Türkiye Uzay Ajansı tarafından hazırlanan Milli Uzay Ajansı Tanıtım Toplantısı bu akşam Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sabah’ın haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bu etkinlikte Türkiye’nin 10 yıllık uzay vizyonunu ortaya koyan Milli Uzay Programı açıklandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE’nin entegrasyon işlerinin tamamlandığını ve testlerin sürdüğünü kaydetti. Öte yandan Erdoğan, Milli Uzay Programı içinde yer alan birincil ve önemli hedefin, Cumhuriyetin 100’üncü yılında Ay’a ilk teması gerçekleştirmek olduğunu kaydetti. Uzay programı kapsamında Türkiye’yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin takibi konularında daha ileri bir seviyeye ulaştırmak da amaçlanıyor.
Erdoğan, hedefler birer hayal ürünü değil; havacılık ve uzay teknolojilerinde bugüne kadar başarılanların bir üst noktaya taşınması olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin kozmik rekabetteki mücadelesinin 1985’ten bu yana sürdüğünü, son 18 yıldaki yatırımlarla da bu mücadelenin altyapısının oluşturulduğunu sözlerine ekledi. Türkiye’nin kendi imkanlarıyla ürettiği ve 2012 yılında uzaya fırlattığı istihbarat uydusu Göktürk-2’yi örnek gösterdi, bunun sayesinde dünyada uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girildiğini belirtti.
Göktürk-2 uydusunu Göktürk-3 izleyecek. Erdoğan’ın belirttiğine göre, gece gündüz fark etmeksizin, yüksek çözünürlüklü görüntü elde edebilecek bu uydunun planlamaları devam ediyoruz. İlk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE’nin de entegrasyon işleri tamamlandı, testleri sürüyor. Bu uydu da 2021 yılında fırlatılacak. Erdoğan, “Gözlem uydularında kazandığımız tecrübeyle haberleşme uydularını da kendi imkanlarımızla üreterek bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve milli imkanlarla üretilmekte olan ilk haberleşme uydusu Türksat 6A’nın da 2021’de uzaydaki yörüngesine yerleştirileceğini kaydetti. “Uydu teknolojisini alt bileşenleri üretmek konusunda da yoğun çalışmalar içerisindeyiz.”
Yüksek çözünürlüklü uzay kamerası, yeni nesil uçuş bilgisayarı, yönlendirebilir anten, tepki tekeri, güneş algılayıcı gibi birçok kritik sistemin özgün olarak geliştirilip üretildiğini belirten Erdoğan, önümüzdeki süreçte Türk mühendislerinin yerli yazılımıyla birlikte uydulardan elde edilen bilgilerin güvenliğini de sağlayacaklarını dile getirdi. “Roketler, uydular, yer sistemleri ve daha nicesi için kurduğumuz modern altyapılar sayesinde fikirden ürüne kadar ihtiyaç duyulan tüm ürünleri sağlayabiliyoruz.”
Erdoğan, uzay ve roket test merkezleri, uzay sistemleri tasarım ve test laboratuvarları, uydu haberleşme merkezleri, yer kontrol istasyonları, optik sistemler araştırma ve uygulama altyapılarında Türkiye’nin her geçen gün daha yetkin hâle geldiğini de kaydetti. Türkiye’nin artık uluslararası bir oyuncu konumunda bulunduğunun altını çizdi.
Şu anda en önemli eksikliğin fırlatma konusunda olduğunu söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin kendi ürettiği uyduları kendi roketleriyle uzaya fırlatacak seviyeye henüz gelmediğini belirtti. Ancak bu konuda da önemli adımlar atıldığını sözlerine ekledi. Geçen yıl Roketsan’ın öncülüğünde milli teknolojilerle fırlatılan ilk yerli sonda roketini hatırlattı. Bu konuda daha iyi ve ileri çalışmalara ve başarılara imza atılacağını da vurguladı.
Uydu teknolojilerinin yanı sıra, astronomik gözlem noktasında da önemli altyapılara sahip olunduğunu kaydeden Erdoğan, ülkemizin modern anlamdaki ilk gözlemevi olan TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin, Türkiye’nin en büyüğü olan bir teleskopu barındırdığını hatırlattı.
Erdoğan, Doğu Anadolu Gözlemevinin inşaatının sürdüğünü de kaydetti. Bu tesis tamamlandığında ilk kızılötesi teleskop devreye alınmış olacak. Erdoğan’a göre sadece TÜBİTAK aracılığıyla son 18 yılda uydu, uzay, fırlatma sistemleri konusunda 56 projeye 2.1 milyar lira kaynak sağlandı. Bu tür yatırımlarla uzay çalışmalarının gençler ve araştırmacılar nezdindeki cazibesini artırmayı ümit ettiklerini de dile getirdi. “Biz astronomi, matematik ve tıp gibi temel bilimlere öncülük etmiş, çığır açmış bir medeniyetin mirasçısıyız. Bugün uzay çağını konuşabiliyoruz.”
Milli Uzay Programı kapsamında hedef 2023’te Ay’a ilk inişi gerçekleştirmek
Son birkaç gündür sosyal medyada da gündem olan, Göbeklitepe yakındaki bir tarlada 5 Şubat’ta görülen blokun üzerinde Göktürk alfabesiyle ‘Ay’ı görmek istiyorsan gökyüzüne bak’ yazıyordu. Göbeklitepe’deki bloğun sırrı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla ortaya çıktı:
“Hedeflerimizi gerçekleştirmek için hangi kaynak ve yetkinliğe sahip olmamız gerektiğini belirledik. Şimdi Türkiye’deki uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji hedef ve projelerinin yer aldığı milli uzay programımızı tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki, gökyüzüne bak ayı gör.”
