Zaman ne kadar da çabuk geçiyor. iPhone’un 10 yaşına basmasına bir yıl kaldı ve model numaralandırmasında da “7” rakamına ulaştık. Aslında Apple’ın geleneklerine baktığımızda yeni bir model numarası yepyeni bir tasarım anlamına gelir. Geçmişteki iPhone 4, 5, 6 basamaklarına baktığımızda, her bir cihazın hem gövde hem de ekran büyüklüğü ve özellikleri konusunda radikal değişikliklerle geldiğini görürüz. Ancak iPhone 7’de durum biraz daha farklı. Apple, nedense 7 rakamına geçerken tasarımı büyük oranda aynı tutmayı tercih etti. Buna rağmen akıllı telefonların yenilikler listesine baktığımızda birçok önemli madde görüyoruz. Yaklaşık bir aya yakın süredir, Apple’ın 2016 model telefonlarından büyük olanını, yani iPhone 7 Plus’ı deneyimliyoruz. Şimdi izlenimlerimizi ve tecrübelerimizi iPhone 7 Plus inceleme yazısında aktarma zamanı geldi.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: iPhone 7 İncelemesi
iPhone 7 Plus inceleme: Video İnceleme
iPhone 7 Plus inceleme: Tasarım
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, iPhone 7 ailesi kendisinden önceki son iki versiyonla hemen hemen aynı tasarımı barındırıyor. Büyük ihtimalle iPhone’unuzu bir kılıf içerisinde kullanacaksınız. Bu şekilde telefonunuzun diğerlerinden ayırt edilmesi de çok kolay olmayacaktır. 158.2 x 77.9 x 7.3 mm.’lik boyutlarıyla iPhone 7 Plus, kendisinden önceki iPhone 6s Plus ile tamamen aynı ölçülerle geliyor. 188 gr. ağırlığıyla karşımızda selefine göre 4 gram kadar hafiflediğini de eklememiz gerekiyor.
Apple, iPhone’un Plus versiyonuyla daha büyük bir ekran sunmasına rağmen, telefonun tasarımında yüzey alanını küçültecek birtakım düzenlemeler yapmıyor, klasik iPhone tasarımını sunmaya devam ediyor. Sonuç olarak ekranın etrafını epey geniş bir çerçeve çevreliyor. Yüzde 67.7’lik ekran-yüzey alanıyla iPhone 7 Plus, kendi sınıfındaki telefonlar içinde en düşük orana sahip olanlardan bir tanesi. Önceki Plus modeller gibi, bu telefonu da tek elle kullanmak çok pratik değil, aynı zamanda cepte taşıması da biraz zahmetli. Ancak günlük hayatınızda çanta, vs. gibi bir aksesuar kullanıyorsanız, iPhone 7 Plus’ı kullanmak sizin için biraz daha kolay olacaktır.
iPhone 7 Plus her ne kadar daha geniş ekranıyla web sitelerini görüntülemek, video izlemek, vb. işler için daha geniş bir görüntüleme alanı sunsa da, ergonomi açısından daha küçük ekranlı iPhone 7’nin gerisinde kalıyor. Çoğu zaman iPhone 7’yi kullanmayı çok daha pratik bulduğumuzu söylememiz gerekiyor. iPhone 7 Plus elde daha kısa zamanda yorgunluk yaratıyor; her ne kadar ses ve güç tuşları düzgün yerlere yerleştirilmiş olsa da, tek elle kullanırken bu tuşlara erişmek için cihazı elde hareket ettirmek gerekiyor. Apple’ın, daha iPhone 6 ve iPhone 6 Plus zamanından eklediği, Ana Ekran düğmesine art arda iki kez tıklatınca kullanıcı arayüzünün üst kenarının ekranın ortasına doğru inmesi gibi bir özellik tek elle kullanımı biraz olsun kolaylaştırıyor. Ne var ki, bu özelliğin varlığını çoğu zaman unutuyoruz.
