LG, “amiral gemisi” olarak nitelendirilen G serisi akıllı telefonları için her yıl farklı bir arayış içinde oldu. Bir yıl metalik görünümlü plastik gövde, bir yıl deri arka kapak, başka bir yıl ise modüler tasarım gördük. Güney Koreli şirket bu yıl da bambaşka bir arayış içine girerek, akıllı telefon dünyasının üst sınıfında yaşanan kıyasıya rekabette galip gelmek istiyor. Bu yılın amiral gemisi modeli LG G6, cam ve metalin birleşiminden oluşan bir tasarımla geliyor ve bu açıdan zamanın ruhunu yakalıyor gibi görünüyor. Bunu güçlü donanım, yetenekli kameralar ve kullanışlı bir arayüz ile desteklemeye çalışıyor. Peki, tüm bunlar LG G6’nın ipi göğüslemesi için yeterli olabilir mi? LG G6 inceleme yazısında bu sorunun cevabını arıyoruz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Video: LG G6 Kutusundan Çıkıyor
LG G6 video inceleme
LG G6 inceleme: Tasarım
En başta da belirttiğimiz gibi, LG G serisi akıllı telefonlarının telefonlarında sürekli bir arayış içinde oldu. İlk G serisi telefonun çıktığı 2012’den bu yana Güney Koreli şirketin her yıl farklı bir tasarım yaklaşımı içinde olduğunu gördük. Bu yıl ise cam ve metalin birleşimi bir yapı tercih edilmiş ki, LG en sonunda doğru yolu bulmuş gibi görünüyor. Samsung’un son iki yıldır akıllı telefonlarında yer verdiği cam-metal yapısı hem görünüş hem de kullanım hissi bakımından yüksek seviyede olduğunu ortaya koymuştu. LG de bu yapıyı G6’da iyi şekilde ortaya koyuyor.
LG G6 geçen yılın telefonu G5’in tasarımından ufak tefek izler taşımakla birlikte, yepyeni bir başlangıç olarak değerlendirilebilir. Telefonun kenarlarını metal çerçeve sararken önde Gorilla Glass 3, arkada ise Gorilla Glass 5 ekran camı tüm yüzeyi kaplıyor. Kullanılan bu camlar sağlamlığı artırıyor, gövdede dikkate değer çizikler veya aşınmalar meydana gelmiyor. Ancak G6’yı parlak ışığa tuttuğumuzda hem ön hem de arka yüzeylerin ince çiziklerle dolmaya başladığını görüyoruz, ne var ki, bu durum normal sayılır. Parmak izini tutma konusunda da G6 epey cömert davranıyor. Bununla birlikte cam yüzeylerin sürtünme katsayısı düşük tutulmamış, bu da telefonu kullanırken elden kayıp gitmesinin önüne geçiyor.
Arkadaki cam yüzeyin kenarlara doğru hafif kavisli yapısı sayesinde G6’yı kavramak biraz daha kolaylaşıyor. Telefonun hafifçe yuvarlatılmış köşeleri onun görünümünü biraz yumuşatıyor. Aslına bakarsanız, biraz sıradan bir tasarıma sahip LG G6, ancak ön yüzün büyük bir bölümünü kaplayan ekran, üstüne üstlük bir de kavisli köşelere sahip olup telefonun gövdesinin kavisli köşelerine uyum gösterince, G6’nın sıkıcılığı ortadan kalkıyor.
Bu yeni tasarım LG’nin bir alışkanlığından vazgeçmesine yol açıyor, o da çıkarılabilir pil. Şimdiye kadar çıkan LG telefonlarının ortak özelliği pilin kullanıcılar tarafından değiştirilebilir olmasıydı. Geçen yılın telefonu G5’te bile LG, arka kapak olmamasına rağmen modüler yapı sayesinde kullanıcıların pili değiştirebilmelerine olanak sağlamıştı. Ancak cam-metal yapısına geçiş yapılmasıyla birlikte telefonun çıkarılabilir bir kapağı veya parçası da ortadan kalkıyor. LG, bu eksikliği USB-C portu üzerinden sunduğu hızlı şarj özelliğiyle kapatmaya çalışıyor ki, buna ilerleyen bölümlerde değineceğiz.
