LG son birkaç yıldır yılın ilk yarısına özel amiral gemisi G serisi telefonunu şubat ayının sonlarında, Barselona’da düzenlenen Mobil Dünya Kongresi’nde tanıtırdı. Ancak 2018’de şirket bu etkinliği pas geçti, orada LG V30S ThinQ gibi, yine amiral gemisi niteliğinde olan, ancak fazla ses getirmeyen bir ürünle yetindi. Akıllı telefon piyasasındaki durumunu gözden geçiren şirket, fazla acele etmemeyi ve 2018 model amiral gemisi G serisi telefonunu çıkarmak için biraz daha çalışmayı tercih etti. Sonuç olarak mayıs ayı başında LG G7 ThinQ ile tanıştık. LG, “ThinQ” markasıyla ürünlerinde yapay zekâya verdiği önemin altını çizmeye başlamıştı. LG G7 ThinQ da bu yaklaşımın G serisine uygulandığı ilk ürün oldu. Temmuz ayının ortalarında Türkiye’de satışa sunulan LG G7 ThinQ’yu bir süredir deneyimliyoruz. LG G7 inceleme yazısında bu üst sınıf Android telefonuyla ilgili izlenimlerimizi bulacaksınız.
LG G7 video inceleme
LG G7 inceleme: Tasarım
LG G7 ThinQ tasarım anlamında geçen yılın ikinci yarısında çıkan V30 modelinin çizgisinden gidiyor. Önde kenarlara doğru hafif kavis yapan Gorilla Glass 5 ekran camı ve arkada kenarlara daha fazla kavis yaparak uzanan ve yine Gorilla Glass 5 olan cam yüzey, kenarları çevreleyen metal çerçeveyle buluşuyor. 7.9 milimetrelik profil kalınlığıyla geçen yılın amiral gemisi G6 ile aynı değeri taşıyan bu telefon, 6.1 inçlik ekrana sahip olmasına rağmen elde rahat biçimde kavranıyor, cepte de fazla yer tutmadan taşınabiliyor. Cam yüzeyler fazla kaygan sayılmaz, çizilmelere karşı da dayanıklı görünüyor. Ancak parmak izi ve kiri tutma konusunda epey cömert. LG G7’nin dört farklı renk seçeneği var. Elimizdeki mavi renkli model, biraz yeşile kaçan tonuyla farklı bir görünüm sunuyor. Kırmızı renkli model de güzel görünüyor. Daha klasik bir görünüm isteyenler de siyah ya da griyi tercih edebilirler.
Eskiden LG’nin telefonlarını tasarım ve çeşitli özelliklerle ayırmak mümkün olurdu. Örneğin LG G5, modüler tasarımıyla konuşulmuştu. LG G4’ün arka yüzeyi ise deri kaplı kapakla örtülüydü. LG V20 de kendine has tasarımıyla ilgi çekici görünüyordu. Saydığımız tüm bu LG akıllı telefonlarında pil, kullanıcılar tarafından değiştirilebiliyordu. LG G7 ThinQ da kendi çapında hoş görünen, üst sınıf amiral gemisi telefon hissini ve görünümünü taşıyan bir telefon. Yine de, günümüzün diğer seçeneklerine baktığımızda, tasarım anlamında LG G7’yi ayıran bir unsur yok. Günümüzün metal ve cam gövdeli, çentikli ekranlı birçok modeli arasında yer alan sıradan bir eleman gibi görünüyor. LG G7 ThinQ’yu test ettiğimiz zamanlarda elimizde Honor 10, Huawei P20 Pro, Asus ZenFone 5Z gibi modeller de bulunuyordu. Doğrusu bu telefonları hemen ilk bakışta veya tutuşta birbirinden ayırmakta epey zorlandık.