iPhone 7 Plus’ın seleflerine göre tasarım anlamında çok fazla farkı yok diyoruz, ancak bazı açılardan önemli farklılıkların olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bunların başında IP67 sertifikasıyla belgelenen suya ve toza dayanıklılık geliyor. Aslında Apple’ın iPhone 6s ailesinde de dayanıklılık noktasında bazı önlemler aldığı söyleniyordu, ancak iPhone 7 ve iPhone 7 Plus ile birlikte şirket suya ve toza dayanıklılık özelliklerinden bizzat bahsetmeye başladı. Apple, iPhone 7 Plus’ı suyun altına sokup fotoğraf veya video çekimi yapmayı tavsiye etmiyor, aynı zamanda su geçirgenliğiyle ilgili sorunların garanti kapsamı dışında olduğunu belirtiyor. Buna rağmen iPhone 7 Plus ile sağanak yağmur altında telefon görüşmeleri yapabilir, gelen e-posta iletilerine veya mesajlara göz atabilir, bir su birikintisine veya tuvalete düşürdüğünüzde güzelce temizledikten sonra gönül rahatlığıyla kullanmaya devam edebilirsiniz.
Yeni telefonun seleflerine göre bir başka farklılığı da anten çizgileri. 6 ve 6s modellerinde arka yüzeyi enine kesen iki adet çizgi yer alıyor. Bu çizgiler kenarlardan arkaya doğru uzanan anten sisteminin önemli parçaları. Önemli olmasına rağmen, görsel açıdan çok hoş görünmediklerini söylemek gerekiyor, özellikle de altın ve roze altın renklerde pek estetik durmuyordu. iPhone 7 ve 7 Plus ile birlikte Apple, arka yüzeydeki anten çizgilerini üst ve alt kenar sınırlarına kaydırıyor, aynı zamanda bu çizgilerin köşe hatlarını da düzgün biçimde izlemesini sağlıyor. Sonuç olarak ortaya çok daha güzel bir görüntü çıkıyor. Anten çizgilerinin yanı sıra iPhone 7 Plus’ın arkasında yer alan çift kamera sistemi de, bir telefonun iPhone 7 Plus olduğunu ayırt etmede işe yarayacak unsurların arasında yer alıyor.
Bir de renk seçenekleri var. Apple, yepyeni akıllı telefonlarıyla birlikte yepyeni iki renk seçeneği sunuyor. Daha önceki nesillerden bildiğimiz gümüş, altın ve roze altın renk seçenekleri iPhone 7 ve iPhone 7 Plus için de mevcut. Geçen birkaç nesilde gördüğümüz uzay grisi renk seçeneği artık yok. Bunun yerine mat siyah geliyor. Mat siyah renkte ön yüz yine siyah çerçeveye sahip. Arka yüzeyi ise siyaha epey yakın tonda, mat görünümlü bir kaplama sarıyor.
Mat sevmeyenler içinse Apple, simsiyah olarak adlandırılan ikinci bir siyah renk seçeneği daha sunuyor. Simsiyah versiyonda da ön yüzü siyah renkli çerçeve sarıyor. Bunu kenarları ve arkayı saran parlak yüzeyli ve gerçek anlamda “simsiyah” alüminyum gövde tamamlıyor. Apple, yüksek parlaklıktaki siyah yüzeyin yenilikçi bir sürecin eseri olduğuna dikkat çekiyor. Alüminyum gövdenin dokuz adımlı cilalama ve anotlama sürecinden geçtiğini ve sonuç olarak alüminyum gövde ve camın bir bütün gibi göründüğü bir gövdenin ortaya çıktığını söylüyor. Simsiyah renkli model oldukça çekici, ancak bu çekiciliğin bir bedeli var. Apple, bu renk seçeneğindeki modelin yüzeyinin çizilmelere karşı hassas olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca internette rastladığımız veya sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar da yüzeyi kısa sürede çizilmiş veya aşınmış simsiyah renkli modelleri gösteriyor. Her iPhone sahibine kılıf edinmeyi öneriyoruz, ancak simsiyah rengi seçenlere daha şiddetli şekilde öneriyoruz.
