Teknoloji

Meta tekel uygulamasına karşı kendisini Apple’ın verileriyle savundu

meta

Apple’ın Mesajlar uygulaması, Meta’nın yürüttüğü en dikkat çekici hukuk savaşlarından birinde temel savunma unsurlarından biri hâline geldi. ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun (FTC) açtığı antitröst davasında Meta, pazarda tekel olmadığını göstermek için Apple’ın iOS kullanıcıları arasında sunduğu mesajlaşma çözümünü örnek gösterdi. FTC’nin Meta’yı parçalamaya yönelik talebine karşı hazırlanan savunma belgelerinde Apple’ın iMessage uygulamasıyla ilgili kapsamlı veriler sunuldu. Meta, bu verileri mesajlaşma pazarının rekabetçi doğasını göstermek amacıyla kullandı.

Şirketin mahkemeye sunduğu slaytlar, iOS cihazlardaki haftalık kullanım oranlarını gözler önüne seriyor. Apple’ın Mesajlar uygulaması, yüzde 88,39 ile açık ara önde görünüyor. Buna karşın Meta’ya ait Instagram yüzde 48,19, Facebook Messenger yüzde 37,55, WhatsApp ise yüzde 36,76 kullanım oranına sahip. Bu farklılık, Meta’nın mesajlaşma hizmetlerinde bir tekel oluşturmadığını savunmasında temel dayanak olarak yer alıyor.

Meta, Apple dışındaki rakiplerine de dikkat çekiyor

Meta’nın hukukçuları, FTC’nin “kişisel sosyal ağ” kavramını mesajlaşmadan ayırmasını anlamsız buluyor. Şirket, mesajlaşmanın sosyal ağ deneyiminin ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Bu görüşü desteklemek için Apple yetkililerinin açıklamalarına da belgelerde yer veriliyor. Apple’ın Ürün Pazarlama Direktörü Ronak Shah’a göre, iMessage’ın temel amacı kullanıcıların tanıdıklarıyla iletişim kurmasını sağlamak.

Meta’ya göre, mesajlaşma hizmetleri yalnızca teknik araçlar değil; aynı zamanda sosyal bağ kurma araçları. Bu nedenle, mesajlaşma uygulamaları ile sosyal ağ platformları arasında kesin bir ayrım yapılamaz. FTC’nin bu ayrımı yapması Meta açısından kabul edilemez bir sınırlama anlamı taşıyor. Şirket, bu yaklaşımın dijital iletişim alanındaki rekabeti doğru yansıtmadığını savunuyor.

Bunun yanı sıra Meta, sadece Apple ile değil, aynı zamanda TikTok, Snapchat ve YouTube gibi rakiplerle de kıyasıya bir rekabet içinde olduğunu belirtiyor. Her biri milyarlarca kullanıcıya hitap eden bu platformların pazarda güçlü konumlara sahip olduğu ifade ediliyor. Meta, bu platformların kullanıcıların dikkatini ve zamanını paylaştığını belirterek pazarın rekabetçi doğasını vurguluyor. Bu bakış açısı, Meta’nın pazar üzerindeki kontrolünün mutlak olmadığını ortaya koyma çabasının bir parçası.

Her şeye rağmen Meta’nın sahip olduğu kullanıcı sayısı ve küresel etki alanı, FTC’nin dikkatini çekmeye devam ediyor. Fakat şirket, bu büyüklüğün pazarda tek söz sahibi olmakla eşdeğer olmadığını ileri sürüyor. Özellikle Apple’ın iOS cihazlarında sunduğu entegre çözümlerin kullanıcı tercihlerine yön verdiği hatırlatılıyor. Meta’ya göre bu durum, pazardaki tercihlerde cihaz üreticisinin rolünü açıkça ortaya koyuyor.

Apple’ın sistemine entegre olarak sunulan iMessage uygulaması, kullanıcıların çoğu için varsayılan mesajlaşma çözümü. Bu da Meta’nın mesajlaşma servisleri için rekabetin platform düzeyinde gerçekleştiğine işaret ediyor. Diğer bir deyişle, mesajlaşma uygulamaları arasındaki rekabet yalnızca uygulama özelliklerine değil, cihaz üreticilerinin sunduğu sistemlere de bağlı. Bu koşullar altında Meta’nın pazarı tek başına kontrol etmesi gerçekçi görünmüyor.

Tüm bunların yanında Meta’nın savunması, mesajlaşma pazarındaki kullanıcı tercihlerini daha geniş bir bağlamda değerlendirmeye çağırıyor. Şirket, rekabetin kullanıcı davranışı, erişim kolaylığı ve sistem entegrasyonu gibi birçok faktöre dayandığını savunuyor. Bu da pazarın çok daha karmaşık ve çok katmanlı bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. FTC’nin kararının bu bütüncül tabloya dayanarak verilmesi gerektiği ileri sürülüyor.