Samsung geçtiğimiz yıllarda Galaxy A serisi içinde A3, A5, A7 gibi modellerle karşımıza çıkmıştı. Güney Koreli şirket bu yıl orta üst segment Android telefonlarını barındıran seriye yeni bir düzen getiriyor. Geçen yılların devamı niteliğinde sayılacak numaralara sahip modeller yerine Samsung’un boşlukları doldurduğunu, yani daha önce kullanmadığı rakamları tercih ettiğini görüyoruz. Bu yılın hemen başında metal ve cam birleşimi gövdeye sahip Galaxy A8 ve Galaxy A8+ modellerini görmüştük. Birkaç ay sonra ise bu sefer metalin ağırlıkta olduğu Galaxy A6 ve A6 Plus modelleri karşımıza çıktı. Snapdragon 450 gibi giriş seviyesi işlemciler barındırmasıyla şaşırtan bu modellerden daha büyük ekranlı olanını, yani Galaxy A6 Plus’ı bir süredir deneyimliyoruz. Galaxy A6+ inceleme yazısında, Samsung’un en yeni Android telefon modellerinden bir tanesiyle ilgili detayları bulacaksınız.
Galaxy A6+ inceleme: Tasarım
Samsung Galaxy A6+ günümüzde fazla sayıda gördüğümüz, aynı zamanda Samsung’un Galaxy A8 ve A8+ modellerinde de gördüğümüz cam ve metal birleşimi tasarımın aksine, metalin daha fazla ağırlıkta olduğu bir telefon. Yani ön yüzü kaplayan camın dışında, telefonun kenarları ve onun uzantısı olacak biçimde arkası sağlam metalle kaplı. İnce bir profile sahip olan Galaxy A6+, şık görünümünü koruyor. Metal yüzey çiziklere ve parmak izlerine karşı epey dayanıklı. Yine üst köşede hafif bir aşınma olduğunu ve siyah renkli boyanın altındaki metalin göründüğünü söylememiz gerekiyor. Metal oranı fazla olduğu için, Galaxy A6+ düşmelere karşı biraz daha dayanıklı olacaktır. Normalde bir kılıfa ihtiyaç duymazsınız, ancak içinizin rahat etmesini istiyorsanız, o hâlde bir kılıf satın almayı düşünebilirsiniz.
Telefonun sağ kenarında güç butonu, sol kenarında da ses tuşları bulunuyor. Bunlar daha önce gördüğümüz her Samsung Galaxy telefonunda olduğu gibi, tek elle tutuşta rahatlıkla kullanılabilecek noktalarda bulunuyor. Ayrıca sağ kenarda, güç butonunun hemen üstünde A6+’ın tek hoparlörünü görüyoruz. Samsung giriş ve orta segment telefonlarında hoparlörü buraya yerleştiriyor, iyi de yapıyor. Böylelikle telefonu yatay tutup oyun oynarken ya da video izlerken eliniz hoparlör çıkışını kapatmamış oluyor. Tek bir hoparlör olsa da, ses çıkış şiddeti bir akıllı telefon için gayet iyi, ses çıkışı da temiz. Kulaklıkla müzik dinlemek isteyecekler için alt kenarda 3.5 mm. kulaklık jakının olduğunu belirtelim. Aynı zamanda bu kenarda mikrofon ve microUSB portu da bulunuyor. Sol kenarda nanoSIM ve microSD kart yuvaları da mevcut. microSD kart tepsisi ikinci SIM kart yuvası düşünülerek büyük yapılmış, ancak Türkiye’de satılan Galaxy A6+ sadece tek bir SIM kart ile kullanılabiliyor.
16 megapiksel ve 5 megapiksel çözünürlüklü arka kamera sistemini düşey eksende konumlandırılmış biçimde görüyoruz. Bunun hemen yanında da tek LED flaş yer alıyor. Samsung logosu da arka yüzün dikkat çeken diğer ayrıntıları arasında bulunuyor. 2018 yılında gördüğümüz diğer Samsung Galaxy akıllı telefonları gibi, Galaxy A6+’ın arkasındaki parmak izi okuyucusu da kamera altına, işaret parmaklarının doğal tutuşta rahatlıkla erişebileceği bir noktaya konumlandırılmış. Yine de, parmak izi okuyucusuna temas edeyim derken kameranın camına dokunmanız ve bunda iz bırakmanız muhtemel. Bu nedenle fotoğraf veya video çekimi yapmadan önce ara sıra kameranın üstünü kaplayan camı silmeniz yerinde olacaktır.
