Teknoloji

LinkedIn doğrulama rozeti artık diğer web sitelerinde de gösterilecek

linkedin avrupa birliği

LinkedIn mevcut doğrulama sistemini yalnızca kendi platformu ile sınırlı tutmaktan vazgeçti. 2023’te tanıtılan bu sistem, kimlik, iş geçmişi ya da eğitim bilgilerini resmi belgelerle doğrulama imkânı sunuyordu. Şimdi ise bu doğrulama, LinkedIn dışındaki dijital ortamlarda da kullanılabilecek hale getiriliyor. Böylece kullanıcıların güvenilir profilleri farklı platformlarda da tanınır hale geliyor.

Şirketin bu doğrulama sistemini başka platformlarla paylaşmaya başlaması, dijital güvenlikte önemli bir genişlemeye işaret ediyor. İlk olarak Adobe ile başlayan bu süreç, yeni iş birliklerinin de habercisi. Adobe, LinkedIn doğrulamasını hem yeni Content Authenticity uygulamasına hem de Behance platformuna entegre etti. Böylece LinkedIn üzerinden kimliğini doğrulamış içerik üreticileri, Behance profillerinde “LinkedIn’de Doğrulandı” rozeti taşıyabiliyor.

LinkedIn güven duygusunu yeniden inşa etmeyi hedefliyor

Doğrulama sadece görünür olmakla kalmıyor, aynı zamanda paylaşılan içeriklerin kaynağına dair şeffaflık da sağlıyor. Adobe’nin dijital Content Credentials araçlarını kullanan kullanıcılar, içeriklerini LinkedIn üzerinden paylaştıklarında, içeriklerin kim tarafından oluşturulduğu da belgelenmiş oluyor. Bu sistem, görsel veya metinsel içeriğin orijinalliğini de korumaya katkı sunuyor. Böylece yalnızca kimlik değil, içerik güvenliği de sağlam temellere dayanıyor.

linkedin

LinkedIn’in Güvenden Sorumlu Başkan Yardımcısı Oscar Rodriguez, bu gelişmeyi sahte kimliklerin çoğaldığı bir dönemde atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyor. İnternette başkası gibi görünmenin hem daha ucuz hem de daha inandırıcı hale geldiğine dikkat çeken Rodriguez, platformların bu tehdide karşı yeni çözümler üretmek zorunda olduğunu belirtiyor. Güvenin LinkedIn’in temel taşı olduğunu vurgulayan açıklamalar, sistemin daha da yaygınlaştırılacağının ipuçlarını veriyor. Bu doğrulama adımı, dijital dünyada güven duygusunu yeniden inşa etmeye yönelik bir çaba olarak değerlendiriliyor.

Adobe’nin ardından, TrustRadius, G2 ve UserTesting gibi kurumsal platformlar da LinkedIn doğrulama sistemini entegre etmeye başladı. Böylece yalnızca bireysel kullanıcılar değil, şirketler de çalışanlarının güvenilirliğini daha görünür şekilde sunabiliyor. İş dünyasında, kimlik ve geçmiş bilgilerinin doğruluğu birçok iş süreci için belirleyici unsur olarak görülüyor. Bu tür doğrulama sistemleri, özellikle dijital iş ortamlarında karşılıklı güvenin kurulmasına katkı sağlıyor.

Tüm bunların yanında, doğrulama sisteminin farklı platformlarda görünür hale gelmesi kullanıcı deneyimini de doğrudan etkiliyor. Özellikle içerik üreticileri için, farklı platformlarda güvenilir kimlik sunabilmek artık daha da önemli hale geliyor. Sahte hesapların çoğaldığı dijital ortamda, gerçek kişilere ait içeriklerin ayırt edilebilmesi büyük önem taşıyor. Bu sistem sayesinde kullanıcılar, kimin neyi ürettiğini daha net biçimde görebiliyor.

Sosyal medya platformlarının da benzer doğrulama girişimlerine yöneldiği görülüyor. Merkeziyetsiz sosyal ağ Bluesky, yakın zamanda kendi doğrulama sistemini devreye aldı. Bu sistem, “gerçek ve tanınmış” hesaplara mavi tik benzeri bir rozet sunarak Twitter’ın eski uygulamasını anımsatıyor. Twitter’ın doğrulama sistemi ise artık sadece ücretli X Premium abonelerine özel hale gelmiş durumda.

Her ne kadar doğrulama sistemleri platformdan platforma değişiklik gösterse de, temel amaç güvenli dijital kimlik sunmak. LinkedIn’in bu adımı, bireylerin dijital dünyadaki görünürlüğünü daha sağlam bir zemine taşıyor. Doğrulanmış profillerin artması, içerik üreticileri ve profesyoneller için hem görünürlük hem de güvenilirlik açısından avantaj yaratıyor. Böylece kullanıcılar sadece içerikleriyle değil, kimlikleriyle de dikkat çekebiliyor.