Türkiye, 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri için sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Ülkemizde en yoğun şekilde kullanılan sosyal platformlardan biri olan TikTok seçim sürecinde topluluğunun doğru ve teyitli bilgilere erişimi için adımlar atmaya devam ediyor.
TikTok Türkiye ve Levant Bölgesi Kamu Politikaları Yöneticisi ve TikTok Türkiye sözcüsü Emir Gelen, TikTok’un aslında siyasi tartışmaları ve siyasi içerikleri merkezine alan bir uygulama olmadığını dile getirdi ve şu ifadeleri kullandı: “TikTok’u hiç bir zaman siyaseti, siyasi tartışmaları, toplumu etkileyecek sosyal ve siyasal gelişmeleri, sıcak haberleri merkezine alan bir platform olarak konumlar ndırmadık. Ancak geldiğimiz noktada Türkiye’de milyonlarca insanın TikTok’ta seçimler hakkında içerik ürettiği de bir gerçek. Dolayısıyla TikTok’u herkes için güvenli bir yer olarak muhafaza etmek için çalışmaya devam ediyoruz. Bu güvenlik taahhüdümüzün bir dayanağı olan Topluluk Kurallarımıza uygun tüm içeriklere platformumuzda memnuniyetle yer verdik, vermeye de devam edeceğiz.”
Sektörde sıkça duyduğumuz dezenformasyon (yanlış bilgi) ve mezenformasyonun (bilinçli olarak yayılan yanlış bilgi) sosyal ağların ve basın organlarının mücadele etmek zorunda olduğu yeni bir sorun olmadığını vurgulayan Emir Gelen sözlerine şöyle devam etti: “Dezenformasyon ve mezenformasyon yeni bir sorun değil ancak internet kullanımında dünya genelinde yaşanan büyük artış eski bir sorunu farklı bir şekilde yeniden önümüze sürmüş durumda. Mezenformasyonun halk sağlığına, seçim süreçlerine, gerçeklere ve bilime olan güveni azaltma üzerindeki etkisinin farkındayız. Bu konudaki kararlı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
TikTok’ta, mezenformasyon ve dezenformasyonun yayılmasını tespit etmeyi ve sınırlandırmayı içeren Topluluk Kurallarını uygulamak için yapay zeka ve dünya genelinde 40 binden fazla güvenlik uzmanı birlikte çalışıyor.
Gelen konuya ilişkin şu yorumda bulundu: “Bağlam ve doğruluk kontrolü (teyit), dezenformasyon politikalarını tutarlı ve doğru bir şekilde uygulamak için kritik önem taşıyor. Bu nedenle TikTok, potansiyel yanlış bilgileri tespit etmeye yardımcı olmak için makine öğrenimi başta olmak üzere her türlü teknolojik imkanı kullansa da bugünkü yaklaşım nihai olarak moderasyon ekibinin yanlış bilgi ihlallerini değerlendirmesi, onaylaması ve kaldırması üzerine kurulu.”
TikTok’un yanlış bilgiyle mücadele için gelişmiş eğitim, uzmanlık ve araçlara sahip dezenformasyon moderatörleri var. Bu ekibe ek olarak TikTok geçtimiz yıl uluslararası alanda da tanınan doğruluk kontrol organizasyonu Teyit.org‘la iş birliğine gitmişti. Bu iş birliğini Dogrulukpayi.com ve Dogrula.org ile yapılan ortaklıklar takip etti.
TikTok Türkiye’de dijital okuryazarlığın durumuna ışık tutuyor
TikTok, dezenformasyon ve mezenformasyonun toplumun geneli üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) ile iş birliği yaparak Türkiye’de Dijital Okuryazarlık başlıklı bir rapor yayınladı.
Şubat ayında ülkemizde yaşanan deprem felaketi nedeniyle duyurusu ertelenen rapor, insanların yüzde 63’ünün internetteki bilgilerin çoğunun gerçeği yansıtmadığını düşündüğünü ortaya koydu.
Raporda ön plana çıkan diğer noktalar ise şu şekilde:
- İnsanların yüzde 59’u güvenilir bir uluslararası veya ulusal kurum tarafından paylaşılan bilgileri dikkate alıyor
- İnsanların yüzde 52’si arkadaşlar ve aile tarafından paylaşıldığında bilgi kaynaklarının güvenilir olduğuna inanıyor
- İnsanların yüzde 71’iyse anonim hesapları ciddiye almıyor ancak bu eğilim 18-24 yaş grubunda yüzde 61,5’e kadar düşüyor.
Emir Gelen rapora ilişkin şu noktaya dikkat çekti: “Araştırmanın son bulgusu önemli bir soruyu gündeme getiriyor; Neden gençler anonim kaynaklardan gelen bilgilere itibar etmeye ya da en azından bunları dikkate almaya daha meyilli? İşte bu noktada sorumluluk bizim gibi platformlara düşüyor. Politikalarımızı güçlendirmeye ve uygulamaya devam ederken şeffaf olmaya çalışıyor ve bu zorluğun üstesinden gelmek için uzmanlarla iş birliği yapıyoruz.”
EDAM Direktörü Sinan Ülgen de rapora ilişkin şu ifadeleri kullandı: “TikTok’un desteğiyle EDAM tarafından hazırlanan raporumuz, Türkiye’de dijital okuryazarlığa dair somut tespitlerde bulunuyor. 14 Mayıs’ta ülkemizde yapılacak seçimlerde seçmenlerin demokrasiyle yönetilen bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de, bilgiye dayalı bir enformasyon eko-sistemine güvenmeleri kritik önemde. Bu bağlamda da dijital okuryazarlık büyük önem taşıyor. Dijital okuryazarlığın güçlendirilmesi demokrasinin daha iyi işleyişine katkı yapacağı kuşkusuzdur. Tam da bu nedenle raporumuzda özellikle dezenformasyon ile mücadele açısından dijital okuryazarlığın önemini vurguluyor ve bu alanda Türkiye’de atılması gereken adımlara dair bazı somut önerilere yer veriyoruz.”