Windows Phone 7’nin yolculuğu oldukça parıltılı biçimde başlamıştı. LG, HTC ve Samsung gibi önemli cihaz üreticilerini bir araya getiren Microsoft, tüm bu şirketlerin aynı şarkıyı söylemesini sağlamıştı. Ancak bu parlak başlangıcın devamı gelmedi. Windows Phone 7’nin büyüsü yavaş yavaş bozuldu.
Microsoft, yanına Nokia’yı alarak Windows Phone 7’yi geçmişin tozlu sayfalarında bıraktı ve Windows Phone 8’i görücüye çıkardı. Başlangıçta iki şirkete başka üreticiler de eşlik etse de; bir süre sonra Nokia, Windows Phone 8 pazarındaki yegane üretici konumuna gelmişti. İki şirket arasındaki bu “yakın işbirliği” sonucunda Nokia’nın Cihazlar ve Servisler birimi Microsoft tarafından satın alınmıştı.
Windows 10 ve evrensel uygulamalarla birlikte farklı cihazları kapsayan ortak bir ekosistem oluşturan Microsoft, Lumia 950 ve Lumia 950 XL ile bu ekosistemin mobil cihazlardaki yansımasını gözler önüne seriyor. Microsoft’un yeni amiral gemisi Lumia 950’nin Windows 10 ile doğan beklentileri karşılayıp karşılayamayacağını sizler için inceledik.
145 x 73.2 x 8.2 mm.’lik ölçülere sahip olan Microsoft Lumia 950, tartıda 150 gram çekiyor. Akıllı telefonda 5.2 inç bir ekran bulunuyor. Daha önce piyasaya sürülen Lumia cihazların önemli bir kısmında olduğu gibi, Lumia 950’de de ana materyal olarak plastik tercih ediliyor. Microsoft bu sefer üst sınıf görüntü kazandıran metal dokunuşlarını yapmamayı seçmiş. Dolayısıyla Lumia 950, görüntüsü itibarıyla akıllara Lumia ailesinin orta segmentteki modellerini getiriyor.
Akıllı telefonun ön yüzünün yüzde 70.5’lik kısmını 5.2 inç’lik ekran kaplıyor. Ekranın üst kısmına Microsoft logosu, ön kamera, ahize hoparlörü ve iris tarayıcısı yerleştirilmiş. Alt kısımda da hemen hemen aynı büyüklükte bir alan bulunuyor. Ancak bu kısımda sadece mikrofonun yer alması ise garip bir tercih gibi gözüküyor.
Lumia 950’nin üst kenarında sadece kulaklık jakı yer alıyor. Alt kenarda ise tam ortaya USB Type-C girişi yerleştirilmiş. Sol kenarı tamamen boş bırakan Microsoft, sağ kenara ise üç tuş yerleştirmiş. Kenarın tam ortasında güç butonu bulunuyor. Güç butonunun biraz üstünde ise ses kontrol tuşları görülüyor. Kenarın alt kısmında doğrudan kamerayı aktive etmeyi sağlayan özel tuş bulunuyor. Bu tuş kamera çalışırken deklanşör işlevi görüyor. Kameraya özel fiziksel bir tuşun varlığı, Lumia 950 ile görüntü yakalamayı kolaylaştırıyor.
Microsoft Lumia 950’nin arka kapağı yerinden çıkarılabiliyor. Bunun için ekranın sol alt kısmı ve alt kenar arasındaki boşluğa küçük bir tırnak müdahalesi yapmak yeterli oluyor. Kapak açıldığında kullanıcıları Lumia 950’nin 3000 mAh kapasiteli pili karşılıyor. Bu pil yerinden çıkarılabiliyor. Pil yerinden çıkarıldığında akıllı telefona microSD ve nano SIM kart girişi yapılabiliyor. microSD kart ile cihazın depolama alanının üzerine 256 GB daha eklenebiliyor.
Arka panele bakıldığında göze ilk olarak bir hayli büyük ve çıkıntılı olan kamera çarpıyor. Panelin üst kısmındaki kameranın sol yanında üçlü LED RGB flaş bulunuyor. Sağ yanına ise hoparlör yerleştirilmiş. Panelin orta kısmında ise Microsoft logosu görülüyor. Kamera çıkıntısına rağmen, telefon bir yüzeye koyulduğunda sabit durmakta problem yaşamıyor. Ancak hoparlörün ses çıkışı, telefon arka panelinin üzerine koyulduğu takdirde kayda değer ölçüde zayıflıyor.