Yukarıda belirttiğimiz gibi, LG de G7 ile birlikte çentik modasına uyuyor. Ön tarafta, 19.5:9’luk görüntü oranıyla yüzde 82.6’lık bir bölümü kaplayan ekranı sadece alt tarafta biraz kalınca bir çerçeve sarıyor. Geride kalan bölümlerde daha ince çerçeve alanları uzanıyor. Üst bölümde; ahize hoparlörü, sensör ve kameranın olduğu bölüm için küçük bir çentik bırakılmış. iPhone X’dakine göre daha küçük boyutlu bir çentik var. Bu da ekrana daha fazla alan bırakıyor. LG, G7 ThinQ’daki bu bölüme “İkinci Ekran” gibi bir isim vermiş. Aslına bakarsanız, ortada tek bir ekran var ancak LG, çentiğin etrafındaki alanın kullanıcılar tarafından diğer alandan soyutlanıp ikinci bir ekran gibi kullanılacağını düşünüyor. Bu noktada V10 ve V20 modellerindeki ikinci ekranı da hatırlatıyor.
Çentikli görünüme artık alıştık, ancak alışamayanlar Ayarlar’ın içinden çentikli görünümü kapatabilirler. Bu durumda üst kısımda siyah renkli bir çubuk ve bunun üstünde de bildirim, saat, pil gibi ikonlar gösteriliyor. Ancak LG G7’de OLED yerine LCD ekran kullanıldığı için, siyah renkli alan tam olarak karartılamıyor. Bu da orada ekranın var olduğunu fark etmenize neden oluyor. Aslında normal görünümde bir sorun yok, ancak video izlerken ya da oyun oynarken bu karartılmış alan daha fazla dikkat çekici ve biraz da rahatsız edici oluyor. LG, ekranın çentiğe uygun biçimde orantılanmasını iyi biçimde gerçekleştiriyor. İçerikler çentik tarafından engellenecek alana taşmıyor, görüntüleme alanının köşeleri birbiriyle tutarlı.
Öte yandan LG, çentiğin etrafındaki çubuğu karartmak yerine arka planını değiştirme imkanını sunuyor. Böylelikle genel kullanıcı arayüzünden daha farklı görünen ve LG’nin “İkinci” ekran yaklaşımına daha uygun bir görünüm elde ediliyor. Bu arada “İkinci ekran”lı formda kullanım sırasında ana ekranın köşelerinin kavis oranını da seçme imkanınız bulunuyor. Bize sorarsanız en güzeli, çentiği nasıl geldiyse o şekilde bırakmanız, kutudan açıp kullanmaya başladığınız andaki görünümü değiştirmemeniz olacaktır.
LG geçen yıl G6 ile birlikte ses tuşlarını sol kenara almış, ancak arka tarafta parmak izi okuyucusu ve güç butonunu bir arada sunmaya devam etmişti. Bu yıl LG G7 ThinQ’da güç butonunun da sağ kenara alındığını görüyoruz. Böylelikle tek elle tutuşta ana tuşlara daha rahat erişebileceğiniz bir düzene kavuşuluyor. Parmak izi okuyucusu ise yine arkada yer almaya devam ediyor. Sol tarafta, ses tuşlarının altında yeni bir tuş görüyoruz. Samsung’un Galaxy S9, S9+ gibi telefonlarında yer verdiği Bixby tuşunun bir benzeri bu telefonda da bulunuyor. Ancak G7 ThinQ’da bu sanal asistan tuşu Google Asistan’ı açmayı sağlıyor. Türkiye’de henüz Google Asistan desteği sunulmadığı için bu tuşun pek bir işlevi bulunmuyor. Ancak Google’ın sanal asistanının bu yılın sonuna kadar ülkemizde faaliyete geçeceği söyleniyor. O zaman bu tuş da daha fazla işinize yarayacaktır. LG’nin şu an için bu tuşun işlevini değiştirmeye izin vermediğini, ancak bu fikre açık olduğunu da belirtelim.
