Pfizer ve ortağı BioNTech, bugün yaptıkları ortak açıklamada, birlikte geliştirdikleri COVID-19 aşısının, Faz 3 klinik denemesine katılanların yüzde 90’ında etkili bir engelleyici aşı olduğunun ortaya çıktığını kaydetti. Bu, araştırmanın sonuçlarını kontrol etmekle görevlendirilmiş harici, bağımsız bir komite tarafından analiz edilen verilere dayanıyor. Doğrulanmış nihai sonucu değil, yalnızca denemenin erken sonuçlarını yansıtıyor. Yine de uygulanabilir ve daha geniş kapsamda bulunabilir bir aşının elde edilmesi için son derece umut verici bir haber olarak nitelendirilebilir.
Pfizer ve BioNTech’in aşı adayı mRNA tabanlı bir aşı ve pek çok şirketin kısmen COVID-19 için takip ettiği daha yeni bir teknoloji. Çünkü geliştirme hızı ve potansiyel etkinlik açısından bazı avantajlar sunuyor. Testten elde edilen bu sonuçlar, çalışma katılımcıları arasında bulunan toplam 94 adet doğrulanmış COVID-19 vakasına eşit bir vakaya dayanıyor. Bu da Amerikan İlaç Dairesi (FDA) tarafından kabul edilen minimum eşik olan 62’yi geçiyor.
Şirketlerin yürüttüğü 3. Aşama denemesinde 43 bin 358 katılımcı vardı. Pfizer, pozitif önleme oranına ek olarak şu ana kadar “ciddi güvenlik endişeleri gözlemlenmediğini” bildirdi. Bu erken verilere dayanarak, aşıyı alan kişiler ilk dozdan 28 gün sonra korunur ve aşı iki dozluk bir işlem kullanır.
Şirketlerin, iki tam aylık güvenlik verisinin (Acil Kullanım İzni için FDA tarafından gerekli kılınıyor) bu ayın üçüncü haftasında hazır olacağını öngörmesiyle bilrlikte, hâlâ ek güvenlik testleri ve yürütülmesi gereken çalışmalar bulunuyor. Ayrıca katılımcılar, uzun vadeli etkileri test etmek için ikinci ve son dozlarını aldıktan sonra iki tam yıl boyunca izlenecekler. Pfizer, bu yılın sonuna kadar 50 milyon doz aşı üretebileceğini, 2021 yıl içinde de bunu 1,3 milyar doza çıkarabileceğini düşünüyor.
Bu denemeden elde edilen tüm verilerin hâlâ diğer araştırmacılar ve bilimsel yayınlar tarafından hakem incelemesine tabi tutulması gerekiyor. Ancak bu, kesinlikle aşı geliştirme cephesinden gelen en umut verici ve açıkça olumlu bir haber. Üstelik her şey yolunda giderse 2020’nin sonundan önce bir aşının büyük ölçekli dağıtımının bile başlayacağı anlamına gelebilir.