Apple en son nesil masaüstü işletim sistemi olan OS X Yosemite’yi geçtiğimiz haziran ayında WWDC ’14 kapsamında tanıtmış, ardından işletim sisteminin açık beta testi sürecini de temmuz ayının sonlarında başlatmıştı. Şirketin dağıtım anlayışında önemli bir değişiklik anlamına gelen bu kadar sayesinde pek çok kişi erkenden işletim sistemini deneme imkanı yakalarken, iOS 8 ile bağlantılı özelliklerden iOS 8 yayınlanana dek faydalanılamaması bu deneyimin biraz eksik kalmasına neden olmuştu.
Apple 16 Ekimde düzenlediği iPad etkinliğinde OS X Yosemite’ın beta sürecinin sona erdiği müjdesini vermiş ve işletim sisteminin ana sürümünü o gün içinde Mac App Store’da ücretsiz olarak yayınlamıştı. Tasarım ve özellikler konusunda pek çok yenilik getiren OS X Yosemite, bugüne kadarki en iyi OS X versiyonu olma iddiasını taşıyor.
Görünüm
OS X’in gördüğü en kapsamlı görsel değişimi getiren Yosemite, işletim sisteminin arayüzünü sistematik olarak bir temizlikten geçiriyor. OS X Yosemite iOS 8 kadar fazla boşluk barındırmasa da, geçmişteki dağınıklığın önemli bir kısmını temizliyor.
OS X Yosemite’de göze çarpan ilk farklılık yeni yazı tipi oluyor. Özellikle Retina ekranlı modeller için tasarlanan bu yazı tipi, daha temiz ve ince bir görsel deneyim sağlıyor.
Yenilenen araç çubuğu da, dağınıklığı ortadan kaldırma misyonunu taşıyor. Butonlardan ikonlara kadar her şey minimum boyuta çekilirken, yeşil butonun işlevi de değişiyor. Daha önce aktif pencere veya uygulamanın görünüm boyutunu gelişigüzel olarak büyüten veya küçülten bu buton, artık aktif pencerenin tam ekranda görüntülenmesini sağlıyor. Yeşil butonu eski işlevinde kullanmak içinse ikona tıklarken Alt tuşuna basmak gerekiyor. Apple’ın fonksiyon değişimine gitmesinde uygulamaların tam ekran kullanımını teşvik etmek önemli bir rol oynasa da, en azından başlangıçta pek çok kullanıcının bu işleyiş tarzına öfke duyması olası gözüküyor.
Ekranın altında bulunan uygulama yuvası ise daha temiz bir görünüme kavuşmuş olmasıyla dikkat çekiyor. Üç boyutlu raf görünümünden vazgeçen Apple, bunun yerine köşeleri kavisli bir cam bloğu andıran bir görünümü seçmiş. Böylelikle uygulama yuvası arkadaki duvar kağıdına çift boyutlu bir biçimde oturtulmuş oluyor.
Kullanım açısından oldukça hoş bir deneyim sağlayan bu yeni görünüm, Windows 8’in Microsoft kullanıcılarında oluşturduğu etkiyi yaratmayacaktır. Daha temiz, daha iyi, ancak aynı zamanda tanıdık olan OS X Yosemite’ın görünümü, Mac kullanıcılarında pek fazla şaşkınlık uyandırmayacaktır.
Spotlight
OS X’te uygulama, belge, fotoğraf veya e-posta aramak hep oldukça kolay olsa da, çoğu kullanıcı bu kolaylığın farkına varmakta zorlanıyordu. OS X Yosemite’de kullanıcılar Command ve Space tuşlarına aynı anda bastıkları zaman, ekranın ortasında büyük bir arama kutusu beliriyor.
Yeni tasarımıyla Spotlight araması eskiye kıyasla çok daha ön planda yer alıyor. Apple’ın Spotlight aramasını bu denli ön plana çıkarmasının altında da bir sebep yatıyor. Eskiden kullanıcılara bilgisayarlarında bulunan şeylerin bir listesini hızlı biçimde göstermekle yetinen Spotlight, artık hem uygulamalardan hem de Haritalar, Wikipedia, App Store, iTunes gibi servislerden internet kaynaklı veriler çekebiliyor. Spotlight aramasını kullanarak sinema seanslarını görmek veya sadece ”pizza” yazarak yakındaki pizzacıların listesine ulaşmak mümkün oluyor. Ancak söz konusu özelliklerin ilk etapta Türkiye’de aktif olarak kullanılamadığını belirtmekte fayda var.
Bir uygulamayı en hızlı biçimde açmak için uygulamanın adını Spotlight kutusuna yazmaya başlamak yeterli oluyor. Spotlight kelimeyi otomatik olarak tamamlarken, istenilen uygulamayı hızlı biçimde açıyor.