Telefonun alt kenarında USB-C portu, mikrofon, 3.5mm kulaklık jakı ve hoparlör ızgarasını görüyoruz. Üst tarafta da ikinci mikrofon ve microSD ve nano SIM kart tepsisi bulunuyor. Camla kaplı arka yüzeye baktığımızda, G7 ThinQ’nun çift arka kamera sistemini görüyoruz. İlginçtir ki, bu sefer kameralar düşey eksende yerleştirilmiş. LED flaş ve lazer otomatik odak sisteminin bu kamera kümesinin hemen solunda görüyoruz. Daha aşağıda ise parmak izi okuyucusu mevcut. Parmak izi okuyucusu pratik bir yerde ve doğal tutuşta işaret parmaklarınız rahatlıkla ulaşacaktır. Hızı da iyi sayılır. Parmak izine ek olarak yüz ve ses tanıma gibi biyometrik kimlik doğrulama yöntemleri de bulunuyor. Ancak bunların güvenlik seviyeleri parmak izine göre daha düşük. Ancak pratiklik açısından her ikisi de kullanışlı ve tüm bu biyometrik kimlik doğrulama yöntemlerini etkinleştirmenizi tavsiye ederiz. Arka yüzeyle ilgili bahsi kapatmadan önce, G7 ThinQ ve LG logolarının şık görünümü tamamladığını belirtelim.
LG G7 ThinQ’nun cam ve metal birleşimi gövdesi suya ve toza karşı dayanıklı. IP68 sertifikasıyla belgelenen bu dayanıklılık sayesinde LG G7 ThinQ’yu yazın deniz veya havuz kenarında ya da havalar kötüleşince sağanak yağış altında gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Öte yandan bu telefon da LG’nin diğer amiral gemisi telefonları gibi MIL-STD-810G askeri dayanıklılık standartlarını destekliyor.
LG G7 inceleme: Donanım ve Performans
Bir önceki bölümde çentiğin ve bunun nasıl düzenlenebileceğinin bahsi geçti. Şimdi de LG G7 ThinQ’nun ekranının diğer özelliklerine bakalım. LG, V30’da tercih ettiği OLED’den, G7 ile birlikte yeniden LCD’ye geri dönüşüyor. IPS LCD ekran, çentiğin gizlenmesi veya sürekli açık ekran gibi özelliklerde OLED ekran kadar verimli olamıyor. Yine de, LG’nin sürekli açık ekran özelliğini mümkün olduğu kadar iyi biçimde uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Sürekli açık ekran özelliği aktif olduğunda, ekranın parlaklığı epey kısık olsa da; saat, tarih, bildirimler gibi unsurlar iyi şekilde görüntülenebiliyor. Bunun dışında bu özelliğin açık olmasının pil tüketimine pek olumsuz etkisinin olduğunu gözlemlemedik.
G7 ThinQ’nun 6.1 inç ekranın 19.5:9 görüntü oranına sahip. Dar ve uzun formu büyük ekranın tek elle rahatlıkla kontrol edilmesine katkıda bulunuyor. Eğer dilerseniz tek elle kullanım modunu etkinleştirerek kullanıcı arayüzünü küçültebilir, böylelikle telefonu tek elle biraz daha rahat kullanabilirsiniz. 1440 x 3120 piksel çözünürlüklü ekran 564 ppi’lik piksel yoğunlukluyla çok keskin ve net görüntüler sunuyor. Ancak pilden tasarruf etmek amacıyla daha düşük çözünürlüklerde de çalışmayı tercih edebilirsiniz.
LG G7 ThinQ’nun ekranı DCI-P3 renk gamının yüzde 100’ünü kapsıyor. Bu da görüntülerin gerçekliğini artırıyor. Gerçekten de, ekranın sunduğu görüntüler oldukça canlı. Buna bir de parlaklığı ekleyin. Ortalamanın üstündeki renk parlaklığı çoğu ortamda telefonu rahatlıkla kullanmayı sağlıyor. Bunun üstüne LG bir de maksimum 1000 nitlik ekran parlaklığında çalışma imkanı sunuyor. Hızlı Ayarlar içinde bulunan ekran parlaklık ayarından tek bir dokunuşla maksimum parlak seçeneğini etkinleştirebilirsiniz. G7’nin ekranın dışarıda, otomatik parlaklık ayarıyla da iyi bir görüş sunuyor, ancak bu maksimum parlaklık ayarını etkinleştirdiğimizde telefonu sanki kapalı bir ortamda kullanıyormuş gibi oluyorsunuz. LG, bu parlaklık şiddetinin hem gözlerinize hem de telefonun ekranına ve piline olumsuz etki yaratmaması için üç dakikanın sonunda bu özelliği otomatik olarak kapatıyor.
