Apple haziran ayının başında düzenlenen WWDC 14’te iOS 8 ile birlikte yeni masaüstü işletim sistemi OS X Yosemite’ı da görücüye çıkarmıştı. Şirket Yosemite ile birlikte dağıtım anlayışında da bir değişikliğe gitmiş ve işletim sisteminin beta sürecini herkese açık bir şekilde yürütmeye karar vermişti.
Apple’ın bu kararı hayranlarını sevindirse de, herkese açık bir beta sürecinin daha fazla risk barındırdığını da unutmamak gerekiyor.Yeni işletim sisteminin belli özelliklerinden daha erken faydalanma isteği, kullanıcıları bir uyarı olmaksızın her şeyin çökmesi riskiyle başbaşa bırakıyor.
OS X Yosemite çok sayıda değişiklikle kullanıcıların karşısına çıkıyor. Bu yeni özellikler tipik Apple tarzını yansıtıyor. Kullanıcıların bir haftalık kullanımın ardından bu özelliklere bağlanmaları ve bu özelliklerin neden daha önce kullanılmadığını sorgulamaları oldukça muhtemel gözüküyor.
Tamamen yeni özelliklere ek olarak, hem popüler özelliklere hem de arka planda kalmış özelliklere yenilikler getiren OS X Yosemite, bazı değişikliklerini örtü altında tutuyor. Bazı özellikler ise herhangi bir değişime uğramadan geçmişten OS X Yosemite’a aktarılıyor.
OS X Yosemite henüz beta aşamasında olduğu için henüz kullanılamıyor. iOS 8 ile bağlantılı özelliklerden de şu an için sadece iOS Geliştirici Programı’na dahil olan kullanıcılar faydalanabiliyor.
Görünüm
OS X’in kullanıcı arayüzünde yapılan sistematik temizlik Yosemite’ın getirdiği en büyük ve en görsel değişiklik olarak dikkat çekiyor. Bu yeni görünüm iOS 7’deki kadar seyreklik barındırmasa da, geçmiş versiyonlara kıyasla çok daha temiz gözüküyor.
Apple OS X Yosemite ile birlikte kullanıcılarına yeni bir yazı tipi sunuyor. Daha temiz ve ince bir görsel deneyim sunan bu yazı tipi özellikle Retina ekranlı MacBook Pro serisi için tasarlanmış.
Apple araç çubuğunu yenileyerek buradaki dağınıklığın önemli bir kısmından kurtulmuş. Kırmızı, sarı ve yeşil butonlardan ikonlara kadar her şeyin boyutu minimuma indirilmiş. İşlevi değişen yeşil buton artık o anda aktif olan uygulamayı veya pencereyi tam ekranda görüntülemek için kullanılıyor. Apple’ın tam ekrana geçişi bu denli kolay hâle getirmesini tam ekran kullanma teşviği olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.
iOS 7’deki tabaka etkisini sürdürmek isteyen Apple, Yosemite’ın pencerelerine de biraz şeffaflık kazandırmış. Böylelikle kullanıcılar pencerelerin arkasında ne olduğunu, hatta bazı durumda içlerini veya sonrasında ne geleceğini görebiliyor. Bu gizli efekt etkileyici biçimde çalışıyor. Kullanıcılar her zaman farketmeyecek olsalar da, bu efektin hakkını vereceklerdir.
Ekranın alt kısmında yer alan dock’taki değişiklikler de hemen farkediliyor. Üç boyutlu bir görünüme sahip olan rafın yerini kavisli köşeleri olan cam görünümlü bir çubuk alırken, bu çubuk duvar kağıdına iki boyutlu bir biçimde eklemleniyor.
Spotlight
OS X’te uygulamaları, belgeleri, fotoğrafları veya e-postaları aramak oldukça kolay olsa da, pek çok kişi bu kolaylığın farkına varamamıştı. OS X Yosemite’ta kullanıcılar Command ve Space tuşlarına aynı zamanda bastıkları zaman ekranın ortasında büyük bir arama kutusu beliriyor.
