Apple, söz konusu ekran olduğunda muhafazakar davranmayı tercih eden bir şirket olarak nitelendirilebilir. Rakiplerinin büyük ekranlı telefonlara yöneldiği bir ortamda O’nun uzun süre 3.5 inç ekranda direndiğini görmüştük. Hatırlayın, bundan yaklaşık dört yıl önce Apple, 4 inç ekranlı iPhone 5’i çıkardığında büyük olay olmuştu. Bu olayın üstünden iki yıl geçirin, büyük ekranlı telefonların hayatın sıradan birer unsuru hâline geldiği ortamda Apple da eğilimlere kayıtsız kalamamış, iPhone’u daha büyük ekranlara sahip iki farklı seçenek hâlinde çıkarmaya başlamıştı.
4.7 inç ve 5.5 inç ekranlı iPhone’ların piyasada olduğu bir ortamda Apple, 4 inç ekranlı iPhone 5s ve 5c’yi uzun süre piyasada tutmaya ve bunları akıllı telefon deneyimini küçük ekranlı telefonlarla yaşamayı tercih edenlere hitap etmeyi sürdürdü. Ancak zaman geçiyor, teknoloji ilerliyor ve bu cihazlar yeni bir telefon satın almak isteyenler için çekiciliğini kaybediyor. İşte Apple, hâlâ müşterisi olduğunu bildiği bu segmenti yepyeni bir 4 inç ekranlı iPhone’la, nam-ı diğer iPhone SE ile dolduruyor. Aylardır dedikodularını haberleştirdiğimiz yeni Apple telefonuyla geçen ay düzenlenen etkinlikte tanışmıştık. Bu yeni Apple telefonu fazla bekletmeden Türkiye’ye de giriş yaptı. Bu iPhone SE inceleme yazısında iPhone SE ile ilgili çarpıcı detayları, aynı zamanda hangi iPhone’un sizin için uygun olacağına dair görüşleri bulacaksınız.
iPhone SE Video İnceleme
iPhone SE inceleme: Tasarım
Apple zaten tutmuş, başarılı olmuş tasarımda hiç oynama yapmayarak iPhone SE’yi iPhone 5 ve 5S ile aynı görünümde sunuyor. iPhone SE de selefi gibi 123.8 x 58.6 x 7.6 mm.’lik boyutlara sahip. Ancak 113 gr. ağırlık ile ondan 1 gr. daha ağır geliyor. Kompakt boyutlar ve hafiflik iPhone SE’nin en önemli artılarından. Böylelikle iPhone SE’yi tek elinizde rahatlıkla kavrayabilir, düşürme derdi yaşamadan, baş parmağınız ekranın en uzak köşesine bile rahatlıkla ulaşacak şekilde rahatlıkla kullanabilirsiniz. Cepte veya çantada taşıma konusunda herhangi bir sıkıntı da söz konusu değil.
Elimizde hem iPhone SE’nin hem de iPhone 5S’in altın renkli seçenekleri olunca, karşılaştırmak da daha etkili ve sağlıklı oluyor. Yukarıda her iki telefonun tasarım açısından herhangi bir farkı olmadığını söyledik, ancak detaylara inildiğinde ufak tefek farklar göze çarpıyor. Örneğin iPhone 5S’te kenarların ön ve arka yüzeylerle buluştuğu hatlar üzerinde yivlenmiş metal kullanımı dikkat çekiyordu. Apple zamanında bu yapıyı epey övmüş, bunun ince bir işçiliğin eseri olduğunu söylemişti. Parlak yüzeyiyle gövdenin geri kalanından kolaylıkla ayırt edilen ve telefona değerli bir görünüm katan bu tıraşlanmış yüzeyin iPhone SE’de olmadığını, kenarların ön ve arka yüzlerle buluştuğu bölümde de kenarlarda kullanılan metal yüzeyin devam ettiğini görüyoruz. iPhone 5S’te yivlenmiş hat çizik ve aşınmalara karşı epey hassastı, belki SE’deki kullanım bunların önüne geçebilir. İlginçtir ki, iPhone SE’de parlak hatların kullanılmamış olması telefona sanki biraz daha ince olduğuna yönelik bir hava kazandırmış, göz ister istemez böyle algılıyor.
