▶ Samsung Online Mağaza’da satışta olan tüm Samsung monitör seçeneklerini görün
Özellikle evden çalışma düzeninin yaygınlaşması, monitörlere olan ilginin artmasına vesile oldu. Bugün piyasada farklı fiyat noktalarında, çeşitli özelliklere sahip birçok seçenek bulunuyor. Fiyat yelpazesinin bir tarafında Full HD panel taşıyan, daha uygun fiyatlı seçenekler varken, akıllı TV ve bağlantı özellikleri gelişmiş, daha büyük ekranlı ve kaliteli panele sahip ürünler ise yüksek fiyat noktalarına çıkıyor. Samsung S27A700 monitör ise, fiyat ve özellikler noktasında iyi bir denge kurmuş gibi görünüyor. Uzun süredir evdeki çalışma masamda deneyimleme fırsatı bulduğum bu monitörle ilgili yorumlar Samsung S27A700 inceleme yazısında yer alıyor.
2020’nin başlarında ortaya çıkan COVID-19 pandemisi, herkes gibi bizim de çalışma düzenimizde değişikliğe neden oldu. Daha önce evde var olan sabit çalışma alanımı kaldırmış, çalışmam gerektiği zaman mutfaktaki masa, salondaki yemek masası gibi ortamlara geçici düzen kurar olmuştum. Mart 2020 sonrasında iki ay boyunca ofisi kapatıp tüm çekim ve çalışma düzenini eve taşıyınca, evdeki çalışma alışkanlıkları da yavaş yavaş değişmeye başladı. Kısa bir süre için ofiste duran iMac’i de eve götürmüş, işleri oradan yapar olmuştum. Tekrar Teknoblog ofisine geri dönünce, iMac’te yerine gelmişti. Ancak evde çalışırken büyük ekrana alışmış olan gözlerim için dizüstü bilgisayarların ekranı, sürekli çalışma için küçük gelmeye başlamıştı. Tam da bu sıralarda Samsung, deneyimlemem için Samsung S27A700NUW 4K UHD monitör modelini gönderdi. Bu monitörü evde kendime kurduğum çalışma masasına yerleştirdim ve buradaki ana iş araçlarından biri hâline getirdim. MacBook Pro’yu ekran kapalı biçimde monitörün arkasına koyuyor, dizüstü bilgisayara bağlı klavye ve fare ile sanki bir masaüstü bilgisayar karşısındaymış gibi çalışıyordum.
Öncelikle S27A700’ün teknik özelliklerini vererek başlayalım. 27 inçlik bir IPS panel taşıyan bu monitörün 300 cd/m2 gibi ortalama değerde bir parlaklığı var. Evde, gece veya gündüz fazlasıyla yeterli olan bir parlaklık var. Yatayda ve dikeyde 178 dereceye varan geniş görüş açısı aynı anda birden fazla kişinin ekranda rahatlıkla çalışmasına ya da monitörü daha yüksek bir yere yerleştirmeye de izin veriyor.
10-bit renk desteğine sahip olan monitör 1.07 milyar renk gösterimi yapabiliyor. 60 Hz’lik yenileme hızı ile sınırlısınız, ancak bu monitörün oyundan daha çok üretkenlik odaklı işler için ideal olduğunu düşündüğümüzde, bu yenileme hızı da yeterli oluyor. 5 ms tepki süresinin varlığı için de aynı yorumu yapabiliriz. Bu monitörü oyun oynamak veya film izlemekten çok çalışmak için kullandığımdan, bu ortalam değerler benim için herhangi bir sorun teşkil etmedi.
3840 x 2160 piksel ile 163 ppi’lik bir piksekl yoğunluğu sunuluyor. Optimum uzaklıkta pikseller belli olmuyor. Bu monitörü genellikle 2021 model 14 inç MacBook Pro ile kullandım. Apple’ın Retina ekranına göre ölçeklenmiş görünümle eşdeğer bir görünümde, fazlasıyla net, canlı ve keskin bir görüntüleme ortamı sunmayı başardı.
Resim Ayarları içinde Kişisel, Standart, Sinema, Dinamik Kontrast ve Yüksek Parlaklık olmak üzere beş farklı profil var. Kişisel modda parlaklık, kontrast, netlik ve renk ayarlarını elle yapılandırabilirsiniz. Standart renk seviyelerini ortalamalara getirirken parlaklığı, kontrastı ve netliği optimum değerlere indiriyor. Bu ayarda parlaklık biraz düşük kalıyor. Sinema moduna kontrast artırılıyor, beyaz seviyesi hafif sıcak tarafa doğru kayıyor. Özellikle Word, Excel gibi beyaz arka planlı ortamlarda çalışırken bu mod kullanışlı olmuyor. Dinamik Kontrast, adından da anlaşılacağı üzere, başta kontrast olmak üzere diğer ayarları ortama göre yapılandırıyor. Bu modda renkler daha ayırt edici, yazılar daha okunaklı hâle gelse de, parlaklık belli durumlarda çok düşük kalıyor. Yüksek Parlaklık modunda ise parlaklık en yüksek seviyeye çıkıyor. Diğer görüntü ayarlarını elle düzenleyebilirsiniz.
