zaten iPad mini’nin daha büyük boyutlu bir versiyonuyla karşılaşacağımızı biliyorduk. Aynı kalan 9.7 inç Retina ekranın etrafını saran çerçeve daralmış, buna ek olarak tablet hem kalınlık hem de ağırlık azaltmış. Ayrıca tableti çalıştıran işlemcide de beklenen bazı güncellemeler yapılmış. 27 Kasım tarihinden itibaren Türkiye’de de piyasaya çıkacak iPad Air’ın 128 GB kapasiteli ve sadece Wi-Fi bağlantısına sahip modelini inceleme fırsatı bulduk. İzlenimlerimizi yazının devamında bulabilirsiniz.
Video İnceleme
İnceleme Başlıkları
Tasarım – Donanım ve Performans – Yazılım – Kamera – Smart Cover ve Smart Case – Sonuç
Tasarım
Hemen baştan söyleyelim. İncelen gövde ve daralan ekran çerçevesi sayesinde iPad Air çok daha kibar ve çekici bir görünüm kazanmış. Tabletin hem gümüş hem de uzay grisi renkli modelleri etkileyici görünüyor, ikisi arasında seçim yapmak bir hayli zor. 240 x 169.5 x 7.5 mm.’lik boyutlarıyla iPad Air, selefi dördüncü nesil iPad ile hemen hemen aynı boyda, ancak daha dar ve ince bir gövdeyle karşımıza çıkıyor. Bu da iPad Air’in yüzey alanının dikkate değer oranda küçük olması anlamına geliyor. Wi-Fi model 469 gr., 3G/4G destekli model ise 478 gr. ağırlığa sahip. Bu değerler iPad Air’ın aynı sınıftaki tabletler içinde en hafif seçenek olmasını sağlıyor.
Ekran çerçevesinin daraltılması tıpkı iPad mini’de olduğu gibi baş parmağın ekrana temas etmesine neden oluyor. Ancak Apple’ın yazılım tabanlı çözümü sayesinde bu temas istenmeyen hareketlere ve komutlara neden olmuyor. iPad Air’ın yuvarlatılmış kenarları, düz arka yüzeyi, inceliği ve tabii ki hafifliği, bu tabletin elde rahatlıkla tutulması, daha geç sürede yorgunluk hissi yaratması anlamına geliyor. Tableti tek elle tutup bir şeyler okurken elinizde fazla bir baskı hissetmeyeceksiniz.
Ön yüzün büyük bir bölümünü 9.7 inç Retina ekran kaplıyor. Bu ekranın sağ ve solunda kalan bölümler bir hayli ince, üstte ve altta kalan alanlar biraz daha geniş tutulmuş. Buralarda çeşitli bileşenler görüyoruz. Ekranın altında her zaman olduğu gibi ana ekran tuşu bulunuyor. Ancak Apple iPhone 5s’te yer verdiği Touch ID parmak izi okuyucusunu iPad Air’a ekleme gereğini duymamış. Bu kararın arkasında Touch ID sensörlerinin miktarının şu an için sadece iPhone 5s’e yetmesi gibi bir neden olabilir ya da Apple bir tablette parmak izi okuyucusunun çok da pratik olmadığını düşünmüştür. Eğer ilk neden geçerliyse, gelecek yıl çıkacak iPad’de Touch ID görebiliriz. Ekranın üstünde FaceTime HD kamera ve çevresel ışık sensörü bulunuyor.
iPad Air’ın kenarındaki yerleşim düzeni iPad mini’ninkinden farklı değil. Altta hoparlörler ve onların ortasına yerleştirilmiş Lightning portu bulunurken üstte de güç butonu, mikrofon ve 3.5 mm kulaklık jakı sıralanıyor. Sağ kenarda ses tuşları ve onların üstünde de ses kapatma veya yön kilidi olarak işlev yapan anahtar bulunuyor. Tabletin sol kenarı sahip olduğu mıknatıs sayesinde Smart Cover aksesuarına tutunma sağlıyor.
iPad Air’in kenarlara doğru hafif kavis yapan arka yüzeyinin ortasında Apple logosu bulunuyor. 5 megapiksel iSight kamera arkadan bakıldığında sol üst köşeye yerleştirilmiş. Yatayda kamera ile aynı doğrultuda ikinci bir mikrofon dikkat çekiyor. Apple logosu ile aynı doğrultuda, aşağı doğru da iPad yazısı ve küçük puntolarla yazılmış tanımlayıcı yazılar bulunuyor.
iPad Air malzeme kalitesi bakımından selefine göre çok büyük farklılıklar taşımıyor. Tabii ki, incelen ve daralan tasarım, aynı zamanda iPad mini, iPod touch, iPhone 5s gibi cihazlardakine benzer şekilde traşlanmış alüminyum işçiliği bu tableti daha da çekici kılıyor. Öte yandan iPad Air’ın tasarımının değiştirilmesiyle birlikte Apple’ın tüm iOS ürünleri tasarım bakımından bir bütünlüğe kavuşmuş oldu.