iPhone SE ve 5S’i birbirinden ayıran bir diğer önemli nokta da arkadaki Apple logosu. 5S’te kullanılan Apple logosu gövdeden ayıran hatlar belirgin değildi ve biraz daha mat görünüyordu. SE’de ise paslanmaz çelikten yapılmış ve tıpkı iPhone 6S’te olduğu gibi telefonun içine yerleştirilmiş bir Apple logosunun kullanıldığını görüyoruz. Ayrıca altta, iPhone yazısının altında da SE logosuyla bunun bir iPhone SE olduğu belli ediliyor. Tabii ki, iPhone SE’yi seleflerinden ayıran bir diğer önemli nokta da yeni bir renk seçeneğinin eklenmesi. Apple daha önce iPhone 6s ve 6s Plus’ta ilk kez sunduğu roze altın rengini iPhone SE’ye de sunuyor. Eğer roze altın renkli bir SE’yi seçerseniz, elinizdeki 4 inç ekranlı telefonun bir iPhone SE olduğunu herkes rahatlıkla anlayacaktır.
Yukarıda dile getirdiğimiz farklılıklar dışında iPhone SE ile 5S’in tuş ve diğer bileşen yerleşimleri aynı. Önde 4 inç ekranın altında Touch ID parmak izi okuyucusunun entegre edildiği ana ekran tuşu bulunuyor. Apple iPhone 6s’te yer verdiği ve daha hızlı çalışan Touch ID sensörünün yerine 5S ve 6 modellerinde kullandığı birinci nesil sensöre yer veriyor. Bunun da fena çalışmadığını, işini iyi şekilde yaptığını söyleyebiliriz. Tabii ki, 6s ve 6s Plus’taki anında tepki yok, o telefonlardakine göre çok çok az da olsa beklemeniz gerekiyor. Ekranın üstünde 1.2 megapiksel FaceTime kamerasını, çevresel ışık sensörünü ve ahize hoparlörünü görüyoruz.
Sol kenarda ses kapatma anahtarı ve ses tuşları yer alıyor. Altta 3.5 mm. kulaklık jakı, Lightning portu, hoparlör ve mikrofon ızgaraları bulunurken sağ kenarda nanoSIM kart tepsisini görüyoruz. Üstte de güç butonu var. Her bir tuş, ızgara, vb. unsurun tasarımı 5S’tekiyle aynı, ancak güç butonu SE’de daha mat bir yüzeye sahip. Arkaya baktığımızda sol üst köşede 12 megapiksel iSight kamerayı, onun hemen yanında ikinci mikrofonu ve Dual Tone, yani çift renkli flaşı görüyoruz. Kenarlarda anten şeritleri dikkat çekerken üstte ve altta da camdan yapılmış plakalar tasarımı tamamlıyor.
iPhone SE inceleme: Donanım ve Performans
iPhone SE, Apple’ın bundan iki yıl öncesine kadar bir simgesi olan 4 inç, 1136 x 640 piksel çözünürlüklü Retina ekranı barındırıyor. Bu ekran 324 ppi gibi yeterli bir piksel yoğunluğuna sahip. Bu değer kullanıcılar için tatmin edici keskinliği sunuyor, çok yakından baksanız bile pikselleri fark etmeniz söz konusu değil. 5S’teki ekran herhangi bir müdahale olmaksızın SE’ye taşınmış. Yine LED arka aydınlatmalı IPS LCD ekranın tercih edildiğini görüyoruz. Bu ekran parlaklık açısından tatmin edici, görüş açıları yüksek, dış ortamda da rahat bir kullanım sunuyor.