Microsoft Lumia 950’de Qualcomm Snapdragon 808 işlemci bulunuyor. Bu işlemciye 3 GB RAM ve 32 GB dahili hafıza eşlik ediyor. Bu kurulum, genel hatları itibarıyla Lumia 950’nin fazla bir problem yaşamadan işlemesini sağlıyor. Akıllı telefon AnTuTu benchmark testinden 73000 civarı bir puan alıyor.
Ancak telefonun yoğun kullanım sırasında biraz fazla ısınması dikkat çekiyor. Söz konusu durum performansa olumsuz bir etki etmese de, cihaza ilişkin olumlu duyguları aşağıya çekiyor.
USB Type-C girişinin varlığı, Lumia 950’nin 3000 mAh kapasiteli pilin oldukça hızlı biçimde şarj edilmesini sağıyor. Buna ek olarak, akıllı telefon Qi kablosuz şarj standardını da destekliyor. Ortalama yoğunlukta bir kullanım senaryosunda Lumia 950’nin pili günü çıkarmak için yeterli oluyor. Ancak telefon ile yoğun biçimde görüşme yapıldığında veya navigasyon uygulamalarından faydalanıldığında bu süre gözle görülür biçimde kısalabiliyor. Dolayısıyla yoğun kullanım senaryolarında pili yeniden şarj edebilmek için hazırlıklı olmak gerekiyor. Bu noktada pilin çıkarılabilmesi de kullanıcılara avantaj sağlayabilecek bir nokta olarak göze çarpıyor.
Lumia 950, Windows 10’u gerçekten hızlı biçimde çalıştırıyor. İşletim sistemi Windows Phone 8’e kıyasla daha pürüzsüz biçimde işlese de, bunda Lumia 950’nin serinin daha önceki telefonlarına kıyasla daha güçlü olması da önemli rol oynuyor. Yine de, ortada dikensiz bir gül bahçesi olduğunu söylemek mümkün değil. İşletim sistemi zaman zaman dengesizlikler sergileyebiliyor. Burada da sorunun donanımdan ziyade işletim sistemiyle bağlantılı olduğu söylenebilir.
5.2 inç Quad HD ekran, 2560 x 1440 piksel çözünürlük sunuyor. Ekranın piksel yoğunluğu değeri ise 564 ppi. Daha önce başka Lumia cihazlarında kullanılan AMOLED panel, görsel bakımından son derece kaliteli bir deneyim yaşatıyor. Canlı renkler ve derin siyahlar, fotoğraf ve videoların Lumia 950’de muhteşem gözükmesini sağlıyor.
Ekran her koşul altında gayet parlak bir görüntü sağlıyor. Glance Screen özelliğinin varlığı ise kullanıcıların telefonun ekranını tamamen uyandırmadan bazı bilgilere hızlı yoldan erişmesini sağlıyor. Ancak ekranın tepkiselliğinde zaman zaman bazı problemlerle karışılaşılabiliyor. Örneğin, bildirimlere ve hızlı aksiyonlara yukarıdan aşağıya doğru sürükleme hareketi yaparak erişilebiliyor. Fakat bu ekranı görüntüleyebilmek için zaman zaman sürükleme hareketini birkaç kez tekrarlamak gerekebiliyor.
Kağıt üzerinde Lumia 950’nin donanım özelliklerinin 2015’te tantılmasına rağmen, güncel olduğu söylenebilir. Ekranın görsel kalitesinin yüksekliği göz dolduruyor. Telefonun gücü yüksek olsa da, Windows 10 Mobile’ın ince ayar gereksiniminden doğan performans sıkıntılarının varlığı göze çarpıyor.
Microsoft’un Windows 10 ile birlikte sunduğu ilgi çekici özelliklerden birisi de Windows Hello. Microsoft bu teknoloji ile Windows cihazlarını biyometrik araçlarla daha güvenli hâle getiriyor. Lumia 950’de bu iş için iris tarayıcısı kullanılıyor.
İris tarayıcısı akıllı telefonlarda pek sık rastlanan bir bileşen değil. Hollywood’un casus filmlerinde göz taramasını üst düzey bir güvenlik önlemi gibi göstermesi, iris tarayıcısının heyecan verici ve füturistik bir özellik gibi algılanmasına neden oluyor. Ancak gerçeğin bundan daha az parıltılı olduğunu söylemek gerekiyor.