Donanım ve Performans
Tasarımı değişse, ağırlığı azalsa da iPad Air’ın Retina ekranı aynı kalmış. 9.7 inç ekran yine 2048 x 1536 çözünürlük desteği sunuyor. 264 ppi piksel yoğunluğu değeri iPad Air’ın göze optimum uzaklıkta tutulduğu bir konumda piksellerin görünmesinin önüne geçiyor. Aslında daha yakından baksanız bile pikselleri görmeniz imkansız. Yüksek piksel yoğunluk değeri sayesinde iPad Air keskin yazı ve grafikler sunuyor; kitap, gazete veya dergi okurken, web sitelerinde gezinirken veya fotoğraflara bakarken bu keskinliğin keyfi sonuna kadar yaşanıyor. Kontrast, parlaklık ve renk zenginliği, doygunluğu bakımından da iPad Air daha önce kalitesini kanıtlamış Retina ekranın çizgisini devam ettiriyor. Yüksek görüş açılarına sahip olan LED arka aydınlatmalı IPS ekran dış ortamda da rahat bir görüş sunuyor.
Dıştaki tasarım değişikliklerine içte de dar kapsamlı, ancak dikkate değer yenilikler eşlik ediyor. iPad Air’ın da iPhone 5s’te bulunan Apple A7 işlemciyi taşıması bekleniyordu, bu beklenti boş çıkmadı. 64-bit mimarisini temel alan ve M7 yardımcı hareket yongasını içeren Apple A7 yongasetinin çift çekirdeği yaklaşık 1.4 GHz maksimum saat frekansı değerine sahip. Dört çekirdekli PowerVR G6430 da iPad Air’ın yüksek bir grafik performansı sunmasına olanak sağlıyor. M7 hareket işlemcisi de tıpkı iPhone 5s’te olduğu gibi ivmeölçer, jiroskop, pusula gibi sensörlerden hareket verilerini çekiyor; iPad Air’ın hareketleri daha verimli şekilde değerlendiriliyor, uygulamaların daha anlamlı bilgileri iPad Air kullanıcılarına sunması sağlanıyor. M7 sayesinde iPad Air’ın çeşitli işlevleri harekete bağlı olarak otomatik olarak tetiklenebilir veya devredışı bırakılabilir, adımsayar benzeri uygulamalarla iPad Air elde veya çantadayken kaç adım atıldığı görülebilir.
iPhone 5s incelemesinde Apple A7 işlemcisine biraz daha detaylı şekilde değinmiştik. Bu nedenle fazla uzatmaya gerek yok. 64-bit mimarisinden tam anlamıyla yararlanmak için buna uygun şekilde geliştirilmiş uygulamaları görmemiz gerekiyor. Eminiz ki, zaman geçtikçe App Store’da sunulan 64-bit destekli uygulama sayısı artacaktır. Böylelikle iPad Air’dan elde edilen performans ve deneyim daha yüksek seviyelere çıkacaktır. Ancak şu hâliyle bile, 32-bit uygulamalarla çalışırken iPad Air yüksek bir performans sergiliyor. Kullanıcı arayüzü içindeki geçişler hızlı, uygulamalar hızlı şekilde açılıyor, web siteleri de fazla bekletmeden yükleniyor. Video düzenleme ve streaming uygulamalarında da iPad Air hayalkırıklığına uğratmıyor. Oyun konusunda da iPad Air beklentileri fazlasıyla karşılıyor. App Store’daki en yeni ve güncel oyunları iPad Air ile sorunsuz şekilde oynayabilirsiniz. Çeşitli benchmark sonuçları da pratikteki izlenimlerimizi destekliyor.
