İncelemelerManşetler

LG V30+ İncelemesi

lg v30+ inceleme

LG’nin amiral gemisi telefonları denildiğinde akla ilk gelen, son birkaç yılın ilk aylarında gördüğümüz G serisi Android telefonları olmuştur. Bunların üstüne son 3 yıldır, yılın ikinci yarılarında eklenen V serisi, amiral gemisi telefon seviyesinde özelliklere sahip telefonlar var. Aslına bakarsanız, LG’nin V serisi telefonları barındırdığı yenilikçi fikirler bakımından G serisinin önünde yer alıyor. Çift kamera, iki ekran, yüksek kaliteli ses kaydı, Hi-Fi kulaklık çıkışı gibi özellikleri önce LG V serisi telefonlarda gördük. IFA 2017’de tanıtılan LG V30 ise, yenilikçilik bakımından önceki iki yılda gördüğümüz V10 ve V20 kadar ileri seviyede olmadı. V30 daha çok günün akıllı telefon eğilimlerini yakalamakla ilgileniyordu. Yine de, LG’nin şimdiye kadar çıkardığı en çekici akıllı telefon olmayı başarmıştı. LG V30’un 128 GB dahili hafızalı versiyonu LG V30+, geçtiğimiz ayın hemen sonunda Türkiye’de satışa sunuldu. Bir süredir deneyimlediğimiz bu telefonla ilgili detayları LG V30+ inceleme yazısında ve videosunda bulacaksınız.

LG V30+ video inceleme

LG V30+ inceleme: Tasarım

Üst sınıf akıllı telefonlara baktığımızda, geçen yılın yükselen değerlerinin metal ve cam birleşimi gövdeler ve neredeyse sıfır çerçeve ekranlar olduğunu görürüz. Bu iki unsuru bir arada barındıran birçok model gördük. LG V30+ da onlardan bir tanesiydi. Aslında LG, geçen yılın başlarında çıkardığı LG G6 ile birlikte bu eğilime geçiş yapmıştı. Ancak LG V30+ ile işler biraz daha ileri seviyeye taşındı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, Android telefonlar içinde tasarım ve malzeme kalitesi açısından Samsung’un Galaxy S serisi telefonları son birkaç yıldır yüksek seviyede bulunuyor. Özellikle S7 ve S7 edge modelleriyle birlikte Samsung, cam ve metal birleşimi gövdeyi daha da iyi hâle getirmiş ve S8, Note 8 gibi telefonlarda bu çizgiden devam etmişti. Bir de, siyah renkli, hem cam yüzeylerin hem de metal çerçevenin simsiyah olduğu renk seçenekleri sunmuştu. Anlayacağınız, çıta epey yükseklere çıkmıştı.

LG, V30+ ile birlikte Samsung’un çizgisini yakaladı diyebiliriz. V30+’ın dört farklı renk seçeneği bulunuyor. Bizim test merkezimize ise siyah renkli model geldi. Tıpkı Samsung’un daha önce incelediğimiz Galaxy S8+, Note 8 telefonları gibi, LG V30+’ın siyah renklisinin de hem ön hem de arka cam yüzeyleri siyah. Buna kenarları saran metal çerçeve de eşlik ediyor. Hafif kavisli köşeler, ince kenar profili gibi unsurlarla birlikte, karşımızda Samsung’un telefonlarına çok benzeyen bir telefon var. Lâf aramızda, test sırasında V30+’ı Galaxy S8+ ile de birkaç kez karıştırdık.

Benzerliği bir kenara bırakalım; LG V30+ gerçekten şık, üst sınıf akıllı telefon havasını veren, sağlam bir telefon. Telefonun önünü ve arkasını saran Corning Gorilla Glass 5 cam yüzeyler belki kirlere ve parmak izlerine karşı çok dayanıklı olmayabilir. Ancak çiziklerle ilgili olarak aynı şeyi söyleyemeyiz, epey dayanıklı görünüyor. Telefonun askeri dayanıklılık testlerini başarıyla geçtiği belirtiliyor. LG V30+ üzerinde düşme testi uygulamadık veya telefonu düşürmedik. Ancak çiziklere karşı dayanıklılığı bile sağlamlığı konusunda ipuçları veriyor. Bunlara ek olarak, suya ve toza dayanıklılığı IP68 sertifikasıyla belgeleniyor. Böylelikle sağanak yağış altında veya yazın deniz ya da havuz kenarında gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.