Samsung S27A700, 16:9 görüntü oranına sahip. Eğer küçük bir ekranın varlığı söz konusu olsaydı, bu görüntüleme oranını çok ideal bulmazdım. Ancak 27 inçlik geniş ekranı genellikle iki uygulamayla birlikte kullandım. Ekranın sol kenarında ince ve uzun pencerede Twitter’ı, geride kalan alanda ise ana çalışma alanım olan Chrome internet tarayıcısını kullandım. Bunun dışında Premiere Pro ile video düzenleme işleri yaparken panelleri ekranda, rahatça göreceğim ve çalışabileceğim biçimde yerleştirebildim. Photoshop’da Teknoblog için haber görselleri oluştururken de tam ekranda çalışmak yeterli bir tuval alanı sunuyordu.
Yukarıda monitörün 300 cd/m2’lik bir parlaklık değerine ulaştığını belirtmiştim. Monitör evin salonunda, pencereye yakın bir konumdaydı ve özellikle sabah güneşi masaya doğru vuruyordu. Buna rağmen ekran parlaklığı rahat çalışma için yeterli oldu. Günün geri kalan kısımlarında zaten herhangi bir sorun yaşadığımı söyleyemem. Ayrıca mat yüzey kaplaması ile düşük bir yansıma var, bu da aydınlık odalarda bile ekranın rahat görünmesine yardımcı olacaktır. Bu yüksek parlaklık sayesinde HDR içerikler için de destek sunuluyor. Bu monitör HDR10 desteği sunuyor.
2500:1 kontrast oranı ile bu ürün yeterli bir siyah seviyesini ve renk gösterimini sağlıyor. Görsel açıdan doyurucu, canlı renklerin elde edildiği bir görünümü yakalamak mümkün oluyor. Samsung’un bu monitörünü çalışma masamdan kaldırıp yılların eskisi monitörüme geri döndüğümde, renkler ve keskinlikle sanki eski model bir arabaya binmişim gibi oldu.
Samsung bu monitörde göz sağlığını da düşünmeden geçmiyor. Kullanıcı menüsü içinde Göz Bakımı şeklinde özel bir bölüm var. Buradaki birkaç ayar arasında Göz Koruyucu Modu da var. Bunun Düşük ve Yüksek olmak üzere iki ayarı var. Düşük ayarda ekran parlaklığı hafif azaltılıyor ve mavi ışık hafif kısılıyor. Yüksek ayar ise hem ekran parlaklığını hem de mavi renk seviyesini daha da düşürerek daha sıcak bir görüntü elde etmeyi sağlıyor. Özellikle geceleri, bir de karanlıkta çalışırken bu mod epey kullanışlı oluyor.
Samsung S27A700’ün kolay anlaşılır ve kullanılabilir bir kullanıcı menüsü var. Monitörün hemen alt kenarındaki Samsung logosunun altında fiziksel kontrol ve gezinti tuşları var. Ortada seçim tuşu varken bunun etrafına yön tuşları yerleştirilmiş. Ortadaki seçim tuşuna bastığınızda menü açılıyor ve yön tuşlarıyla istediğiniz ayara geçiş yapabiliyorsunuz. Monitörü kapatmak için bu menüyü kullanabileceğiniz gibi, giriş kaynağını değiştirmek veya Resim içinde Resim moduna geçmek için de bu menü işinize yarayacaktır.
Resim içinde Resim (PIP), HDMI ve DisplayPort barındıran bu monitörün iki kaynağının da kullanılması durumunda işe yarayacaktır. Oyun konsolu veya dizüstü bilgisayar veya dizüstü bilgisayar ile tablet gibi cihazları aynı anda bağlarsanız, iki kaynaktan gelen görüntüyü, bir TV’de olduğu gibi aynı ekranda gösterebilirsiniz. Ayrıca iki görüntü kaynağından gelen görüntüyü, eşit büyüklükteki pencerelerde yan yana görüntülemek de mümkün. Görüntü Ayarları içinde PIP modu için çeşitli seçenekler var, bunlarla en iyi görüntüyü ve kullanım ortamını elde edebilirsiniz. Bu özelliği monitörü test ettiğim süre boyunca pek kullanmadığımı söyleyebilirim. Hazır portlardan bahsetmişken, monitörün arkasında bir adet HDMI 2.0, bir adet de DisplayPort 1.2 destekli portun olduğunu belirtelim. Yukarıda bir adet USB-A biçimine 3.0 portu var, ancak bu port servis ve bakım için yerleştirilmiş. Bazı monitörlerde gördüğümüz USB hub özelliği bu S27A700’de bulunmuyor. 3.5mm kulaklık jakının varlığı sayesinde doğrudan monitöre bir kulaklık veya kablo aracılığıyla hoparlör bağlamanıza ve buradan ses almanıza izin veriyor. Özellikle monitöre tablet veya telefon bağlarsanız işe yarayacaktır.