GeekBench 3 | 3D Mark | SunSpider Benchmark | |||||
Single Core | Multi Core | Ice Storm | Ice Storm Extreme | Ice Storm Unlimited | |||
iPad Air | 1481 | 2695 | – | – | 14801 | 374.8 ms +/- %1.4 | |
iPad 3 | 247 | 451 | 4317 | 2738 | 4125 | 1278.8 ms +/- %0.7 | |
iPad mini | 262 | 497 | 2894 | – | 2676 | 1288.8 ms +/- %0.9 |
Retina ekranlı üçüncü nesil iPad piyasaya çıktıktan bir süre sonra, ekran parlaklığı yüksek seviyedeyken tabletin işlemcisinin bulunduğu sol kenarın ortasındaki bölümün fazla ısındığı şeklinde şikayetler dillendirilmeye başlanmıştı. Bu durumu dördüncü nesil iPad’de de gözlemlemiştik. Neyse ki, Apple iPad Air ile birlikte bu sorunu çözmüş. Tabletin Retina ekranı en yüksek parlaklık seviyesinde çalışırken bile herhangi bir yerel ısınma gözlemlemedik.
Hem yüzey alanının hem de kalınlığın azalması, iPad Air’ın içine daha düşük kapasiteli bir pilin sığdığı anlamına geliyor. Gerçekten de iPad Air’da 32.4 Wh kapasiteli bir batarya bulunuyor. Halbuki dördüncü nesil iPad 42.5 Wh gibi yüksek kapasiteli bir batarya taşıyordu. Buna rağmen iPad Air selefiyle aynı pil değerlerini sunuyor. Tek bir şarjla 10 saate kadar Wi-Fi üzerinden internette gezinme, video izleme veya müzik dinleme imkanı veren iPad Air’ın pratikteki performansı da memnun edici. Tablet yoğun olmayan bir kullanımda tek bir şarjla 3-4 günü rahatlıkla çıkarır gibi görünüyor. iPad Air kullanırken iki şarj süresi arasında ne kadar zaman geçtiğini büyük ihtimalle unutacaksınız. Bu arada iPad Air’ın kutusundan 12W’lık bir adaptör çıkıyor.
iPad Air’ın 16 GB, 32 GB, 64 GB ve 128 GB olmak üzere dört farklı depolama seçeneği bulunuyor. Herhangi bir bellek kartı genişleme yuvası barındırmadığı için seçim yaparken iyi düşünmeniz gerekiyor. Fotoğraf ve video çekimi, film izleme, gazete veya dergi okuma gibi genel kullanımları düşündüğümüzde, iPad Air seçerken en az 32 GB kapasiteli bir modeli tercih etmeniz yerinde olacaktır gibi görünüyor. Tabii ki, eğer bütçenizde bir sınır yoksa, tavsiyemiz 128 GB kapasiteli model olacaktır. Bu durumda iPad Air’ı herhangi bir yer sıkıntısı olmadan rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Kablosuz bağlantı tarafında çift bant 802.11a/b/g/n Wi-Fi ve Bluetooth 4.0’ı görüyoruz. Ayrıca nano-SIM kartlı iPad Air modellerinde GPS modülü de yer alıyor. Yine SIM kartlı modellerde DC-HSDPA 42 Mbps, HSDPA 21 Mbps, HSUPA 5.76 Mbps gibi, ülkemizde kullanılabilen mobil geniş bant destekleri sunuluyor. Böylelikle iPad Air hareket hâlindeyken her an yüksek hızda erişim sağlıyor.
iPad Air’ı ayıran özelliklerden bir tanesi de iki mikrofon barındırması. Biri tepede, birisi de arkada kameranın hizasında olmak üzere iki mikrofon barındıran iPad Air, böylelikle FaceTime görüşmeleri sırasında ortam sesinin bastırılmasını ve sizin sesinizin karşıya berrak, daha anlaşılır şekilde gönderilmesini mümkün kılıyor. Ayrıca ikili mikrofon yapısı video çekimi esnasında ortam seslerinin daha kaliteli şekilde kayıt edilmesini sağlıyor, konuşmalar da daha anlaşılır şekilde kaydediliyor. Bir de ikili mikrofon yapısı Siri’nin sesli komutları daha iyi anlamasına yardımcı oluyor. Altta yer alan çift hoparlör de daha kaliteli, yüksek şiddette, bas ve tiz açısından doyurucu, ortamı daha fazla dolduran bir ses çıkışı sunuyor. Bu hoparlörler sayesinde birden fazla kişi iPad Air’da bir şeyler izlerken daha fazla keyif alacaktır.
Çoğu mobil cihazda alıştığımız şekilde iPad Air’da da ivmeölçer, jiro ve pusula gibi sensörler yer alıyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi M7 yardımcı hareket işlemcisi sayesinde bu modüllerin sağladığı bilgiler daha verimli şekilde işleniyor ve değerlendiriliyor.