LG V30+, 6 inç ekranlı bir telefon. Yani, karşımızda büyük ekranlı bir telefon var. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi, 2017’nin yükselen değerlerinden olan neredeyse sıfır çerçeveli ekran akımına V30+ da uyuyor. Sonuçta ekranın etrafını epey ince bir çerçeve sarıyor. Bu da telefonun yüzey alanının normalden daha küçük olmasına vesile oluyor. Aslında, LG V30+’ın ekranı, Samsung’un telefonları gibi 18.5:9 değil, 18:9 görüntü oranına sahip. Bundan dolayı karşımızdaki ekran, Samsung’unkilere nazaran hafif enlice. Yine de, ergonomik açıdan bir sorun yok. Buna bir de, kenar profilinin de inceliğini ekleyin. Sonuç olarak LG V30+’ı tek elle rahatlıkla kavramak mümkün oluyor. Çoğu işi de tek elle gerçekleştirmek mümkün. Ekranın üst kısımlarına erişmek isterseniz, bunun için de çeşitli yollar bulunuyor. Bu arada LG, ekranın üstündeki küçük alana ahize hoparlörü, selfie kamerası ve sensörleri yerleştirmesini becermiş.

LG V30+’ın alt kenarında USB-C portu, hoparlör ve ana mikrofon yer alıyor. Üst kenarda ise ikinci mikrofon ve 3.5 mm. kulaklık jakını görüyoruz. Sağda nanoSIM ve microSD kart tepsisi tek bir yuva içine yerleştirilmiş. Sol kenarda da ses tuşları mevcut. Son birkaç yıldır gördüğümüz LG telefonlarında olduğu gibi, güç butonu arkada, kameranın hemen altında. Parmak izi okuyucusu da bu tuşa entegre edilmiş. Hemen üstte ise çift lensli ana kamera sistemini, LED flaşı ve kamera sensörlerini görüyoruz. Uzun zaman boyunca, LG’nin akıllı telefonlarında en fazla övündüğü detaylardan bir tanesi pilin değiştirilebilir yapıda olmasıydı. Ancak devir değişti, LG de yeni döneme uyum gösterdi. Anlayacağınız, V30+’da sabit pil bulunuyor, kullanıcılar tarafından değiştirilemiyor.

LG V30+ inceleme: Ekran

LG V30+’da 6 inç, 18:9 görüntü oranlı, 1440 x 2880 piksel çözünürlüklü P-OLED ekran bulunuyor. Sonuçta karşımızdaki ekran OLED teknolojisine sahip. Yani yüksek kontrast, derin siyahlar, canlı renkler ve yüksek parlaklık… LG V30+’ın ekranı tüm bunları sunuyor, dışarıda da rahat biçimde kullanmayı sağlıyor. Görüş açıları da geniş, ancak açı artmaya başladıkça renklerde hafif de olsa bir değişim gözlemlediğimizi belirtelim. Ancak bu durum hiçbir şekilde rahatsız etmiyor.

LG V30+’ın 6 inçlik ekranı oyun oynarken, internette gezinirken, fotoğraflara bakarken, video izlerken ve aklınıza gelecek diğer tüm işleri gerçekleştirirken gayet tatmin edici bir görüntü alanı sunuyor. 18:9 görüntü oranı yavaş yavaş Android telefonlarda yaygınlaştığı için, geliştiriciler de bu ekran türüne yöneliyor. Böylelikle bu ekran oranına doğal destek sunan uygulamaların sayısı artıyor. Bununla birlikte desteklemeyen uygulamaları da uyumluluk modu altında, ekranın sınırlarına kadar yayılacak şekilde açmak mümkün oluyor. YouTube videoları ya da Netflix içerikleri de ekrana tamamen sığdırılabiliyor.

