Kuzey Kore, siber saldırıları bir savaş yöntemi olarak kullanmaktan yakın zamanda vazgeçmeyecek gibi gözüküyor. Hatta siber saldırılarda vites artırıldığı Güney Kore’den gelen açıklamalar sayesinde daha net biçimde anlaşılabiliyor. Güney Koreli devlet yetkilileri, Kuzey’den yöneltilen siber saldırıların arttığına dikkat çekerken, 40 Güney Koreli devlet yetkilisinin telefonlarının Kuzey’den yöneltilen saldırıların hedefi olduğu belirtildi.
Kuzey’den Güney Kore’ye yöneltilen siber saldırılar, sadece resmi yetkililerin telefonlarının ele geçirilmeye çalışılmasıyla sınırlı kalmadı. Kuzey Kore, çalışanların e-posta hesaplarına saldırarak Güney Kore’nin demiryolu kontrol sistemini devredışı bırakmaya çalıştı. Kuzey’in nükleer silah ve uzun menzilli füzeleri test ettiği, Güney’in ise ABD ile birlikte ortak askeri operasyonlar gerçekleştirdiği bir ortamda bu tarz saldırıların gerçekleştirilmesi kulağa pek şaşırtıcı gelmese de, Güney Kore cephesinin durumdan memnun olmadığını söylemek gerekiyor.
Kuzey, Güney Kore’den gelen bu iddiaları yalanlamak için propaganda çarkını döndürme konusunda fazla zaman kaybetmedi. Devletin resmi gazetesi, siber saldı iddialarını reddederken, Güney Kore’nin terörle mücadele yasasına karşı oluşabilecek tepkileri önleme amacıyla böyle bir iddiayı ortaya attığı öne sürüldü.
Kuzey Koreli yetkililer, Güney Kore’nin terörle mücadele yasasının “devlete vatandaşlar üzerinde casusluk yetkisi” verdiğine dikkat çekti. Kuzey Kore, Güney Kore’nin terörle mücadele yasasını “adice ve kışkırtıcı” olarak niteledi. Vatandaşlarını izlemek amacıyla özel bir işletim sistemi geliştiren ve dünyanın en baskıcı rejimlerinden biri olarak nitelenen Kuzey Kore’nin Güney Kore’yi “izleme” üzerinden eleştirmesinin kulağa garip geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.