Bundan tam 20 yıl önce, 3 Aralık 1992’de, Birleşik Krallık’ın Newbury kentinde Neil Papworth, bilgisayarı üstünden Vodafone çalışanı Richard Jarvis’in telefonuna Kısa Mesajlaşma Servisi (Short Messaging Service) adı verilen yeni bir teknik üstünden attığı mesaj ile mutlu Noeller dileklerini iletmişti. Sema Group’ta bir test mühendisi olarak çalışan Papworth’ün Jarvis’e attığı bu mesaj ilk SMS olarak tarihe geçti.
Vodafone ilk etapta servisi iç haberleşmede kullanılacak eğlenceli ve kolay bir yöntem olarak tasarlasa da, işlerin hiç de şirket içinde kalmadığı kesin. Yıllık kısa mesaj sayısı ortalama 8 trilyona ulaşırken, 18-25 yaş arasında haftalık kısa mesaj gönderme sayısı 133’e çıkmış durumda. Günümüzde mobil internet teknolojisinin gelişmesi ve buna paralel olarak alternatif mesajlaşma servislerinin yaygınlaşması ile SMS’in popülaritesi azalsa da, servis konuşmaktan farklı bir iletişime geçme yolu sunması nedeniyle iletişimde bambaşka bir çığır açmıştı. İlk olarak çağrı cihazlarında kullanılmaya başlanan SMS, daha sonra cep telefonlarına da girerek en popüler iletişim yollarından biri haline gelmişti.
Özellikle gençler arasında en yaygın iletişim modeli olan SMS, ebeveynler tarafından pek sevilmezken; mesajlarda kullanılan ve günlük hayattan daha farklı bir biçimde olan dilin okuma ve yazma yeteneklerini olumsuz etkilediği iddia edilmişti. Psikolog Claire Wood ise bunun tam aksini dile getirerek, SMS’in okuma ve yazma yeteneklerinin gelişmesine olumlu bir katkı sağladığını ifade etti. SMS teknolojisi çok tartışılsa da, kısa mesajlar çok ilginç olaylara neden olsa da, haberleşme teknolojisindeki yerinin asla göz ardı edilemeyeceği kesin. 20 yıl önce doğan bu servisin açtığı yol, iletişimin bambaşka bir şeklinin oluşmasını sağlarken; SMS, benzer servislere de ilham kaynağı ve çıkış noktası olması sebebiyle günümüz mobil dünyasında apayrı bir yere sahip.
İlgili >> The Guardian