Yüz tanıma algoritmaları maskenin takılı olduğu yüzleri algılamakta daha iyi hâle geliyor. Amerika Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) tarafından salı günü yayınlanan veriler bunu ortaya koyuyor.
150’den fazla ayrı yüz tanıma algoritmasının bağımsız testine dayanan yeni rapor, maskelerin yüz tanıma sistemleri için başlangıçta düşünüldüğü kadar büyük bir sorun olmayabileceğini öne sürüyor.
Satıcılar, Yüz Tanıma Satıcı Testi’nin (FRVT) bir parçası olarak yüz tanıma algoritmalarını test etmek için gönüllü olarak NIST’e gönderir. Enstitü, bu testlerin sonuçlarını, her bir algoritma gönderildikçe sürekli olarak yayınlamaktadır. NIST, temmuz ayında maskelerin yüz tanıma üzerindeki etkisini ilk incelediğinde, algoritmaların yüzleri maskelerle tanımlamada harika olmadığını buldu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, burun ve ağız kapalıyken bir yüzü tanımak daha zordur.
NIST’in raporları, bir uyarıyı tetiklemeden algoritmadan kaç tane eşleşen yüzün geçtiğini gösteren yanlış eşleşmeyen oranlara (FNMR) odaklanıyor. Temmuz ayında, bazı algoritmaların hata oranı, maskeli kişilerin görüntüleriyle karşılaştıklarında yüzde 5 ile 50 arasında yükseldi.
Ancak pandemi, geliştiricilere maske sorununa odaklanmaları için bolca zaman verdi ve NIST’in verileri, yüz tanıma algoritmalarının maskeli yüzlerle daha iyi çalıştığını gösteriyor. Maskeler olmadan, en iyi algoritmalar kabaca yüzde 0,3’lük bir yanlış eşleşme oranına sahip. Ancak yüksek kapsamlı maskeler takıldığında bu sayı yine de yüzde 5’e yükseliyor.
Raporda, “Birkaç pandemi öncesi algoritması hâlâ maskeli fotoğraflarda en doğru şekilde kalırken, bazı geliştiriciler pandemiden sonra önemli ölçüde iyileştirilmiş doğruluk gösteren algoritmalar gönderdiler ve şu anda testimizdeki en doğru algoritmalar arasında yer alıyorlar.” ifadesi yer alıyor.
NIST’in yüz tanıma testleri için oluşturduğu genel liderlik tablosu da bu iddiayı destekliyor. Sekiz farklı algoritma, artık yanlış eşleşmeme oranlarını yüzde 0,05’in altında tutuyor. Bu sekiz algoritmadan altısı, ilk raporun Temmuz ayında yayınlanmasının ardından NIST’e gönderildi.
Araştırmanın yazarları, çalışma için birtakım sınırlamalara dikkat çekiyor. Özellikle, testler gerçek vize sahiplerinin fotoğrafları ve sınırdan geçerkenki gerçekle fotoğraflara dayansa da, gerçek maskeli yüz görüntülerini kullanmadılar. NIST araştırmacıları uygunluk adına, bunun yerine örnek genelinde tutarlılığı sağlamak amacıyla maskeleri dijital olarak uyguladılar. Sonuç olarak, “renk, tasarım, şekil, doku, bantlar ve maskelerin takılabileceği yollardaki sonsuz varyasyonların kapsamlı bir simülasyonunu izleyemedik” diye belirtiyor rapor. Dijital maske, yüzün tüm genişliğini kaplayan mavi bir cerrahiydi, ancak test uzmanları, maskenin yüzde ne kadar yükseğe yerleştirildiğine bağlı olarak performansın önemli ölçüde değiştiğini belirtti.
ABD, biyometrik çıkış programının bir parçası olarak hem kara hem de hava sınırlarında yüz tanıma sistemi kullanıyor ve yolcuları vizeleri veya pasaport fotoğraflarıyla eşleştiriyor. NIST verileri, özellikle göçmenlik sürecinde toplanan biyometrik bilgiler üzerinde çok az gizlilik hakkına sahip olan vize sahiplerinden alınıyor.