iPhone 7 ve iPhone 7 Plus’ın önemli yeniliklerinden bir tanesi de Ana Ekran butonu. Apple’ın iOS cihazlarının simgesi hâline gelen bu tuş, birkaç yıl önce eklenen Touch ID parmak izi okuyucusundan sonra 2016 model telefonlarla birlikte önemli bir değişiklik geçiriyor. Eski tuşlar gibi basıldığında içeri doğru hareket etmeyen yeni Ana Ekran tuşu, HTC 10’un ana ekran tuşu gibi sabit yapıda geliyor. iPhone 7 Plus kapalıyken Ana Ekran tuşuna bastığınızda herhangi bir şey hissetmezsiniz. Ancak telefonu açıp kullanmaya başladığınızda, Ana Ekran tuşuna bastığınız her seferde sanki eskisi gibi klasik bir tuşa basıyormuşsunuz hissine kapılacak, parmağınızın düğmeyi içe doğru ittiğini hissedeceksiniz. iPhone 7 ve 7 Plus’ta bulunan yenilenmiş Taptic Engine dokunsal geri bildirim motoru sayesinde bu his kullanıcılara veriliyor. Doğrusu iPhone 7 Plus’ı kullanmaya ilk başladığımızda bu yeni Ana Ekran düğmesini yadırgamıştık, ancak kısa sürede alıştığımızı ve eski tuşlar gibi rahatlıkla kullandığımızı söylemeliyiz. Apple, Ana Ekran düğmesi için tık ayarı yapma imkanı da veriyor. En zayıftan şiddetlisine üç farklı ayar profilinden dilediğinizi seçebilirsiniz. Bu arada, yukarıda belirttiğimiz gibi, Touch ID parmak izi sensörü de mevcut. Bu sensör sayesinde Türkiye’deki kullanıcılar ekran kilidini parola girmeden açabiliyor ya da App Store satın almalarını parmaklarını dokundurarak onaylayabiliyor. Touch ID sensörü çok hızlı çalışıyor ve bu sayede büyük pratiklik sağlıyor.
iPhone 7 Plus’ın en yeni iPhone modeli olduğunu gösterecek bir başka önemli ayrıntı da alt kenarda bulunuyor. Apple’ın yeni telefonları tanıtılmadan önce, birkaç ay boyunca 3.5 mm. kulaklık jakının kaldırılacağı şeklinde dedikodular ortalıkta dolaşmıştı. Bu dedikoduların gerçeğe dönüştüğünü gördük. Yeni telefonlarda 3.5 mm. kulaklık jakının yerinde ikinci bir ızgara yer alıyor. Ne var ki, bu ızgara sanıldığı gibi hoparlör işlevine sahip değil. Apple bu ızgarayı daha çok kozmetik amaçla ve aynı zamanda suya dayanıklılığı güçlendirmek için yerleştirmiş. Kulaklık jakı kalkınca, kulaklık bağlantısı da doğal olarak alt kenardaki Lightning portu üzerinden sağlanıyor.
Artık çoğunuz biliyorsunuzdur; iPhone 7 Plus’ın kutusundan Lightning uçlu Earpods kulaklıklar çıkıyor. Alıştığımız 3.5 mm. uçlu Apple kulaklıkları aynı şekilde korunuyor, sadece ucu değiştirilmiş. Bu arada Apple, kutuya bir de 3.5 mm. – Lightning dönüştürücü adaptör yerleştirmiş. Bu sayede klasik uçlu kulaklıklarınızı da iPhone 7 Plus ile kullanabilirsiniz. Kulaklık adaptörü 3.5 mm. uçlu Earpods kulaklıklarla uyum sağlıyor. Ancak HTC One M7, M8 gibi telefonlarla gelen ya da General Mobile GM 5 Plus’ın kulaklığını kullanmak istediğimizde, adaptörün 3.5 mm. girişi küçük kaçtı. Bu durum temasın en iyi şekilde sağlanmamasına ve seste bozulmalara neden oldu. Yani, kutudan çıkan adaptör her kulaklıkla yüzde 100 uyum taşımayabiliyor. Bunun yanı sıra küçük boyutu ve hafifliği nedeniyle kaybetme tehlikesi de oldukça yüksek. En iyisi sık kullandığınız 3.5 mm. klasik uçlu bir kulaklığın ucuna bu adaptörü takmak ve çoğu durumda bu şekilde bırakmak.
Aslında Apple’ın 3.5 mm. kulaklık jakını kaldırmasındaki temel motivasyon kullanıcıları kablosuz kulaklıklara yöneltmek. iPhone 7 Plus’ı Bluetooth kulaklıklarla kullanmak daha pratik olabilir. Eğer bütçeniz yeterliyse, çok yakında piyasaya çıkması beklenen kablosuz Apple kulaklıklarını, nam-ı diğer Airpods‘u tercih edebilirsiniz.