G6 ile birlikte LG’nin üst sınıf telefonlarının tanıştığı yeniliklerden bir tanesi de suya dayanıklılık oluyor. Aslında IP68 sertifikasıyla bu telefon hem suya hem de toza karşı dayanıklı. Yani sağanak yağış altında telefonunuzu kullanabilir, karşılamaya hazırlandığımız yaz aylarında G6’yı havuz veya deniz kenarında suya düşürme derdi olmadan kullanabilirsiniz. Su altında fotoğraf ve video çekimi de yapabilirsiniz, ancak üreticiler bunu genelde pek önermiyor. Eğer isterseniz G6’yı suyun altına tutup yıkayabilir, böylelikle telefonun gövdesini temizleyebilirsiniz.
LG G6’nın 5.7 inç gibi büyük bir ekranı var. Ancak LG 18:9, diğer bir deyişle 2:1 görüntü oranı kullanarak şimdiye kadar akıllı telefonlarda alıştığımız 16:9 formatının dışına çıkıyor. Ekran ince ve uzun bir yapıya sahip, bu şekilde telefonun dar tutulup tek elle biraz daha rahat kavranması mümkün kılınıyor. LG, bunun üstüne bir de G6’nın ekranını saran çerçeve alanını epey daraltmış. Yüzde 78.6 ekran-yüzey oranıyla G6, ortalamanın epey üstüne çıkmayı başarıyor. Sonuç olarak karşımızda büyük ekranına rağmen yüzey alanı nispeten düşük bir telefon çıkıyor. 5.5 inç ekranlı iPhone 7 Plus ile 5.7 inçlik LG G6’yı yan yana getirdiğimizde, G6’nın daha küçük durduğunu görüyoruz. Sonuç olarak LG G6, büyük ekranlı bir telefon olmasına rağmen, tek elle nispeten daha rahat kullanılıyor. Baş parmağınız ekranın en üst bölümlerine yine erişemeyecektir, ancak telefonu avuç içinde hareket ettirip parmağı erişemediği noktalara götürmek diğer büyük ekranlı telefonlardakine göre biraz daha rahat gibi görünüyor. Tabii ki, bu satırların yazarının büyük ellere sahip olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Buna rağmen, çoğu kullanıcı LG G6’yı tek elle kullanmakta büyük problemler yaşamaz.
Ön yüzde ekran büyük bir alan kaplayınca, geri kalan unsurlara fazla bir alan kalmıyor. LG, ekranın üstünde yer alan epey dar alana 5 megapiksel kamera, ahize hoparlörü, sensörler bulunuyor. Daha geniş görünen ekran altı ise boş bırakılmış. Alt kenarda USB-C portu, hoparlör ve mikrofon yer alırken, karşı gelen üst kenarda ikinci mikrofon ve 3.5mm kulaklık jakı bulunuyor. Sol kenarda ses tuşlarını, sağ kenarda ise nanoSIM ve microSD kart tepsisini görüyoruz. Metal çerçevenin belirli noktalarını dört kenarda da anten çizgileri kesiyor. Arka yüz geçen yılın telefonu G5’i biraz daha hatırlatır nitelikte. 13 megapiksel çözünürlüklü iki kamera, ortalarında çift LED flaş bulunuyor. Bunların altında ise parmak izi okuyucusunun da entegre edildiği güç butonu bulunuyor. Alta yakın bir noktaya ise G6 logosu yatayda ortaya hizalanarak yerleştirilmiş.