Büyük ekranlı akıllı telefonlara iyice alıştığımız, hatta bugünün 5 inç ekranlı telefonlarının kompakt telefon olarak nitelendirildiği bir ortamda iPhone SE’nin 4 inç ekranlı telefonu biraz garip durmuyor değil. iPhone SE test için elimize geldiğinde, kutusundan açıp kullanmaya başladığımızda iPhone 5S ve 5 ile geçirdiğimiz günleri nasıl da unuttuğumuzu, iPhone 6S ve 6S Plus’ın büyük ekranlarına nasıl alıştığımızı fark ettik. 4 inç ekran, yukarıda da belirttiğimiz gibi büyük bir kullanım kolaylığı sunuyor, telefonu elinizde oynatmadan, sadece baş parmağınızla bütün ekrana hükmetmeniz mümkün oluyor. Ancak bununla birlikte içerik için var olan alan epey kısıtlı ve daha önce büyük ekranlı telefon kullanmış olanların tekrar geri dönüp 4 inç ekrana alışması biraz zaman gerektirir gibi görünüyor. iPhone SE’yi test ettiğimiz süre boyunca yanımızdan iPhone 6S’i ayırmadık. Fotoğraf ve video çekimlerinde küçük boyutu ve pratikliğiyle iPhone SE işimizi epey gördü, ancak özellikle e-posta yazışmaları için iPhone 6S’in büyük ekranına geri dönme ihtiyacını sıklıkla hissettik.
iPhone SE’nin ekranındaki önemli bir ayrıntı da 3D Touch desteğinin olmaması. iPhone 6S ve 6S Plus telefonlarında yer alan, ekranın farklı basınç seviyelerini algılamasını sağlayan teknoloji sayesinde çeşitli Hızlı Aksiyonları kullanmak, uygulamalar içinde çeşitli işlevleri (Peek ve Pop) daha hızlı şekilde gerçekleştirmek mümkün oluyor. iPhone SE sahipleri 3D Touch’ın bu imkanlarından yararlanamıyor.
Yukarıda iPhone SE ile 5S arasındaki görsel farklılıkları saydık, ancak bunların çok fazla olmadığını gördük. Ne var ki, durum içeride oldukça farklı. iPhone SE, Apple’ın amiral gemisi akıllı telefonu 6S’ten epey bileşen barındırıyor. Bununla birlikte 6’dan da bazı teknolojileri aldığını biliyoruz. Apple bu telefona A9 gibi şu an için en güncel durumda olan ve 6S’te de kullandığı işlemciyi yerleştirmiş. Bu işlemciye M9 yardımcı hareket işlemcisi eşlik ediyor. Her ne kadar Apple resmen açıklamıyor olsa da, sonradan yapılan gayriresmi saptamalar ve açıklamalar iPhone SE’de 2 GB RAM olduğunu gösteriyor. Bir Apple klasiği olarak 16 GB’yi yine giriş seviyesi depolama seçeneği olarak görüyoruz. 1999 TL’nin üstüne 400 TL kadar eklemeyi tercih edenler için 64 GB’lık depolama kapasitesi de mevcut durumda. En iyi deneyim için tabii ki, 64 GB’lık kapasiteyi tercih etmeniz öneririz. Bu şekilde çekeceğiniz yüksek çözünürlüklü fotoğraflar ve videolar için telefonda yeterli alanınız olacaktır.
Apple’ın bu telefona 6S’teki donanım bileşenlerini yerleştirmesi doğal olarak yüksek performans olarak geri dönüyor. Telefonun kullanıcı arayüzünde seri şekilde gezinebilir, uygulamaları ve oyunları hızlıca açabilirsiniz. Benchmark testleri de iPhone SE’nin beklenen gücünü ortaya koyuyor. Geekbench 3 benchmark testinde iPhone SE’nin elde ettiği puanlar iPhone 6S ve 6S Plus’ınkilerin önüne geçmeyi bile başarıyor. AnTuTu Benchmark testinde de iPhone SE 130 bin seviyesine yaklaşan puanıyla tüm telefonlar içinde performans açısından önde gelen cihazlardan bir tanesi oluyor. Isınma konusunda da iPhone SE’nin rahatsız edici bir durum yaratmadığını söyleyebiliriz. Telefonun üstüne oldukça yüklenen AnTuTu Benchmark testi bittiğinde telefon hissedilecek şekilde sıcaktı, ancak bu sıcaklığın makul sınırlar içinde olduğu, aşırı olarak nitelendirilemeyeceğini söylemek gerekiyor.