LG de tıpkı Samsung gibi, ekran çözünürlüğünü değiştirmeye izin veriyor. Ekran ayarları içinden çözünürlüğü Yüksek (2880 x 1440), Orta (2160 x 1080) veya Düşük (1440 x 720) olarak belirleyebilirsiniz. Çözünürlüğü düşürürseniz, pil tüketimi biraz daha az olacaktır. Çözünürlüğün Orta seviyeye indirilmesi bile görüntü kalitesinde dikkate değer değişime yol açıyor. Eğer en iyi görüntü kalitesini istiyorsanız, o hâlde çözünürlüğü en yüksek seviyede bırakmanız en iyisi olacaktır.

V30+’ın OLED ekranı Dolby Vision ve HDR10 gibi yüksek kaliteli ve geniş renk skala desteği sunan standartlarla uyumlu. YouTube veya Netflix uygulamalarında, HDR destekli içerikleri LG V30+ ile, tadını gerçek anlamda çıkararak izleyebilirsiniz. Belki aradaki farkı küçük ekranda fark etmeniz zor olabilir. Ancak dumanlı, puslu sahnelerde veya gün doğumu, batımı gibi manzaralarda HDR teknolojisinin farkı ortaya çıkacaktır.

LG, sürekli açık ekran özelliğini çok önceden sunmaya başlamıştı. Ancak kullanılan telefonlarda LCD ekranlar bulunduğu için, bu özellik pek de verimli görünmüyordu. Şimdi, V30+’ta kullanılan OLED ekran sayesinde, sadece aktif olan piksellerin kullanılması durumu söz konusu. Böylelikle de sürekli açık ekran daha verimli şekilde işliyor. Telefon uyku durumundayken ekranda saat ve tarih bilgisi sürekli gösteriliyor. Ayrıca bildirim ikonları da ekranda yer alıyor. Bu arada bildirimler üstünde parmağınızı sürüklediğinizde kablosuz bağlantı, Bluetooth, ses, el feneri gibi hızlı kontrollere erişebiliyorsunuz. Aynı şekilde multimedya kontrollerine de telefonun ekranını uyandırmadan kullanmanız bu sürekli açık ekran modu sayesinde mümkün oluyor.

LG V30+ inceleme: Ses

Bir önceki yılın telefonu LG V20, ses tarafında getirdiği güçlü özelliklerle beğenimizi kazanmayı başarmıştı. LG V30+, bu yoldan ilerliyor ve güçlü ses yeteneklerini bünyesinde barındırıyor. Çoğu üst sınıf amiral gemisi telefonda kulaklık jakının kaldırılmaya başlandığını görüyoruz. Ne var ki, LG V30+’ta 3.5 mm. kulaklık jakı yer tutmaya devam ediyor. Üstelik LG, bu kulaklık jakına Quad DAC (dijital-analog dönüştürücü) eklemiş. Aynı zamanda akıllı yazılım sayesinde kulaklıktan alınan ses kalitesini daha üst seviyelere çıkarmış.

İster LG V30+’un kutusundan çıkan topuzlu kulaklıkları, isterseniz başka bir kulaklığı kullanın, V30+ sizin için en uygun sesi kulaklarınıza getiriyor. Quad DAC sayesinde sizin için uygun ses profili belirleniyor. Aynı zamanda Ayarlar içinden her bir kulak için ses şiddetini değiştirmeniz de mümkün. Hi-Fi özelliğini bildirim tepsisi içindeki hızlı ayarlar içinde kapatıp açabilirsiniz. Bu özelliğin açık ile kapalı olduğu durumlar arasındaki fark, gece ile gündüz gibi.