Son olarak iPhone 7 Plus’ın sağına soluna hızlıca bakarsak, alt kenarda 3.5 mm. kulaklık jakının yerini alan ızgara ve Lightning portunun yanında hoparlör bulunuyor. Bu arada Lightning portunun her iki yanında yer alan ızgaralarda birer mikrofonun yer aldığını belirtmeden geçmeyelim. Sol kenarda ses tuşları ve ses kapatma düğmesi yer alıyor. Sağ kenarda ise yukarıdan aşağı doğru güç butonu ve nanoSIM kart tepsisi mevcut. Ön tarafta 5.5 inç ekranın üstüne ikinci hoparlör olarak da işlev gören ahize hoparlörü, FaceTime kamera ve sensör yer alıyor. Arkada çift kameralı sistem yine dışa çıkıntı yapacak şekilde sol üst köşeye yerleştirilmiş. Bunun yanında mikrofon ve çift renkli ve dört LED’li flaş yer alıyor. El feneri özelliğini açtığınızda bu flaşın seleflerdeki flaş ışıklarına göre daha yüksek ışık şiddetine sahip olduğunu görüyoruz. Aşağı doğru indiğimizde Apple logosunu, daha da aşağıda Apple’ın yeni ürünlerinde daha sık gördüğümüz San Francisco yazı tipiyle yazılmış iPhone yazısını görüyoruz.
iPhone 7 Plus inceleme: Donanım, Performans ve Pil
Rakipler aynı seviyede büyüklüğe sahip ekranlarda Quad HD gibi daha yüksek çözünürlüklere yer verirken, Apple yine 5.5 inç ekranda, yine 1920 x 1080 piksel çözünürlüğe, kendi deyimiyle “Retina HD” ekrana yer vermeye devam ediyor. Bu ekran 401 ppi piksel yoğunluk değerine sahip ve sonuç olarak keskinlik ve netlik bakımından ortalamanın üstüne çıkabiliyor. Ekrana yakından baktığınızda pikselleri görmeniz neredeyse imkansız. Daha önceki “Plus” modelleri gibi bu ekrana keskinlik bakımından oldukça tatmin edici. Metinler, web sayfaları, fotoğraflar, videolar fazlasıyla net ve görsel açıdan doyurucu.
iPhone 7 Plus’ın ekranını seleflerinden ayıran önemli bir nokta var, o da daha geniş renk gamını desteklemesi. DCI P3 olarak adlandırılan renk aralığını destekleyen bu ekran renk spektrumunun daha geniş bir aralığını gösterme yeteneğine sahip. Sonuç olarak fotoğraflar, videolar daha fazla renk gösterimi sayesinde çok daha gerçekçi ve canlı görünüyor. Çektiğiniz fotoğraflara ve videolara genellikle iPhone 7 Plus’ın büyük ekranında bakacaksınız. Ve geniş renk desteği sayesinde fotoğraflarınız ve videolarınız sizi bile hayran bırakacaktır. Aslında daha geniş renk aralığı desteğini ilk bakışta anlamayabilirsiniz, farkı fark etmek kolay değil. En güzeli ana ekran duvar kağıdını, iPhone 7 Plus’ta yüklü gelen değişken renkli duvar kağıtlarından bir tanesiyle değiştirmek. Aynı duvar kağıdını bir iPhone 6s Plus ekranında da ayarlayıp her iki telefonun ekranını karşılaştırdığımızda yeni telefonun ekranının renk desteği konusunda çok daha zengin olduğu açık şekilde görülüyor.
Daha geniş renk aralığı desteğine ek olarak, iPhone 7 ve 7 Plus’ın ekranları iPhone 6s ailesindekilere göre yüzde 25 daha yüksek parlaklığa sahip. Daha yüksek parlaklık özellikle dışarıda güneşli havalarda telefonu kullanmayı çok daha rahat hâle getirecektir. Bunun dışında her ortamda sizi daha rahat ettireceği aşikâr.