Öte yandan G7 ThinQ’nun ekranının HDR10 ve DolbyVision uyumlu olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Netflix’te veya YouTube’da destekleyen videoları daha yüksek kontrast ve daha canlı renkler eşliğinde izleyebilir ve görsel zevki artırabilirsiniz. Ekran için birtakım renk optimizasyon seçenekleri de bulunuyor. Otomatik ayarın yanında Eko, Sinema, Spor, Oyun ve Uzman gibi seçenekler bulunuyor. Uzman modunda renk sıcaklığını ve RGB seviyelerini elle ayarlayabilir, kendinize uygun bir renk profili elde edebilirsiniz. Her ayar kendince güzel görünürken, film veya dizi izlerken Sinema modunu tercih etmeniz biraz daha iyi bir görsel deneyim elde etmenizi sağlayabilir.
LG G7 ThinQ, 2018 model amiral gemisi telefonda beklediğimiz teknik özellikleri barındırıyor. Snapdragon 845 işlemciye sahip olan telefon farklı ülkelerde farklı RAM ve depolama alanı seçenekleriyle sunuluyor. Türkiye’de ise 4 GB RAM ve 64 GB dahili hafızalı versiyonu görüyoruz. 64 GB dahili hafıza çoğu kullanıcı için yeterli olacaktır. Ancak arzu edenler microSD kart yuvası sayesinde depolama alanını daha da genişletme imkanına sahipler. Benchmark testlerinde LG G7 ThinQ, beklediğimiz gibi üst sıralara yakın sonuçlar elde ediyor.
Pratikteki durum da benchmark testlerinin yansıması niteliğinde. Telefon gerçekten hızlı, kullanıcı arayüzünde geçişler seri biçimde yapılıyor, oyunlar ve uygulamalar bekletmeden açılıyor. Oyun performansı da gayet iyi, ancak ısınma konusunda da biraz cömert davrandığını söylemek gerekiyor. Kamerayla çektiğimiz birkaç fotoğraf veya videonun sonunda telefonun çok ısındığına tanık olduk. Ancak benchmark testlerinde ise telefonun sıcaklığı biraz daha makul seviyede kaldı.
Pil tarafında da G7 ThinQ normal bir kullanıcının beklediği seviyeye ulaşıyor. Yani, tam dolu bir pil, normal yoğunluklu bir kullanımda sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkaracak çalışma ömrünü sunuyor. 3000 mAh’lik kapasite belki bir üst sınıf akıllı telefondan beklenen seviyenin altında kalıyor, ancak 1000 nit parlaklıklı, 6.1 inçlik Quad HD+ ve Snapdragon 845 işlemcili bir telefonda beklenenden daha iyi sonuç sergiliyor. Biraz daha detaya inecek olursak, bir saatlik HD Netflix filmi izlemek yüzde 15 civarında bir şarj götürürken, DAC açık durumda Spotify’dan bir saat boyunca müzik dinlemek pilin yüzde 20’lik bir kısmını götürüyor.
Android telefonu kutudan çıkan şarj adaptörünü kullanarak hızlı biçimde şarj edebilirsiniz. Barındırdığı işlemci ve platform sayesinde Quick Charge 4.0 desteğinin de bulunduğu belirtiliyor, ancak G7 ile birlikte gelen şarj adaptörü Quick Charge 3.0 desteğine sahip. Yarım saatte yüzde 50’ye varan bir doluluğa ulaşabilir, bir buçuk saat gibi bir sürede de pilin tamamını doldurabilirsiniz. Kablosuz şarj desteği de telefonun artı hanesine yazılıyor.
