Sony Pictures’a düzenlenen sanal saldırının ardından korsanlar tarafından ele geçirilen ve yayınlanan belgeler arasında şirket çalışanları arasındaki e-posta mesajları da bulunuyor. Söz konusu e-postalardan bazıları; Sony’nin ilk etapta yapımcılığını üstlendiği, ancak daha sonra çekildiği biyopik Steve Jobs filmine dair ilginç olayları gün yüzüne çıkarıyor. Yapımcı Scott Rudin ve Sony Pictures Başkanı Amy Pascal arasındaki mesajların temel konusunun ise ünlü oyuncu Angelina Jolie ve yönetmen David Fincher olduğu görülüyor. E-postalardan Angelina Jolie’nin başrolünde oynayacağı Kleopatra filmini David Fincher’ın yönetmesini istediği, ancak Sony’nin Fincher’ı Steve Jobs filminde kullanma konusunda ısrarcı olduğu ve Jolie’nin bu durumdan rahatsızlık duyduğu anlaşılıyor.
Fazlasıyla öfkeli tonda olan mesajlarda Rudin’in Jolie’nin “azgın ve şımarık egosu”ndan ötürü mutsuz olduğunu belirtmesi dikkat çekiyor. Rudin’in Amy Pascal’a gönderdiği mesajlardan birisinde “DAVID’IN JOBS’U YAPMASINI İYİCE ZORLAŞTIRMADAN ANGIE’Yİ SUSTUR” cümlesinin yer alması, yapımcının öfkesini net biçimde gösteriyor. Fincher’ın projeden çekileceğine dair dedikoduların ortaya çıkmasının ardından Rudin’in yönetmene gönderdiği “Neler oluyor?” konulu bir e-postanın Fincher tarafından kahkahalarla karşılanması da sızan belgelerdeki ilgi çekici diyaloglar arasında yer alıyor. Ancak daha sonra bu dedikoduların gerçeğe dönüştüğünü de unutmamak gerekiyor.
Projenin Universal’e gitmesinin ardından, Amy Pascal’ın Scott Rudin’e “projeyi yeniden getirmesine izin vermesi” için yalvardığı da sızan e-postalarda görülüyor. Pascal’ın bu canhıraş isteğine rağmen, Rudin’in geri adım atmadığı ve projenin gidişinden ötürü Pascal’ı sorumlu tuttuğu anlaşılıyor. Pascal’ın projenin mevcut yönetmeni olan Danny Boyle’a “projenin bu haline inanmadığını” söylemesinin yanlış olduğunu söyleyen Rudin, iş arkadaşını “iğrenç davranmak” ve “şehrin yarısıyla kötü ilişkilere sahip olmak” ile suçluyor.
Aaron Sorkin’in biyopik Steve Jobs filmi projesinin henüz ön prodüksiyon aşamasındayken bazı engellerle karşılaştığı çok önceden anlaşılmıştı. Sızan e-postalar ise bu engellerin büyük ölçüde kişisel tartışmalar ve hırslardan ötürü oluştuğunu net biçimde ortaya koyuyor.