Tıpkı parmak izi tarayıcıların parmağı tanımak istemesi gibi, Lumia 950’nin iris tarayıcısı da kullanıcının gözünü tanımak istiyor. İris tarayıcısıyla biraz göz teması kurduktan sonra tarayıcı kullanıcıyı tanıyor ve göz temasını yakaladığında telefonun kilidini kaldırıyor. Hızlı ve yeterince güvenli olan iris tarayıcısı, farklı koşullarda telefonun kilidini açmakta sıkıntı yaşamıyor. Yine de, geleneksel biçimde ekrana PIN girmenin daha hızlı sonuç verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
İris tarayıcısı kullanırken göze doğru kırmızı bir ışık yansıtılıyor. Bunun da biraz baş döndürücü olduğu söylenebilir. İris tarayıcısı telefon kilidi açmanın havalı yollarından biri olsa da, sürekli olarak bu yönteme başvurmak bir süre sonra biraz yorucu hâle gelebilir. Özellikle gün içinde sıklıkla telefonuyla haşır neşir olanlar için iris tarayıcısıyla telefonun kilidini açmak, zahmetli bir eylem olarak nitelenebilir.
Windows 10 Mobile’ın ilk kez kullanıldığı cihazlardan biri olan Lumia 950 için yazılımsal anlamda yolun ilk kısımlarının biraz sarsıntılı geçtiği söylenebilir. Windows 10 PC, Surface ve diğer tabletlerde pek çok kişiyi tatmin etmişti. İşletim sistemi, Windows 8’in de denediği ve başarılı olamadığı masaüstü ve mobili birleştirme konusunda mesafe katetmişe benziyor.
Tüm ürün portföyünde tek platform kullanma silahından faydalanan Microsoft; masaüstü, tablet, Xbox ve akıllı telefonlarda görsel anlamda bir bütünlük sunmayı başarıyor. Bu bütünlük, Windows telefonlar için görsel anlamda kapsamlı değişiklikleri beraberinde getiriyor. Kapsamlı değişim sayesinde Windows Phone 8.1’de kullanıcıları rahatsız eden bazı sorunların kısmen de olsa ortadan kalktığı görülüyor. Buna ek olarak, bazı menülerdeki kategorizasyonun iyileştirildiği de gözden kaçmıyor.
Lumia 950’nin yazılımsal anlamda en faydalı noktaları olarak ise Canlı Kareler ve kişiselleştirme seçenekleri ön plana çıkıyor. Windows 10 Mobile, Lumia 950 sahiplerine başka platformlarda kolay kolay karşılaşamayacakları cinsten dinamik bir ana sayfa deneyimi yaşatıyor.
Microsoft’un sanal asistanı Cortana da Windows 10 Mobile ile iyileştirilen unsurlar arasında sayılıyor. Ancak dijital asistan henüz Türkiye’de faaliyete geçmediği için bunu deneyimlememiz mümkün olmadı. Lumia 950’nin klavyesi, serinin daha önceki modellerine daha kolay ve akıcı biçimde yazı yazma fırsatı veriyor. Popüler üçüncü taraf klavye geliştiricilerinden SwiftKey’i satın alan Microsoft’un bu yolla Lumia 950’nin klavyesini de daha iyi bir noktaya taşıması sürpriz olmayacaktır.
Yazılımsal açıdan Microsoft Lumia 950 ve genel olarak Windows 10 Mobile’ı etkileyen en önemli sorun ise “uygulama uçurumu” olarak tanımlanabilir. Windows 10 Mobile’ın en iyi uygulamalarının büyük kısmının altında Microsoft’un imzası bulunuyor. Office uygulamaları ve Outlook, gerçekten oldukça rahat ve işlevsel bir kullanım deneyimi yaşatıyor. Ancak Microsoft tarafından geliştirilmeyen uygulamalara geçilince aradaki uçurum daha iyi anlaşılıyor.
Microsoft Windows 10’da evrensel uygulamalar üzerinde bir hayli dursa da, şu an için beklenen değişimin oluşmadığı görülüyor. Facebook, Twitter, Instagram gibi popüler ve sık kullanılan sosyal medya uygulamalarının Lumia 950’deki görünümü ve performansı, daha gidilecek uzun bir yol olduğunu gösteriyor. Buna ek olarak, iOS ve Android’den aşina olunan pek çok popüler uygulamanın Windows 10 Mobile versiyonlarının bulunmadığını hatırlatmakta fayda var. Arayüzde gezinirken karşılaşılan takılmaların ve istem dışı geri dönüşlerin de, kullanıcı deneyimini olumsuz etkilediği söylenebilir.