Müzik demişken, LG G7 ThinQ’nun ses sistemine de eğilmek gerekiyor. LG, telefonlarında ses konusuna her zaman önem vermiştir. Ancak bunlar genellikle kulaklıkla müzik dinlemeye odaklanıyordu. G7 ThinQ ile birlikte bu sefer hoparlör tarafında dikkate değer bir özellik sunuluyor. Android telefonda tek bir hoparlör var, ancak LG’nin Boom Box adını verdiği bu hoparlör normal bir hoparlöre göre çok daha yüksek şiddette ve doygunlukta ses çıkışı sunuyor. Boom Box hoparlör telefonun içindeki fazladan boşluğu bir rezonans haznesi gibi kullanıyor, böylelikle de ses çıkışını güçlendiriyor. G7’yi masa gibi düz ve sert bir yüzeye koyduğunuz zaman ses şiddeti ve dolgunluğunun dikkate değer oranda arttığını fark edeceksiniz. Bu şekilde stereo hoparlörün eksikliği önemli ölçüde kapatılıyor. Ne var ki, Boom Box hoparlörün keyfi G7’yi bir yüzeye koyup müzik dinlerken çıkıyor. Bir şeyler izlemek için telefonu elinize aldığınızda veya eğik biçimde, hâlâ yüzeye temas edecek biçimde tuttuğunuzda, Boom Box etkisi zayıflıyor.
Kulaklıkla müzik dinlerken DTS:X 3D Surround ve Hi-Fi Quad DAC gibi özellikleri kullanmak mümkün. G7’nin kulaklık çıkış seviyesi yüksek, ancak tizler normale göre biraz daha şiddetli. Bu da rahatsız ediyor. Optimum bir ses çıkışı için ayarları biraz karıştırmalısınız. DTS için “yan yana” ayarı istediğimiz ses çıkışını veriyor. Hi-Fi Quad DAC’nin farkını hissetmek için biraz daha hassas kulaklara sahip olmanız gerekiyor. Kutudan çıkan kulaklıklar başarılı, ancak LG G7 ThinQ’nun tadını tam anlamıyla çıkarmak için biraz daha kaliteli bir kulaklığınız varsa, güzel olur. 3.5mm kulaklık jakının varlığı sayesinde bunun önünde herhangi bir engel de yok.
LG G7 inceleme: Yazılım
LG G7 ThinQ’da Android 8 Oreo yüklü olarak geliyor. LG, geçtiğimiz aylarda yazılım güncellemeleri konusunda biraz daha aktif davranacağının sözünü vermişti. Hatta bunun için Güney Kore’de bir güncelleme merkezi açtığını duyurmuştu. Umuyoruz, LG G7 ThinQ sahipleri Android P güncellemesi çıktıktan kısa bir süre sonra bu sürümü alır. O zaman telefonun çentikli ekranıyla daha tutarlı bir yazılım görme imkanı elde ederiz. Mevcut durumda bazı uygulamalar 19.5:9 gibi sıra dışı görüntü oranıyla uyumlu çalışmıyor. Bu nedenle alt kısımda dikkate değer bir siyah çubuk görüyoruz. Neyse ki, uyumluluk görünümü sayesinde kullanıcı arayüzü optimize ediliyor ve tam ekrana oturması sağlanıyor. Ancak bu da görüntüde birtakım kayıpların söz konusu olabileceği anlamına geliyor.
