Microsoft, bu ayın başında popüler klavye uygulamalarından SwiftKey’i satın almış olsa da, geliştirme çalışmalarına daha önceden başladığı Android klavyesi Hub Keyboard’u yayınlamaktan geri kalmadı. Hub Keyboard, Android kullanıcılarına Office dosyalarına, panolarına, kişilerine ve özel bir çeviri aracına hızlı erişim imkanı sağlıyor.
Hub Keyboard ile klavyenin üstüne küçük bir çubuk ekleniyor. Bu çubuğun üstünde bulunan ikonlara dokunulduğunda, telefondaki bilgilere başka uygulamalara geçiş yapmak zorunda kalmadan erişilebiliyor. Örneğin, kişiler ikonuna dokunulduğunda adres defteri içinde arama yapmak ve ilgili kişinin telefon numarasını doğrudan dokümanın içine eklemek mümkün oluyor. Çeviri butonu ise desteklenen bir dilde yazılan kelimeyi, desteklenen başka bir dile çevirebiliyor.
Microsoft Android klavyesinin altında şirketin Garage adını taşıyan grubunun imzası bulunuyor. Söz konusu grup, yeni fikirleri deneme iddiasıyla deneysel uygulamalar geliştiriyor. Hub Keyboard da bazı ilginç fikirler barındırıyor. Örneğin, çeviri aracı ilginç bir eklenti olarak nitelenebilir. Ancak klavye uygulamasının genel yapısı itibarıyla şu an için tüm Android kullanıcılarına hitap edecek bir yerde durmadığını belirtmek gerekiyor. Hızlı erişim butonları ekranda gözüktüğünde otomatik tamamlama özelliğinin devredışı kalması, dosya erişim özelliğinden sadece dosyalarını Office 365 üzerinde saklayanların faydalanabilmesi önemli eksikler olarak göze çarpıyor. Microsoft, zamanla Hub Keyboard için sunduğu hızlı erişim seçeneklerini artırabileceğini ve kullanıcıların ihtiyaç duymadıkları seçenekleri kapatabileceğini belirtti.
https://youtu.be/6ozUd7rEx-s
Microsoft Android’deki varlığını geçtiğimiz yıl yayınladığı uygulamalarla daha görünür hâle getirmişti. Office uygulamaları, ana ekran başlatıcısı, popüler e-posta ve takvim yazılımlarıyla Google’ın mobil işletim sisteminde boy gösteren şirket, SwiftKey’i de satın alarak konumunu iyiden iyiye belirginleştirmişti. SwiftKey gibi popüler bir klavye uygulamasına sahip şirketin Hub Keyboard’u yayınlaması kulağa pek mantıklı gelmese de, ortada deneysel amaçların da bulunduğunu unutmamak gerekiyor.
