Meta, İnternet altyapısında yeni bir dönemi başlatabilecek iddialı bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor. Şirketin, maliyetinin 10 milyar doları aşacağı tahmin edilen devasa bir denizaltı fiber optik kablo ağı planladığı bildiriliyor. Projenin detayları henüz resmen açıklanmamış olsa da, uzmanların verdiği bilgilere göre Meta’nın bu girişimi, dijital iletişim altyapısına yönelik uzun vadeli bir yatırım olarak değerlendiriliyor. 2024 yılının başlarında resmi duyurunun yapılması beklenen proje, hem teknik hem de stratejik açıdan büyük bir öneme sahip.
Bu proje, Meta’nın yalnızca ortağı olduğu mevcut denizaltı ağlarından farklı olarak tamamen şirketin mülkiyetinde olacak. Teknoloji devinin şu anda dünya çapında bir düzineden fazla denizaltı ağına ortak olduğu bilinse de, yeni kablo ağı yalnızca Meta’nın kullanımına özel şekilde tasarlanacak. Böylelikle şirket, küresel çapta artan veri talebine karşı daha istikrarlı ve güvenilir bir altyapı oluşturmayı hedefliyor.
Teknolojik altyapı ve planlanan rota
Planlanan denizaltı kablo ağı, toplamda yaklaşık 40.000 kilometre uzunluğunda bir güzergahı kapsayacak. Bu kablo, ABD’nin doğu kıyısından başlayarak Güney Afrika, Hindistan ve Avustralya’nın kuzey kıyılarına uzanacak. Son olarak, Avustralya’nın batı kıyısında son bulması planlanıyor. Kablo ağı, Kızıldeniz, Güney Çin Denizi ve Malakka Boğazı gibi jeopolitik açıdan riskli bölgelerden kaçınacak şekilde tasarlanacak. Uzmanlara göre bu yaklaşım, olası kesintilere karşı daha güvenli bir altyapı sağlamak amacıyla belirlenmiş durumda.
Son yıllarda denizaltı kabloları, doğal afetler, deniz taşımacılığı ve kasıtlı saldırılar gibi çeşitli nedenlerle zarar görebiliyor. Yakın geçmişte Baltık Denizi’nde iki denizaltı kablosunun kesilmesi, bu altyapıların güvenliği konusundaki endişeleri artırdı. Soruşturmalar, bir Çin ticari trol teknesinin muhtemelen Rus istihbaratıyla bağlantılı olarak kabloları kesmiş olabileceğini ortaya koydu. Meta’nın yeni kablo ağı, bu tür tehditlere karşı daha dirençli bir yapı sunmayı amaçlıyor.
Meta’nın bu projedeki temel hedeflerinden biri, uluslararası pazarlardaki hizmetlerinin istikrarını artırmak olarak öne çıkıyor. Şirketin, Kuzey Amerika dışındaki bölgelerden elde ettiği gelir, toplam gelirinin büyük bir kısmını oluşturuyor. Bu nedenle, Meta’nın dijital ekosistemini güçlendirmek ve kullanıcılarına daha hızlı, kesintisiz bir deneyim sunmak için altyapı yatırımlarını artırması bekleniyor.
Öte yandan, bu girişim diğer teknoloji devleriyle kıyaslandığında dikkat çekici bir adım olarak değerlendiriliyor. Google halihazırda tamamen kendine ait birkaç denizaltı kablo ağına sahipken, Amazon ve Microsoft gibi şirketler bu tür projelere yalnızca ortak olarak katılıyor. Meta’nın ise bu kabloyu tamamen kendi hizmetleri için kullanacak olması, şirketin dijital iletişim alanındaki bağımsızlığını artırma çabasının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
Projenin hayata geçirilmesi için seçilecek yüklenicilerin sayısının sınırlı olduğu ve çoğunun mevcut projelerde çalıştığı belirtiliyor. Bu nedenle, kablonun inşası ve devreye alınması birkaç yılı bulabilir. Meta’nın bu süreçte yerel internet servis sağlayıcıları ve mobil operatörlerle iş birliği yapmaya devam edeceği tahmin ediliyor.
Bu devasa projenin başarıyla tamamlanması, Meta’nın dijital dünyadaki konumunu güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel internet altyapısına yeni bir standart kazandırabilir. Özellikle artan veri talebi, hız ihtiyacı ve güvenlik kaygıları göz önüne alındığında, bu tür projeler dijital geleceğin temel yapı taşlarından biri olarak görülüyor.