Samsung MWC 2016’nın başlamasından hemen önce, dün akşam gerçekleştirdiği etkinlikte yeni amiral gemisi Android telefonları Galaxy S7 ve S7 edge tanıtıldı. Her ne kadar etkinlikte boy gösteren Facebook CEO’su Mark Zuckerberg telefonlara olan ilginin bir kısmını çalmış olsa da, Galaxy S7 ve S7 edge yine de gecenin yıldızları oldu. Üstelik Samsung, salondaki bütün koltuklara yerleştirdiği Gear VR sanal gerçeklik başlıkları sayesinde bu yeni Android telefonlarının tanıtımını neredeyse izleyicilerinin gözünün içine sokarak gerçekleştirdi.
Telefonlar tanıtılıncaya kadar, birçok Galaxy S7 ve S7 edge sızıntısı görmüştük, bu sayede nelerle karşılaşacağımızı az çok biliyorduk. Her iki telefon da tasarım açısından selefleri Galaxy S6 ve S6 edge’in çizgisini devam ettiriyor. Ancak hatlar biraz daha yuvarlatılmış, özellikle arka tarafta, uzun kenarlara doğru daha fazla kavis yapıldını görüyoruz. Kenar profili de biraz inceltilmiş. Bu sayede S7 ve S7 edge’i elde daha rahat kavrıyorsunuz. Sahnede yeni telefonları tanıtan Samsung yöneticisi bu telefonların sahiplerinin elleriyle bütünleşeceğini, vücutlarının bir parçası gibi davranacağını söylüyordu ki, S7 ve S7 edge’in verdiği hissiyat aynen bu şekilde.
Galaxy S7 yine 5.1 inç ekran barındırıyor ve yine 2560 x 1440 piksel çözünürlükle geliyor. Super AMOLED ekran yine oldukça parlak ve canlı renkte görüntüler sunuyor. Ekranı saran çerçevenin alanı epey dar tutulduğu için Galaxy S7 epey dar bir alan kaplıyor, dolayısıyla pek büyük ekranlı telefon sevmeyenler için Galaxy S7 gerçekten de uygun, şık bir Android telefonu olabilir. Telefonun ses tuşları ve güç butonu yine aynı yerlerinde duruyor. Geçen yılın telefonu gibi Gorilla Glass 4 camlar, metal çerçeve birleşimi yapıyı koruyup bunun üstüne bir de IP68 suya dayanıklılık özelliğini sunmak, bunun üstüne bir de microSD kart yuvası eklemek Samsung için önemli adımlar ve ne kadar uğraştığını da gösteriyor.
Galaxy S7 edge ise bu sefer kardeş telefondan hatırı sayılır oranda daha büyük boyutlu bir ekranla geldi. Böylelikle Samsung bir açıdan iPhone 6s ve iPhone 6s Plus arasındaki ilişkiye benzer bir ilişki oluşturmuş oldu. Eğer daha büyük ekranlı bir Galaxy S7 isterseniz, o hâlde tercihiniz Galaxy S7 edge olmalı. Üstelik boyut açısından da Galaxy S7 edge epey avantajlı görünüyor. Samsung ekranın etrafını saran çerçeveyi epey daraltmış ki, telefonu tek elle bile rahatlıkla kullanmak mümkün oluyor. Galaxy S7 edge de görünüş açısından geçen yılın telefonundan çok farklı görünmüyor. Ancak ön taraftaki kavise arka taraf da daha fazla uyum sağlıyor. 5.5 inç ekran, 2560 x 1440 piksel çözünürlüğe ve Super AMOLED teknolojisine sahip. Bu ekran teknolojisinin de katkılarıyla, Galaxy S7 ve S7 edge sürekli-açık ekran özelliğini de sunuyor. Böylelikle ekran uyku durumundayken bile üstünde saat, tarih gibi bilgileri ve Samsung’un sunacağı çeşitli görsel bileşenleri görmek mümkün olacak.
Belki de son zamanlarda oluşmaya başlayan bir algı, Android telefonlar içinde büyük ekranlı telefonlar biraz daha fazla üst sınıf telefon havasını veriyor gibi görünüyor. Bu ay içinde incelemelerini yayınladığımız A3, A5 ve A7 (2016) modellerine baktığımızda, özellikle A5 ve A7’nin hemen hemen aynı özelliklerine sahip olmasına karşın, daha büyük ekranlı A7’nin biraz daha üst sınıf telefon havasını verdiğini görmüştük. Benzer bir hisse Galaxy S7 ve S7 edge’e ilk kez baktığımızda da kapıldık. Galaxy S7’nin 5.1 inç ekranında, bir de kullanıcı arayüzündeki ikonlar büyük görünecek şekilde ölçeklendiği için, bu telefon biraz orta segment Samsung telefonları gibi hissettiriyor. Halbuki Galaxy S7 edge ise daha büyük ekranı ve biraz daha küçük olacak şekilde ölçeklenmiş görsel unsurlarıyla daha havalı görünüyor.
Geçen yılın amiral gemisi Samsung telefonlarında kullanılan Gorilla Glass 4 camların yüzeyleri biraz kaygan olduğu için kullanıcıların kullanırken düşürme tehlikesi bulunuyordu. Ancak bu yılın telefonlarında yüzeyin biraz daha sürtünme katsayısı yüksek şekilde hazırlandığını görüyoruz. Bu da kullanıcılar için memnun edici bir haber olsa gerek. Telefonlarını biraz daha rahat kullanmaları mümkün olacak.
