MacBook Air Apple’ın en çok ilgi gören ürünlerinden bir tanesi sayılır. Nispeten uygun fiyatıyla birçok tüketici için Apple markalı bir dizüstü bilgisayar sahibi olmanın anahtarı niteliğini taşır. 2018 yılının sonlarına doğru, uzun bir aranın ardından MacBook Air’ın kapsamlı bir yenilikten geçtiğini görmüştük. Böylelikle Apple, MacBook Pro serisinin ürünlerine odaklanarak ve MacBook modelleri çıkararak geçirdiği birkaç yılın ardından, bu simgesel ürün serisini de unutmadığını göstermişti. Mart 2020’de, tam da yeni koronavirüs pandemisinin dünyayı etkilemeye başladığı zamanlarda Apple, bir sürpriz yaparak 2020 model MacBook Air’ı çıkardı. Apple’ın ilk kez 16 inç MacBook Pro’da kullandığı ve Magic Keyboard olarak adlandırdığı makas tuş yapılı yeni klavyesi, bu yeni modelin en önemli yeniliği arasında yer alıyor. Bir de 10. nesil Intel Core işlemci seçeneklerini unutmayalım. MacBook Air 2020 inceleme yazısında, Apple’ın bu giriş seviyesi dizüstü bilgisayarı ile ilgili izlenimlerimizi bulabilirsiniz.
MacBook Air 2020 inceleme: Tasarım
Apple, 2018 yılında MacBook Air’da tasarım anlamında dikkate değer değişiklikler yapmış ve uzun zamandır güncellemediği seriye daha güncel modellerinin havasını kazandırmıştı. 2020 model MacBook Air tasarım açısından selefinden farklı görünmüyor. Uzay grisi, gümüş ve altın renk seçenekleri yine mevcut. Elimizdeki altın rengi model ortamdaki ışığın cinsine göre farklı tonlara bürünebiliyor. Bazı durumlarda roze altın renkte durduğunu söylemeden geçmeyelim. Ekranı da siyah renkli bir çerçeve sarıyor ve bu çerçevenin alt kenarında yer alan MacBook Air yazısı oldukça hoş duruyor. Ekranın üst kenarındaki çerçevede ise FaceTime web kamerası bulunuyor.
13.3 inç ekran büyüklüğüne sahip olan MacBook Air’ın 13 inç MacBook Pro ile hemen hemen aynı yüzey alanına sahip olduğunu söylesek yanlış olmayacaktır. MacBook Air’ın simgesi niteliğindeki konik profil 2020 modelinde de korunuyor. Dizüstü bilgisayarın kapağı oldukça hafif ve tek bir parmakla da rahatlıkla kaldırıp dizüstü bilgisayarı uyandırabilirsiniz.
Alüminyum gövdesiyle MacBook Air şık bir dizüstü bilgisayar. Tabana yerleştirilmiş dört adet tampon sayesinde dizüstü bilgisayarın yine metalden yapılan taban kısmı korunuyor. Hava çıkış kanalı ise menteşenin bulunduğu yerde bir kenardan diğerine doğru uzanıyor. Sol kenarda iki adet USB-C biçiminde Thunderbolt 3 portu bulunuyor. Sağ kenarda ise 3.5mm kulaklık jakını görüyoruz.
MacBook Air 2020 inceleme: Donanım, Performans ve Pil
Öncelikle ekrandan başlayalım. MacBook Air’ın 13.3 inç köşeden köşeye uzunluğa sahip olan LED arka aydınlatmalı ekranı 2560 x 1600 piksel çözünürlüğe sahip. 227ppi piksel yoğunluğuyla Apple tarafından “Retina” olarak nitelendirmek için yeterli kriteri karşılıyor. 16:10 görüntü oranına sahip olan ekran, varsayılan olarak daha düşük çözünürlüklerde görüntüleme yapacak şekilde ölçeklendiğinden, normale göre daha keskin yazılar ve grafikler elde ediliyor. Bu açıdan iPhone ve iPad gibi cihazlarda gördüğümüze benzer bir keskinlik yakalanıyor.