Apple’ın iPhone SE’de 5S’e göre iyileştirme yaptığı bir başka alan da pil olmuş. iPhone 5S’te yer alan 1560 mAh kapasiteli pile karşılık iPhone SE’de 1624 mAh’lik bir pil bulunduğunu görüyoruz. Apple’ın aynı hacme biraz daha yüksek kapasiteli pili sığdırmasını bir başarı olarak görebilirsiniz. Buna bir de ekranın daha küçük boyutlu ve çözünürlüklü olduğu için daha az güce ihtiyaç duymasını, yüklü gelen iOS 9’un güç verimliliğine yönelik özelliklerini ekleyin. Sonuç tablosuna baktığımızda ortada epey ilginç bir resim görüyoruz.
Katalog değerlere göre iPhone SE tek şarjda 14 saate kadar 3G üzerinde konuşma ve 50 saate kadar ses çalma, 13 saate kadar video oynatma imkanı sunuyor. Bunları iPhone 5S’in katalog değerleriyle karşılaştırdığımızda rakamlarda önemli farklılıklar olduğunu görüyoruz. Örneğin 5S tek şarjda 10 saate kadar konuşma imkanı sunuyor. Pratikteki duruma baktığımızda da iPhone SE’nin normal yoğunluklu, içinde uzun süreli oyun oynama, film izleme veya uzun süre 4K video çekimi yapma gibi ekstrem işlerin bulunmadığı bir kullanımda tek bir şarjla sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkardığını, hatta ikinci günde de öğle veya öğleden sonraya kadar kullanım imkanı sunduğunu görüyoruz. Bu da iPhone için, bu kapasitede pile sahip bir cihaz için hayli etkileyici görünüyor.
Kablosuz bağlantı tarafına baktığımızda, iPhone SE’nin a/b/g/n gibi artık standartlaşmış Wi-Fi protokollerinin yanında 802.11ac protokolünü de desteklediğini görüyoruz. Ayrıca telefonda her ne kadar sadece Apple Pay için de olsa, NFC modülü de bulunuyor. Bluetooth 4.2 + LE, A-GPS ve GLONASS destekli GPS gibi kablosuz bağlantı desteklerini de unutmamak gerekiyor.
4.5G desteğiyle ilgili konuşacak olursak, iPhone SE’nin iPhone 6 ile aynı radyo modülüne sahip olduğunu biliyoruz. Bu demek oluyor ki telefon Kategori 4 LTE desteğine sahip; saniyede 150 Mbit indirme ve 50 Mbit yükleme hızlarına kadar çıkabiliyor, tabii ki teoride. Günümüzdeki 4.5G şebekelerini düşündüğümüzde iPhone SE mevcut hızlardan fazlasıyla yararlanmanıza olanak sağlayacaktır, hız bakımından sizi tatmin edecektir. 3G tarafında da 42Mbps HSDA ve 5.76 Mbps HSPA desteklerini görüyoruz.
iPhone SE inceleme: Yazılım
Yazılım tarafında diğer Apple telefonlarından çok farklı bir şey olmadığını görüyoruz. iOS 9 ile, daha doğrusu iOS 9.3 ile yüklü gelen telefon Apple’ın iOS ekosisteminden sonuna kadar yararlanma fırsatı sunuyor. Bir panelde beş satır uygulama kısayolu yerleştirmeye izin veren düzeni unutmuşken iPhone SE ile yeniden hatırlama fırsatı bulduk. Ekranı kaplayan büyük ikonlar, büyük yazılar iPhone SE’yi görsel açıdan epey kullanışlı kılıyor. Bu durum ekranın küçüklüğüyle tezat oluşturuyor gibi görünse de, durum böyle.
