Uber’in Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’deki faaliyetleri, bir yolcunun şöför tarafından kendisine tecavüz edildiğini öne sürmesi üzerine askıya alınmıştı. Yaşananların ardından Yeni Delhi’de yeniden hizmet vermeye başlayacağını açıklayan Uber’in bu amaç doğrultusunda taksi lisansı için başvurda bulunması ise şaşkınlıkla karşılandı. Bugüne kadar kendisini sürücüler ve yolcuları bağlayan bir teknoloji şirketi olarak tanımlayan Uber, taksi servisi nitelemesinden ise özellikle uzak durmuştu.
Uber kendisini bir taksi servisi şeklinde tanımlamayarak araç ve sürücü kontrolü gibi bazı masraflı düzenlemelerden kurtulmayı başarmış, ancak bu tutumu nedeniyle geleneksel taksi servislerinin tepkisini çekmişti. Web sayfalarında da bu duruşunu belirten bir ibareye yer veren şirket, Yeni Delhi’de yaşananların ardından bu şehirdeki sürücüleri için bir geçmiş kontrolü yapmadığını kabul etmişti. Uber, ABD’de ise sürücülerinin son 7 yıllık sicillerini gözden geçiriyor.
Bu güvenlik açığının ortaya çıkmasının ardından Hindistan İçişleri Bakanlığı, lisans almamış tüm web tabanlı taksi servislerinin faaliyetlerinin durdurulması için bir tavsiye kararı almıştı. Ülkede bir taksi şirketi olarak faaliyet göstermek için 200 araçlık bir filoya, 24 saat çalışan bir çağrı merkezine ve araçlarda panik butonuna sahip olmak gerekiyor. Economic Times’ın haberine göre, Hindistan Uber’in taksi lisansı almak için başvuruda bulunduğu ilk ülke olma özelliğini taşıyor.
Uber’den yapılan açıklamada Yeni Delhi’deki faaliyetlerin tekrar başlamasıyla birlikte sadece son altı haftalık dönem içinde sicilini yeniden doğrulatmış sürücülerle birlikte çalışılacağı belirtildi. Şirket polis aracılığıyla gerçekleştirilen bu sicil kontrolüne ek olarak, ayrı denetim mekanizmaları da işletecek. Uber’in Yeni Delhi’deki faaliyetlerine tam anlamıyla başlaması içinse lisansının onaylanması gerekiyor.