Ekranın parlaklığı MacBook Pro’lardaki kadar yüksek seviyede olmayabilir. Ancak birçok kullanıcı bu ekranda rahat biçimde çalışma imkanı yakalayacaktır. Dışarıda kullanım için de ekran yeterli bir parlaklığı sunuyor. MacBook Air’ı dışarıda kullandığımız süre boyunca da herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Sadece çalışırken değil, bir şeyler izlerken de ekran parlaklığı iyi bir görsel deneyim elde etmeyi sağlıyor.
IPS teknolojisine sahip olan ekranın görüş açıları geniş. Ekrana epey geniş bir açıdan baksanız bile renklerde gözle görülür bir değişim olmuyor. Sadece parlaklıkta hafif de olsa bir düşüş gözleyebilirsiniz. Apple’ın iPhone ve iPad gibi cihazlarından bildiğimiz True Tone teknolojisi MacBook Air’ın ekranında da var. Dizüstü bilgisayar bulunduğu ortamın ışık koşullarını algılayarak ekranın renk sıcaklığını buna göre ayarlıyor. Bu sayede biraz daha doğal görüntü elde edebilirsiniz. Özellikle beyaz renkli arka planın yoğun olduğu, kelime işlemcisi gibi uygulamalarda çalışırken bunun farkını göreceksiniz. Ayrıca internette gezinirken ve bir şeyler okurken de True Tone teknolojisi gözlerinizin daha rahat etmesini sağlayacaktır.
Apple 2020 model MacBook Air’larda 10. nesil Intel Core işlemcileri sunuyor. Listenin başında, bizim de elimizde bulunan ve incelemesini yaptığımız 1.1 GHz çift çekirdekli Intel Core i3 işlemcili model var. Bu modelde 3.2 GHz’e kadar Turbo Boost özelliği ve 4 MB L3 önbellek de var. Intel Iris dahili grafik işlemci birimini de unutmadan geçmeyelim. Apple bu yılla birlikte ilk kez 8 GB RAM’i de standart hâline getiriyor. 256 GB SSD de elimizdeki giriş seviyesi MacBook Air modelinin özellikleri arasında yer alıyor.
Kabul etmek gerekir ki, yukarıda detaylarını verdiğimiz donanım paketi orta veya ortanın üstü seviyedeki kullanıcılar için pek yeterli bir paket değil. Buna rağmen MacBook Air’ın gösterdiği performansın bizi biraz şaşırttığını söylemeliyiz. Geçtiğimiz haftaları evden çalışarak geçirdiğim için işlerimi eve taşıdığım iMac üzerinden gerçekleştirdim. MacBook Air benim daha çok dışarıdaki toplantılara giderken yanımda taşıyacağım ve kafe gibi yerlerde işlerimi yaparken kullanabileceğim bir cihaz. Evde kaldığım için bunu gerçekleştirmeye pek fırsatım olmadı. Ancak yazın gelmesiyle birlikte İstanbul dışına çıkınca, yanıma ana çalışma cihazı olarak MacBook Air’ı aldım ve yaklaşık on gün boyunca işlerimi MacBook Air üzerinden gerçekleştirdim.
Benim bir oturumumda birçok uygulama açık durumda olur. Chrome’da ise en az 20 sekme aynı anda açıktır. MacBook Air’da da alışkanlıklarımı çok değiştirmeden bunu uygulamaya çalıştım. Tabii ki, takılmalar ve yüksek fan sesi mevcut oldu, buna rağmen MacBook Air’ı yanıma aldığımdan pişmanlık duymadım. İşlerimi aksatmadan yerine getirmeyi başardım. Üstüne üstlük, video düzenleme işleri için de Adobe Premiere Pro’yu kullanmayı becerdim. H.265 formatında ve High Bitrate seçenekli, 9 dakikalık bir videoyu yaklaşık 15 dakika gibi bir sürede oluşturmak MacBook Air 2020’nin bu Intel Core i3’lü versiyonu için başarı kabul edilebilir.