LG G6 inceleme: Donanım ve Performans
LG G6’nın seleflerine göre getirdiği en büyük yeniliklerden bir tanesi farklı bir görüntü oranına sahip ekrana sahip olması. Bu telefon 18:9 gibi, alıştığımızın dışına çıkan görüntü oranına sahip. Bunu 2:1 şeklinde sadeleştirmek mümkün, ancak 18:9 ile ekranın boyunun 16:9 görüntü oranlı bir ekrana göre daha uzun olduğunun altı çiziliyor. LG, bu farklı görüntü oranı sayesinde G6’nın genişliğini avuç içinde rahatlıkla tutmaya olanak sağlayacak sınırda tutuyor, bununla birlikte 5.7 inçlik köşeden köşeye uzunlukla büyük ekran deneyimi sunuluyor. Buna bir de telefonun epey dar tutulmuş ekran çerçevesini ekleyin.
Bir önceki bölümde ekran hakkında biraz söz sarfetmiş, köşelerinin yuvarlatılmış olduğunu dile getirmiştik. Bu görünüm sayesinde LG G6’nın havası farklılaşıyor, sıradan bir telefon olmaktan çıkıyor. Köşelere dikkatlice baktığınızda köşelerin kenarlarla buluştuğu noktada hafif de olsa bir düzensizlik olduğunu göreceksiniz. Ne var ki, bu durum genel görüntü deneyimine hiçbir olumsuz etkide bulunmuyor. Sadece çok dikkatli baktığınızda fark edebileceğiniz bir ayrıntı.
G6’nın 5.7 inç ekranı, uzayan boyun etkisiyle biraz daha fazla piksel barındırıyor, 1440 x 2880 gibi bir çözünürlük görüyoruz. Yani uzayan boyun getirdiği ek alan sayesinde daha fazla piksele yer açılmış oluyor. Sonuç olarak yine 564 ppi gibi, büyük ve QHD çözünürlüğe sahip ekranlarda genel olarak karşılaştığımız seviyede bir piksel yoğunluğunu görüyoruz. Ekran keskinlik ve netlik açısından fazlasıyla tatmin edici. IPS teknolojili bu ekranın görüş açıları geniş, güneş ışığı altında da rahat kullanıma olanak sağlayacak görüş sunuyor. Buna ek olarak ekranı güneş gözlüğü taktığınızda bile görebilirsiniz ki, geçmişteki LG amiral gemisi telefonlarının sorunlarından bir tanesi buydu. Ekranın renk sıcaklığı ve siyah renk derinliği de iyi seviyede. Mobile HDR desteği de mevcut, eğer Netflix’in en üst paketine abone olursanız, LG G6 ile HDR teknolojisinin keyfini mobilde çıkarmanız mümkün. Bunun yanı sıra iPhone’lardaki Night Shift benzeri bir mavi ışık filtre özelliği ve renk sıcaklık profilleri de ekranın özellikleri arasında bulunuyor.
LG G6’nın tanıtıldığı zaman zarfında Qualcomm’un Snapdragon 835 işlemcisi henüz hazır değildi. Bununla birlikte söz konusu işlemcinin ilk olarak Samsung’un amiral gemisi telefonu Galaxy S8 ile birlikte öncelikli olarak piyasaya çıkması koşulunun olduğundan bahsediliyordu. Sonuç olarak, LG G6’da Qualcomm’un geçen yılın ikinci yarısından itibaren çıkan akıllı telefonlarda gördüğümüz Snapdragon 821 yongaset çalışıyor. Sekiz çekirdekli bu işlemciye Adreno 530 GPU ve 4 GB RAM eşlik ediyor. Telefonun Türkiye’de satılan versiyonunda 32 GB’lık dahili hafıza bulunurken, depolama alanını microSD kart yuvasıyla daha da yükseltmek mümkün oluyor.
