Manşetler

Kontrolden çıkan Çinli roketin parçaları Hint Okyanusu’na düştü

çin long march 5b

Kontrolden çıkan Çinli roketin parçalarının Hint Okyanusu’na düştüğü tahmin ediliyor. Çin’in uzay ajansının sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, Long March 5B roketin Maldivler’in batısına düştüğünün tahmin edildiği dile getirildi.

Çin İnsanlı Uzay Mühendisliği Ofisi’nin WeChat üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, devasa Long March 5B roketinin büyük bir kısmı atmosfere yeniden girişle birlikte yanmıştı. Roket enkazının herhangi bir parçasının ada ülkesinin kara parçalarına düşüp düşmediği bilinmiyor.

ABD Uzay Komuta Birimi de Long March 5B’nin Arap Yarımadası üzerinde Dünya’ya yeniden giriş yaptığını açıklamıştı.

Yaklaşık 33 metre uzunluğunda ve 18 ton ağırlığında roket 29 Nisan tarihinde yeni inşa edilen Çin uzay istasyonun bir parçasını yörüngeye yerleştirmek üzere fırlatılmıştı. Roket, tüm yakıtını harcadıktan sonra kontrolsüz biçimde uzayda hareket etmeye başlamış, en sonunda Dünya’nın yerçekimi onu yeryüzüne doğru sürüklemeye başlamıştı.

Genellikle, uluslararası uzay camiası bu tür senaryolardan kaçınmaya çalışır. Uyduları ve diğer nesneleri uzaya fırlatmak için kullanılan çoğu roket, okyanusu hedefleyen daha kontrollü girişler gerçekleştirir veya onları onlarca yıl veya yüzyıllarca uzayda tutan sözde “mezarlık” yörüngelerinde kalır. Harvard Üniversitesi Astrofizik Merkezi’nde astrofizikçi olan Jonathan McDowell, Long March roketinin “bu büyük aşamaları düşük yörüngede bırakacak” şekilde tasarlandığını söyledi.

Düşme tehlikesi bulunan yerler arasına Apple Watch da vardı

Bu durumda, roketin tam olarak ne zaman ve nereye düşeceğinden  emin olmak imkansızdı. Avrupa Uzay Ajansı, “Dünya yüzeyinin yaklaşık 41.5 derece Kuzey ve 41.5 derece Güney enlemleri arasındaki herhangi bir bölümünü” kapsayan bir “risk bölgesi” öngörmüştü. Bu bölge New York’un hemen hemen tüm Güney Amerika’yı, tüm Afrika ve Avustralya’yı, Asya’nın bazı kısımlarını içeriyordu. Japonya’nın güneyinde ve Avrupa’nın İspanya, Portekiz, İtalya ve Türkiye gibi bölümlerini kapsıyordu.

Nüfuslu kara parçalarına yönelik tehdit ihmal edilebilir düzeyde değildi, ancak neyse ki Dünya’nın yüzey alanının büyük çoğunluğu okyanuslarla kaplı, bu nedenle felaketle sonuçlanan bir girişin yaşanması ihtimali zayıftı.