MacBook Air’da nispeten rahat çalışmamda uzun zamandır iMac veya MacBook Pro’da kullandığım App Tamer adlı yazılımın bana yardımcı olduğunu söylemem gerekiyor. Bu uygulama sayesinde arka planda çalışan uygulama ve servisleri kontrol altına almak mümkün oluyor. Aynı zamanda macOS Catalina’nın da sistem kaynaklarının kullanımı konusunda önceki sürümlerine göre büyük fark yarattığını daha önceki deneyimlerimden biliyorum. İşletim sistemi de makul bir performans elde edilmesi konusunda yardımcı oluyor.
Tabii ki, benim gibi yoğun güç gerektiren işlerle uğraşanlar için MacBook Air’ın giriş seviyesi konfigürasyonu çok mantıklı bir seçenek olmayacaktır. Core i5 işlemcili ve 512 GB SSD’nin bulunduğu daha üst versiyonu tercih etmek yerinde olabilir. 16 GB RAM, Core i7 işlemci gibi seçenekleri eklemeyi de düşünebilirsiniz. Belki de, daha yüksek ihtiyaçlarınız varsa, MacBook Air yerine bir MacBook Pro’yu satın alma fikrini değerlendirmeniz sizin için yerinde bir hareket olabilir.
MacBook Air’ın elimizdeki versiyonu ise, işi daha çok internette gezinmek, fazla detaya kaçmadan ofis uygulamalarını kullanmak, basit seviyede fotoğraf düzenlemeleri veya video yapımı ile uğraşmak isteyenler için uygun bir model olabilir. Daha çok bilgisayarla giriş seviyesinde ilgilenen veya orta seviyeye doğru yelken açan kullanıcılar için Core i3 işlemcili model daha uygun olacaktır.
Pil tarafına baktığımızda ise MacBook Air’da 49.9 vatsaatlik pil bulunuyor. Apple’ın belirttiğine göre bu pil 30 güne kadar bekleme süresi sunuyor. Kablosuz bağlantıyla 11 saate kadar internette gezinme ve Apple TV uygulamasından 12 saate kadar film izleme de pille ilgili olarak verilen değerler arasında yer alıyor. Pratikteki duruma baktığımızda ise, ekran parlaklığı maksimumdayken ve hatırı sayılır sayıda uygulama ile Chrome sekmesi bir arada açık iken, bu bilgisayar 4 saate varan bir kullanım imkanı sağlayabiliyor. Eğer iş yükü yoğun bir kullanıcıysanız ve vaktinizin büyük bir kısmını dışarıda geçiriyorsanız, ekran parlaklığını kısarak ve açık olan uygulamalarda biraz daha kontrollü davranırsanız, bu dizüstü bilgisayar sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkarmak için yeterli olacaktır. Normal kullanıcılar da tek bir şarjla bir günü çıkarma imkanını bulacaktır diye düşünüyoruz.
Kutudan 30W USB-C şarj adaptörü ve USB-C kablosu çıkıyor. Yaklaşık 50 dakika gibi bir sürede pilin yüzde 40’lık bölümü doluyor. Bir yandan bilgisayarı kullanıp bir yandan da şarj etmek isterseniz, iki buçuk ile üç saat arasında pilin tamamen şarj olması mümkün olacaktır.
Klavyenin her iki yanına yerleştirilmiş hoparlörler ile MacBook Air, stereo ses çıkışı sunuyor. Bir dizüstü bilgisayarın standartlarının üstünde bir ses çıkışı mevcut. Şiddeti yüksek, baslar kuvvetli, yüksek ses seviyesinde tizler de rahatsız edici seviyede değil. Aynı zamanda dolgun bir ses çıkışı sunuluyor. Film izlerken başka bir hoparlör bağlamaya ihtiyaç duymazsınız.
Mikrofon tarafında da performansın yüksek olduğunu görüyoruz. Apple 16 inç MacBook Pro’yu tanıttığında, bu bilgisayarın sahip olduğu mikrofon sisteminden övgüyle bahsedilmişti. MacBook Air’da da bir dizüstü bilgisayarda beklediğimizin ötesinde bir mikrofon sistemi var. Bu sayede Sesli Notlar ile notlarınızı anlaşılır ve kaliteli biçimde alabilirsiniz. Eğer isterseniz, podcast kayıtlarını bile MacBook Air’ın mikrofonuyla gerçekleştirebilirsiniz. Benzer şekilde telekonferans görüşmeleri için de dahili mikrofonu kullanabilirsiniz.
