ManşetlerUlaşım

Volvo EX30’un Avrupa’daki üretimi Türkiye pazarını da doğrudan etkiliyor

volvo ex30 avrupa

Volvo Cars, tamamen elektrikli EX30 modelinin Avrupa’daki üretimine resmen başladı. Üretim Belçika’nın Ghent şehrindeki tesiste gerçekleştiriliyor. Daha önce yalnızca Çin’de üretilen bu modelin artık Avrupa sınırları içinde de üretilmesi, markanın üretim stratejisinde önemli bir genişlemeyi işaret ediyor. Böylelikle hem üretim kapasitesi artırılıyor hem de Avrupa pazarındaki talepler daha hızlı karşılanabilir hâle geliyor.

EX30, 2023 sonunda tanıtıldıktan sonra Avrupa genelinde ilgi gören modellerden biri oldu. Kompakt boyutları, elektrikli motor seçenekleri ve şehir içi kullanım kolaylığı sayesinde geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor. Volvo, bu modeli Avrupa’da üretmeye başlayarak lojistik avantaj sağlamayı ve maliyetleri düşürmeyi hedefliyor. Öte yandan, bu hamle aynı zamanda Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik politikalarıyla da örtüşüyor.

EX30’un üretildiği Ghent fabrikası, Volvo’nun Avrupa’daki iki ana üretim tesisinden biri konumunda. 1965’te kurulan bu tesis, Belçika’nın üçüncü büyük şehrinde, liman bölgesinin hemen yakınında bulunuyor. Volvo Cars, son yıllarda bu tesise yaklaşık 200 milyon Euro yatırım gerçekleştirdi. Bu yatırımlar arasında yeni bir otomobil platformu, robotik sistemler, batarya montaj hatları ve kapı üretim üniteleri yer alıyor.

  • volvo ex30 avrupa

Ghent fabrikasında EX30 için yapılan hazırlıklar üretim kapasitesini artırıyor

Volvo’nun EX30 üretimi için yaptığı yatırımlar, sadece üretim hacmini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni iş olanakları da doğuruyor. Ghent fabrikasında 350 kişilik ek istihdam sağlandı ve toplam çalışan sayısı 6.600’e ulaştı. Üretim süreçlerinin yerelleştirilmesi sayesinde teslimat sürelerinin azalması ve pazara daha hızlı yanıt verilmesi planlanıyor. Volvo Cars Üretim ve Tedarik Zinciri Direktörü Francesca Gamboni, bu stratejinin şirketin esnek üretim ağı vizyonuyla uyumlu olduğunu belirtiyor.

Türkiye pazarı ise bu gelişmelerden doğrudan etkilenecek bölgeler arasında yer alıyor. Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Alican Emiroğlu, Avrupa üretiminin Türkiye için önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı. Çin’den ithalatı sınırlayan düzenlemeler nedeniyle daha önce Türkiye’de satılamayan EX30, artık Avrupa üretimi sayesinde Türkiye yollarında olacak. Ayrıca Türkiye’ye özel 150 kW gücünde bir motor seçeneğiyle sunulacak model, bu pazarda farklı bir konumlandırma ile yer alacak.

Volvo Car Türkiye, Ghent’teki üretim kapasitesinin ilk iki aylık kısmının büyük bölümünü Türkiye’ye ayırmış durumda. Bu durum, markanın Türkiye pazarına verdiği önemin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. EX30 için siparişler nisan ayı sonunda açılacak. Türkiye lansmanının ise haziran ortasında gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Temmuz ayı itibarıyla EX30’un Türkiye yollarında olması bekleniyor. Henüz Türkiye fiyatı açıklanmadı ancak Avrupa başlangıç fiyatı 39.000 Euro seviyesinde. Fiyat bilgisi, haziran ayında yapılacak lansman sırasında netlik kazanacak.

EX30, Volvo’nun SEA platformu üzerine inşa edilmiş bir model olarak öne çıkıyor. İki farklı batarya seçeneği ile sunulan araç, menzil açısından 344 km ile 476 km arasında değişiyor. Hızlanma performansı da motor konfigürasyonuna göre farklılık gösteriyor. En güçlü versiyonu 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 3,6 saniyede ulaşabiliyor. Türkiye’de satışa sunulacak versiyonun performans verileri de lansman sırasında açıklanacak.

Volvo Cars, EX30’un yanı sıra Ghent fabrikasında EX40, EC40, XC40 ve V60 modellerinin üretimine de devam ediyor. 2024 yılı içerisinde bu tesiste 186.000 adetten fazla araç üretilmiş durumda. Böylelikle Ghent, markanın Avrupa operasyonları içinde önemli bir merkez olmayı sürdürüyor. Öte yandan, Volvo’nun Slovakya’da inşaatı süren üçüncü Avrupa fabrikasının da önümüzdeki yıllarda devreye girmesi bekleniyor.

EX30’un Avrupa’da üretilmeye başlanması, yalnızca bir üretim stratejisi kararı değil, aynı zamanda elektrikli mobiliteye geçiş sürecinde Avrupa ve Türkiye pazarlarına verilen önemin bir yansıması olarak görülüyor. Elektrikli araçlara yönelik artan talep, üreticileri yerel üretim çözümlerine yönlendiriyor. Volvo’nun bu yöndeki adımı, sadece tedarik zincirini güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve istihdam gibi alanlarda da olumlu katkılar sağlıyor.