Sony Pictures’a düzenlenen sanal saldırının ardında Kuzey Kore’nin olduğu iddiası oldukça yüksek sesle dillendirilmiş olsa da, Kuzey Kore bu iddiaları sürekli olarak reddetmişti. Tüm bu fırtınanın kaynağı olan The Interview’in gösterime girmesini engellemek için terör saldırısı tehdidinin yapılması ise işleri bambaşka bir boyuta taşımıştı. ABD’deki pek çok sinema zincirinin filmi göstermeme kararı alması üzerine, Sony Pictures da The Interview’in 25 Aralık olarak belirlediği ABD vizyon tarihini ertelemişti.
Sony Pictures’ın kararına sinema dünyasından pek çok oyuncu ve yönetmen tepki gösterirken, ABD yönetimi de konuya kayıtsız kalamadı. Saldırının arka planına ulaşmak için FBI aracılığıyla Sony Pictures’a destek veren ABD, Sony Pictures’ın erteleme kararını ise en üst merciden eleştirdi. ABD Başkanı Barack Obama tarafından yapılan açıklamada Sony Pictures’ın The Interview’in vizyona girmesini ertelemekle hata yaptığını belirtti.
Sony Pictures’ın özel bir şirket olduğunu, belli yükümlülükleri bulunduğunu ve bazı tehditlerle karşı karşıya kaldığını anladığını söyleyen Obama, şirketin bu kararı almadan önce kendisiyle konuşması durumunda vereceği tavsiyeleri de paylaştı. İfade özgürlüğüne karşı yapılan bir tehdide boyun eğmenin hoş bir görüntü olmadığını söyleyen ABD Başkanı, Sony Pictures’ın sanal bir saldırı yerine fiziksel bir saldırıya uğraması durumunda da gösterimi iptal kararınını alıp alamayacağının sorgulanması gerektiğini belirtti. Obama hicivli bir filme dayanamayanların gerçekleri anlatan belgesellere hiç tahammül edemeyeceğini, bu tarz tehditlere boyun eğmenin ise otosansüre giden yolu açacağını dile getirdi ve yaşananların ifade özgürlüğüne bir darbe olduğunun altını çizdi.
Obama’nın bu açıklamasına Kuzey Kore de fazla gecikmeden yanıt verdi. Daha önce olduğu gibi yine saldırının arkasında olduğu iddiasını yalanlayan Kuzey Kore yönetimi, ABD’ye konuyu araştırmak adına ortak bir komisyon kurma teklifi sundu. Kuzey Kore, ABD’nin teklifini reddedip ”temelsiz saldırılar”ına devam etmesi durumunda ”ciddi sonuçlar” ile karşı karşıya kalabileceği tehdidini savurmayı da ihmal etmedi.