Kişiler için kullanıcıların arama kutusuna bir kişi ismi yazmaları yeterli oluyor. Otomatik olarak bir kişi kartı oluşturan Spotlight, tüm verileri bu kartta gösteriyor. Söz konusu kartta son e-postalara ve o kişinin adının geçtiği dokümanlara bağlantılarda bulunuyor. Eğer bu kişi yeterince ünlüyse, hakkında yazılan Wikipedia yazısı da sonuçlar içinde gösteriliyor. Handoff özelliği ile Mac üzerinden telefon araması yapılabildiği göz önüne alınınca Spotlight’ın telefonla yapılacak aramaları da hızlandırma potansiyeli olduğu görülüyor.
Spotlight’ın en kullanışlı ve sevilesi özelliğiyse temel çevirimleri ve matematik işlemlerini kolayca yapabilmesi. Spotlight aramasını kullanarak döviz kurunu görmek veya dört işlemi yapmak mümkün oluyor. Döviz kurunu görmek isteyenler, cihazları internete bağlı olmasa bile Spotlight son çevrim içi veriyi kaydettiği için bu isteklerini gerçekleştirebiliyor.
Apple henüz sayısal bilgi motoru Wolfram Alpha gibi servisleri Spotlight’a bağlamasa da, kısa süre içinde bu bağlantıyı da kurması kimseyi şaşırtmayacaktır.
Yenilenen Spotlight aramasıyla Apple’ın kullanıcıların internet tarayıcısına ve Google gibi arama motorlarına ihtiyaç duymadan hızlı cevaplar almasına öncelik veriyor. Bunun dışında Spotlight Mac’te gezinmeyi önemli ölçüde kolaylaştırıyor.
Bildirimler
Apple iOS’in bildirim panelini ilk kez OS X Mavericks ile masaüstüne taşımıştı. Yosemite Mavericks’in sunduğu deneyimi biraz daha geliştiriyor ve ekranın sağ kısmında bulunan panele çeşitli bileşenlerin eklenmesine izin veriyor. Bu bileşenlerin varsayılan olarak kapalı biçimde geldiğini ayrıca belirtmek gerekiyor. Artık kullanıcılar bu panelde bildirimlerine ek olarak hava durumu, borsa bilgileri, hesap makinesi ve randevu listelerini görebiliyor.
Bildirim paneli için varsayılan olarak sunulan bileşenler sadece Apple tarafından geliştirilen temel bileşenler olsa da, Apple üçüncü taraf geliştiricilere de panele bilişen ekleme izni veriyor. Günlük kullanıcıların bileşenlerin farkına varması pek olası gözükmese de, Mac’ini kapsamlı biçimde kullananlar bileşenlerden yoğun biçimde faydalanacaktır.
Safari
Her yeni işletim sisteminde Safari’yi geliştiren Apple, bu yaklaşımı OS X Yosemite’de de sürdürüyor. Tıpkı diğer Apple uygulamaları gibi, Safari 8.0 da daha temiz bir tasarım ve daha yeni özelliklerle geliyor.
Araç çubuğunun dağınıklığı önemli ölçüde ortadan kaldırılırken, favorilere URL/Arama kutusuna tıkladıktan sonra açılan bir menü aracılığıyla erişilebiliyor.
Tıpkı Spotlight aramasında olduğu gibi, Safari’nin arama kutusu da kullanıcılara Wikipedia, Haritalar, iTunes, gibi kaynaklardan çektiği bilgileri ve arama motorlarından elde ettiği çeşitli önerileri gösteriyor. Kullanıcılar arama için Google veya Bing dışındaki motorlar arasından seçim yapma şansına da sahip.
OS X Yosemite ile sekmelerin görüntülenmesi için kolay bir yol sunuluyor. Kullanıcılar parmaklarını fare veya trackpad üzerinde kaydırarak sekmeler arasında geçiş yapabiliyor. Söz konusu yöntem iOS 8’deki sekme deneyimini akıllara getiriyor. İnternet üzerinde daha hızlı bir gezinme deneyimi sunan Safari 8.0 Google Chrome ve Safari 7’ye karşı hız konusunda üstünlük sağlıyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: OS X Yosemite Beta İncelemesi
OS X Yosemite ile, tüm Apple uygulamaları gibi, Mail uygulaması da güncelleniyor. Mail uygulamasına eklenen Markup özelliği sayesinde kullanıcılar fotoğraflara dipnot koyabiliyor, trackpad veya kamera aracılığıyla belgelerin altına imza atabiliyor. Özellikle önemli şeylerin anlatıldığı e-postalarda Markup, tahmin edildiğinden daha fazla işe yarıyor.