3D Touch destekli ekran bulunmadığı için iOS’in bu donanımsal işleve bağlı özellikleri, Live Photo haricinde bulunmuyor. Live Photo’ya Kamera bölümünde daha detaylı değineceğiz. Bunun dışında Apple’ın Hesap Makinesi, iPhone’u Bul, Arkadaş Bul, İpuçları gibi uygulamaları İzlenceler olarak adlandırılan bir klasör altında yüklü geliyor. Apple Watch sahipleri için de eşleştirme ve kurulum işlemlerini yapabilecekleri, iPhone SE ile akıllı saatlerinin anlaşmasını sağlayan uygulama yüklü şekilde bulunuyor. App Store’dan istediğiniz oyunu veya uygulamayı iPhone SE’ye indirebilirsiniz. Ekran büyüklüğü ve çözünürlüğü geleneksel nitelikte olduğunda uygulamaların ekrana uyumluluğu konusunda iPhone SE sahipleri herhangi bir sıkıntı yaşamayacaklardır.
iPhone SE inceleme: Kamera
Apple’ın iPhone SE’yi iPhone 6S’in özelliklerinden mahrum etmediği alanlardan bir tanesi de arkadaki iSight kamera. iPhone 6s’te yer alan 12 megapiksel, f/2.2 diyafram açıklıklı, faz algılamalı otomatik odak barındıran, 1/3″ sensör boyutlku ve 1.22 mikron piksel boyutlu, yanında bir de Dual Tone çift renkli LED flaş barındıran kamerayı iPhone SE’de de olduğu gibi görüyoruz. Üstelik 6S’te olduğu gibi herhangi bir kamera çıkıntısı olmadan. Tabii ki iPhone SE, 6S’ten daha kalın bir telefon, böylelikle Apple için kamerayı yerleştirecek yeterli alan olmuştur.
Apple sadece kamerayı yerleştirmekle kalmamış, yine bir iPhone 6S yeniliği olan Live Photos özelliğini de eklemiş. Kamera uygulamasında ekranın sol tarafındaki sütunda, en ortada yer alan ikonla simgelenen bu özellik, sizin çekim tuşuna bastığınız anın sadece sabit görüntüsünü almakla kalmıyor, aynı zamanda 2-3 saniyelik sesli ve görüntülü kaydını da yapıyor. Çekilen Live fotoğrafları izlemek için parmağınızı ekrana bastırmak yerine dokundurup bekletmeniz gerekiyor.
iPhone SE’nin güzel tarafı hem kompakt boyutlarda olduğunu hem de iyi çekim yaptığını bilmek. Bunun bilinciyle iPhone SE kullandığımız süre boyunca birincil kamera aygıtımız oldu. Işık koşulları ideal olduğu durumlarda iPhone SE doğal olarak canlı, aydınlık renk bakımından doyurucu ve zengin fotoğraflar üretmeyi başarıyor. Makro çekimlerde de iPhone SE’nin epey başarılı olduğu, renk doğruluğunu ve detayları yansıtmada başarılı olduğunu görüyoruz. Gece çekimlerinde de iPhone SE’nin fena iş çıkarmadığını, gürültü bakımından düşük seviyede kaldığını söyleyebiliriz. Loş ortamlarda da iPhone SE epey iyi iş çıkarıyor, hatta iPhone 6S ile aynı ortamda gerçekleştirdiğimiz çekimlerin sonuçlarını karşılaştırdığımızda iPhone SE ile çekilen fotoğrafların biraz daha aydınlık ve tercih edilir olduğunu görüyoruz.
Ne var ki, Apple arka kameraya yaptığı güzelliği ön kameraya pek yapmamış. iPhone 6S’teki 5 megapiksel çözünürlük desteği SE’nin ön kamerasında yok. SE’de 1.2 megapiksel, 720p video destekli, f/2.4 diyafram açıklıklı bir kamera bulunuyor. Apple’ın neden böyle bir tercihte bulunduğu bilinmiyor, ancak bazı yerlerde okuduğumuz ve dinlediğimiz kadarıyla bunun temel nedeni 6S’teki kamera modülünün SE’nin gövdesine sığdırılmamış olması. Yine de Apple, 6S’teki Retina flaş özelliğini ekleyerek selfie tutkunu SE sahiplerinin gönlünü almaya çalışıyor gibi görünüyor. Bu arada Live Photo’nun ön kamera için de çalıştığını belirtelim. Düşük çözünürlük selfie çekmeyi sevenler için tabii ki tercih edilebilir bir durum değil, artık durum böyle. Yine de, iPhone SE’ye 5 ve 5S gibi telefonlardan geçiş yapacaklar için durumun pek değişmeyeceğini söyleyebiliriz. Hatta Retina flaş sayesinde gece yapacakları selfie çekimlerinde biraz daha aydınlık çıkmaları mümkün olabilir.