İşlemci tarafında Samsung hem Snapdragon 820 hem de Exynos 8890 Octa işlemcilerini tercih ediyor. Türkiye’de çok büyük ihtimalle Exynos işlemcili telefonları göreceğiz. 4 GB RAM barındıran bu telefonun 32 GB ve 64 GB depolama kapasitesi seçenekleri var. Yine ülkemizde muhtemelen 32 GB’lık versiyonu görebiliriz. Bu arada bazı ülkelerde microSD kart yuvasını ikinci SIM kart için kullanmak da mümkün olabilir. Performans tarafından çok detaylı test etme imkanımız yok, ancak genel itibarıyla Galaxy S7 ve S7 edge’in kendilerine yakışır şekilde üst sınıf Android telefonları seviyesinde performans sunduğu görülüyor. Detaylı incelemelerinde performans açısından daha fazlasını söyleme şansı bulacağız.
Her iki telefon da Android 6.0 Marshmallow ile yüklü olarak geliyor. Tabii ki, üstünde de TouchWiz kullanıcı arayüzü var. Samsung bu sefer TouchWiz kullanıcı arayüzünde çok büyük değişiklikler yapmamış, geçen yılın genel görüntüsünü korumuş. Google ve Microsoft uygulamalarını yine görüyoruz. Bunun yanı sıra oyunlar için eklenmiş özel bir klasör var, böylelikle yeni Samsung amiral gemilerinin Vulkan API oyun teknolojisiyle daha da üst seviyeye çıkarılması hedeflenen oyun deneyimine kısayol sunulmuş oluyor.
Galaxy S7 edge’de bulunan kenar ekranı özelliği de yeni telefonla birlikte yeniden düzenlenmiş. Kenar bileşenleri olarak adlandırabileceğimiz çeşitli görsel bileşenleri, yerleşim durumuna göre parmağınızı ekranın solundan veya sağında ortaya doğru sürükleyerek görebilirsiniz. Sık aranan kişiler, sık kullanılan uygulamalar ve bunun gibi bileşenleri kenar ekranı üzerinden tetiklemek, bu görsel bileşenler arasında parmak sürükleyerek gezinmek, bileşen sıralamalarını değiştirmek mümkün. Samsung bu kenar bileşenleri özelliğini üçüncü taraf geliştiricilere de açıyor, gelecekte buraya özel ilginç bileşenler görmemiz mümkün olabilir.
Kamera tarafında çeşitli yenilikler sunuyor, ancak her şeyden önemlisi arkadaki kamera modülünün alçaltılması, yüzeye daha yakın yapılması, çıkıntının azaltılması. Dolayısıyla S7 veya S7 edge’i bir yüzeye koyduğunuzda hafif eğik durması ve dokunduğunuzda oynaması söz konusu olmayacak. Bu önemli yeniliğin dışında bir başka değişiklik de kamera çözünürlüğünün düşürülmesi. Geçen yılın telefonlarında 16 megapiksel çözünürlüklü arka kameralar vardı, ancak Samsung bu yıl 12 megapikseli tercih ediyor. Ancak ikili piksel adı verilen bir piksel yapısı sayesinde her bir pikselin görüntüyü ve ışığı daha verimli şekilde yakalaması sağlanıyor. f/1.7 diyafram açıklığı hem arka hem de 5 megapiksel ön kameralarda gelen yenilikler arasında, bu durum düşük ışık performansını daha da iyi hâle getirecektir. Kamera uygulaması tarafında çok büyük değişiklik yok, geçen yılın kamera uygulaması çeşitli eklentilerle birlikte aynı tasarımla sunulmaya devam ediliyor.
Pil tarafında Samsung’un her iki telefonda da önemli adımlar attığını görüyoruz. Galaxy S7’de 3000 mAh kapasiteli bir pil olması sevindirici. Hatırlayın, Note 5’te de aynı kapasitede pil bulunuyordu. S7 edge de 3600 mAh kapasiteli pil bulunuyor. Geçen yılın S6 ve S6 edge telefonlarının en zayıf noktaları arasında pil performansları bulunuyordu. Pil kapasitelerinin artışı bu telefonların bir günü daha rahat şekilde çıkarmasına yardımcı olacaktır diye düşünüyoruz. Yine de daha fazla fikir sahibi olmak için detaylı incelemeleri beklemekte fayda var.
Samsung Galaxy S7 ve S7 edge ile ilgili genel izlenimlerimiz bu şekilde. Samsung Galaxy S6 ve S6 edge tasarımlarını en çok beğendiğimiz akıllı telefonlar arasındaydı. Yapılan ufak dokunuşlar, eklenen suya dayanıklılık özelliği sayesinde Galaxy S7 ve S7 edge daha çekici ve güzel hâle gelmiş, böylelikle onlar da en beğendiğimiz akıllı telefonlar arasına katıldı. Bu telefonlarla ilgili daha fazla detayı ve yorumu ilerleyen günlerde gerçekleştirmeyi planladığımız detaylı incelemelere saklıyoruz.