Netflix yola 22 yıl önce bir DVD kiralama servisi olarak çıktığı yolda eğlence sektörünün geleceğini tanımlayan dev bir şirkete dönüştü. 91. Akademi Ödülleri ise şirketin gücünü sinema endüstrisine kanıtladığı etkinlik olarak tarihe geçti. Netflix Roma ile üç Oscar ödülünün sahibi oldu.
Alfonso Cuarón‘un yönettiği film; “En İyi Yabancı Film”, “En İyi Görüntü Yönetmenliği” ve “En İyi Yönetmen” kategorilerinde Oscar’ları kazandı. Söz konusu ödüller arasında en çarpıcı olanının Cuarón’un en iyi yönetmen ödülü olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Netflix 2014’ten bu yana Oscar ödüllerine aday gösteriliyor. Şirket, ilk ödülünü de 2017’de kazanmıştı. Ancak adaylıkların ve ödüllerin büyük çoğunluğu belgesellerle gelmişti. 2018’de Mary J. Blige’ın Mudbound’daki rolüyle “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülüne aday gösterilmesi, Netflix’i tabir-i caizse “ana tahtaya sokmuştu”. 2019’da 15 dalda adaylar arasına giren şirket, bunların üçünde kazanan olmayı başardı.
Roma, Netflix’in yapımları içinde en çok ödül kazananlardan biri olma yolunda ilerliyor. Film, İngiliz Film Akademisi Ödülleri’nde (BAFTA) “En İyi Film” de dahil olmak üzere dört dalda ödül kazanmıştı. Roma, Oscar Ödülleri’nde de favoriler arasında gösteriliyordu.
Sinema sektörünün önde gelen bazı isimlerinin eleştirilerine rağmen, Netflix’in önemli ödülleri kazanması başarısını daha dikkat çekici hâle getiriyor. Bu isimlerden biri olan yönetmen Steven Spielberg, Netflix’in “televizyon filmi” yaptığını dile getirmişti. Bu eleştirileri bertaraf etmek isteyen şirket, 2018’de yayınladığı üç büyük filmi Roma, Buster Scruggs ve Bird Box’ı kendi platformundan önce kısıtlı da olsa sinemalarda gösterime sokmuştu.
Netflix Roma ile üç önemli Oscar ödülünü kazanmadan önce de sinema endüstrisinin geleneksel oyuncularıyla aynı masayı oturmayı başarmıştı. Şirket, kısa süre önce Amerikan sinema endüstrisinin en güçlü organizasyonu Amerikan Sinema Filmleri Derneği’ne katılmıştı.
