Suudi Arabistan çevre üzerindeki etkisini azaltma taahhüdünde bulunuyor, ancak açıkladığı takvim çevrecileri memnun etmeyecek.
Reuters, Veliaht Prens Muhammed bin Salman ve enerji bakanı Prens Abdülaziz bin Salman’ın Suudi Arabistan’ın 2060 yılına kadar net sıfır emisyon elde etmesini beklediğini bildiriyor. Bu; AB, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve diğer ülkeler için belirlenmiş 2050 hedefinin gerisinde kalıyor.
Krallık, dünya petrol piyasalarının “güvenlik ve istikrarını” güçlendirmeye çalışırken döngüsel bir karbon ekonomisi programı aracılığıyla net sıfıra ulaşmayı umuyordu. Prensler, Suudi Arabistan’ın 2030 yılına kadar CO2 emisyonlarını iki katından fazla azaltacağını söylerken, ülkenin geçişi düzgün bir şekilde yürütmek için zamana ihtiyacı olduğunu savundular.
Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın 2060’tan önce hedefine ulaşma şansı olduğunu ve devlet petrol üreticisi Saudi Aramco’nun 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmayı umduğunu söyledi. Ancak ülke nispeten yavaş ilerliyor. İlk yenilenebilir enerji santralini daha nisan ayında ve ilk rüzgar enerji santralini ağustosta açtı. Hâlâ ilk hidrojen yakıt tesisinin inşasını planlıyor.
Aslında bu muhafazakar program şaşırtıcı değil. Suudi Arabistan ekonomisini çeşitlendirmesine rağmen petrol ve gaz, ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 50’sini ve ihracatının yüzde 70’ini temsil ediyor. Agresif emisyon azaltmaları, krallığın ana iş alanını etkileyebilir.
Ancak bu bağımlılık da sorunlar yaratabilir. Çoğu Avrupa ülkesi, Birleşik Krallık ve bazı ABD eyaletleri, önümüzdeki 10 ila 15 yıl içinde yeni yanmalı motorlu binek araçlarının satışını yasaklayanlar arasında yer alıyor ve diğerleri de arkadan gelebilir. Suudi Arabistan gibi petrol ihracatçıları, elektrikli araç satışlarının beklenenden daha hızlı artması durumunda emisyon hedeflerini ayarlamak zorunda kalabilir.