Maildrop özelliği ise e-postalara büyük boyutlu eklerin yerleştirilmesi konusunda yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırıyor. iCloud ile bağlantılı olarak çalışan Maildrop ile maksimum 5 GB boyutunda dosya paylaşımı yapılabiliyor. Söz konusu dosyalara 30 gün boyunca erişilebiliyor.
E-postalarında büyük boyutlu dosyalar göndermeyenler için Maildrop pek gerekli gözükmese de, WeSendIt gibi servislerden sıklıkla faydalananlar Maildrop’u yoğun biçimde kullanılacaktır. Maildrop’un 5 GB’lık alanının iCloud kotasından bağımsız olduğunu da belirtmekte fayda var.
Mesajlar
Yosemite ile güncellenen mesajlar uygulamasında grup çalışmasının üzerinde özellikle durulurken, konum paylaşımı ve sesli mesajlar gibi yenilikler de sunuluyor. iOS 8.1 işletim sistemiyle çalışan bir iPhone’u bulunanlar Mesajlar uygulamasını kullanarak kısa mesaj gönderme ve alma şansına da sahip oluyor. Bunun için karşı tarafın iMessage kullanması da gerekmiyor.
Devamlılık
Yosemite ile birlikte gelen en önemli ve en heyecan verici özelliklerden birisi de Devamlılık. Bu özellik sayesinde iPhone ve Mac pürüzsüz biçimde birbirleriyle eşlenebiliyor, bu sayede iki cihaz birbirinin gücünden faydalanabiliyor. Devamlılık özelliğiyle Mac’i kullanarak arama yapmak veya gelen çağrıları yanıtlamak mümkün oluyor.
OS X işletim sistemli cihazları daha fazla iş odaklı olarak kullananlar ve sürekli olarak hareket halinde olanlar için Devamlılık kapsamında iPhone’un bir hızlı bağlantı noktası işlevi görmesi oldukça dikkat çekici bir özellik. Kişisel bağlantı noktaları yeni olmasa da, telefonun cepten çıkmadan bir bağlantı noktasına dönüşmesi oldukça zaman kazandıran bir işlev olarak göze çarpıyor.
Masaüstünden Mesajlar uygulamasını kullanarak iMessage’a dahil olmayan kişilere bile SMS gönderilebilmesi başarılı bir diğer Devamlılık özelliği niteliğini taşıyor. Masaüstünden kısa mesaj atılabilmesi sayesinde çalışma esnasında daha çok kişiyle iletişim kurmak da mümkün hâle geliyor.
Devamlılık sayesinde Mac üzerinden iPhone’a gelen aramaları yanıtlamanın ve yeni arama yapmanın da önü açılıyor. Ancak gelen aramalarda zil sesinin kapatılamaması ve mikrofonun görüşmeler esnasında yeterli randımanı verememesi Apple’ın bu alanda kendisini biraz daha geliştirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Devamlılık özellikleri iOS 8.1 ile birlikte aktive oluyor.
Performans
OS X Yosemite deneyimimizin önemli bir kısmının beta sürecinde geçmesi çeşitli hata ve açıklarla karşılaşılmasını doğal kılıyor. Bu sürecin yaklaşık dört ay sürmesi nedeniyle çeşitli hatalarla karşılaşmak sürpriz olmaktan çıkıyor.
Beta sürecinin sonlarına doğru hatalar önemli ölçüde azalırken, cihazda sunulan deneyim de daha dengeli bir hâle gelmişti. Ana sürümle birlikte de bu denge korunuyor. Ancak cihazın yaşına bağlı olarak performansta kısmi yavaşlamalar görmek de ihtimaller arasında yer alıyor, ancak bu yavaşlama genel kullanım deneyimini eskiye göre daha kötü bir yöne götürmüyor.
Sonuç
OS X için müthiş bir aşama özelliği taşıyan Yosemite’nin iPhone ile bağlantı kurmak için yeni yollar eklemesi sürümün en dikkat çekici yönü olarak aradan sıyrılıyor.
Tasarımdaki değişiklikler ve Spotlight aramasındaki iyileştirmeler de oldukça hoş ve kullanışlı olsa da, bu güncellemeden en çok Apple ekosistemi deneyimlerini bir üst seviyeye taşıyacak olan iPhone sahipleri memnun kalacaktır. Ortaya koyulan deneyimde halen çeşitli eksiklikler olsa da, Apple’ın yayınlayacağı güncellemelerle bu eksiklikleri gidermesi pek zor gözükmüyor. Temel olarak oldukça başarılı bir güncelleme olan Yosemite, masaüstü deneyimini zenginleştirecek özellikleri kullanıcılara sunuyor.