Microsoft Lumia 950, Windows 10’un en dikkat çekici yönlerinden biri olan Continuum’u da destekliyor. Continuum’u eski günlere ait bir rüyanın gerçekleşmesi şeklinde nitelemek yanlış olmayacaktır. Akıllı telefon, monitöre bağlandığında kullanıcılara masaüstü hissiyatı veren bir sistem ortaya çıkıyor. Windows 10’un evrensel uygulamalarının varlığı da işin içine girince Lumia 950 sahiplerinin, gerekli aksesuara sahip olmaları durumunda, bilgilerini büyük ekrana taşıması mümkün hâle geliyor.
Söz konusu gerekli aksesuar ise Lumia 950’den ayrı olarak satılan Display Dock. Lumia 950, Display Dock’a bağlandığında bir tür masaüstü bilgisayara dönüşüyor. Bunun özellikle evde büyük ekranlı bir bilgisayar arayanlar veya ofisten eve dizüstü bilgisayar taşımak istemeyenler için faydalı bir özellik olduğu söylenebilir.
Continuum ile hem masaüstündekine çok benzer bir Windows 10 görünümüne ulaşılıyor hem de telefonun özelliklerinin büyük kısmına erişmek mümkün oluyor. Telefon, menüde gezinmek için bir trackpad’e dönüşüyor. Kullanıcılar fare ve klavye gereksinimlerini de telefon üzerinden karşılayabiliyor. Kısacası, Continuum sadece telefonu kullanarak üretkenliği artırmayı sağlıyor. Ancak Display Dock ve Microsoft Lumia 950’nin yanına bir de klavye eklemek, işleri biraz daha kolaylaştıracaktır.
Kamera, Nokia markası taşıyan Lumia telefonların güçlü noktaları arasında sayılıyordu. Bu durum Microsoft şemsiyesi altında da devam ediyor. Ancak Windows Phone 8 döneminde görülen bazı kamera araçlarının geride bırakılmış olması dikkat çekiyor. Daha önceki dönemde görülen ekstra kamera uygulamalarının önemli kısmına yeni dönemde rastlanmıyor.
Microsoft, akıllı telefonlarına fiziksel kamera butonu yerleştirme konusunda ısrarlı olan az sayıdaki şirketten biri. Bu tuşun varlığı kameraya erişimi önemli ölçüde kolaylaştırıyor. Uzun basıldığında kamerayı aktive eden tuş, kamera çalışırken de deklanşör işlevi görüyor.
Microsoft Lumia 950’nin standart kamera uygulaması, yakalanacak kare üzerinde kapsamlı kontrol imkanı veriyor. Odaklama, ISO ve deklanşör hızı gibi değerler üzerinde manuel olarak düzenlemeler yapılabiliyor.
Lumia 950’nin arkasındaki altı bileşenli Zeiss lensin altında optik görüntü sabitleme özelliğine sahip 20 megapiksel çözünürlüklü sensör bulunuyor. F/1.9 diyafram genişliği bulunan bu sensöre üçlü LED flaş eşlik ediyor.
Kameranın genel performansı oldukça iyi. Özellikle ortam ışığının iyi olduğu koşullarda kamera ile mükemmele yakın kareler elde edilebiliyor. Oldukça hızlı biçimde odaklanan kamera, görüntüleri doğal renk dengesi çerçevesinde sunmayı başarıyor. Makul bir dinamik aralığın bulunması sayesinde fotoğraflarda parlayan noktalara veya yumuşak gölgelere rastlanmıyor. “Rich Capture” özelliğinin varlığı sayesinde kullanıcılar diledikleri kareleri rahatlıkla yakalayabiliyor ve pozlama üzerindeki ayarlamalarını daha sonra yapabiliyor.
Ortam ışığı düştüğünde kamera performansında da düşüş yaşanıyor. Ancak gelişmiş manuel ayarların varlığı sayesinde kullanıcılar kontrolü ellerine alabiliyor. Örneğin, ISO hassasiyeti aşağıya çekilebiliyor. Bunun etkisi deklanşör hızına da yansıyor ve kullanıcılar el titremesini engellemek adına telefonu desteklemelerine gerek olup olmadığına karar verebiliyor. Eğer telefon sabit tutulabilirse düşük ışıkta da tatmin edici sonuçlar alınabiliyor.
