iPhone’un çıkışına daha iki yıl gibi bir zamanın bulunduğu, iPod’un ortalığı kasıp kavurduğu 2005 yılında PDA’ler hâla ilgi gören cihazlar arasında yer alıyordu. PDA pazarında Windows Mobile işletim sistemiyle çalışan cihazlar pastadan daha fazla pay alıyordu ve HP de iPAQ serisiyle bu pazarın önemli oyuncularından bir tanesiydi. Temmuz 2004’te tanıtılan ve 2005 yılının başlarında Türkiye’de piyasaya sürülmüş olan HP iPAQ RX3715 tercih ettiğim mobil cihazlardan bir tanesi olmuştu. Bu cihaz o zamanın şartları göz önünde bulundurulduğunda bir hayli üstün özelliklere sahipti ve yanlış hatırlamıyorsam 800-900 YTL civarında bir fiyattan satılıyordu.
HP iPAQ RX3715 3.5 inç, 240 x 320 piksel çözünürlüklü ve 65 bin renk destekli dirençsel dokunmatik ekrana sahipti. Bu ekran cihazla birlikte verilen bir kalemle kullanılıyordu. 400 MHz hızında çalışan Samsung S3C2440 işlemci, 64 MB RAM, 128 MB ROM, 1.2 megapiksel arka kamera, 1440 mAh kapasiteli çıkarılabilir kamera, MMC, SD, SDIO destekli genişleme kartı yuvası gibi başlıca teknik özelliklere sahip olan iPAQ RX3715 802.11b Wi-Fi, Bluetooth 1.1, kızılötesi gibi kablosuz özelliklere de sahipti. 71.2 x 114.3 x 16.3 mm.’lik boyutları ve 158.1 gram ağırlığıyla HP iPAQ RX3715 günümüzün akıllı telefonlarıyla karşılaştırılabilir boyut ve ağırlığa sahipti.
Windows Mobile 2003 Second Edition sürümüyle çalışan HP iPAQ RX3715’te HP’nin özelleştirilmiş bir başlangıç ekranı da bulunuyordu. Aslında HP bu cep bilgisayarını bir multimedya aygıtı olarak lanse etmişti. Gerçekten bu cihazın o zamana göre yüksek sayılan bir çözünürlüğe sahip ekranı film izlemek için bir hayli kullanışlıydı. Ayrıca hoparlörleri fena ses vermiyordu. Yukarıdaki ürün görselinden de görüldüğü gibi ana ekranda dört adet buton yer alıyordu. HP Photosmart olarak adlandırılan kamera uygulaması, fotoğraf galerisi, Mobile Media ve Home Control uygulamalarına bu butonlar aracılığıyla ulaşılıyordu.
Home Control uygulaması sayesinde HP iPAQ RX3715’in kızılötesi portunun yardımıyla evdeki elektronik eşyaları uzaktan kumanda edilebiliyordu. Mobile Media ise oldukça ilginç bir uygulamaydı ve onu kullanılabilir hâle getirmem beni bir hayli uğraştırmıştı. HP iPAQ RX3715 ile birlikte bilgisayara kurulan yazılım paketi arasında HP’nin özel bir multimedya yazılımı da yer alıyordu. Bu yazılım bilgisayardaki tüm medya içeriklerini kütüphanesine ekliyordu. Daha sonra bu bilgisayarla aynı kablosuz ağ içinde yer alan RX3715 üzerinden Mobile Media uygulaması aracılığıyla bilgisayardaki şarkıları dinlemek, fotoğrafları görüntülemek ve videoları izlemek mümkün oluyordu. Söylediğim gibi, bu işlevi düzgün çalıştırmak için epey uğraşmış, başaramamıştım. Ancak daha sonra şu an hatırlayamadığım bir ayar değişikliğini yapmış ve aslında bu değişikliği başka bir amaç için yapmış olmama rağmen Mobile Media özelliğini kullanmaya başlayabilmiştim.