Yenilenen Spotlight tasarımının eskiye göre daha belirgin olmasının ise bir nedeni var. Daha önce kullanıcılara sadece cihazlarındaki şeylerin hızlı bir listesini veren Spotlight, artık internetten ve Haritalar, Wikipedia, App Store, iTunes Store gibi mecralardan veri çekebiliyor ve görevini eskiye kıyasla çok daha sezgisel biçimde yerine getiriyor.
Kullanıcılar bir uygulamayı başlatmak istedikleri zaman uygulamanın adını Spotlight arama çubuğuna yazmaya başladığında Apple otomatik olarak yazımı tamamlıyor, ardından da uygulamayı başlatıyor. Spotlight’ın zaman kazandıran bu tarz özellikleri pek çok kişi tarafından takdir edilecektir.
Örneğin kullanıcılar kişi listesindeki bir ismi Spotlight üzerinden arattıkları zaman karşılarına o kişinin iletişim bilgilerine ek olarak o kişiyle ilgili e-posta bağlantıları ve cihazda onun adının geçtiği dosyaların listesi çıkıyor. Eğer bu kişi ünlüyse, hakkındaki Wikipedia makalesi de sonuç sayfasında gösteriliyor. iOS 8’in yayınlanmasıyla birlikte bu ekran üzerinden bir Handoff araması gerçekleştirmek de mümkün olacak.
Bunlara ek olarak, Spotlight üzerinden basit çevirim ve matematik işlemleri de yapmak mümkün. Yani 1 doların kaç TL olduğunu veya 5+3’ün neye eşit olduğunu merak edenler meraklarını Spotlight sayesinde giderebiliyor. Apple’ın bu tarz kısa cevaplarla kullanıcıların tarayıcılara olan bağımlılığını azaltmaya çalıştığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Bildirimler
OS X’in iOS’ten aldığı Bildirimler özelliği, Yosemite’ta biraz daha gelişmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Ekranın sağ tarafında beliren Bildirim Merkezi’ne artık daha önce gösterge bölümünde yer alan bileşenler de eklenebiliyor. Böylelikle kullanıcılar bu panelde bildirimlerine ek olarak, Bugün başlığı altında hava durumu ve borsa bilgilerini, randevularını görebiliyor; hesap makinesini kullanarak hesaplama yapabiliyor.
Apple tarafından hazırlanan bu temel bileşenlere ek olarak, üçüncü taraf uygulamalar için hazırlanan bileşenler de Bildirim paneline eklenebilecek. Bu bileşenler 2014 bitmeden Yosemite’taki yerini alacak.
Bildirim Merkezi’ni daha önceki OS X sürümlerinde de kullananlar Yosemite ile eklenen yeni özelliklerden fazlasıyla memnun kalacaktır. Ancak bu özelliklerin daha önceki sürümlerde bildirimleri pek fazla kullanmayanları cezbetmekte ne denli etkili olacağı konusunda iyimser bir tahminde bulunmak pek kolay değil.
Safari
Safari’yi yeni işletim sistemleriyle birlikte düzenli olarak geliştiren Apple, Yosemite’ta da bu geleneği bozmuyor. Tıpkı diğer Apple uygulamaları gibi, Safari 8.0 da Yosemite’ta daha temiz bir tasarım ve yeni özelliklerle kullanıcıların karşısına çıkıyor. Safari’nin araç çubuğundaki fazlalıkların büyük bir kısmı atılırken, URL/arama kutusuna tıklandığı zaman ortaya çıkan favoriler menüsü göze çarpan bir diğer yenilik oluyor.
Tıpkı Spotlight arama kutusu gibi, Safari’nin arama kutusu da kullanıcıların karşısına Wikipedia, Haritalar, iTunes gibi kaynaklardan bilgiler çıkarabiliyor. Kullanıcılar bu kutu üzerinden yapılan aramalar için farklı opsiyonlar arasından seçim yapabiliyor.
