Leica, M10 telemetre kamerasını ilk kez Ocak 2017’de duyurmuştu. Şirket o zamandan beri bu kameranın birden fazla çeşidini piyasaya sürdü. Yakın zamanda ise M10-R, kameraya 40 megapiksellik bir sensör eklemişti. Bu, orijinal M10’da bulunan 24 megapiksellik sensöre göre büyük bir adımdı. Leica perşembe günü duyurduğu yeni Leica M11 modeliyle, M10 serisini tamamen geride bırakıyor.
Leica’nın ünlü telemetre kamera serisini daha önce gören herkese M11 tanıdık gelecektir. Lensler için hâlâ Leica’nın M yuvasını kullanıyor, ancak şirket ona yeni bir isim vermeyi haklı çıkarmak için yeterince yeni özellik eklemişe benziyor. Her şeyden önce, yeni bir 60 megapiksel tam çerçeve sensör, 2017’de orijinal M10’u satın almış olabilecek herkes için büyük bir yükseltme niteliğini taşıyor. “Üçlü çözünürlük” olarak adlandırılan sensör, 60, 36 veya DNG RAW veya JPG’de 18 megapiksel fotoğraf çekimi gerçekleştirebiliyor. Özellikle Leica, daha düşük çözünürlükte çekim yaparken görüntüyü kırpmak yerine tam sensör alanını kullanarak çekim yapacağını söylüyor. Ancak bu görüntüler, daha düşük bir çözünürlükte çekim yapmak için tam sensör kullanıldığında, meydana gelen piksel gruplaması veya satır atlama nedeniyle bir miktar netlik kaybedebilir.
Ancak daha düşük çözünürlükte çekim yapmak, doğal olarak depolama alanından tasarruf sağlar ve ayrıca uzun süreli seri çekim sunar. Bu kameradaki ISO, 64’ten 50.000’e kadar değişiklik gösteriyor. Bu, M10 serisinde sunulan 100-50000 aralığından daha fazladır. Bu kameradaki ISO 64’ten 50000’e kadar çıkıyor, bu da M10 serisinde sunulan 100-50000 aralığından daha fazla bir yelpaze sağlıyor.
Depolamadan bahsetmişken Leica M11, fotoğrafçıların görüntüleri hem dahili bellekte hem de SD bellek kartında saklamasına olanak tanıyan 64 GB yerleşik depolama alanına sahiptir. Leica, SD kart yuvasına ve pile daha hızlı erişim sağlamak için kameranın alt plakasını da yeniden tasarladı. Ayrıca, kameranın hemen altında, pili şarj etmeyi ve fotoğrafları bilgisayara aktarmayı biraz daha kolaylaştıran bir USB-C bağlantı noktası var. Bu, bugünlerde oldukça yaygın bir özellik, ancak yine de M11’e eklenmiş memnun edici bir özellik olarak nitelendirebilir. Ayrıca Leica, M11’in 1800 mAh pilinin eski modellerdeki pilden yüzde 64 daha fazla güç depoladığını söylüyor.
M10 serisinde olduğu gibi, M11 de Leica’nın optik telemetresini ve yalnızca manuel odaklamayı kullanıyor. Ancak vizör olarak da kullanabileceğiniz 3 inçlik arka ekran, M10’daki 1.036.800 pikselin iki katından fazla olan 2.332.800 piksele sahip. Modern teknolojinin bir başka imtiyazı biçiminde M11, hem mekanik hem de elektronik bir deklanşöre sahiptir.
Standart mekanik seçenek, saniyenin 1/4000’ine kadar hızlarda çekim yapabilirken, elektronik obtüratör, saniyenin 1/16,000’ine kadar çıkabiliyor. Belki de en önemlisi, elektronik deklanşör tamamen sessiz olacak, bu da sokak fotoğrafçılarının takdir etmesi gereken bir şey. M10-R’de “ekstra sessiz” bir mekanik deklanşör vardı, ancak mükemmel derecede sessiz bir çalışmaya ihtiyacınız varsa, hareketsiz bir elektronik deklanşörü yenemezsiniz.
Leica iki model sunuyor; tamamen siyah bir M11 ve siyah ve gümüş renkli bir başka seçenek. İkincisi, pirinç bir üst plaka kullanıyor ve bu nedenle, tamamen siyah modellerden 100 gram daha fazla olacak biçimde 640 gram ağırlığındadır. Ağırlıktan tasarruf etmek için bu kamera, çizilmeye karşı dayanıklı bir kaplamaya sahip alüminyum bir üst kısma sahiptir. Hangi kaplamayı tercih ederseniz edin M11, Leica geleneğine uygun olarak çılgınca pahalıdır. Lenssiz fiyatı 8995 ABD Doları, bu da M10-R ile aynı fiyata denk geldiğini gösteriyor.
Buradaki sayısız iyileştirme göz önüne alındığında, Leica’nın fiyatı daha fazla artırmaması güzel. Bununla birlikte, Leica telemetreler bir fotoğraf aracı oldukları kadar bir statü sembolüdür. 2020’de M10-R’nin o kategorinin kralı olmuştu, ancak şimdi Leica M11 bu tahtı alacak gibi görünüyor.