Yazılım
iPad Air’da iOS’in şimdiye kadar en radikal değişikliklerden geçmiş sürümü olan iOS 7 yüklü geliyor. Bu yazıyı hazırladığımızda iOS 7.0.4 güncellemesi çoktan yayınlanmıştı ve iPad Air’a kablosuz bağlantı üzerinde yükledik. iOS 7 ile birlikte iPad Air’ın donanım tarafında sahip olduğu çekicilik ve estetik tamamlanıyor. Ekran da bu unsurlara uyum gösteriyor.
Apple, iPad Air satın alanlara bütün iOS uygulamalarını ücretsiz olarak sunuyor. Böylelikle iMovie ile çektiğiniz fotoğraf ve videolardan klipler oluşturabilir, iPhoto ile daha düzenli bir fotoğraf kütüphanesi elde edebilir, daha gelişmiş araçlara sahip olabilirsiniz. GarageBand de iPad Air’ınızı farklı müzik aletlerine dönüştürmenizi sağlıyor. Pages sayesinde iPad Air’ınızda dokümanlar hazırlayabilir, Numbers ile hesaplama tabloları veya yapılacaklar listeleri oluşturabilirsiniz. Yine Keynote sayesinde de iPad Air üzerinde sunum dosyaları hazırlayabilir, ya da mevcut dosyaları iPad Air üzerinde açabilirsiniz.
iPad Air’ın kurulum işlemlerini tamamladıktan sonra App Store’u açtığınızda, Apple tarafından sunulan tüm uygulamaları ücretsiz olarak yükleyebileceğiniz şeklinde bir mesaj penceresi sizi karşılayacak. Bu pencere üzerinden hepsini tek seferde indirebileceğiniz gibi, her bir uygulamayı daha sonra tek tek de kurabilirsiniz.
Multimedya tarafında iPad Air’ın sunduğu imkanlar Apple’ın çizdiği sınırlarla belirleniyor. iTunes Store film ve müzik konusunda ihtiyaçları karşılıyor, tabii ki içerik için belirli ödeme yapmanız gerekiyor. App Store’da sunulan çeşitli video uygulamaları bilgisayarınızdaki film dosyalarını iPad Air üzerinde oynatmanıza izin verecektir.
Kamera
Apple bir tabletin kamerasının çok fazla kullanıldığını düşünmüyor, bu nedenle iPad kameralarında özellikler bakımından iPhone tarafında olduğu gibi çok yüksek seviyelere çıkmıyor, her yeni iPad nesliyle birlikte çok büyük değişiklikler yapmıyor. iPad Air da bu düzeni bozmuyor. 5 megapiksel çözünürlüklü iSight kamera geçen yılın iPad’inde yer alan iSight kamerayla hemen hemen aynı özelliklere sahip, ancak HDR çekim özelliğiyle fark yaratıyor.
Fotoğraf ve video çekimleri için iOS 7’nin yenilenen Kamera uygulaması kullanılıyor. iPad Air’ın büyük ekranına yerleşen Kamera uygulaması görüntü için bir hayli geniş alan bırakıyor; arayüz elemanları çok daha az yer kaplıyor. Ayrıca HDR özelliğinin varlığından dolayı HDR anahtarının da bulunduğunu görüyoruz. Tıpkı iPhone’da olduğu gibi iPad’de de kare fotoğraflar çekebilirsiniz. Fotoğraf veya video çözünürlüğünü değiştirme konusunda Apple yine herhangi bir seçenek sunmuyor.
iPad Air ile yapılan çekimlerin kalitesi çok mükemmel değil, ancak bir tablet için tatmin edici seviyede. Gündüz vakti yeterli ışığın bulunduğu koşullarda yapılan çekimler renk doğruluğu ve parlaklık bakımından ortalamanın üstünde sonuç veriyor. HDR modu gerekli durumlarda daha iyi fotoğraflar çekmenizi sağlıyor. Ekrana dokunarak odaklama ve ışık ayarı yapmak da iPad Air ile çekeceğiniz fotoğraflarda nasıl sonuçlar alacağınızı belirlemenize izin veriyor. Odaklama işlevi bir tablet kamerasına göre fazlasıyla iyi. Gece manzara çekimlerinde veya düşük ışıklı ortamlarda gürültü etkisi hissediliyor, yine de ortaya çıkan sonuçlar çok fena sayılmaz.
