Nokia N95’in tanıtım videolarını gördüğüm zamanı hatırlıyorum, 2006 yılının sonbaharı… O zamanlar ortalıkta ne iPhone ne de Android’li akıllı telefonlar vardı. Dokunmatik ekranların sadece PDA’lerde kullanılabileceğini düşünürdük. Zamanın şartlarında o Nokia N95 bir mobil bilgisayar olarak lanse edilmişti. Cihazın fotoğraflarına bakıp, videolarını izleyip iç geçirdiğim zamanları hatırlıyorum. Sonunda da gidip bu telefonu satın almıştım.
Cep telefonu dünyasında kral koltuğunda oturan Nokia’nın kaderi 2007 yılının başında değişti. iPhone adı verilen, ön yüzünde dokunmatik ekran barındıran ve bu dokunmatik ekran yardımıyla kontrol edilen bir cihaz çıktı ve oyunun tüm kurallarını değiştirdi. iPhone’un piyasaya çıkışından yaklaşık 15 ay sonra oyuna katılan Google’ın mobil işletim sistemi Android ise piyasayı daha da kızıştırdı.
Nokia yeni oyun kurallarına ayak uydurmakta oldukça zorlandı. Dokunmatik ekranlı iPhone Haziran 2007’de piyasaya çıkmışken, Nokia’nın ilk dokunmatik ekranlı cihazının çıkışı 2008’in sonlarına doğru gerçekleşti. Üstelik bu cihazda kullanılan dokunmatik ekranda iPhone’un ekranı gibi kapasitif değil, dirençsel bir ekran bulunuyordu. Bununla beraber şirketin öncülüğünü ettiği Symbian işletim sistemi dokunmatik ekranları için yeteri kadar optimize edilmiş değildi.
Sonrasında gelen N97, N97 Mini, N8 gibi cihazların hepsi Nokia’nın geri dönüş için umut bağladığı cihazlar oldu. Her ne kadar bu cihazlar donanım açısından tatmin edici olsalar da, taşıdıkları yazılım nedeniyle Nokia’nın beklediği performansı gösteremediler. Symbian için elinden geleni yapmış olan Nokia, MeeGo’da da bir türlü takvime uyamayınca sonunda pes etti ve pazarda hazır bulunanı kullanmaya karar verdi.
Madalyonun bir de öteki yüzüne bakalım. Microsoft, iOS ve Android karşısında rekabet gücünü kaybeden Windows Mobile’ı bir kenara bırakarak herşeye sıfırdan başladı ve Windows Phone 7’yi geliştirdi. Samsung, HTC, LG gibi üreticileri yanına alan Microsoft yavaş adımlarla ilerliyor. Ancak Microsoft bu şirketlerin tam anlamıyla odağında sayılmaz. Saydığımız bu üreticilerin her biri Android cihazları geliştirmek için de çalışıyor. Microsoft’un Windows Phone 7’yi daha da yukarılara çıkarması için daha fazlasını ortaya koyacak bir ortağa ihtiyaç vardı.
Tekrar başa güreşmek isteyen iki şirketin kaderi 11 Şubat tarihinde kesişti. Bir süredir Teknoblog’da sürekli aktardığımız dedikodular artık okun yaydan çıktığını gösteriyordu. Geçtiğimiz eylül ayında Nokia’nın yönetici koltuğuna oturan Stephen Elop tabloyu görmüş ve şirketinin akıllı telefon pazarında tekrar rekabetçi bir konuma gelmesi için hazırda varolan gelişmiş bir ekosistemden yararlanması gerektiğini söylemişti. Bu etapta Google ve Microsoft ile görüşmeleri başlatan Nokia’nın seçimi Microsoft oldu.
Nokia, Google’ı tercih etmemesinde kendi adına haklı. Android Google’a malolmuş bir işletim sistemi, oturmuş bir yapısı var, Nokia’nın varolan servislerini ve hizmetlerini bu çatı altında ve de arzu ettiği farklılaşmayı yakalayarak sağlaması zor. Microsoft’un Windows Phone 7 platformu ise yola yeni başlamış sayılabilir. İlk cihazlar daha birkaç ay önce satışa çıktı ve gelişmesi için zamana ihtiyacı var. İşte bu noktada Microsoft ve Nokia için ortada bir kazan-kazan durumu var. Nokia, Microsoft’un kendisine sağlayacağı ayrıcalıklı imkânlarla zaten donanım açısından zengin olan akıllı telefonları eli yüzü düzgün bir işletim sistemiyle piyasaya sürebilir. Microsoft ise Nokia’nın mobil servisler alanında sahip olduğu birikim ve deneyimi Windows Phone 7’nin gelişmesi için kullanabilir. Üstelik her ne kadar geriliyor gibi görünse de, Nokia’nın bir adı var. Windows Phone 7 ile çalışan bir Nokia akıllı telefonu insanların ilgisini çekecektir. Bu ilgi insanların telefonları satın almasını sağlarsa, bu durumda Windows Phone 7’nin akıllı telefon işletim sistemi pazarındaki payı da yükselecektir.
Nokia’nın Windows Phone 7’yi temel akıllı telefon platformu olarak belirlemesiyle birlikte artık Symbian iyice gözden düştü. Zaten Nokia Capital Markets Day etkinliğinde Stephen Elop’un göstermiş olduğu bir slayt, uzun vadede Symbian’ın yok olacağını kanıtlıyor. MeeGo’nun ise “geleceğin cihazlarını ve deneyimlerini keşfeden, öğrenme niteliğindeki bir açık kaynak kodlu platform” olacağı söyleniyor. Yine de, bu sene içinde bir adet MeeGo cihazının çıkacağının açıklanması, Nokia’nın artık MeeGo’yu da çok fazla önemsemediği şeklinde yorumlanabilir. Görünüşe göre, Nokia tüm enerjisini Windows Phone 7’ye verecek.
Merak ettiğim bir konu da, Nokia Türkiye’nin Windows Phone 7 stratejisi. Biliyorsunuz, Türkiye’de Windows Phone 7 cihazı satılmıyor. Hangi ülkede WP7 cihazının satılacağına Microsoft karar veriyor. Peki, Nokia’nın gelecekte çıkaracağı WP7 cihazlarının Türkiye pazarında satışa sunulması konusunda insiyatif kimde olacak? Nokia kendi ağırlığını ortaya koyacak mı? Bunu da Nokia markalı WP7 cihazları çıkmaya başladığında göreceğiz.
11 Şubat dünya tarihine devrim niteliğinde sayılacak duyuruların yapıldığı bir tarih olarak geçecek. 11 Şubat sonrasında sürecin nasıl gelişeceğini görmek oldukça ilginç olacak.