Teknoloji

İran sosyal medya paylaşımı nedeniyle verilen ölüm cezasının infazına hazırlanıyor

soheil-arabi-031214

30 yaşındaki İranlı fotoğrafçı ve blogger Soheil Arabi, “Facebook’ta Hz. Muhammed’i aşağılamak” suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırılmıştı. Arabi’nin ölüme mahkum edilmesi gözlerin tekrar İran’ın kötü insan hakları siciline çevrilmesini sağlarken, Arabi’nin avukatları da hukuk mücadelesini sürdürmeye çalışıyor. Geçtiğimiz ağustos ayındaki mahkemede avukatları Arabi’nin söz konusu paylaşımı kötü bir psikolojik koşul altında yaptığını ve Arabi’nin eyleminin başkalarıyla görüş paylaşmaktan ibaret olduğunu belirtmişlerdi. Ancak avukatların yaptığı itirazı reddeden yüksek mahkeme, Arabi hakkındaki suçlamalar arasına “Dünya’ya yolsuzluk tohumları ekme”yi de ekledi. Arabi’nin avukatları bunun da ölümle cezalandıran bir suç olduğunu ve affedilmediğinin altını çizdiler.

İnsan hakları örgütü Human Rights Watch, bu hafta içinde İran hükümetine Arabi’nin ölüm cezasının durdurulması için çağrıda bulunsa da, hükümet yetkilileri geri adım atmadı. Geçtiğimiz pazartesi günü gazetecilere konuşan İran Adalet Bakanvekili Gholam Ali Mohseni Ejei, ortada henüz bir af olmadığını, ancak Arabi’nin davasının yeniden değerlendirilmesi için kendilerine ulaşan bir talep olduğunu belirtti.

Çevrim içi ortamda yapılan paylaşımlar üzerinden sert yaptırımlar uygulayan İran, bu konudaki tutumunu biraz daha katılaştırmış durumda. Sınır Tanımayan Muhabirler tarafından hazırlanan rapora göre, temmuz ayı itibarıyla toplam 65 gazeteci, blogger ve aktivist çevrim içi aktiviteleri nedeniyle tutuklu durumda. Geçtiğimiz mayıs ayında 7 kişi Pharrell Williams’ın “Happy” şarkısı eşliğinde dans edip videolarını internete yükledikleri için tutuklanmış, 91 kırbaç ve 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Temmuz ayında ise sekiz İranlı, Facebook üzerinden devlet aleyhinde propaganda yaptıkları suçlamasıyla toplamda 127 yıl hapse mahkum edilmişti.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, geçtiğimiz yaz yaptığı bir açıklamada İran’ın katı internet sansüründen vazgeçmesi gerektiğini belirtmiş ve sosyal medyayla ilgili kısıtlamaların da kalkması gerektiğini ifade etmişti. Bu açıklama Ruhani’yi ülkenin dini lideri Ayetullah Hamaney ile karşı karşıya getirmişti. Oldukça aktif bir Twitter kullanıcısı olan Hamaney, bu tutumunun tam tersine internet üzerindeki kısıtlamaların sürdürülmesi gerektiğini savunmuştu.

Arabi’nin eşi Nesteren Naimi, kocasının İran Devrim Muhafızları’nın baskısı nedeniyle kabul ettiğini öne sürdü. Naimi de 2013’ün kasım ayında eşiyle birlikte tutuklanmış, ancak bir süre sonra serbest bırakılmıştı. Arabi aynı Facebook paylaşımları yüzünden açılan başka bir davada da 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Amnesty International’dan yapılan açıklamada, Arabi’nin “Hz. Muhammed’i aşağılamak” suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırılan ikinci İranlı olduğu ifade edildi. Geçtiğimiz ağustos ayında Ruhullah Tavana isimli bir mühendis, videoda Hz. Muhammed’e hakaret ettiği gerekçesiyle idama mahkum edilmişti. Diğer insan hakları örgütleri gibi, Amnesty International da Arabi’nin idamının durdurulması için çağrıda bulundu.