Bu arada, kablosuz kulaklık kullananlar için, V30+’ın MQA kablosuz ses kodlayıcısını destekleyen ilk telefonlardan biri olduğunu söyleyelim. Bu CD kalitesindeki format sayesinde düşük boyutta yüksek ses kalitesi elde etmek mümkün oluyor. MQA’dan tam anlamıyla yararlanmak için Tidal gibi bir servisten yararlanmanız gerekiyor. V30+, buradan elde edilen MQA dosyasını işliyor ve stüdyo kalitesinde sesi kulaklıklara ulaştırıyor.

Öte yandan, Android Oreo sürümünün gelmesiyle birlikte LG V30+’ın aptX HD, LDAC ve benzeri yüksek kaliteli ses kodlayıcılarını desteklemesi bekleniyor.

Kulaklıkla multimedya keyfi epey yüksek seviyelerde bulunuyor. Telefonun hoparlörüne gelince, tek bir hoparlörün bulunması LG V30+’un ses tarafındaki bu yüksek profiline yakışmıyor gibi görünüyor. Yine de, alt kenarda bulunan tek hoparlörün gayet yüksek şiddetli, kaliteli ve doyurucu bir ses çıkışı sunduğunu belirtmemiz gerekiyor. YouTube veya Netflix’te film izlerken, ya da oyun oynarken tek hoparlör tatmin edici oluyor. Ancak konumu itibarıyla, yatay kullanım sırasında parmağınızın hoparlör çıkışını kapatması durumu söz konusu.

LG V30+ inceleme: Donanım ve Performans

LG V30+, barındırdığı donanım bileşenleri bakımından 2017’nin ikinci yarısında gördüğümüz üst sınıf telefonların çizgisinde bulunuyor. Telefon teknik özellikler bakımından fazlasıyla tatmin edici görünüyor.

Snapdragon 835 bu telefonun kalbinde bulunuyor. Ona 4 GB RAM eşlik ediyor. LG, V30+’ı V30’un 128 GB kapasiteli versiyonu olarak lanse etmişti. Doğal olarak, telefonda 128 GB dahili hafıza bulunuyor. microSD kart yuvası sayesinde, kapasitesi 256 GB’ye varan kartlarla depolama alanını daha da genişletebilirsiniz.

LG V30+, bir amiral gemisi telefona yakışır nitelikte performans sunuyor. Kullanıcı arayüzünde gezinti akıcı ve hızlı, uygulamalar bekletmeden açılıyor. İnternette gezinti de gayet pürüzsüz ve baş ağrısız biçimde gerçekleşiyor. Üst düzey oyunları da, yüksek grafik kalitesiyle, akıcı biçimde oynayabilirsiniz. Isınma konusunda da telefon makul sınırlar içinde kalmayı başarıyor. Benchmark testleri de LG V30+’ın gerçekten yüksek performans sunduğunu gösterir sonuçlar veriyor.

LG’nin V serisinin karakteristik özelliklerinden bir tanesi mükemmel pil performansı sunmasıdır. Geçmişteki V10 ve V20 modelleri bu açıdan olumlu görüşler almıştı. Bu telefonlar çıkarılabilir pilleriyle de esneklik sağlıyordu. Şimdi bu alandaki esnekliğin kaybolduğunu görüyoruz. LG V30+’ın 3300 mAh kapasiteli pili kullanıcılar tarafından çıkarılıp değiştirilemiyor. Bu da tek bir pille idare etmeniz gerektiği, ihtiyaç duyduğunuzda değiştiremeyeceğiniz anlamına geliyor.

Yüksek çözünürlüklü bir ekran ve güçlü bir işlemci barındırsa da, LG V30+’ın pili normal yoğunluklu kullanımda sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkarıyor. Hatta belirli tedbirleri aldığınızda ikinci günde de sizi epey götürecektir. Güç tasarruf modlarıyla telefonun belirli özelliklerini kapatabilir ve kalan az miktarda gücü birkaç saat götürecek biçimde idareli şekilde kullanabilirsiniz.