G6’nın sahip olduğu bu donanım paketi telefondan beklediğimiz üst sınıf akıllı telefon performansını sunuyor. Benchmark testlerinde LG G6 üst sıralara yakın bir performans sergiliyor. Bunun dışında pratikteki duruma baktığımızda telefonun gayet hızlı olduğunu, kullanıcı arayüzünde akıcı şekilde gezinmenin mümkün olduğunu görüyoruz. Oyun performansı da ortalamanın üstünde, ancak özel bir durumdan bahsedecek olursak, SimCity BuildIt oyununu oynarken ara sıra küçük takılmalar gözlemledik, bunları bir iPad’de veya Galaxy S8’de gözlemlemiyoruz. Bu, oyuna özel bir durum da olabilir. Isınma konusunda da LG G6’nın normal sıcaklık aralığında kaldığını ve aşırı ısınma sorunu yaşanmadığını belirtmeden geçmeyelim.
Pil tarafına gelecek olursak, G6’yla birlikte geçiş yapılan yeni tasarım yaklaşımı nedeniyle çıkarılabilir pil gibi, LG’nin şimdiye kadar üst sınıf telefonlarında yer verdiği ve diğerlerinden ayrıldığı bir özellik ortadan kalkmış oluyor. Yine de, 3300 mAh gibi ortalamanın üstünde kapasiteye sahip bir pil bu telefonda yer alıyor. LG, çıkarılabilir pilin eksikliğini hızlı şarj özelliğiyle kapatmaya çalışıyor. Qualcomm’un Quick Charge 3.0 teknolojisini barındıran bu telefon, kutusundan çıkan hızlı şarj destekli adaptör yardımıyla kısa sürede birkaç saati çıkaracak enerjiyi depolayabiliyor. LG G6 ile normal yoğunluktaki bir kullanımda iki günü rahat şekilde çıkarmak mümkün oluyor. Oyun, video izleme gibi ekranı ve işlemciyi daha fazla yoran işlerde bile telefonun bir günü rahat şekilde çıkaracağını söyleyebiliriz.
LG G6’da 3.5 mm. kulaklık jakına yer veriyor, ancak bizim elimizdeki test ürününe özel bir sorun mu bilinmez, standart 3.5 mm. kulaklık uçları bu yuvaya tam olarak oturmuyor, yuva biraz kısa kalıyor gibi görünüyor. İçine kaçan bir nesneden dolayı bir problem yaşanıp yaşanmadığını kontrol ettik, ancak öyle bir sorun da yoktu. Parmağımızla iyice bastırıp kulaklık girişini yuvasına yerleştirdikten sonra yaptığımız denemelerde ise LG G6’nın kulaklık çıkış şiddetini iyi seviyede bulduk. Baslar ve tizler dengeli. Alt kısımda yer alan hoparlör de normal bir akıllı telefonun hoparlörüne göre daha yüksek şiddette ve kulağı dolduran ses çıkışı sağlıyor. Ancak telefonu yatay yönde tutup bir şeyler izlerken veya oyun oynarken hoparlörü engellemeniz kuvvetle muhtemel.
LG G6 inceleme: Yazılım
Android 7.0 Nougat ile yüklü gelen LG G6’da LG’nin özelleştirilmiş kullanıcı UX’in 6.0 numaralı en son versiyonu çalışıyor. Kullanıcı arayüzünün genel tasarımı, kavisli köşelere sahip kareleri temel alan uygulama ikon tarzı, pastel renklerden oluşan renk paleti ve uygulama çekmecesi içermeyen varsayılan ana ekran düzeni önceki nesillerde olduğu gibi korunmaya devam ediyor. LG, görsel açıdan yeni bir şeyler sunmak yerine, eski nesillerin dağınıklığını ortadan kaldırmaya ve daha düzenli bir kullanıcı arayüzü deneyimi sunmaya uğraşmış gibi görünüyor.
2:1 görüntü oranı sayesinde ekranı iki eşit kareye bölmek mümkün oluyor ki, LG kullanıcı arayüzünün tasarımında bu avantajdan yararlanıyor. Kişiler, Müzik, Takvim gibi uygulamalarda ekranın iki bölüme ayrıldığını, üst tarafın zengin görseller, alt tarafın ise daha çok ilgili bilgilerle doldurulduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra daha uzun ekranın bulunması Nougat ile birlikte varsayılan özellik hâline gelen çoklu pencere özelliğinin daha rahat kullanılmasını sağlıyor, bir ekranı eşit büyüklükte iki kare içinde, iki farklı uygulamaya ayırmak mümkün oluyor.