Parmak izi okuyucusunu kullanmanın her şeye rağmen gayet pratik olduğunu söyleyebiliriz. Hafif bir gecikme var, yine de kilitli ekran hızlı biçimde açılıyor. Yine de, parmak izi okuyucusunu kullanmayı pratik bulmayanlar için Samsung, Galaxy A6+’a yüz tanıma sistemini de eklemiş. Parmak izi kadar güvenli olmasa da, yüz tanıma daha kolay bir güvenlik aracı olarak dikkat çekiyor. Gün ışığında iyi şekilde işleyen bu sistem karanlık veya loş ortamlarda ise performans düşüşü yaşıyor. Yine ellerinizin ıslak olduğu durumlar için kullanışlı olacaktır.
Ellerin ıslaklığından bahsetmişken, Galaxy A6+’ta suya dayanıklılık özelliğinin bulunmadığını belirtelim. Aynı zamanda arka yüzü metalle kaplı olduğu için suya dayanıklılık da bulunmuyor. Telefonun ön yüzünü kaplayan 6.0 inç ekran ise 18.5:9 görüntü oranına sahip. Üst ve alt kenarlarda hatırı sayılır çerçeve alanları mevcut, ancak uzun kenarları saran çerçeveler ince. Bu sayede avuç içinde biraz daha rahat tutulabiliyor. Ekranın üst kısmında 24 megapiksel selfie kamerası, LED flaş, ahize hoparlörü ve çevresel ışık sensörü bulunuyor. Alt kenarda ise geniş alan olmasına rağmen herhangi bir unsur görmüyoruz.
Galaxy A6+ inceleme: Donanım ve Performans
2018 yılında çentikli ekranlar hemen her fiyat segmentine yayıldı. Ancak Samsung bu fikirden uzak durmaya devam ediyor. Sadece üst sınıf Galaxy S serisi telefonları değil, Galaxy A ve diğer serilerde de büyük, ancak çentiksiz ekranları görüyoruz. Galaxy A6+’ta yer alan ve Samsung’un Sonsuz Ekran olarak adlandırdığı ekran da buna bir örnek. 6.0 inç ekran, 19.5:9 görüntü oranına sahip. 1080 x 2220 piksel çözünürlük ve 411 ppi piksel yoğunluğuyla Full HD seviyesinde keskinlik ve netlik kullanıcıları bekliyor. Super AMOLED ekran geniş görüş açılarına ve yeterli parlaklığa sahip. Parlak gün ışığı altında da ekranı rahatlıkla görmek, kamerayı kullanmak veya mesajlara bakmak mümkün oluyor. Telefonun ekranının renkleri ortamın koşullarına uyum gösteriyor. Ancak dilerseniz sinema, fotoğraf veya temel gibi ekran modlarından bir tanesini seçebilirsiniz. Yine de, en güzeli uyumlu ekran moduna bağlı kalmak olacaktır.
Super AMOLED ekranın varlığı Samsung’un Always on Display olarak adlandırdığı sürekli açık ekran teknolojisinin de verimli biçimde kullanılmasını sağlıyor. Telefonun ekranı kapalıyken saat, tarih, pil durumu ve bildirim simgelerini ekranda görebilirsiniz. Eğer isterseniz takvim veya fotoğraf gibi bileşenleri de ekranda gösterebilirsiniz. Bu özellik kullanışlı, ancak pil tüketimine az da olsa olumsuz katkısının olduğunu da belirtmeden geçmemiz gerekiyor. Yine de, bu etki dikkate alınmayacak kadar az.
Galaxy A6+ tasarımı, ekranı ve kameralarıyla kağıt üstünde epey çekici görünüyor. Ancak telefonda gelen Snapdragon 450 işlemci biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Telefonda sekiz Cortex-A53 çekirdekli, 1.8 GHz Qualcomm Snapdragon 450 işlemci bulunuyor. Galaxy A serisinin üyelerini genellikle Snapdragon 600 serisi veya orta üst sınıf Exynos işlemcilerle görürüz. Bu açıdan Snapdragon 450 biraz sürpriz sayılır. İşlemciye 4 GB RAM ve 64 GB dahili hafıza eşlik ediyor. Aynı zamanda microSD kart yuvasıyla depolama alanını 256 GB’ye kadar kapasiteye sahip kartlarla destekleyebilirsiniz.