Yenilenen sekme görünümü oldukça kullanışlı olması sebebiyle alkışı hak ediyor. Akıllara iOS 7’deki sekme deneyimini getiren bu yeni görünümde kullanıcılar sekmeler arasında fare üzerinde yaptıkları bir sürükleme hareketi sayesinde dolaşabiliyor. Şirketin Safari 8.0’da güvenlik ve çerez yönetimi konusunda önemli çalışmalar yaptığı da ayrıca belirtiliyor.
Apple OS X Yosemite ile birlikte yerleşik Mail uygulamasına da yenilikler getiriyor. Markup adı verilen özellik sayesinde kullanıcılar fotoğraflarına dipnot, imza veya yazı eklemek için trackpad’den faydalanabiliyor veya kamerayla tarama yaparak e-postaya belge ekleyebiliyor. Markup kulağa geldiğinden daha faydalı bir özellik olmasıyla dikkat çekiyor.
Maildrop ise kullanıcıların e-postalara büyük eklentiler yerleştirirken yaşadıkları telaşın minimuma indirilmesini amaçlıyor. Büyük eklentiler için bir bağlantı sağlayan bu özellik iCloud ile birlikte çalışıyor ve Maildrop ile e-postaya eklenen bağlantılar 30 gün boyunca aktif olarak kalıyor.
Mesajlar
Yosemite için yenilenen Mesajlar uygulamasında gruplar halinde çalışmaya ayrı bir önem gösterilmiş. Uygulama üzerinden kullanıcılar artık konum ve sesli not paylaşımı yapabiliyor. iOS 8’in yayınlanmasıyla birlikte kullanıcılar arkadaşları tarafından gönderilen mesajları, iMessage olmasalar bile, Mesajlar uygulaması aracılığıyla görüntüleyebilecek. OS X Yosemite’ın beta sürümünde bulunmayan bu özellik, kulağa oldukça etkileyici geliyor.
iOS 8 Özellikleri
Yosemite’ın beta sürümünde ilgi çeken bazı özellikler test edilemiyor. Bu özelliklerin önemli bir kısmı iOS 8 ile bağlantılı olduğu için iOS 8 yayınlanmadan bu özellikleri denemek pek olası gözükmüyor. iCloud Drive, Handoff, kişisel bağlantı noktası gibi özellikler için eylül ayında iOS 8’in ve OS X Yosemite’ın tam sürümünün yayınlanmasını beklemek gerekiyor.
Performans
Bir yazılımın beta performansını test eden kullanıcıların en önemli kaygısı yazılımın ne kadar dengeli bir performans göstereceği oluyor. Apple kullanıcılara yedekteki cihazlara Yosemite’ın beta sürümünü yüklemelerini tavsiye etse de, testlerimiz esnasında fazla bir probleme rastlamadığımızı belirtmek gerekiyor. Test süreci problemlerden tamamen arınmış olmasa da, tam sürümünün yayınlanmasına iki aydan fazla bir süre bulunan bir yazılımda bu kadar az problemin yaşanması dikkat çekiyor. Yine de OS X Yosemite beta sürümünün yüklü olduğu cihazlara hayati görevler yüklememekte fayda var.
Sonuç
Yosemite OS X’in iOS ile bağlantısını güçlendirme konusunda mükemmel bir sıçrama sağlayacağını şimdiden belli ediyor. Pek çok iOS 8 özelliğine halihazırda ulaşılamaması dahi bu mesajın verilmesini engelleyemiyor. Tasarımdaki değişiklikler, Spotlight aramasının geliştirilmesi gibi özellikler dikkat çekerken, Yosemite güncellemesinden en çok faydalanacak grup iPhone kullanıcıları olacak gibi gözüküyor.