Ekranın farklı görüntü oranı nedeniyle mobil uygulamaların görüntülenmesi de farklı oluyor. Çoğu Android uygulaması veya oyun 16:9 formatına göre ayarlanmış, bu nedenle LG G6’da bunlar açıldığında altta ve üstte siyah şeritler görünüyor. Ekran uyum modunu kullanarak uygulamaların ekrana yayılmasını sağlayabilirsiniz. Her ne kadar bu durum görüntülenen alanda kenarlarda ve köşelerde kayıplara neden olsa da, ekranın tadını daha iyi şekilde almayı sağlıyor. YouTube’da ise videonun sağında ve solunda siyah renkli boşluklar görüyoruz. Eğer siyah renkli bir LG G6 kullanıyorsanız, bu boşlukların fazla göz tırmalamayacağını söyleyebiliriz. Netflix ise 18:9 ekrana uyum sağlayacak bir izleme deneyimini sunuyor, video ekranın sınırlarına tamamen yayılacak şekilde görüntüleniyor.
LG UX 6.0’da bir yandan kendi tarzını ortaya koyarken bir yandan da Google’ın Material Design tasarım dilinden de yararlanıyor. Hızlı ayarlar, görsel bileşenler ekranı, Telefon uygulaması ve bunun gibi birçok yerde Google’ın saf Android’dekine yakın bir sadelik görüyoruz. Ayarlar uygulaması dört temel başlık altında kategorilendirilmiş, böylelikle istenilen ayara erişim kolaylaştırılmış. Sonuç olarak LG G6 ile birlikte kullanıcıları sade, ancak bir o kadar kullanması zevkli bir kullanıcı arayüzü bekliyor.
Artık LG telefonlarında bir standart hâlini almış olan KnockOn (kapalı ekrana çift tıklatarak uyandırma) ve KnockCode (ekrana belirli bir düzende tıklatarak ekran kilidini açma) gibi özellikler G6’da da mevcut. Ayrıca Always on ekran özelliği sayesinde saat, tarih, bildirimler gibi unsurlar da ekranda, ekran kapalı olsa bile gösteriliyor. Bunun yanı sıra parmak izi okuyucusuyla da alternatif bir güvenlik yöntemi sunuluyor. Parmak izi okuyucusunun yeri işaret parmağının normal kullanımda telefonun arkasına temas edeceği nokta olacak şekilde seçilmiş, ayrıca okuyucunun hassasiyeti ve hızı gayet iyi.
Yüklü gelen uygulamar konusunda geçen yılın telefonu G5’ten veya V20’den çok farklı bir durum söz konusu değil. Google uygulamaları sertifikalı her Android telefonunda olduğu gibi yüklü olarak sunuluyor. Bunun dışında LG’nin SmartWorld, RemoteCall Service gibi uygulamalar, Smart Doctor, LG Mobile Switch gibi araçları bulunuyor. LG Friends Manager’ı da yüklü olarak görüyoruz ki, eğer geçen yıl G5’in arkadaşları arasında bulunan 360 derece kamera veya VR gözlükten bir tanesini satın aldıysanız, bunu G6 ile de kullanabilirsiniz. Bu arada telefondan son 24 saat içinde kaldırılmış olan uygulamaları, Google Play’e gitmeden tekrar geri yüklemenizi sağlayan Kaldırılmış Uygulamalar özelliği de mevcut. Bunun yanı sıra V20’de ilk kez gördüğümüz HD Ses Kaydedicisi, LG Health uygulaması, QuickMemo+ gibi klasik LG uygulamaları da G6 kullanıcılarına sunuluyor. FM radyonun bulunduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
LG G6 inceleme: Kamera
LG’nin amiral gemisi telefonları kamera konusunda her zaman iddialı olmuştur. LG G6 da bu yöndeki iddiasını sürdürüyor. Geçen yıl LG G5 ile sunulan ve geniş açılı fotoğraflar da çekmeye olanak sağlayan iki lensli arka kamera sisteminin biraz daha iyileştirildiğini görüyoruz. Arkada bulunan iki lensten bir tanesi normal fotoğraflar, 125 derecelik görüş açısına sahip olan diğeriyse geniş açılı çekimler için kullanılıyor. Her iki lensin çözünürlüğü de 13 megapiksel olmakla birlikte diyafram açıklığı, otomatik odaklama, optik görüntü sabitleme gibi özellikler farklılık gösteriyor. Son iki özellik sadece standart lenste varken, diyafram açıklığı da f/1.8 ile bu lenste daha yüksek. Her iki kamera arasında geçiş hızlı şekilde yapılabiliyor, ayrıca video çekiminde de yakınlaştırma yaparken bu ikili kamera sistemin avantajından yararlanıyor, daha az kalite kaybıyla yakınlaştırma yapabiliyorsunuz.