Galeri: iPad Air Kamerasından Fotoğraflar
iPad Air saniyede 30 kare hızında 1080p Full HD video kaydı yapabiliyor. Video sabitleme özelliği sayesinde, çok mükemmel seviyede olmasa da, titreşimlerden arındırılmış çekimler yapılabiliyor. İkili mikrofon düzeninin etkisi gerçekten hissediliyor, uzaktaki nesnelerin sesi biraz daha düşük şiddette, yakındakiler ise daha net ve yüksek şiddette kaydediliyor. Ayrıca stereo ses kalitesi de memnun edici ayrı bir unsur.
iPad Air’ın önünde de 1.2 megapiksel çözünürlüklü FaceTime HD kamera bulunuyor. Bu kamera 720p video kayıt desteğine sahip ve geçen yılın tabletinde bulunan FaceTime HD kameraya göre biraz daha iyi bir düşük ışık performansı sunuyor. Bu da iç mekanlarda bulunurken gerçekleştirilen görüntülü görüşmelerde karşı tarafa daha parlak ve net görüntülerin gönderilmesini mümkün kılıyor.
Smart Cover ve Smart Case
İlk kez iPad 2 ile birlikte tanıştığımız Smart Cover, mıknatısı sayesinde iPad’e tutunuyor, onun ekranını koruma ve temizleme görevi yapıyordu. Ayrıca üçgen şeklinde katlanan yapısı sayesinde iPad’in iki farklı şekilde durmasını, hem tüketim hem de üretim işleri sırasında verimli şekilde kullanılmasını sağlıyordu. iPad Air ile birlikte Smart Cover’ın tasarımı ve yapısı da değişti.
Yine poliüretandan üretilen yeni Smart Cover aslında geçen yıl iPad mini için çıkarılan Smart Cover’dan çok farklı değil. Eskinin dört plakalı yapısının yerini üç plakalı yapının alması, üçgen ayağı oluşturmak için üç yerine iki kere katlama yapılmasını beraberinde getiriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, eskinin Smart Cover’ı daha sağlamdı, şimdiki kapak özellikle iPad Air izleme modunda tutulduğunda biraz daha dengesiz bir konum sergiliyor gibi hissettiriyor. Bunun dışında Smart Cover daha güçlü bir mıknatısa sahip olabilir, çünkü iPad Air’ın arkasına katlandığında tüm plakalar tablete sıkıca yapışıyor, aşağı doğru sarkma gibi bir durum söz konusu olmuyor.
Smart Case de geçen yıl iPad için çıkarılan kılıftan çok farklı sayılmaz. iPad Air’ın boyutlarına uygun olacak şekilde küçültülen ve inceltilen bu kılıf iPad Air’ın fiziksel boyutlarına ve ağırlığına çok fazla artı katmıyor, bu nedenle taşınabilirliğe de olumsuz etkide bulunmuyor. Bu kapak da Smart Cover gibi ekranı temizleme ve uykudan uyandırma gibi işlevler barındırıyor.
Eğer iPad Air’ı dışarıda çok fazla kullanacaksanız, Smart Case tercih edebilirsiniz. Aksi durumda Smart Cover sizin için yeterli olacaktır.
Sonuç
Büyük ekranlı iPad’in yenilenmesinin zamanı gelmişti, yenileneceğini biliyorduk ve de yanılmadık. Tüm iOS ürünlerinin aynı tasarım çizgisinde buluşturan Apple, iPad Air ile güvenli limana sığınmayı sürdürüyor. Tasarımı iPad mini’nin çizgisine oturtan şirket iPhone 5s’teki işlemciyi ekleyerek ve pil ömrünü aynı tutarak, bu arada yine aynı çözünürlükte Retina ekranı sunarak beklentilerin çok da ötesine geçmiyor. Yine de, iPad Air’ın daha keyifli bir kullanıcı deneyimi sunduğunu söylemeliyiz. Bu küçültülmüş, hafifletilmiş ve inceltilmiş iPad Air’ı kullanmaktan epey zevk aldık.
Yine de, geçen bir yıllık zaman zarfında dördüncü nesil iPad satın almış olanların iPad Air’a geçiş için acele etmelerine gerek yok. Mevcut tabletleri onların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olmayı sürdürecektir. Üçüncü nesil iPad kullananlar da iPad Air’a geçiş için aceleci davranmayabilirler. Eğer tabletini e-posta kontrolü, sosyal ağlarda takılma, internette gezinme gibi işlerde kullanan bir iPad 3 sahibiyseniz, sizin için de iPad Air çok zorunlu olmayabilir. Ancak uzun zamandır iPad 2 kullananların ve yeniliğe ihtiyaç duyanların iPad Air tercihini değerlendirmelerini tavsiye edebiliriz.