Çentiğin eklenmesi dışında LG G7’nin daha önceki LG telefonlarına göre kullanıcı arayüzü bakımından çok fazla farkı yok. LG’nin çentik tarafında sunmuş olduğu ayarlardan bahsetmiştik. Ekranına alt kısmında bulunan sanal navigasyon kontrollerini de özelleştirebilir, arka planı değiştirebilir veya kullanılmadığı durumlarda navigasyon çubuğunu gizleyebilirsiniz. LG V30 ile birlikte gördüğümüz, daha önceki V serisi telefonlarda bulunan ikinci ekranın işlevlerini gerçekleştiren Floating Bar bu telefonda da mevcut. Her ne kadar bu aracı başından beri açık tutsak da, neredeyse hiç kullanmadığımızı belirtmemiz gerekiyor. Saat, Takvim, Görevler, LG Health, HD Ses Kaydedicisi, FM radyo gibi yüklü gelen program dosyalarının yanı sıra sildiğiniz uygulamaları 24 saat boyunca telefonda tutan ve fikrinizi değiştirdiğinizde Google Play’e gitmeden kolaylıkla geri yükleme imkanı sunan Uygulama çöp kutusu da mevcut. Smart Doctor adlı uygulama ise teefonun dahili depolama birimi, bellek, pil gibi donanım unsurlarını verimli bir şekilde yönetmenizi sağlıyor. Parmağınızla ekranda notlar almanızı sağlayan, LG’nin emektar uygulamalarından QuickMemo+ da telefonda mevcut.
Yapay zekâyı önemseyen, bu nedenle onu çağrıştıracak biçimde telefonlarına “ThinQ” adını vermeye başlayan LG’nin G7’de sunduğu yapay zekâ destekli özellikler, kameradaki AI CAM modları dışında şimdilik Türkiye’deki kullanıcıları pek ilgilendirmiyor. LG G7 ThinQ’da yapay zekâ destekli yazılım özellikleri genellikle Google Asistan’a bağlı olarak yürüyor. Google Asistan da henüz Türkçe dil desteğine sahip değil. Ancak Google’ın metin, görüntü ve mekan algılama özellikli Google Lens uygulamasını ister bağımsız bir uygulama olarak, ister Kamera uygulamasının içinden kullanabilirsiniz. Türkçe dil desteğine sahip olmasıyla dikkat çeken bu uygulama, G7 ThinQ’yu herhangi bir yere, nesneye ya da metne doğrulttuğunuzda onu tanıyor ve ilgili arama sonuçlarını Google’dan ayağınıza getiriyor. İlk denemelerimiz pek beklediğimiz sonuçları vermedi, ancak Google Asistan’a Türkçe dil desteğinin gelmesiyle ve Google Lens daha fazla Türk kullanıcıya kavuştukça, bu uygulama da daha iyi çalışacaktır.
LG’nin “ThinQ” markası sadece akıllı telefonları değil; buzdolabı, TV gibi diğer akıllı cihazları da kapsıyor. LG G7 ThinQ, aynı Wi-Fi ağı içindeki akıllı cihazları otomatik olarak keşfediyor ve bağlanıyor. Böylelikle LG G7 ThinQ üzerinden bunların durumlarını görmek, bunları kontrol etmek mümkün oluyor. Ancak şu an için bu özellik de Türkiye’de kullanılacak gibi görünmüyor. Her ne olursa olsun, içerikleri kablosuz bağlantı üzerinden Chromecast ya da Miracast destekli cihazlara yansıtma konusunda LG G7 ThinQ’nun daha kapsamlı bir destek sunduğunu söylememiz gerekiyor. Eğer bu protokolleri destekleyen bir aksesuarınız varsa, işiniz biraz daha kolay olacaktır.
LG G7 inceleme: Kamera
LG, kağıt üstünde baktığımızda kamera tarafında G7’yi biraz daha güçlendirmiş gibi görünüyor. Arkadaki ikili kamera sisteminde iki adet Sony IMX351 sensörü bulunuyor. Kameraların her ikisi de 16 megapiksel çözünürlük desteğine sahip. Ana kamera f/1.6 diyafram, optik görüntü sabitleme ve 77 derecelik görüş açısı gibi özelliklere sahipken, ikinci sensör ise f/1.9 diyafram, 107 derece görüş açısı gibi özellikleri bünyesinde barındırıyor. LED flaş ve lazer otomatik odak da mevcut. Ana kamera LG V30 serisinde gördüğümüz ana kamerayla aynı özelliklere sahip. İkinci kameranın daha yüksek çözünürlüğe, diyafram açıklığına ve görüş alanına sahip olduğunu görüyoruz.