Geniş açılı çekimlerde doğal olarak görüntünün kenarlarına doğru hafif bir kavis oluşuyor, bu nedenle LG G6 ile yaptığımız çekimlerde daha çok normal modu kullanmayı tercih ettik. Geniş açılı çekimler ise grup çekimleri için bir hayli kullanışlı oluyor.
Kamera uygulamasında son birkaç amiral gemisi LG telefonuna göre fazla değişen bir şey yok. Ancak bazı eklentiler de yok değil. Ekranın bir kenarında flaş, kamera değiştirme, efektler, mod, ayarlar gibi her zaman hızlıca erişmek isteyeceğiniz kontroller bulunuyor. Diğer kenarında ise fotoğraf ve video çekim düğmelerini görüyoruz. Ayrıca galeriye açılan bir kısayol var. Temel modda tüm ayarlar kamera tarafından otomatik olarak yapılırken, Manuel modda beyaz dengesi, odaklama, ISO gibi parametreleri elle kontrol etmek mümkün oluyor, biraz daha profesyonel fotoğrafçıların seveceği bir deneyim sunuluyor.
Bir de Kare modu var. Ana ekrana yerleştirilmiş Kare Kamera kısayoluyla hızlı erişim imkanı da sağlanan bu mod G6’nın 18:9 ekranından yararlanıyor, ekranı iki eşit kareye bölüyor. Bir kareyi vizör olarak, diğer kareyi de yapılan çekimin ön izlemesini yapmak için kullanabilirsiniz. Kare Kamera içinde de şipşak çekim, kılavuzlu çekim ve ızgaralı çekim gibi farklı çekim modları bulunuyor.
LG G6’nın fotoğraf kalitesi çoğu kullanıcıyı memnun edecek seviyede. Düşük ışık performansı da fena sayılmaz, özellikle ana kameranın geniş diyafram açıklığı ve optik görüntü sabitleme sistemini barındırması loş ortamlarda veya akşam karanlığında, dışarıda iyi fotoğraflar çekilmesine yardımcı oluyor. Geniş açılı lensin optik görüntü sabitleme sistemine sahip olmaması ve aynı zamanda düşük diyafram açıklığı özellikle manzara çekimlerini geniş açılı yapmayı kısıtlıyor. İyi aydınlatılmış kapalı ortamlarda veya dışarıda parlak güneş ışığı altında ise mükemmel dinamik aralığı ve doğal renklerle bezenmiş fotoğraflar çekebilirsiniz.
Önde ise 5 megapiksel ile çözünürlük açısından çok fazla yükseklere çıkmayan, buna karşın 100 derecelik açısıyla selfie çekimleri için gayet elverişli bir kamera bulunuyor. Kameranın geniş açısı sayesinde kareye birden fazla kişiyi sığdırmak mümkün oluyor. Ön kameraya geçiş yaptığınızda ton, parlaklık ayarlarını ve çeşitli filtreleri ekranda göreceksiniz. Bunlarla çekeceğiniz selfie fotoğrafları daha da güzelleştirebilirsiniz.