Kameradan da bahsedelim. Apple bu dizüstü bilgisayarda 720p FaceTime HD kameraya yer veriyor. Aslında 1080p’nin standart hâline geldiği bir ortamda Apple’dan daha yüksek çözünürlük sunan web kameraları bekliyoruz. Ancak Apple, 720p’nin görüntülü görüşmeler için yeterli olacağını düşünüyor olmalı ki, çözünürlüğü sınırlı tutmayı sürdürüyor. Çözünürlük düşük olsa da, kamerayı kaliteli bulduğumuzu belirtelim.
MacBook Air 2020 inceleme: Magic Keyboard ve İzleme Dörtgeni
Apple, ilk kez 2016 yılında çıkardığı MacBook modeliyle birlikte kelebek mekanizmalı tuş yapısına sahip klavyeleri kullanmaya başlamıştı. Bu klavye sığ tuşlara sahipti, ancak yazı yazmak da keyifliydi. Tuşlar büyük, klavye üzerinde parmakların hareketi rahattı. Takip eden yıllarda bu klavye tüm MacBook bilgisayarlarına yayıldı. 2018’de çıkarılan MacBook Air modelinde de bu tarz bir klavye var. Kelebek mekanizmalı klavyelere gelen yorumlar ise kişiden kişiye değişiyordu. Apple, bu klavyeyi daha iyi hâle getirmek için çeşitli değişiklikler ve iyileştirmeler yaptı, ancak en sonunda bunlardan vazgeçerek 2019 sonunda çıkardığı MacBook Pro 16 inç modeliyle birlikte Magic Keyboard olarak adlandırdığı makas geçişli tuş yapısına sahip klavyeye geçiş yaptı.
Aslında sadık Mac kullanıcıları bu klavyeye yabancı sayılmaz. iMac’lerle birlikte sunulan Magic Keyboard klavyelerde bu tarz bir klavye yapısına yer veriliyordu. Apple, masaüstündeki deneyimi dizüstüne de aktarmış oldu. MacBook Air’ın 2020 model versiyonuyla birlikte bu klavyenin bir dizüstü bilgisayarda nasıl bir deneyim sunduğunu da test etmiş olduk.
Doğrusu Apple’ın kelebek mekanizmalı tuş yapısına sahip klavyesini beğeniyorduk. Bu klavyede yazı yazmak gerçekten keyifliydi. Ancak makas geçişli tuş yapısına sahip olan Magic Keyboard da yazı yazarken herhangi bir zorluk çıkarmıyor. Tuşlar eski tip klavyeye göre daha yüksek, sertlik de iyi şekilde ayarlanmış. Tuşların arası biraz daha geniş bırakılmış gibi görünüyor. Bu klavyede de hızlı şekilde yazı yazmak mümkün oluyor. Tabii ki, daha önce buna benzer yapıda bir klavyeyi iMac ile kullandığım Magic Keyboard’da deneyimlediğim için alışmak zor olmadı. Yine de, ilk kez MacBook Air kullanacakların da fazla sıkıntı çekeceklerini düşünmüyorum.
Bu arada klavyenin tuşlarının arka aydınlatmalı olduğunu belirtelim. En üstte fonksiyon tuş satırı mevcut. Aynı zamanda bunlara ekran parlaklığı, klavye aydınlatma parlaklığı ve multimedya kontrolleri de atanmış. Yön tuşlarının şekli de kullanıcıların hoşuna gidecektir. Sonuç olarak Magic Keyboard ile hızlı biçimde ve rahatça yazı yazabilirsiniz.
Sağ üst köşede ise Touch ID parmak izi okuyucusunun da yerleştirildiği güç düğmesi mevcut. Parmak izi ekleme işlemini ilk kurulum sırasında yapabileceğiniz gibi, daha sonra da gerçekleştirebilirsiniz. Sadece sağ elin işaret parmağını eklemeniz yeterli olacaktır ve pratik kullanım açısından en iyisi de bu diyebiliriz. Parmak izi okuyucusu da gayet hızlı biçimde çalışıyor.
