2012’nin son ayına girilmesi ile beraber tüm yılı özetleyen raporlar ve etkinliklerin sayısında da artmaya başladı. Kaspersky Lab da düzenlediği toplantıyla 2012’yi siber güvenlik açısından değerlendirirken, 2013’teki potansiyel tehlikeler hakkında bilgi verdi. Toplantıda söz alan Kaspersky Lab Pazarlama Müdürü Pınar Uylum Terzioğlu, Türkiye’nin şirket için öncelikli pazarlardan biri olduğunu dile getirdi. Önümüzdeki yılda hem bireysel hem de kurumsal pazarda büyümek için adımlar atacaklarını ifade eden Uylum, bu konuda iş ortaklarıyla birlikte hareket ettiklerini de sözlerine ekledi.
Kaspersky Lab adına 2012’nin özertini çıkaran isim ise şirketin kıdemki güvenlik araştırmacılarından Stefan Tanase oldu. Tanase 2012’de en çok konuşulan güvenlik hikayeleri sunumunda ilk olarak zararlı yazılımların geçirdiği evrim hakkında bazı istatistiki bilgiler verdi. 1994 yılında her saat başına bir zararlı yazılım türediğini belirten Tanase, 2011’de ise saniye başına bir zararlı yazılım türediğini dile getirdi. Zararlı yazılım geliştiricilerinin Windows ile yapacak pek bir şeylerinin kalmadığını söyleyen Tanase, gözlerin artık Mac OS X ve Android gibi gelişimlerini sürdüen platformlara çevrildiğini ifade etti. Tanase, yıl içinde Mac OS X işletim sistemini etkileyen Flashfake trojan virüsü ve uzun süre giderilemeyen Java açığını örnek olarak gösterdi.
Mobil işletim sistemlerine yönelik zararlı yazlımlar hakkında konuşan Tanase, 2004 ile 2010 yılları arasında mobil işletim sistemlerine yönelik zararlı yazılım örneklerinin sayısının 1160 olduğunu; sadece 2012 yılında ise bu rakamın 30 bine ulaştığını dile getirdi. Zararlı yazılımların mobil işletim sistemlerini neden hedef aldığı sorusuna da bazı cevaplar veren Tanase, akıllı mobil cihazların bilgisayarlara çok benzer hale gelmesinin bu durumda bir etken olduğunu ifade etti. Tanase, bu durumun ortaya çıkmasının bir nedeni olarak da akıllı cihazlarda saklanan geniş kapsamlı ve nitelikli bilgiyi örnek gösterdi.
2012 yılında yaşanan politik siber saldırılar da Tanase’nin sunumunun bir parçasını oluşturdu. Siber savaşın kızışması ile korumanın öneminin arttığına dikkat çeken Tanase, Kaspersky ve rakiplerinin ürettiği yazılımlar ile sadece bilgisayarların değil, kritik altyapıların da korunduğunu ifade etti. Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan Stuxnet ve Duqu ile bu yıl ortaya çıkan Flame ve Gauss zararlı yazılımlarından da bahseden Tanase, devletler arasında yaşanan çekişmelerin bu tarz saldırılar ile siber ortama taşındığını dile getirdi.
Son zamanların yükselen trendi bulutun güvenliği de Tanase tarafından ele alındı. Kendisinin de bulut bilişimin büyük bir hayranı ve kullanıcısı olduğunu söyleyen Tanase, buluta girerken kullanılan anahtarların önemini vurguladı ve her platforma kendisine özgü bir şifre ile girilmesi gerektiğini bellirtti. Yakın zamanda LinkedIn, Dropbox, Last.fm ve Yahoo’nun yaşadığı sızıntı sorunlarını örnek veren Tanase, bir platformda şifre ile ilgili sorunlar yaşandığı zaman diğer platformlarda da şifre değişimi yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye’ye özgü bazı bilgiler de veren araştırmacı, ülkedeki her iki bilgisayardan birinde bir Java açığı bulunduğunu ifade etti. Tanase, ülkede yaşanan güvenlik sıkıntılarının Afrika ve Asya’ya göre az, Avrupa ve Kuzey Amerika kıyasla ise daha yüksek olduğunu belirtti ve bu durumun gerekçesi olarak korsan yazılım kullanımı ve güvenlik bilincinin olmasını gösterdi. Tanase, önümüzdeki dönemde ise akıllı araba, ev ve tıbbi cihazların zararlı yazılımların hedefi olabileceğini söyleyerek sözlerini noktaladı.