LG, çıkarılamayan pilin açığını hızlı şarj özelliğiyle kapatmaya çalışıyor. Telefonun kutusundan çıkan hızlı şarj özellikli adaptör, sadece 20 dakikada yüzde 30, yarım saatte ise yüzde 50’yi aşan bir doluluğa ulaşmayı sağlıyor. İki saatin altında bir sürede de pilin tamamen şarj edilmesini mümkün kılıyor. Hızlı şarjın yanında LG, kablosuz şarj desteğini de sunuyor. Apple ve Samsung ile aynı standardı tercih eden LG, Qi kablosuz şarj destekli adaptörlerle V30+’ın şarj olmasına imkan tanıyor. Kablosuz şarj yavaş, ancak kablolu çözümlere göre daha pratik olduğunu belirtelim.

Kablosuz bağlantı tarafında da LG V30+’un destekledikleri listesi epey geniş. 802.11a/b/g/n/ac Wi-Fi, Bluetooth 5.0; A-GPS, GALILEO ve GLONASS destekli GPS, NFC gibi destekleri görüyoruz. Kategori 16 LTE desteği de mevcut. Böylelikle teoride 1 Gbps’ye çıkan indirme hızlarına ulaşmak mümkün. Tabii ki, böyle bir hız şu an için mümkün değil. Ancak LG V30+ ile mobil şebekeden, imkan dahilindeki en yüksek hızı alabileceğinizi söyleyebiliriz.

LG V30+ inceleme: Yazılım

2016’nın telefonu LG V20, o zamanlar çıkan Android Nougat sürümünün yüklü olarak lanse edildiği ilk telefon olmuştu. Geçen yıl ise LG V30, bu tarz bir önceliğe sahip olmamıştı. Android 8.0 Oreo’nun çıkışının üstünden birkaç ay geçti. Ancak piyasaya yeni giren LG V30+’ta hâlâ Nougat sürümünün yüklü olarak geldiğini görüyoruz.

Telefonda Android 7.1.2 sürümü çalışıyor. Android Oreo sürümünün fazla zaman geçmeden sunulacağını tahmin ediyoruz. Her ne olursa olsun, LG V30+ sahiplerinin Oreo güncellemesini beklemesine gerek yok. Çünkü bu telefon mevcut hâliyle gayet kullanışlı bir deneyimi sunmayı başarıyor.

Kullanıcı arayüzü, daha önce test ettiğimiz LG Android telefonlarıyla aynı hissi sunmayı başaran bir görünüme sahip. Canlı renkler, şık görünümlü ikonlar ile bu telefonu kullanmak keyifli oluyor. Başlangıçta sadece ana ekran panellerinden oluşan bir düzen var, ancak isterseniz, klasik Android uygulama menüsünü de geri getirebilirsiniz.

LG V30+’ta çeşitli Google uygulamaları yüklü olarak geliyor. Bunun yanında LG’nin yüklü olarak sunduğu çeşitli uygulama ve servisler de var. Bunlar içinde LG SmartWorld uygulaması da bulunuyor. Bu platformdan telefonun kullanışlılığını artıracak çeşitli içerikleri indirebilirsiniz. V30+’un Hi-Fi ses yeteneklerini deneyimleyebileceğiniz Hi-Fi ses dosyaları da bunlar arasında bulunuyor. Aynı zamanda farklı tema ve font paketlerini de yükleyerek telefonunuzun görünümünü farklılaştırabilirsiniz.

LG V30+’ta, selefleri gibi ana ekranın üstünde ikinci bir ekran yer almıyor. Ancak LG, ikinci ekran işlevlerini bir görsel bileşen yardımıyla kullanıcılara sunmaya devam ediyor. Floating Bar adını taşıyan bir çubuk, tıpkı Samsung’un Edge özelliği gibi ekranın kenarında kendini fazla belli etmeden bekliyor. Ancak küçük simgesine dokunduğunuzda ekrana doğru genişliyor ve daha önce ikinci ekranda sunulan işlevlerin yerine getirilmesini sağlıyor.