Aslına bakarsanız, Snapdragon 450 internette gezinme, mesajlaşma, sosyal ağlarda vakit geçirme, fotoğraf ve video çekme gibi günlük işler için yeterli performansı sunuyor. Ancak uygulamaları veya oyunları açarken hafif bir beklemenin olduğunu hissedebilirsiniz. Giriş ve orta seviye oyunları iyi şekilde oynayabilirsiniz. Aslında PUBG Mobile, Asphalt gibi üst sınıf oyunları da akıcı biçimde oynatıyor, ancak grafik kalitesi ve kare hızının üst sınıf akıllı telefonlara göre daha düşük seviyede olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Benchmark testlerine baktığımızda Galaxy A6+’ın donanım paketinin elde ettiği sonuçlar pratikteki sonuçları aşağı yukarı yansıtıyor.
Kablosuz bağlantı tarafına baktığımızda, bu telefon 4.5G LTE desteğiyle geliyor. Günümüzün mobil şebekelerine göre konuştuğumuzda, Galaxy A6+ ile makul bir 4.5G hızına ulaşabilirsiniz. Bunun dışında 2.4 GHz ve 5 GHz destekli Wi-Fi, Bluetooth 4.2, GLONASS destekli GPS, NFC gibi özellikleri de bu telefonda görüyoruz.
Galaxy A6+, 3500 mAh gibi yüksek sayılabilecek kapasitede bir pil barındırıyor. Telefonun pili normal yoğunluklu bir kullanımda bir günü rahatlıkla çıkarabiliyor. Öte yandan amiral gemisi telefonlarla karşılaştırıldığında da, onlardan biraz daha iyi bir genel pil performansı sunduğu görülüyor. Nispeten düşük çözünürlüklü ekranı ve Snapdragon 450 işlemcisi düşünüldüğünde bu normal görünüyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi, Galaxy A6 kablosuz şarj özelliğini barındırmıyor. Kutudan çıkan şarj adaptörü ise hızlı şarj destekli değil. Telefonun yüzde 0’dan 100’e şarjı 2 saatin biraz üstünde tamamlanıyor.
Galaxy A6+ inceleme: Yazılım
Samsung Galaxy A6+ Android 8.0 Oreo ile yüklü olarak geliyor. Bunun üzerinde de Samsung Experience kullanıcı arayüzünü görüyoruz. Bu kullanıcı arayüzü genel olarak Samsung’un tüm telefonlarında tutarlı bir kullanıcı deneyiminin sunulmasını sağlıyor. Her ne kadar amiral gemisi telefonlara özel bazı yazılımsal işlevler eksik olsa da, Galaxy A6+ ile daha önce deneyimlediğimiz Galaxy S9+, Note 8 gibi telefonlarda elde ettiğimiz kullanıcı deneyimine benzer bir deneyim yakaladığımızı söyleyebiliriz.
Varsayılanda sunulan mavi renk tonlarındaki duvar kağıdını veya kullanıcı temasının tümünü değiştirebilirsiniz. Yuvarlatılmış köşelere sahip ikonları gayet şık görünen bu kullanıcı arayüzünde hem Samsung’un, hem Google’ın hem de Microsoft’un yüklü olarak sunduğu birçok uygulama bulunuyor. Aynı zamanda İnternet ve Chrome uygulamaları da bir arada bulunuyor. Benzer bir durum Galeri ve Fotoğraflar uygulamaları için de geçerli. Google Play’den indirebileceğiniz birçok uygulama bulunuyor.
Diğer Galaxy telefonlarında da gördüğümüz Cihaz Bakımı uygulaması sayesinde telefonun performansını, pilini, depolama alanını rahat biçimde yönetebilirsiniz. Aynı zamanda McAfee destekli virüs taramasını da bu bölümden gerçekleştirebilirsiniz. Game Launcher uygulaması ise desteklenen oyunları bir arada bulabileceğiniz bir klasör niteliğini görüyoruz. Aynı zamanda oyun oynarken kullanabileceğiniz; ekran görüntüsü alma, bildirimleri kapatma gibi araçları sunan bir oyun menüsü de bulunuyor.