Microsoft Lumia 950’nin önünde f/2.4 diyafram genişliğine sahip 5 megapiksel çözünürlüklü kamera bulunuyor. Ön kamera da parlak koşullarda fazlasıyla iyi bir performans sergiliyor. Ancak ışığın azalması ve ISO’nun yükselmesiyle birlikte fotoğraflardaki gürültü artıyor. Arka kameraya uygulanan ayarlar ön kameraya da uygulanabiliyor. Böylelikle ön kamerayla düşük ışıklı ortamlarda çekilen fotoğraflarda daha net sonuçlar alınabiliyor. Lumia Selfie uygulaması da, kullanıcılara ön kamerayla eğlenceli kareler yakalama imkanını sunuyor.
Lumia 950, video kaydı konusunda da oldukça yetenekli bir telefon. Cihazla Ultra HD seviyesinde görüntü kaydı yapılabiliyor. Telefon saniyede 30 kare yakalayarak 2160 piksel çözünürlüklü videolar çekebiliyor. Hızlı akan görüntüleri daha iyi yakalamak siteyenler için 60fps’de 1080p görüntü kaydı yapabilme özelliği de telefonda mevcut. Arka kamera ile slow-motion video kaydı da gerçekleştirilebiliyor. Lumia 950’nin ön kamerasıyla da 30fps’de 1080p çözünülüklü videolar çekilebiliyor.
Microsoft Lumia 950, genel hatlarıyla başarılı bir kamera performansı sergiliyor. Seleflerinden aldığı mirası korumayı başaran telefon, farklı koşullarda kaliteli fotoğraflar ve videolar çekmeyi mümkün kılıyor. Kullanıcılara yakalayacakları kareler üzerinde gelişmiş kontrol imkanı veren kamera ve kamera uygulaması, akıllı telefonun alkışa değer yönleri arasında yer alıyor.
Microsoft Lumia 950 ile Windows 10 Mobile için deneme sürüşü yapılıyor
Akıllı telefon sektöründe genel beklenti, Microsoft’un “Surface Phone” olarak anılan telefonu çıkarması yönünde. Bu cihazın 2016’da piyasaya çıkmamasına neredeyse kesin gözüyle bakılırken, Lumia 950’yi söz konusu telefon için bir “deneme sürüşü” şeklinde tanımlamak yanlış olmayacaktır.
Microsoft Lumia 950, tasarımı itibarıyla rakip amiral gemisi telefonların gerisinde kalsa da, bazı noktalar aradaki farkın Lumia 950 lehine kapanmasını sağlıyor. Örneğin, pilin yerinden çıkarılabilmesi ve değiştirilebilmesi Lumia 950’nin artı hanesine yazılıyor. Fiziksel kamera tuşunun varlığını da tasarımsal anlamda olumlu bir dokunuş şeklinde nitelemek mümkün.
İris tarayıcısının varlığı, Lumia 950’nin önümüzdeki dönemde yaygınlaşacak farklı biyometrik sensörler konusunda öncülerden biri olduğu anlamına geliyor. Continuum ise Lumia 950’ye üretkenlik anlamında eşine pek rastlanmayacak türden bir derinlik kazandırıyor.
Kameralarının yetkinliği ise Microsoft Lumia 950’nin en güçlü yönü olarak dikkat çekiyor. Hem ön hem de arka kameralardaki gelişmiş manuel ayarlar sayesinde ortam ışığı azalsa bile, kaliteli kareler yakalanabiliyor. Kameranın iyi ışık koşulları altındaki performansı ise yer yer mükemmele yaklaşıyor. Hareketsiz karelerdeki başarı, videolarda da görülüyor. Microsoft Lumia’nın hem ön hem de arka kameralarıyla çok net videolar çekilebiliyor.
Uygulama ekosisteminin darlığı ise hem Microsoft Lumia 950’nin hem de Windows 10 Mobile’ın “Aşil tendonu” olarak tanımlanabilir. Microsoft, Windows 10 ile başlayan dönemde bu durumu aşmak için mesai harcasa da, Lumia 950 uygulama seçenekleri ve kullanımı bakımından henüz iPhone ve Android’in seviyesine yaklaşabilmiş değil. Microsoft’un önümüzdeki dönemde Windows 10 Mobile üzerine ne kadar yoğunlaşacağı da henüz cevabını tam anlamıyla bulabilmiş bir soru değil.
Her şeye rağmen, Microsoft’un Windows 10 ile kurduğu yeni dünyaya bir şans vermek isteyenler için Lumia 950 uygun bir tercih. Evrensel uygulama deneyiminin geliştirilmesi ve Continuum gibi özelliklerin varlığı, Lumia 950’yi Microsoft meraklıları için cazip bir cihaza dönüştürüyor.