İlginçtir ki, Floating Bar başlangıçta kapalı geliyor. Ayarlar içine girip bu özelliği etkinleştirmelisiniz. Floating Bar içinde hızlı arama yapmak istediğiniz favori kişilerinizi, sık kullandığınız uygulamaları ya da QuickMemo+, ekran görüntüsü alma, GIF animasyon oluşturma gibi araçların kısayollarını tutabiliyorsunuz.

Floating Bar kullanışlı görünüyor. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse, LG V30+’ı deneyimlediğimiz süre boyunca neredeyse hiç kullanmadık. Eğer siz de memnun kalmadıysanız, Floating Bar simgesini sürükleyip ekranın üst kısmında beliren Kaldır bölümüne sürükleyerek kaldırabilirsiniz.

LG V30+ inceleme: Kamera

LG de diğer üreticiler gibi iyi bir kamera deneyimi sunmak için sıkı şekilde çalışıyor. Her yeni üründe farklı donanım ve yazılım özelliklerini görüyoruz. LG V30+ da bu açıdan seleflerinden geride kalmıyor.

LG V30+, arkasında barındırdığı çift kamerayla günümüzün kamera eğilimlerini yakalamayı başarıyor. Biri 16, diğeri 13 megapiksel çözünürlüğe sahip olan bu kameralardan bir tanesi f/1.6, diğeriyse f/1.9 diyafram açıklığına sahip. Faz algılamalı otomatik odak, lazer otomatik odak, LED flaş gibi özellikler de mevcut. Kameralardan yüksek çözünürlüklü olanı normal açı, diğeriyse geniş açılı çekimler için kullanılıyor. Normal kamerada üç eksenli optik görüntü sabitleme sistemi bulunurken, geniş açılı lenste bu özellik yok. Ayrıca geniş açılı lenste otomatik odak sistemi de bulunmuyor.

Kamera yazılımı ise epey zengin. Zaten LG’nin bu alanda epey iyi olduğunu biliyoruz. Arkadaki iki kamera arasındaki geçiş, üst kısımda görülen dar açı ve geniş açı düğmeleriyle sağlanıyor. Video çekimi yaparken de bu düğmelere tıklatarak açıyı hızlı biçimde değiştirebilirsiniz. Tüm ayarların ortam ve sahne koşullarına göre otomatik biçimde yapıldığı Otomatik mod, çoğu durumda tercihiniz olacaktır. Manuel mod ise beyaz dengesi, pozlama telafisi, ISO gibi ayarları istediğiniz gibi değiştirerek çekim yapmanıza olanak sağlıyor. Fotoğraf çekiminin yanı sıra video çekimi için de özel bir Manuel mod bulunuyor. Bu manuel modda ses kaydı için de birtakım ayarlar bulunuyor.

Yiyecek, Kılavuzlu Çekim, Izgaralı Çekim, Ağır Çekim, Panorama gibi farklı modlar da var. Bunların bazılarını ilk kez LG G6 modeliyle birlikte görmüştük. Aynı zamanda Cine Video adı verilen bir mod var. Bu mod sayesinde LG V30+ ile sinema filmi tadında çekimler yapabilirsiniz. Çekimlerinize Instagram tarzı filtreler ekleyebilirsiniz. Ya da Point Zoom adı verilen özelliği kullanabilir, istediğiniz noktaya dokunarak, sahnenin o noktasına doğru yavaş ve akıcı bir şekilde yakınlaştırma yapabilirsiniz.

LG V30+ video konusunda tatmin edici bir performans sergiliyor. Görüntü kalitesi, netlik gayet iyi seviyede. Ses kaydının da gayet kaliteli, berrak şekilde yapıldığını görüyoruz. Ancak el titremelerinin çekime olan etkisi, optik görüntü sabitleme sisteminin varlığına rağmen hissediliyor. Aslında optik görüntü sabitleme sisteminin bir durağanlaştırma yaptığı anlaşılıyor, ancak bu durum hareket etkisini azaltmaktan çok dalgalanmaya neden oluyor gibi görünüyor.