Güvenli Klasör özelliği Galaxy A6+’ta da bulunuyor. Gizliliğin ve güvenliğin giderek daha fazla önem kazandığı bir ortamda, sizin telefonunuzda bile olsa, kimsenin izinsiz erişmesini istemediğiniz fotoğraf, video, belge veya uygulamaları Güvenli Klasör içine yerleştirerek güven altına alabilirsiniz. Bunlara PIN, parola, parmak izi gibi güvenlik doğrulama unsurlarıyla erişebilirsiniz. Samsung’un güvenlik sistemi Knox da Galaxy A6+ tarafından destekleniyor.
Samsung’un sanal asistanı Bixby de bu Android telefonda mevcut. Ancak S9, S9+ veya Note 8’de olduğu gibi sol kenara yerleştirilmiş fiziksel Bixby tuşu bulunmuyor. Ana ekranın en solundaki panel Bixby Home portalına ayrılmış. Burayı yakın çevreyi ve dünyayı izleyebileceğiniz bir alana dönüştürebilirsiniz. Kamera uygulaması içinde de Bixby Vision adı verilen araç yer alıyor. Herhangi bir nesneyi tarayarak ona benzer fotoğrafları Pinterest üzerinden bulabilirsiniz. Aynı zamanda metin tarama ve taranan metni Google’da arama gibi işlevler de sunuluyor.
Galaxy A6+ inceleme: Kamera
Samsung Galaxy A6+ iki adet arka kamerayla birlikte geliyor. Bu da telefonun etkileyici özelliklerinden bir tanesi sayılır. Bu kameralardan bir tanesi 16 megapiksel, f/1.7 diyafram açıklığı, faz algılamalı otomatik odak gibi temel özelliklere sahip. 5 megapiksel çözünürlüklü ve f/1.9 diyafram değerli ikinci kamera ise derinlik algılaması amaçlı kullanılıyor. Bu iki kamera sayesinde portre çekimleri, ya da Samsung’un deyimiyle Canlı Odak çekimleri gerçekleştirilebiliyor. Yani, arka planı bulanıklaştırılmış, ön plandaki kişi veya nesnenin ön planda olduğu etkileyici fotoğrafları bu telefonla çekebilirsiniz.
Yanda bulunan güç tuşuna art arda iki kez basarak kamerayı hızlı biçimde açabilirsiniz. Kamera uygulaması üst sınıf Samsung telefonlarında gördüğümüz bazı araçları bünyesinde barındırıyor. Yukarıda bahsettiğimiz Canlı Odak modu ilk bakışta dikkat çekecek nitelikte. Ekrann bir kenarında ayarlar, flaş, görüntü oranı ve kamera değiştirme gibi her an elinizin altında olmasını isteyeceğiniz araçlar yer alıyor. Parmağınızı ekran üstünde sağa sürükleyerek otomatik, pro, panoramik, art arda çekim, gece, spor, ses ve çekim gibi sahne modlarına erişebilirsiniz. Diğer tarafa doğru sürüklediğinizde ise karşınıza görüntü filtreleri çıkacak. Aynı zamanda Etiketler modu sayesinde, Snapchat filtrelerine benzer şekilde çeşitli nesneleri görüntüye uygulayabilir ve çekimlerinizi daha da eğlenceli hâle getirebilirsiniz.
Samsung Galaxy A6+’ın kamera sistemi genel olarak memnuniyet verici bir performansa sahip. Kamera uygulaması hızlı biçimde açılıyor, netleme seri şekilde yapılıyor ve çoğu zaman gayet keskin, net ve iyi fotoğraflar çekiyorsunuz. Parlak ışık altında ve güneşli havalarda çektiğiniz fotoğraflar sizi genel olarak memnun edecektir. Renkler biraz soğuk tarafa doğru kayıyor, aynı zamanda detaylarda da ufak azalmalar söz konusu. Düşük ışıkta yapılan çekimlerde ise gürültü etkisi dikkate değer seviyelere çıkıyor. Makro çekimler ise gayet keskin, nesne ön planda ve renkler de hayranlık uyandıracak türden.