LG yıllardır ikinci kameralarını optik zum ya da monokrom yerine geniş açılı çekimler sunmak amacıyla kullanıyor. Bu noktada takdir kullanıcıya göre değişecektir. Bizim için geniş açılı çekimlerden daha çok optik yakınlaştırma önemlidir. Bu nedenle iPhone’larda, Samsung Galaxy telefonlarda gördüğümüz yaklaşım daha kullanışlıdır. Ancak genellikle geniş manzaraları veya toplu grup fotoğraflarını çekenler için ikinci kameranın geniş açı desteği sunması daha kullanışlı olacaktır. Düşük diyafram açıklığı düşük ışıklı ortamlarda görüntü kalitesini biraz düşürüyor, ancak elde edilen sonuçlar yine de oldukça başarılı oluyor.
16 megapiksel ana kamerayla çekilen fotoğraflar fazlasıyla memnun ediyor. Detaylı, renk bakımından canlı ve doygun çekimler kullanıcıları bekliyor. Ancak dışarıda çekilen bazı sahneler aşırı parlak oluyor ve otomatik HDR da sonuçları çok fazla iyileştirmiyor. f/1.6 diyafram açıklığı sayesinde düşük ışıklı ortamlarda çekilen fotoğraflar oldukça başarılı oluyor. Ayrıca özel bir gece modu da var. Bu modda çözünürlük 4 megapiksele düşüyor, ancak piksellerin birleştirilmesi sayesinde daha aydınlık ve canlı gece çekimleri yapılabiliyor.
LG V30S modelinde olduğu gibi, LG G7 ThinQ’da da AI CAM olarak adlandırılan yapay zekâ destekli sahne modlarının üstünde duruluyor. Bu yıl oldukça moda olan bu özellik genel olarak; kameranın doğrultulduğu nesne veya sahnelerin telefon tarafından algılanması ve buna uygun şekilde görüntü ayarlanmasından ibaret. Kamera uygulamasında açık biçimde görülen AI CAM moduna geçiş yapıp LG G7 ThinQ’yu çiçek, evcil hayvan, şehir manzarası gibi bir nesneye doğrulttuğunuzda, yapay zekânın yardımıyla sahnede ne olduğu belirleniyor ve görüntü ayarları buna uygun biçimde yapılıyor.
AI CAM, temelde parlaklık, kontrast gibi unsurları güçlendiriyor, bu da belirli durumlarda renklerin aşırı şekilde güçlendirilmesine neden oluyor. Ancak bazı durumlarda da gerçekçiliğin ve etkileyiciliğin daha da arttığını belirtmek gerekiyor. Özellikle yemek veya şehir manzarası fotoğrafları gibi, estetiğin ve çekiciliğin artırılmasının istendiği durumlarda AI CAM iyi sonuçlar verecektir.
Portre modunu çoğu son model telefonda olduğu gibi G7 ThinQ’da da görüyoruz. Hem ön hem de arka kamerada çalışan bu özellik, özellikle iki kameranın yer aldığı arka kamerada iyi sonuçlar veriyor. Yine de, bazı sahnelerde arka plan ile öndeki suje arasındaki sınırların iyi şekilde ayrılmadığını görüyoruz. Buna rağmen, bulunması güzel ve belirli zamanlarda işe yarayacak bir özellik.
LG en sonunda önde yer alan kameraya da el attı. Uzun zamandır gördüğümüz 5 megapiksel çözünürlüklü kameraların yerine bu sefer 8 megapiksel çözünürlüklü, f/1.9 diyafram açıklıklı bir kameranın bulunduğunu görüyor. Bu geniş açılı selfie kamerası selfie fotoğraflarınıza başka arkadaşlarınızı veya sevdiklerinizi de eklemenize izin vermekle kalmıyor. Parlaklık ve detaylar bakımından da oldukça iyi sonuçlar veriyor. Yüz güzelleştirme araçları sayesinde çekeceğiniz selfie’lerin sizi bile hayran bırakabileceğini söylememiz gerekiyor.