İzleme dörtgeni ise Apple’ın alıştığımız standartlarında. Cam yüzeyli izleme dörtgeninin yüzey sürtünmesi düşük, parmağınız yüzey üzerinde rahatlıkla hareket edecektir. Tepkisellik de iyi, parmak hareketlerinizin işaretçiye yansıması hızlı şekilde gerçekleşiyor. Force Touch özelliği de mevcut, yani hafifçe bastırdığınızda farklı aksiyonlar alabilirsiniz. Ne var ki, bazen sürükle-bırak yapmak istediğimizde istemeden sözlüğün açıldığını ve taradığımız kelimenin anlamının gösterildiğini belirtelim.
MacBook Air 2020 inceleme: Yazılım
MacBook Air 2020’de macOS Catalina 10.15 sürümü yüklü olarak geliyor. Apple’ın 2019 sonbaharında çıkardığı bu sürüm şu anda var olan en güncel masaüstü işletim sistemi sürümü. Catalina ile birlikte Sidecar gibi bir özellik sunuluyor. Eğer iPadOS 13 yüklü bir iPad’iniz varsa, bunu MacBook Air ile ikinci bir ekran olarak kullanabilirsiniz. Bunun dışında iTunes’un yerine Müzik, TV ve Podcast’ler gibi üç farklı uygulamayı görüyoruz.
Catalina’nın performans konusunda da olumlu katkıları mevcut. Bunu daha önce iş için kullandığımız ve yaşları epey yüksek olan iMac ve MacBook Pro’larda Catalina’ya geçtiğimizde görmüştük. MacBook Air’da da aynı durum geçerli. Üstüne üstlük, App Tamer gibi arka planda çalışan uygulamaları ve servisleri kontrol eden bir uygulama yüklerseniz, performans konusunda da daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz.
Mac App Store’dan sunulan uygulamaları yükleyebileceğiniz gibi, farklı kaynaklardan uygulamaları da yükleyebilirsiniz. Ancak Apple, bu tür uygulamaların çalıştırılması konusunda epey hassas davranıyor. Bilinmeyen kaynaklardan sunulan uygulamaların açılması konusunda sizin izniniz istenebilir, belki açılmasına hiç izin verilmeyebilir. Sonuç olarak güvenlik konusunda da MacBook Air’ın sundukları, hedeflediği ana akım kullanıcı kitlesinin yararına olacaktır.
MacBook Air 2020 inceleme: Sonuç
En başta söylediğimiz gibi, MacBook Air bir Apple dizüstü bilgisayarına sahip olmak isteyenler için en uygun başlangıç noktası. Günümüzde 7999 TL’nin bir dizüstü bilgisayar için makul fiyat noktası hâline geldiği gerçeğini kabul etmek gerekiyor. Güçlü bir notebook isteyenlerin 10000 TL’yi gözden çıkarması gerekiyor.
Elimizdeki Core i3 işlemcili giriş seviyesi MacBook Air modeli, bilgisayarda çok karmaşık işlerle uğraşmayan, daha çok internette gezinme, dersler için araştırma yapma, iWork veya Office gibi yazılımlarda proje veya ödev hazırlama gibi işlerle uğraşanlar için yeterli olacaktır. Pil performansı bakımından da kullanıcıları kolay kolay yarı yolda bırakacak gibi görünmüyor. Eğer fotoğraf düzenleme veya video yapımı gibi işlerle uğraşacaksanız ve bununla birlikte dışarıda rahat taşıyabileceğiniz bir ürün istiyorsanız, ayrıca bütçeniz de yeterliyse, Core i5 işlemcili ve 10399 TL’lik fiyat etiketine sahip olan modeli tercih etmeniz daha iyi olacaktır.
Tasarımı, ekranı, kullanım kolaylığı ve Magic Keyboard klavyesiyle MacBook Air, beklentileri rahatlıkla karşılayan bir Apple dizüstü bilgisayarı olarak nitelendirilebilir.