İngiltere merkezli gizlilik gözlem grubu Privacy International tarafından yayınlanan yeni bir rapor, Pakistan’ın gözetim kapasitesini artırmak için çalışmalar yaptığını ortaya koyuyor. Rapora göre; Pakistan, önümüzdeki dönemde geniş bant internet trafiğini, telefon kayıtlarını ve hücresel veri iletimlerini geniş ölçekli biçimde gözlem altında tutacak.
Programın ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve İngiliz muadili GCHQ’nun gözetim programlarıyla paralellik gösterdiği belirtilirken, Pakistan’ın mevcut kayıt mevzuatının sıkılığından ötürü ortaya daha baskıcı bir sonucun çıkabileceği ifade ediliyor. Halihazırda SIM kart kaydı için parmak izi toplayan Pakistan, aynı zamanda ulusal bir biyometrik kimlik programı yürütüyor.
Privacy International tarafından hazırlanan rapor, büyük ölçüde Pakistan’ın 2103’te taşeronlara sunduğu taleplere dayanıyor. Raporda Pakistan’ın tüm mobil iletişim verilerini kapsayacak tam teşekküllü bir gözetim sisteminin peşinde olduğu belirtildi. Pakistan’ın istediklerinin ne kadarını gerçekleştirecek kapasiteye sahip olduğu bilinmiyor. Ancak ülkenin istihbarat hedeflerinin Batılı ülkeler kadar yüksek olduğu kolaylıkla anlaşılıyor.
Pakistan’ın isteklerini gerçekleştirmek için Batılı şirketlerle birlikte çalışmasıysa işleri bambaşka bir boyuta taşıyor. Şirketin yasal sınırlar içinde iletişim trafiğini kontrol edebilmek için Ericsson, Alcatel ve Huawei gibi şirketlerin kapısını çaldığı belirtiliyor. Kayıtlara göre, Pakistan vatandaşlarının web trafiğini kontrol etmek için de Narus isimli bir Amerikan şirketiyle çalışıyor. Aynı zamanda FinFisher ve Hacking Team gibi kuruluşlarla da ilişkisi bulunuyor. Raporda Almanya’nın Pakistan’a 4 milyon avro değerinde “izleme teknolojisi” ve “casus yazılımı” sattığı bilgisi de yer alıyor.