Günümüzde elektrik tüketimi daha fazla dikkat edilen bir unsur hâline geldi. Samsung S27A700’de Sistem ayarları altında Eko Tasarruf Plus adlı bir özellik var. Bunu Auto seçeneğine getirdiğinizde ortamdaki ışığa göre ekranın parlaklığı ayarlanıyor. Bu modda parlaklık makul seviyede oluyor, bir yandan gözleriniz rahat ederken bir yandan da enerjiden biraz olsun tasarruf ediyorsunuz. Düşük ve Yüksek gibi, ekran parlaklığının sabit seviyelerde tutulduğu iki seçenek daha bulunuyor. Bunlardan Yüksek olanında, tahmin edebileceğiniz gibi, ekran parlaklığı dikkate değer seviyede kısılıyor.
Tasarım açısından Samsung S27A700’ün fazla gösterişli olmayan, ancak masada da şık duracak bir ürün olduğunu söyleyebilirim. İnce ekran çerçevesi, ekranın alt kenarındaki küçük Samsung logosu monitöre hoş bir hava katıyor. Metal ayağı sağlam, burasını telefon, vb. eşyaları koymak için değerlendirebilirsiniz. Arkadaki portların yerleşimi de, kablolar aşağı bakacak biçimde ayarlanmış. Ayrıca kabloları bir araya toplamanızı sağlayacak lastikten yapılmış bir kayış da mevcut. İş yeri vb. gibi yerlerde monitörü fiziki açıdan emniyete almak için Kensington kilidi yuvasının da eklendiğini görüyoruz. Bu arada monitör VESA adaptörlerini de destekliyor.
Samsung S27A700 ile MacBook Pro’nun bağlantısı için HDMI portunu kullandım. Aslında USB-C portu barındıran ve bu port üzerinden görüntü aktarımı yapabilen monitörler, aynı port üzerinden bilgisayarı da şarj edebildiği için daha pratik ve verimli bir kullanım sağlıyor. Samsung S27A700 ile MacBook Pro’yu kullanırken dizüstü bilgisayarı ayrı olarak, kendi adaptörüyle şarj etmem gerekti.
Yukarıda belirttiğim gibi, Samsung S27A700’ü genel olarak MacBook Pro dizüstü bilgisayarla kullansam da, bu yazıyı Samsung Galaxy Tab S8‘de, ona bağlı bir Samsung Bluetooth klavye aracılığıyla yazıyorum. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi, Samsung’un tableti ve diğer Samsung aksesuarlarıyla küçük bir masaüstü bilgisayar ortamı yarattım. Samsung’un DeX aracı, akıllı telefonları ve tabletleriyle masaüstü bilgisayar deneyimi elde etmeyi sağlıyor. Samsung S27A700 de bu kullanım senaryosu için fazlasıyla isabetli bir ürün oluyor.
Samsung S27A700 fazla gösterişli olmayan, ancak bulunduğu ortama da iyi uyum sağlayan bir tasarımla geliyor. 16:9 görüntü oranı boş zamanlarda video izlemek isteyenler için ideal bir ortam sunmakla birlikte, aynı anda birden fazla uygulamayla çalışmak istediğiniz zamanlarda da kullanışlı bir alan sunuyor. 4K UHD çözünürlüğe sahip olması, özellikle üst sınıf bilgisayarların sunabileceği görüntünün hakkını almayı sağlıyor. Parlaklık, kontrast, vb. görsel unsurlar bakımından çok ileri gitmese de, yeterli olduğunu, fotoğraf veya video düzenleme gibi işlerde yeterli verimi sağladığını söyleyebilirim. HDMI ve DisplayPort gibi monitörlerde klasik hâlini alan iki port var ve bunlar yeterli oluyor. Ancak bir yandan bilgisayardan görüntü aktarırken bir yandan da onu şarj etmeyi sağlayacak bir USB-C portunun bulunmaması, bazıları için bu seçenekten uzaklaşmaya neden olabilir. Ancak bu özelliği barındıran monitörlerin genellikle daha yüksek fiyat noktalarından alıcı bulduğunu belirtelim.
Ne Samsung’un web sitesinde ne de başka bir e-ticaret sitesinde Samsung S27A700’ün resmi satışına rastlamadım. Bu nedenle elimizde bir fiyat bilgisi yok. Aynı monitör yurt dışında ise 299 dolar karşılığında satılıyor. Başka Samsung monitör ürünlerinin yurt dışı fiyatlarını ülkemizdeki fiyatlarıyla karşılaştırdığımızda, bu monitörün TL satış fiyatının da 4000-5000 TL arasında olabileceğini varsayabiliriz. Özellikleri ve sunduğu görüntü kalitesiyle fiyatının hakkını verdiğini söyleyebiliriz.
▶ Samsung Online Mağaza’da satışta olan tüm Samsung monitör seçeneklerini görün
