ABD Ulusal Ulaşım Güvenlik Kurulu (NTSB), geçtiğimiz mart ayında meydana gelen Uber sürücüsüz otomobil kazası ile ilgili ön raporunu yayınladı. Söz konusu kazada sürücüsüz otomobil otonom modda ilerlerken bir yayaya çarpmış ve yaya hayatını kaybetmişti.
Raporda, çarpışmadan 1.3 saniye önce otonom sürüş sisteminin çarpışmanın etkisini azaltmak adına acil fren sisteminin devreye girmesi gerektiğini fark ettiği belirtildi. Raporda olay anına ilişkin olarak şu ifadeler yer alıyor: “Uber’in verdiği bilgiye göre, araç bilgisayar kontrolü altındayken potansiyel değişken davranışların etkisini azaltmak için acil fren sistemi devredışı bırakılıyor. Burada acil olaylara müdahale konusunda direksiyon başındaki operatöre güveniliyor. Sistem de operatörü uyaracak şekilde tasarlanmamış.”
Uber tarafından konuya ilişkin olarak Engadget sitesine yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer alıyor: “Geride kalan iki aylık dönemde NTSB ile son derece yakın bir çalışma yürüttük. Kurulun soruşturması devam ederken biz de sürücüsüz otomobil programımız için ayrı bir güvenlik değerlendirmesi gerçekleştirdik. Eski NTSB Başkanı Christopher Hart, genel güvenlik kültürümüzün gelişmesi amacıyla aramıza katıldı. Önümüzdeki dönemde bu konuda yapacağımız değişiklikleri duyurmayı da sabırsızlıkla bekliyoruz.”
Raporda “acil fren manevraları” olarak anılan önlemin, Volvo’nun her XC90’a yerleştirdiği sürüş güvenliği sisteminin bir parçası olduğu anlaşılıyor. Volvo XC90’da otomatik acil fren gibi çarpışma önleyici sistemler standart olarak sunuluyor. Ancak Uber’in otonom sürüş sistemi kontrole geçtiğinde bu sistemler devredışı bırakılıyor.
Uber’in bu tercihi anlaşılır görünüyor. Tüm güvenlik önlemlerinin çalıştırılması durumunda iki farklı güvenlik sisteminin aracın kontrolü için birbirleriyle mücadele etmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Ancak Uber’in sisteminde acil fren özelliğinin olmaması kulağa şaşırtıcı geliyor. Rapora göre, sistem acil frenin gerektiğinin farkında olsa da, sistem devredışı bırakıldığı için bu özellik kullanılamadı.
Otonom sürüş sistemi yolda bir hareket olduğunun farkına varsa da, bu konuda sürücüyü de uyaramadı. Ancak sistemin çarpışmadan 1.3 saniye önce yayayı algılamış olması, direksiyon başındaki operatöre pek fazla zaman kalmadığını gösteriyor. Ancak yayanın çarpışmadan 6 saniye önce tanımlamayan nesne olarak sistemde görülmesi, durumun vahametini artırıyor. Uber’in otonom sürüş sistemi, yol üzerinde görülen ancak tehdit olarak algılanmayan nesneleri görmezden gelecek biçimde tasarlandığı için tanımlanamayan nesne olarak nitelenen yayanın da ilk başta bu şekilde değerlendirildiği düşünülüyor.
Uber sürücüsüz otomobil kazasında araç operatörünün ve kazada hayatını kaybeden yayanın hareketleri de incelendi. Raporda sürücünün kaza öncesinde birkaç kez aşağıya doğru bakarken görüldüğü belirtilirken, operatör o sırada telefonuna bakmadığını ve otonom sürüş arayüzünü kontrol ettiğini öne sürüyor. Gece meydana gelen kazada hayatını kaybeden yayanın üzerinde koyu renk kıyafetler giydiği ve gerçekleştirilen otopside kanında metamfetamin ve esrara rastlandığı belirtildi.