Erdoğan, Milli Uzay Programı’ndaki birincil ve en önemli hedefin, Cumhuriyetin 100. yılında Ay’a ilk teması gerçekleştirmek olduğunu kaydetti. “İnşallah Ay’a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay programıyla bu hedefi 2 aşamada tamamlamayı düşünüyoruz.”
İlk aşamada, 2023 sonunda Türkiye’nin milli ve özgün hibrit roketiyle Ay’a ulaşılarak sert iniş gerçekleştirilecek. Uzay aracını yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatma ise uluslararası iş birliğiyle hayata geçirilecek. Erdoğan’ın son zamanlarda Elon Musk ile yaptığı görüşmeler, bu konuda SpaceX ile iş birliği yapılacağı ihtimalini akıllara getiriyor. “Hem Ay’a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacak, hem de ikinci aşama için gerekli bilgileri toplamış olacağız.”
İkinci aşamada ise Ay’a yumuşak inişin gerçekleştirilmesi planlanıyor. “Ay’a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz ikinci aşamayı da tamamladığımızda Ay’da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz. Böylece medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali, al bayrağımızla Ay’a göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız.”
Erdoğan, hazırlıklarına başlanacak Ay programının fırlatma, roket ve kontrol teknolojilerindeki atılımlar için bir kaldıraç görevi göreceğini kaydetti. “Bu program birçok alandaki çalışmalara zemin oluşturacaktır. Böylece yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz alt sistemlerin ticarileştirmesinin de önü açılacaktır.”
Milli Uzay Programı kapsamındaki diğer hedefler
Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Uzay Programı’ndaki bir diğer hedefin, yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarmak olduğunu kaydetti. Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda kurulacak olan tek bir milli şirket bünyesinde uydu geliştirme çalışmaları tek bir çatı altında birleştirilecek. Böylelikle hem tam eşgüdümü yakalanacak, hem de tüm imkanlar daha verimli şekilde kullanılacak. Erdoğan, bu sayede rekabet gücünün artacağını ve dünyadaki uydu pazarından daha fazla pay elde edileceğini belirtti. Uzaydaki hedeflerle uyumlu olarak yeni uydu ihtiyaçlarının da çok daha verimli şekilde giderileceğini kaydetti.
Uzay programı kapsamında konulan bir diğer hedef ise, Türkiye’ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek olarak açıklandı. Erdoğan’ın belirttiğine göre, sivil ve askeri amaçlı navigasyon ihtiyaçları için kullanılan bu uydu teknolojisine dünyada yalnızca 6 ülke sahip. Yenilikçi bir yöntemle oluşturulacak bölgesel konumlama sistemi sayesinde Türkiye, büyük riskler barındıran dışa bağımlılıktan kurtulmuş olacak. Bu hedef tamamlandığında Türkiye kendi hassas navigasyon uygulamalarını geliştirebilir hâle gelecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir başka hedefi uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak olarak açıkladı. Uzayda bağımsız güç olmanın yolunun uzaya erişimden geçtiğini, yerli ve milli roketlerimizi dünya yörüngesine ağır faydalı yük taşıyabilecek olgunluğa eriştirmemiz gerektiğini dile getirdi. “En önemlisi de bir uzay limanı işletmesine sahip olmaktır. Uzay limanımızı en uygun coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkelerle birlikte kurmayı planlıyoruz.”
Erdoğan’ın açıkladığı bir diğer hedef de, uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak uzaydaki yetkinliği artırmak. “Kablosuz yayınlar, haberleşme ve navigasyon sistemleri, elektrik şebekeleri ve petrol boru hatları uzaydaki değişimden zarar görebiliyor. Özellikle de ülkemizin yeryüzü ve gökyüzündeki operasyonlarını daha güvenli hal getireceğiz.”
Türkiye’yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi sayesinde daha ileri konuma getirmek de hedefler arasında yer alıyor. Erdoğan, bu misyona yönelik olarak halihazırda altyapıların mevcut olduğunu kaydetti. Türkiye’de uzay sanayisi ekosistemini daha da geliştirmek de hedefler arasında sıralandı.
Uzaya bir Türk vatandaşı gönderilecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı son hedef ise uzaya bir Türk vatandaşının gönderilmesi oldu. “Belki aranızda hala bu hayalini sürdüren de vardır, hatta bayanlardan da ben adayım diyen vardır. Uzaya bir vatandaşımızı göndermeyi elbette bir turistik gezi olarak değil, gelecek nesillere yol gösterecek bir bilim misyonu olarak tasarlıyoruz.”
Erdoğan, uzaya gitme niteliklerine sahip bir kişiyi gönüllüler arasından seçerek gerekli eğitimleri almasını sağlayacaklarını ve uzaya göndereceklerini dile getirdi. Bir Türk vatandaşının uzaya gidecek olması vesilesiyle, astronot veya kozmonot kelimelerine bir Türkçe karşılık bulmanın zamanının geldiğini belirten Erdoğan, dil bilimcilerine de çağrıda bulundu. Vatandaşların da özgün fikirleriyle bu arayışa ortak olabileceklerini dile getirdi.