Canlı Odak modu hem arka hem de ön kameralarda kullanılabiliyor. Çift arka kameralı sistem, derinliği donanıma bağlı olarak yaptığı için arka plan bulanıklaştırması da iyi sonuçlar veriyor. 24 megapiksel çözünürlüklü ön kamera arka kamera ile aynı performansı sergileyemiyor. Detaylı biçimde baktığımızda sınırlarda bulanıklaştırmanın sınırlarının kaybolduğunu görüyoruz. Yine de, genel itibarıyla baktığımızda ön kamerayla çekeceğiniz portre fotoğrafları da iyi karşılayacaksınızdır.
Video tarafında ise Galaxy A6+ sahipleri 1080p Full HD video kaydıyla yetinmek zorunda kalıyor. Snapdragon 450’nin varlığından dolayı 4K video desteği sunulmuyor. Her ne kadar kağıt üstünde büyük bir eksiklik gibi görünse de, çektiği videoları genellikle telefonlarının ekranında izleyen kullanıcılar için video çözünürlük desteği çok da önemli olmayacaktır. 1080p videolar, her ne kadar detaylar bakımından zengin olmasa makul kaliteye sahip. Biraz sabitleştirme de yapılıyor, ancak tamamen pürüzsüz video çekimleri yapılamıyor. Sürekli odaklama da mevcut, ancak bu da çok hızlı sayılmaz.
Galaxy A6+ inceleme: Sonuç
Samsung Galaxy A6+, giderek daha fazla cam ve metal sandvici yapıya sahip telefonları gördüğümüz bir ortamda, metalin ağırlıkta olduğu bir telefon isteyenlerin imdadına yetişiyor. Oldukça şık ve sağlam görünen bu telefonun AMOLED ekranı da canlı renkleri ve yeterli görüş alanıyla iyi bir görsel deneyim vadediyor. Hem yüksek çözünürlüklü ön hem de çift lensli arka kamera sistemi de genel olarak sahiplerinin yüzünü güldürmeyi başarıyor. Pili de bir günü rahatlıkla çıkaracak, aynı zamanda yoğun geçen günlerde bile yarı yolda bırakmayacak kapasiteyi ve performansı sunuyor.
Ne var ki, yukarıda saydığımız olumlu yanlara Snapdragon 450 gibi bir işlemcinin sunulması gölge düşürüyor. Üstelik fiyatı 3000 TL’nin üstünde bir telefonda bu işlemciyi görmek yüzlerin biraz daha asılmasına neden oluyor. Her ne kadar günlük işleri rahatlıkla yerine getirmeyi sağlasa da, insan bu kadar para verdiğinde daha iyi bir işlemci ve biraz daha performans istiyor. Üstelik USB-C gibi giderek daha da yayılan ve rahatlık sağlayan portun yerine microUSB gibi artık modası geçmeye başlayan bir bağlantı türünün seçilmesi de olumsuzluklar listesine ekleniyor.
Tabii ki, 3000 TL’lik fiyatın bir açıklaması var. Son zamanlarda doların TL karşısındaki değeri çok yükseldi. Mevcut modellerin fiyatları, stoklara önceden girdiği için aynı seviyede tutulabiliyordu. Ancak Samsung Galaxy A6+ yeni bir telefon ve stoklara da yeni girdi. Bu nedenle güncel döviz kurlarından daha fazla etkileniyor. Apple’ın iPhone X’un fiyatını 7500 TL seviyesine çıkardığı bir ortamda artık orta segment için 3000 TL’nin aşağısı ve yukarısı da doğal fiyat aralığı hâline geliyor. İşte Galaxy A6+ da bu yeni fiyat düzenine ayak uyduran ilk modellerden bir tanesi.
Yine de, Galaxy A6+’tan daha iyi teknik özelliklere sahip olan çeşitli modelleri, daha da düşük fiyata veya aynı fiyatlara piyasada bulabilirsiniz. Honor 10, Asus ZenFone 5, Asus ZenFone 5z gibi seçenekleri de bu kapsamda değerlendirebilirsiniz. Ancak Samsung markasına ve onun sunduğu deneyime güvenenler, aynı zamanda satış sonrası destekten de memnun olanlar için, işlemci ve fiyata rağmen Galaxy A6+ değerlendirme kapsamına alınabilir.