Video tarafında ise LG G7 ThinQ’nun arka kamerasıyla 4K video kaydı gerçekleştirebilirsiniz. Kamerada hemen çekime başlayabileceğiniz otomatik bir video modu bulunuyor. Ancak manuel video moduna geçiş yaparak beyaz dengesi, pozlama, odak gibi unsurları isteğinize göre değiştirebilir; ses kaydı üzerinde de oynama yapabilirsiniz. Böylelikle kameranın önünde veya arkasında yer alan ses kaynağını güçlendirebilirsiniz. Rüzgar gürültüsünü bastırmak da imkan dahilinde bulunuyor. Bunun dışında optik görüntü sabitleme sistemi sayesinde durağan video çekimleri yapılıyor. Ses kalitesi de iyi. LG G7 ThinQ’nun video kaydı sizi genel olarak memnun edecektir. Öte yandan video çekimlerinde Hi-Fi ses kaydını kullanabilir veya HDR video çekimi de gerçekleştirebilirsiniz. Bunun yanı sıra Cine Video modu da sahnedeki herhangi bir nesneye veya noktaya sinema filmlerindeki gibi muntazam biçimde yakınlaştırma yapacağınız, sinema tadında çekimler yapmanıza izin veriyor. Bu özelliği ilk kez LG V30 Plus‘ta görmüştük. Anlayacağınız, LG G7 ThinQ ile video çekimlerinde seçenekleriniz epey geniş.
LG G7 inceleme: Sonuç
Bir amiral gemisi telefon olarak değerlendirdiğimizde, LG G7 ThinQ’nun tasarım, malzeme kalitesi, ekran, işlemci, kamera gibi pek çok unsur bakımından beklentileri karşıladığını görüyoruz. Ancak bunları piyasada, ister aynı, ister daha düşük fiyat noktasından sunan birçok akıllı telefonu bulmak mümkün oluyor. Eskiden LG’nin akıllı telefonlarını diğerlerinden ayıran; farklı tasarım unsurlarının kullanılması, değiştirilebilir pil veya ikinci ekran gibi bazı nitelikler vardı. LG G7 ThinQ ise 2018 yılında gördüğümüz çoğu üst sınıf Android telefonla aynı görünüyor.
Sadece Boom Box özelliğini ve önceki modellerden miras alınan yüksek kaliteli kulaklıkla ses deneyimini LG G7 ThinQ’nun çekim noktaları olarak değerlendirebiliriz. Boom Box hoparlöre şimdiye kadar akıllı telefonlarda pek rastlamadık. Oldukça ilginç bir özellik, sadece arkadaşlarınızla birlikte müzik dinleme keyfinizi artırmakla kalmaz, aynı zamanda ortamlarda ilgi çekmenize de imkan sağlar. Ancak stereo hoparlörlü bir telefonu tercih etmek de genel olarak Boom Box ile aynı, belki de daha iyi bir hoparlör deneyimi elde etmenizi sağlayabilir.
Sonuç olarak, farklı bir şeyler sunmak adına amiral gemisi çıkış takvimini değiştiren LG’den daha iddialı bir şeyler beklerdik. Yine de, yukarıda bahsettiğimiz unsurlar bakımından G7 ThinQ, bir amiral gemisi telefondan beklenenleri karşılıyor. 4899 TL’lik fiyat yüksek görünebilir, ancak yıl 2018 ve piyasa şartları ortada. G7 ThinQ ile verdiğiniz paranın karşılığını alamama pişmanlığını yaşamazsınız. Belki bu fiyata 128 GB dahili hafıza ve 6 GB RAM destekli versiyon Türkiye’ye gelse, tüketiciler gözünde çekiciliği biraz daha artabilirdi. Google Asistan Türkiye’de kullanıma sunulduğunda bu telefonun işlevselliğinin biraz daha artacağını belirterek yazıya noktayı koyalım.