HP iPAQ RX3715’te yer alan SD kart yuvası da cihazın kısıtlı olan dahili belleğini mümkün olduğu kadar genişletmemi sağlamıştı. Bu sayede cihaza şarkı veya film yükleyip istediğim her yerde bunlardan yararlanabilmiştim. O zamanlar TV kartı aracılığıyla bilgisayardan televizyon izlemek modaydı, ne de olsa internet bağlantı hızları internetten TV’yi kaliteli bir şekilde izlemek için yeterli değildi. Ben de dizüstü bilgisayarım için satın aldığım bir TV kartı aracılığıyla hem televizyon izliyor hem de radyo dinliyordum. TV’den kaydettiğim programları veya dizileri uygun bir yazılımla çevirip RX 3715’e attığım ve hareket hâlindeyken izlediğim çok olmuştur.
RX3715 sahip olduğu Internet Explorer sayesinde o zamanlar muhteşem gibi görünen mobil cihaz üzerinde masaüstü web sitelerinde gezinme keyfini yaşatıyordu. Bu noktada AvantGo’dan da bahsetmeden geçmeyeyim. Henüz mobil internet bağlantısının bu şekilde hızlı ve yaygın olmadığı zamanlarda AvantGo’nun sunduğu servis sayesinde çeşitli içerikleri PDA, BlackBerry veya yarı akıllı cep telefonlarına yüklemek ve bunları mobil internet bağlantısının olmadığı durumlarda kullanmak mümkündü. Tabii bunlar yazılı içeriklerdi. HP iPAQ RX3715’e de ActiveSync bağlantısı üzerinden AvantGo içeriklerini yüklemek mümkündü. Bu şekilde Hürriyet Gazetesinin haberlerini okuduğumu hatırlıyorum. Hatta o zamanlar sahip olduğum sitenin içeriklerini de RSS beslemesinin yardımıyla AvantGo üzerinden sunmuşluğum da vardı.
HP iPAQ RX3715’in 802.11b Wi-Fi desteğine sahip olması sayesinde o zamanlar sadece tek bir bilgisayarın bağlandığı kablosuz ağıma ikinci bir kablosuz cihaz katılmıştı. Üstelik bu cihaz sayesinde evin her yerinden internete erişmem mümkün olmuştu. Bu cep bilgisayarının Bluetooth bağlantısını kullanarak da internete bağlandığım çok olmuştur. RX3715 ile aynı zamanda Siemens SX1’i kullanıyordum, o cihaza da başka bir yazıda değineceğim. SX1 Bluetooth üzerinden bilgisayara internet bağlantısı sağlama imkanı veriyordu. RX3715 de Bluetooth üzerinden cep telefonlarına bağlanıp onların veri bağlantısından yararlanabiliyordu. İşte bu sayede kablosuz bağlantının olmadığı durumlarda GPRS bağlantısı yardımıyla internete bağlanabiliyor, o zamanlar sahip olduğum sitenin e-posta bültenine abone olan kişilere son dakika e-posta iletileri gönderebiliyordum. Ayrıca yine Bluetooth desteği sayesinde masaüstü bilgisayarın sahip olduğu çevirmeli ADSL bağlantısını Bluetooth üzerinden paylaştırıp RX3715’i internete bağlayabiliyordum. Anlayacağınız o zamanlar bile kısıtlı şartlara rağmen bir şekilde internete bağlanma şansını elde edebiliyordum.
iPAQ RX3715 deriden yapılmış taşıma kılıfıyla rahatlıkla taşınabiliyordu. Ayrıca ürünle birlikte gelen yerleştirme istasyonu sayesinde cihazı daha aktif şekilde kullanmak mümkün oluyordu. Bu yerleştirme istasyonu sayesinde cihazı bilgisayara USB üzerinden bağlamak da mümkün oluyordu. Çektiği fotoğraflar çok mükemmel değildi, ancak iş görebilecek nitelikteydi. Bunun yanı sıra çok düşük çözünürlüklü de olsa videoda çekebiliyordu.
HP iPAQ RX3715’i 2-3 yıl kadar aktif bir şekilde kullandım. Ancak teknoloji ilerledikçe doğal olarak ihtiyaçlar değişiyor, ilgi daha yeni cihazlara kayıyor. En sonunda HP iPAQ RX3715 de en sonunda rafa kalktı. Bu cihaz sayesinde şu anda yararlanmakta olduğum akıllı telefon deneyiminin bir benzerini bundan yaklaşık sekiz yıl önce yaşama fırsatı buldum. Bazen yukarıda anlattığım internete bağlanma yöntemleri aklıma gelir, nereden nereye geldiğimizi düşünerek bir kez daha hayret ederim.