Video tarafında da Apple’ın 6S gücünü SE’ye yansıttığını görüyoruz. 4K video kaydı yapabilen iPhone SE’de aynı zamanda 1080p/60fps video kayıt özelliğini, saniyede 120 kare hızında 1080p ağır çekim ve yine saniyede 240 kare hızında 720p ağır çekim video desteklerinin bulunduğunu görüyoruz. Video çekimi konusunda iPhone’ların epey yüksek performans gösterdiğini biliyoruz, iPhone SE’de de bu durum değişmiyor. Üstelik kompakt boyutları sayesinde iPhone SE’yi çekim sırasında elde daha rahat kontrol etmek, yorgunluk hissini daha geç yaşayıp el titremelerinin daha aza indirgemek de mümkün olabilir.
https://youtu.be/5orF_YgllAg
iPhone SE inceleme: Sonuç
Apple 2015 yılında 30 milyon adet 4 inç ekranlı iPhone sattığını açıklamıştı. Bu durum Apple’ın küçük ekranlı akıllı telefonu için hâlâ yüksek talep olduğunu gösteriyor. Ancak bu telefonların teknik özellikleri zamanın gerisinde kalmaya başlamıştı. 2013 yılından kalma teknik özelliklere sahip telefonları 2016’da da satmak kolay değil, her ne kadar Apple markası taşısa da, durum böyle.
Bu nedenle Apple için yeni bir 4 inç ekranlı telefon üretmek zorunluluktu, şirket de bunu şartlar elverdiği şekilde yapmaya çalıştı. Ortaya çıkan sonucun 4 inç ekranlı telefon kullanmayı sevenler için memnuniyet verici derecede olduğunu söyleyebiliriz. Eğer bir iPhone 5, 5s, 5c kullanıcısıysanız ve bu telefonlardaki ekran boyutu sizin için yeterliyse, daha fazlasını istemiyorsanız, o hâlde alışkanlıklarınızı değiştirmeden iPhone SE’ye geçiş yapabilirsiniz. Fazla para ödemeden daha yüksek profilli teknik bileşenlere ve özelliklere de sahip olursunuz.
Bir iPhone 6S veya 6S Plus’a sahip olan kullanıcının daha elindeki telefon eskimemişken bir iPhone SE’ye geçiş yapmasını beklemeyiz. Belki iPhone 6 veya 6 Plus sahibi olanlar için geçiş imkanı mantıklı görünebilir. Ancak bu kullanıcıların da kendilerine küçük ekrana ne oranda veya ne kadar çabuk şekilde alışabileceklerini sormaları gerekiyor. Bir kere daha büyük ekranlı telefon kullanmış olan iPhone kullanıcılarının iPhone SE ile daha küçük ekrana dönüş yapmaları pek kolay görünmüyor.
Daha önce hiç iPhone deneyimi yaşamamış olanlar için iPhone SE’nin makul seçenekler arasında olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki, büyük ekranlı Android telefonu kullanmış olanlar SE’nin küçük ekranına alışmakta zorluk çekecektir. Ancak şunu belirtmekte fayda var. Bugün Android pazarında paranın döndüğü segment giriş ve orta segment. Hatta yavaş yavaş fiyatı 1500 TL ile 2000 TL arasındaki orta üst segment Android telefonlar da epey ilgi görmeye başladı. İşte Apple şimdi iPhone SE ile bu segmentteki Android telefonların karşısına ciddi bir rakip olarak dikilmiş oldu. Her ne kadar 4 inç gibi günümüzün şartlarında “çok küçük” olarak nitelendirilebilecek bir ekrana sahip olsa da, iPhone SE daha önce hiç iPhone deneyimi yaşamamış olanlara uygun fiyattan, hem de güçlü ve güncel özellikler eşliğinde bu deneyimi yaşatma fırsatı sunuyor.