Video tarafında ise günümüzde amiral gemisi telefonlar için bir standart hâline gelmiş olan 4K video kaydını görüyoruz. Bunun yanı sıra ekranı tamamen kaplayacak şekilde, 18:9 formatında Full HD çekimler de yapabilirsiniz. Eğer çektiğiniz videoları TV’de izlemeyi düşünmüyor, daha çok LG G6’da izleyeceğinizi düşünüyorsanız, ekrana tamamen oturması bakımından bu video çözünürlüğünü tercih edebilirsiniz. Video çekimleri genel olarak tatmin edici düzeyde, ancak optik görüntü sabitleme sisteminin varlığına rağmen harekete bağlı titremeler hissediliyor. Ses kaydı ise oldukça kaliteli, bu açıdan LG G6’yı başarılı bulduğumuzu belirtmemiz gerekiyor. Bu arada manuel video çekimi modunu seçtiğiniz takdirde ses üzerinde de ayar yapma imkanına sahip oluyorsunuz.
LG G6 inceleme: Sonuç
LG G4’te deri arka kapak seçeneği, G5’te modüler tasarım, V10 ve V20 modellerinde çift ekran gibi farklı fikirleri uygulayan LG, G6’da ise sektörün eğilimlerine uygun doğrultuda hareket etmeyi tercih etti. Bu tercih yanlış olmamış, çünkü LG G6 şimdiye kadar gördüğümüz amiral gemisi niteliğindeki LG telefonları içinde bu sıfatı en fazla hak eden telefon oluyor. Metal ve camın buluştuğu gövde sağlamlık hissini ve kaliteyi fazlasıyla yaşatıyor. Her ne kadar sıradan bir telefon gibi görünse de, ince ekran çerçevesi ve köşelerine kavis verilmiş ekran bu telefonun sıkıcılığını ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda 18:9 görüntü oranı sayesinde büyük ekranlı olmasına rağmen tek elle tutulup kullanılabilen bir telefon ortaya çıkmış. LG G6’yı çoğu durumda tek elle rahat şekilde kullandığımızı, pek fazla sıkıntı çekmediğimizi bir kez daha belirtelim. Bunun dışında tasarımı ve ergonomisi G6’yı kullanmayı epey zevkli hâle getiriyor.
LG’nin kullanıcı arayüzünü eski telefonlardan bu yana beğeniyoruz. LG G6 ile birlikte yapılan sadeleştirmeler ve düzenlemeler sayesinde bu beğendiğimiz deneyim biraz daha derli toplu, kullanışlı hâle getirilmiş. Ayrıca farklı uygulamalarda iki eşit büyüklükte kare yaklaşımının benimsenmesi de uygulamaları daha rahat ve verimli şekilde kullanmayı sağlıyor. Her ne kadar en güncel işlemciye sahip olmasa da, Qualcomm’un Snapdragon 821 işlemcisinin bir akıllı telefondan beklenen performansı sunduğunu görüyoruz. İki güne kadar çıkan pil ömrü de G6’nın memnun edici yanlarından bir tanesi oluyor.
Kamera tarafında LG G6, önceki nesil G serisi telefonların çizgisinden devam ediyor. Belki piyasadaki en iyi kameralı telefon olduğu söylenemez, ancak G6’nın kamerası hayatınızın birçok anını ölümsüzleştirmek için işinizi rahatlıkla görecektir. Multimedya konusunda da LG G6 ihtiyaçlara rahat şekilde cevap veriyor.
LG G6’nın kendi segmentindeki rakiplere göre fiyat açısından az da olsa avantajı var. Bu fiyat farkı seçimin LG’nin amiral gemisi telefonuna doğru yapılmasına katkıda bulunabilir.