Teknoloji

Montana, TikTok’u yasaklayan ilk ABD eyaleti oldu

tiktok avrupa birliği

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk yasağı Montana’dan alan TikTok, ciddi bir değişim sürecinin başlangıcında yer alıyor. Bu hamle, devletlerin güvenlik ve koruma adına dijital bariyerler oluşturma eğiliminin arttığını gösteriyor. Montana Valisi Greg Gianforte, TikTok’un “Montana’nın yargı yetkisi dahilinde” faaliyet göstermesini yasaklayan SB 419 numaralı yasa tasarısını imzaladı. Bu durum, Montana sakinleri için mobil uygulama mağazalarının TikTok uygulamasını erişime kapamasını gerektiriyor.

Tasarı, kullanıcılara ceza uygulanmayacağını belirtiyor. Ancak uygulama mağazaları ve TikTok, her bir ihlal için günlük 10.000 dolar para cezasına çarptırılabilir. Burada bir belirsizlik var. Yasa tasarısı, TikTok’un web arayüzüne erişimin Montana’da “faaliyet gösterme” olarak sayılıp sayılmayacağını belirtmiyor.

Yasa, Amerikalıların internete erişiminde eşi görülmemiş bir kısıtlama olacak, ancak hemen yürürlüğe girmeyecek. Yasaya göre, yasak 2024’ün başından itibaren yürürlüğe girecek ve TikTok, Çinli ana şirketi ByteDance ile bağlantısını keserse ve yeni sahibi “dış düşman” bir ülkede bulunmamak kaydıyla otomatik olarak geçersiz olacak.

Bu yasa tasarısı muhtemelen hemen itiraz edilecek ve TikTok tarafından “aşırı hükümet aşırılığı” olarak nitelendiriliyor. Internet ticaret derneği NetChoice, yasanın “açıkça anayasaya aykırı” olduğunu belirtiyor ve yasayı çevrimiçi konuşmayı düzenleyen diğer tasarılar nedeniyle Texas, Florida ve Kaliforniya dahil olmak üzere birçok eyaleti dava etmiş.

Peki TikTok’un yasaklanması için geçerli bir sebep var mı? Montana’nın yasa tasarısı, “TikTok’un kullanıcılarından önemli bilgiler topladığını ve bu bilgileri Çin Halk Cumhuriyeti ile paylaştığını” iddia ediyor. Ancak, TikTok’un böyle bir veri paylaşımı yapabileceği güçlü bir argüman olsa da, bu durumun gerçekten olup olmadığını bilmiyoruz. Bu konu hala tartışma konusu ve daha fazla ayrıntının gazeteciler, istihbarat yetkilileri veya muhbirler tarafından açıklanması gerekiyor.

Yasa tasarısında TikTok’un tehlikeli içerikleri kaldırmadığı ve hatta tehlikeli etkinliklere yönelten içerikleri teşvik ettiği belirtiliyor. TikTok’un bazı tehlikeli ve tartışmalı trendlerinin bir kısmı, gerçek dünya zararına neden olmuştur, ancak bazıları, daha çok insanların uyarıldığı ve bunları denemeye çalıştığı için kötü şöhret kazanmıştır. Ancak, Montana’nın YouTube veya Facebook’u yasaklamaması, hoş karşılanmayan veya tehlikeli bulunan ifadelerin korunmasının ABD Anayasası Birinci Değişiklik’in temel bir unsuru olduğunu hatırlatıyor.

Bu yasaklama, TikTok’un daha geniş çapta yasaklanma çabalarıyla nasıl örtüşüyor? Montana, tam bir TikTok yasağını geçiren ilk ABD eyaleti oldu. Ancak birçok eyalet, üniversitelere veya devlet tarafından verilen cihazlara uygulanan kısıtlamaları geçirdi. Federal düzeyde hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat milletvekilleri TikTok’u yasaklamak için itişme içinde bulunuyor.

Montana’nın yasağı, birkaç ay içinde yürürlüğe girecek, bu yüzden federal yasa yapıcılar, etkisini hafifletecek kadar hızlı hareket edebilirler. Ancak şimdilik, popüler bir sosyal ağı Amerikalıların telefonlarından silmek konusunda politikacıların pek tereddüt etmediğini gösteriyor.

Geçtiğimiz yıllarda TikTok hakkında pek çok tartışma yaşandı. Söz konusu tartışmaların odağında ise TikTok’un kullanıcı verilerini toplama ve bunları Çin Halk Cumhuriyeti ile paylaşma potansiyeli vardı. Ancak, bu iddiaların gerçeklik payı hâlâ belirsizliğini koruyor. Aslında, TikTok’un verileri gerçekten paylaşıp paylaşmadığını kesin olarak öğrenene kadar bu durum değişmeyecek gibi görünüyor.

Diğer bir tartışma konusu ise TikTok’un genç kullanıcılarını tehlikeli ve hatta hayatlarını riske atabilecek eylemlere yönlendiren içerikler. Yasa tasarısında, TikTok’un bu tür içerikleri kaldırmadığı, hatta teşvik ettiği belirtiliyor. Bu iddialar, uygulamanın genç kullanıcıları için olası riskleri gündeme getiriyor. Ancak bu iddiaların yanı sıra, TikTok’un sadece bir platform olduğu ve kullanıcıların kendi içeriklerini oluşturdukları da unutulmamalı. TikTok’un genç kullanıcılarına yönelik potansiyel tehlikeleri önlemek adına daha sıkı düzenlemeler ve moderasyon politikalarına ihtiyaç duyulduğu ise açık.

Bu yasağın, Birinci Değişiklik ile ilgili hassas bir konuyu da gündeme getirdiği söylenebilir. Yani, Amerikalıların internete erişim hakkı ve ifade özgürlüğü. TikTok yasağı, Montana’da yaşayan insanların ifade özgürlüğüne zarar verirken, diğer taraftan kişisel verilerin korunması gibi önemli bir konuyu ele alıyor. Bu durum, ifade özgürlüğü ile kişisel veri güvenliği arasındaki hassas dengeyi ortaya koyuyor.

Sonuç olarak, Montana’nın TikTok yasağı, internetin ve dijital dünyanın gelecekteki hali hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Devletler, dijital dünyada kendi sınırlarını oluşturmaya başlarken, bunun internetin özgür ve açık yapısı üzerinde ne tür etkileri olacağını zaman gösterecek.