Strava, koşu ve bisiklet gibi dayanıklılık sporlarında dijital takibin öncüsü olmayı sürdürüyor. Şirket, İngiltere merkezli kişiselleştirilmiş koşu uygulaması Runna’yı satın aldığını duyurdu. Bu satın alma, kullanıcıların antrenman deneyimini daha özel ve hedef odaklı hale getirmek adına atılan dikkat çekici bir adım oldu. Anlaşmanın maddi boyutu ise açıklanmadı.
Runna, 2022 yılında piyasaya sunulmuş genç bir uygulama. Buna rağmen kısa sürede büyük bir kullanıcı tabanı oluşturmayı başardı. Şu anda 180 ülkeye yayılan hizmet ağı ve 180 kişilik ekibiyle dikkat çeken Runna, farklı seviyedeki koşucular için bireysel planlar sunuyor. Kullanıcılar, uygulama üzerinden koşu hedeflerine uygun planlara erişebiliyor.
Strava koşuya yönelik artan ilgiyi farklı alanlara yönlendiriyor
Strava CEO’su Michael Martin, 2024 yılı boyunca yaklaşık 1 milyar koşunun uygulama üzerinden kaydedildiğini açıkladı. Bunun yanında kullanıcıların yüzde 43’ü bu yıl büyük bir koşu etkinliğine katılmayı hedefliyor. Bu eğilim, kişisel antrenman planlarına olan ihtiyacı da açıkça ortaya koyuyor. Strava’nın Runna’yı satın almasının altında yatan nedenlerden biri de bu artan talebi karşılamak.
Martin, Strava’nın geçtiğimiz yıl büyük bir inovasyon sürecinden geçtiğini vurguladı. Aile planı gibi toplu üyelik seçenekleri ve gece koşularına özel ısı haritaları bu süreçte kullanıcılara sunuldu. Tüm bu yeniliklerin ardından Strava, kullanıcı deneyimini daha da ileri taşıyacak bir iş ortaklığı arayışına girdi. Runna’nın sunduğu bireysel koşu programları bu ihtiyaçla birebir örtüşüyor.
Koşu gibi yüksek motivasyon isteyen bir spor dalında bireysel hedeflere uygun planlar oldukça önem taşıyor. Her kullanıcı aynı hedefle yola çıkmadığı için evrensel çözümler yeterli olmuyor. İşte tam da bu noktada Runna, kişiye özel koçluk ve program yapısıyla öne çıkıyor. Bu özellikler Strava’nın altyapısıyla birleştiğinde ortaya daha kapsamlı bir spor deneyimi çıkabilir.
Her ne kadar Strava, Runna’yı bünyesine katmış olsa da uygulamalar kısa vadede ayrı ayrı çalışmayı sürdürecek. Yani kullanıcılar her iki platforma da kendi arayüzleri üzerinden erişebilecek. Strava, bu süreçte Runna’nın ekibini ve altyapısını daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Böylece ilerleyen dönemlerde daha yakın bir entegrasyon ihtimali de gündeme gelebilir.
Strava’nın bu yöndeki yatırımı sadece ileri seviye sporculara değil, başlangıç düzeyindeki koşuculara da hitap etmeyi amaçlıyor. Runna’nın sade ve kullanıcı dostu tasarımı, yeni başlayanlar için erişilebilir bir yapı sunuyor. Bu yapı, Strava’nın geniş kitlelere ulaşma isteğini de destekliyor. Uygulamanın çok dilli desteği ve geniş ülke ağı ise bu konuda büyük avantaj.
Tüm bunların yanında, dijital spor teknolojilerinde yaşanan rekabet de dikkat çekici bir noktada. Özellikle kişiselleştirilmiş antrenman sistemleri ve yapay zeka destekli yönlendirmeler, bu alanda farklılaşma sağlayan ana unsurlar haline gelmiş durumda. Strava’nın Runna ile kurduğu bu yeni yapı, şirketin bu rekabet ortamında güçlü kalmasına katkı sağlayabilir. Böylece hem deneyimli hem de yeni kullanıcılar için daha değerli bir platform oluşabilir.