Esnek ofis alanları sağlayıcısı WeWork, büyük bir finansal çöküş yaşayarak 18,6 milyar dolar borç ile ABD’nin İflas Koruma Kanunu’nun 11. Bölümüne başvurdu. Bir zamanlar piyasa değeri 47 milyar doları bulan şirket, şimdi New Jersey’de federal mahkemeye 15 milyar dolarlık varlık beyanında bulunarak yeniden yapılandırma sürecini başlattı.
WeWork CEO’su David Tolley, şirketin borç yükünü hafifletmek için alacaklıların büyük bir kısmının borçlarını şirketin hisseleri ile değiştirmeyi kabul ettiğini duyurdu. Bu hamle ile şirketin mali durumunu düzeltmeyi ve faaliyetlerini sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmeyi hedeflediği belirtiliyor.
Bu iflas başvurusu, yalnızca şirketin ABD ve Kanada’daki faaliyetlerini kapsıyor. Hindistan’da ise WeWork, çoğunluğu Embassy Group tarafından yönetilen bir yapıda olması nedeniyle bu süreçten etkilenmediğini ve bağımsız bir şekilde kar sağlamaya devam ettiğini bildirdi.
WeWork’ün zorlu finansal durumu, hızlı büyüme stratejileri ve küresel genişleme çabalarının bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Şirket, bu yıl başlarında 39 ülkede 777 farklı lokasyonda ofis alanı sunduğunu açıklamıştı. Ancak birçok mülkün beklenen performansı göstermemesi, şirketin mali sıkıntılarla karşılaşmasına yol açtı.
Firma, mevcut durumu düzeltmek için kira sözleşmelerini iptal etme ve borçlarını yapılandırma planları yaparak, operasyonel ve finansal başarıyı hedefliyor. WeWork, bu plan kapsamında operasyonel olmayan bazı lokasyonların kiralarını reddetmek için mahkemeden izin istiyor ve bu durumdan etkilenen üyelere önceden haber verildiğini ifade ediyor.
WeWork’ün iflas başvurusuna giden hikayesi
Pandemi süreci, WeWork’ün paylaşımlı çalışma alanlarına olan talebi olumsuz yönde etkileyerek, boş ofis alanlarının artmasına ve kiracılara olan mali yükümlülüklerin sürmesine neden oldu. Şirket, bu dönemde uzun vadeli kira anlaşmaları yaparak, bu alanları yeniden düzenlemiş ve kısa vadeli kiralamalarla gelir elde etmeye çalışmıştı.
2019 yılında gerçekleşmesi planlanan halka arz süreci, şirketin yüksek kayıpları ve yönetim sorunları nedeniyle geri çekildi. Şirketin kurucu ortağı Adam Neumann’ın ayrılması ve ardından SoftBank ile yapılan mali anlaşmalar, şirketin SPAC yoluyla halka açılmasına ve 9 milyar dolarlık bir değerle piyasaya sürülmesine kadar giden bir süreci tetikledi.
WeWork’ün iflas dosyasına göre, SoftBank şirketin yüzde 65’ten fazla hissesine sahip. Neumann, WeWork’ün iflas başvurusunu bir hayal kırıklığı olarak değerlendirerek, “2019’dan bu yana kenardan izlemek zor oldu. WeWork’ün bugün her zamankinden daha alakalı olan ürünün avantajlarını kullanamadığına inanıyorum” şeklinde bir açıklama yaptı.
WeWork, 2022 yılında mali yapısını yeniden düzenleyerek borcunu 1,5 milyar dolar azalttı ve borç vadesini 2027’ye kadar uzattı. Ancak şirketin piyasa değeri 50 milyon dolara kadar düşerek değer kaybetti ve bu iflas süreci, mevcut hissedarların hisselerinin iptal edilmesine yol açabilir. Şirketin tahvilleri ise artık baskı altında ve düşük seviyelerde işlem görüyor.
WeWork’ün yeniden yapılandırma süreci, şirketin esnek çalışma alanları kategorisindeki lider konumunu koruma ve bu alanda yenilik yapma hedeflerini destekleyecek bir yapıda ilerliyor. CEO Tolley, finansal paydaşların desteği ile şirketin sermaye yapısını güçlendireceğini ve süreci hızlandıracak bir Yapılandırma Desteği Anlaşması üzerinde çalıştıklarını belirtti. Ayrıca şirketin ürün ve hizmetlerine yatırım yapmaya ve çalışanlarına destek sunmaya devam edeceğini vurguladı.
WeWork, geçtiğimiz ağustos ayındaki kazanç açıklamasında, devamlılığı konusunda “önemli şüpheler” olduğunu kabul etmişti. Şirketin iflas süreci, esnek çalışma alanları sağlayan bir firmanın yaşayabileceği en büyük düşüşlerden biri olarak tarihe geçmiş durumda. Şirketin bu çarpıcı çöküşü ve yükselişi, birçok kitap ve televizyon programının konusu olmuş durumda.
WeWork’ün başvurusu, teknoloji ve girişim dünyasındaki risk sermayesi yatırımlarının ve büyüme stratejilerinin nasıl beklenmedik sonuçlar doğurabileceğinin somut bir örneği olarak görülüyor. Şirketin geleceği şimdi, yeniden yapılandırma sürecinin başarısına ve esnek çalışma alanlarına olan talebin seyrine bağlı olarak şekillenecek.
WeWork, iflas başvurusu ile birlikte, esnek çalışma alanları sunan şirketler arasında yaşanan rekabetin ve bu pazarın geleceğinin yeniden değerlendirilmesini gündeme getiriyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, esneklik ve uzaktan çalışma trendlerinin değişkenliği, bu alanda hizmet veren şirketlerin iş modellerinin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor.
Bu gelişmeler, benzer hizmetler sunan diğer şirketler için de bir uyarı niteliği taşıyor. WeWork’ün yaşadığı mali kriz, esnek ofis hizmetleri pazarının geleceğine yönelik belirsizlikleri ve bu alandaki iş modellerinin risklerini gözler önüne seriyor. Şirketin iflas sürecinin, sektördeki diğer oyuncular üzerindeki etkileri ve esnek çalışma alanlarına olan talebin geleceği, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek konular arasında yer alıyor.