Samsung, bu ay başlarında A serisine iki yeni akıllı telefon ekledi: Galaxy A15 ve Galaxy A25. Bu cihazlar, seleflerine göre bazı donanım iyileştirmeleri getiriyor ancak daha da önemlisi, belirli ülke pazarlarında One UI 6 ile çıkış yapan, ancak Türkiye’de One UI 5.1 ile gelen Galaxy S23 FE‘yi saymazsak kutudan çıkan ilk Samsung telefonları olma özelliğine sahip.
Geçtiğimiz yıl Galaxy A24, Samsung tarafından dört büyük işletim sistemine (OS) yükseltme sözü verilen en ucuz telefon olmuştu ve Galaxy A25 de aynı sayıda OS yükseltmesi alacak şekilde taahhüt edildi. Ancak belki de gözden kaçırdığınız bir nokta var; Samsung, Galaxy A15 için de dört nesil işletim sistemi yükseltmesi sağlayacağını duyurdu!
Galaxy A15 ve uzatılmış işletim sistemi desteği
Samsung’un bu hamlesi ile hemen hemen her fiyat aralığında yer alan Galaxy akıllı telefonları için dört Android OS yükseltmelerini garanti altına alıyor ve diğer Android telefon üreticileri üzerindeki öncülüğünü daha da artırıyor. Güney Koreli dev, gelecekte Google’ın 7 yıla varan OS güncelleme politikasından da ilham alabilir, ancak Samsung’un her yıl desteklemesi gereken cihazların çokluğu göz önüne alındığında, bunu yapmak için acele etmiyor gibi görünüyor.
Android 18’e kadar yükseltilme imkanı sunulmasının yanı sıra, Galaxy A15 modeli beş yıllık güvenlik güncellemesi alacak. 27 Aralık itibarıyla Samsung, A15’in ne sıklıkla güvenlik güncellemeleri alacağını resmi olarak açıklamadı ancak diğer bütçe dostu Galaxy akıllı telefonlarında olduğu gibi benzerlerinden bir günden itibaren her üç ayda bir güncelleme almasını bekleyebiliriz.
Galaxy A serisine eklenen A15 ve A25 modellerinin her biri, Samsung kullanıcılarına sunduğu gelişmiş özellikler ve uzun vadeli güncelleme sözüyle, mobil teknoloji dünyasında kendine sağlam bir yer edinmeyi hedefliyor. Bu strateji, kullanıcıların yıllarca süren güvenilir bir deneyim elde etmelerine olanak tanırken, Samsung’un teknoloji pazarındaki rakipleri arasında öne çıkan bir konumda olmasını sağlıyor. Uzun vadeli destek planları, kullanıcıların yeni bir telefona geçiş yapma ihtiyacını daha da erteleyebilmesi ve mevcut cihazlarından maksimum düzeyde yararlanabilmesi anlamına geliyor. Bu durum, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de maliyet verimliliği açısından da önem taşıyor.