V30+’ın Kamera ayarları da bir hayli zengin. Hem fotoğraf hem de video çekimi için farklı ayarlar bulunuyor. Çekime başlamadan önce bu ayarları bir kontrol etmenizi tavsiye ederiz. En fazla saniyede 30 kare hızında 4K video çekimi gerçekleştirilebiliyor. Bunun dışında 1080p/60fps modu da bir hayli etkileyici çekimler yapmanıza yardımcı olacaktır.

Dışarıda veya yeterince iyi biçimde aydınlatılmış iç ortamlarda V30+ ile gayet canlı, parlak ve detaylı fotoğraflar çekebilirsiniz. Düşük ışıkta da f/1.6 diyafram açıklıklı lens iyi bir performans sergiliyor. Optik görüntü sabitleme sistemi düşük ışıkta bulanıklığı önleme konusunda iyi iş çıkarsa da, bazı karelerde hafif bulanıklıklar görmeniz söz konusu olabilir. Yakınlaştırma yaptığımızda ise, pürüzsüzleştirme yapıldığını, bazı detayların kaybolduğuna tanık oluyoruz. Öte yandan, düşük ışıkta veya gece manzara çekimlerine baktığımızda gürültü etkisinin çok düşük olduğunu görüyoruz. Bu da LG V30+’ın kamera sisteminin artılarından bir tanesi. Geniş açılı lens hafif de olsa balık gözü etkisi katsa da, toplu fotoğraf çekimlerinde veya geniş açılı manzara çekimleri için kullanışlı.

LG önde 5 megapiksel gibi nispeten düşük çözünürlüklü bir kameraya yer veriyor. f/2.2 diyafram açıklıklı bu kameranın performansının ortalama seviyede olduğunu görüyoruz. İç ortamda çekilen selfie fotoğraflar çok bulanık ve karanlık değil. Güzelleştirme araçları ise cildi pürüzsüzleştirmeye ve adı üstünde, sizi biraz daha güzelleştirmeye yarıyor. Bu arada geniş açı modu da var. Böylelikle arkadaşınızı veya arkadaşlarınızı da aynı kareye alabilirsiniz.

LG V30+ inceleme: Sonuç

LG V30+ hem tasarımı hem de barındırdığı teknik özelliklerle sahiplerini fazlasıyla tatmin edecek üst sınıf bir Android telefonu. Zamanın ruhunu yukarıda belirttiğimiz açılardan yakalayan bu telefon, amiral gemisi Android telefondan beklenen performansı sunmayı başarıyor. 18:9 görüntü oranlı ekran da LG V30+ sahiplerinin hem telefonu kullanırken, hem oyun oynarken, hem de video izlerken rahat etmelerini sağlamayı başarıyor.

2018’in ortalarına doğru ilerliyoruz. 1-2 ay sonra 2018 model akıllı telefonların piyasaya çıkmaya başladığını göreceğiz. Bu durum tabii ki, LG V30+’ın güncelliğini kaybettirmeyecek. Üstelik 4399 TL’lik fiyat, her ne kadar biraz yüksek olsa da; yeni çıkacak akıllı telefonların fiyatının 5000 TL’ye yakın seviyeden başlayacağını düşündüğümüzde, biraz daha düşük karşılanabilir, iyi bir yatırım olabilir.

LG V30+ güçlü bir multimedya telefonu. Kamera tarafında sunduğu esneklik de bu telefonla güzel işler çıkarmanıza yardımcı olabilir. Çıkarılabilir pile sahip olmaması ve ikinci ekranın gitmesi, V serisinin iki önemli karakteristik özelliğinin kaybolmasına neden olmuş olabilir. Ancak bu şekilde ortaya; 2017-2018 ruhunu yakalayan ve üst sınıf deneyimi sunan, sahiplerinin başka telefonlara bakma ihtiyacı hissetmemesini, iç geçirmemelerini sağlayacak olan bir telefon çıkmış.