Rusya’nın adı son zamanlarda sıklıkla dijital ortamda yapılan saldırılarla gündeme geliyor. Görünen o ki, Putin yönetiminin dijital savaş stratejisi sadece uzaktaki sunuculara saldırmakla sınırlı kalmıyor. The Wall Street Journal’da yer alan habere göre, Rusya NATO askerlerinin telefonlarındaki bilgileri de ele geçirmeye çalışıyor.
Haberde Rusya’nın Polonya ve Baltık devletleri gibi yakın noktalardaki askerlerin telefonlarındaki bilgileri ele geçirmeye çalıştığı belirtildi. Korsanların hedeflerin Facebook hesaplarını da ele geçirmek için çabaladığı ve kişi listesini temizlediği de haberde dikkat çeken noktalar arasında bulunuyor. Rusya bu tarz saldırılar gerçekleştirdiğine dair iddiaları sürekli olarak reddetse de, NATO yetkililerin saldırının arkasında Rusya’nın olduğundan emin olduğu ifade edildi.
Yetkililer saldırıları “nokta atışı” olarak tanımlarken, kullanılan ekipmanların da suçlular için fazla gelişmiş olduğuna dikkat çekildi. Telefonlara erişim için taşınabilir antenlerden yararlanıldığı ve saldırı planlarında drone’ların da kullanıldığı belirtildi. Askerlerin saldırıya uğradıklarını anlama şekilleri de işin arkasında Rusya’nın olduğu düşüncesini kuvvetlendiriyor. Amerikan askerleri, tanımadıkları kişilerin kendilerine gelip özel yaşamları hakkındaki detaylardan bahsettiğini öne sürüyor. Bu “tanınmayan kişiler”in de Rus ajanları olduğu düşünülüyor.
Bu saldırılardan kurtulmak ise çok zor değil. Askerler SIM kartlarını telefondan çıkararak ve belirlenmiş noktaların dışında internete bağlanmayarak saldırıyı bertaraf edebiliyor. Estonya’da görev yapan NATO askerlerinin operasyonlarda akıllı telefon kullanması yasaklandı.
Rusya NATO askerlerine yönelik siber saldırılarla neyi amaçlıyor?
Rusya NATO askerlerine yaptığı siber saldırılarda büyük ve önemli bilgilere ulaşmamış gibi görünüyor. Ancak uzmanlar, Rusya’nın bu yolla NATO’ya “Sizi izliyoruz” mesajını verdiğini düşünüyor.
Rusya NATO askerlerinin telefonlarına saldırarak bir “Truva atı” elde etmeyi de başarabilir. Ele geçirilen telefonların güvenli ağlara bağlanabilmesi bile bir tehdit unsuru olarak niteleniyor.