Bir de 3D Touch var. İlk olarak geçen yılın iPhone’larında sunulan bu ekran teknolojisi sayesinde ekrana uyguladığınız basınca bağlı olarak farklı etkileşimler gerçekleştirilebiliyor. Özellikle iOS 10 ile birlikte 3D Touch işletim sistemi seviyesinde daha sık kullanılır hâle geldi. iPhone 7 Plus ile bu teknolojinin işlevlerinden faydalanmadan geçmemenizi tavsiye ederiz.
iPhone 7 Plus’ın büyük ekranı YouTube videolarını, iTunes’dan filmleri veya Netflix’ten dizi veya diğer içerikleri izlemeyi çok daha keyifli hâle getiriyor. Yüksek çözünürlüklü ve geniş renk desteği sayesinde içerikler fazlasıyla gerçekçi görünüyor. iPhone 7 Plus’ın bir multimedya üssü olması sadece ekranından kaynaklanmıyor. Yeni hoparlör sistemi de iPhone 7 Plus ile harici hoparlöre ihtiyaç bırakmayan bir ses deneyimi yaşama fırsatı sunuyor.
iPhone 7 ailesinde stereo hoparlör sistemi bulunuyor. Böylelikle ilk kez iPhone’da çift hoparlör ile ses çıkışı sunulmuş oluyor. Hoparlörlerden bir tanesi eskiden olduğu gibi telefonun alt kenarında yer alıyor. Diğeriyse ahize hoparlörüne entegre edilmiş. Bu açıdan Apple’ın HTC 10’daki uygulamayı takip ettiği görülüyor. Apple, bu yeni ses sistemiyle iPhone 6s’inkinin iki katı kadar daha yüksek ses şiddeti ve artırılmış dinamik aralık sunulduğunu vadediyor. Pratikteki deneyimlerimiz bu vaadi destekliyor. iPhone 7 Plus ve iPhone 6s’in ses çıkışlarını karşılaştırdığımızda, iPhone 7 Plus’tan çıkan ses bariz şekilde daha yüksek şiddete sahip. Aynı zamanda çevresel etkisi ve doygunluğu da daha fazla.
İçerideki bileşenlerde de önemli değişiklikler göze çarpıyor. Apple, bu yeni telefonda A10 Fusion olarak adlandırdığı yeni bir işlemciye veriyor. Şirket bu işlemcinin bir akıllı telefondaki en güçlü işlemci olduğunun altını çiziyor; bunun sadece hızlı değil, aynı zamanda verimli olduğunun altını çiziyor. Daha önce Qualcomm, Samsung gibi şirketlerin mobil işlemcilerinde gördüğümüz gibi, A10 Fusion da bir kısmı yüksek performans gerektiren işler için, diğer kısmı da verimliliğin ön planda olduğu, fazla güç gerektirmeyen işler için kullanılan çekirdek grupları barındırıyor. Toplam dört çekirdekli CPU’ya altı çekirdekli grafik işlemci birimi eşlik ediyor. RAM tarafında ise büyük ekranlı iPhone 7 Plus’ta 3 GB RAM yer alıyor. Bu açıdan Plus modeli, küçük ekranlı kardeşinin sahip olduğu 2 GB RAM’in üstüne çıkmış oluyor.
Sahip olduğu tüm bu yüksek profilli bileşenler sayesinde, iPhone 7 Plus oldukça yüksek bir performans sağlamayı başarıyor. Oyunlar ve uygulamalar hızlı şekilde açılıyor. Yüksek profilli oyunlar bile kaliteli ve akıcı grafikler eşliğinde, takılma olmadan oynanabiliyor. Bunun dışında web sitelerinde gezinme ve yüksek çözünürlüklü videoları izleme konusunda da iPhone 7 Plus, kendisinden beklenen şekilde oldukça iyi bir grafik sergiliyor. Sonuç olarak, iPhone 7 Plus sahipleri orta vadede performans noktasında herhangi bir sorun yaşamayacaklardır.
Saklama alanı tarafında da önemli bir yenilik söz konusu. Apple en sonunda 16 GB’lık giriş seviyesinde vazgeçti. iPhone 7 ve 7 Plus 32 GB’den başlayan saklama alanı seçenekleriyle sunuluyor. 32 GB, 128 GB ve 256 GB’lık kapasitelerden bir tanesini seçebilirsiniz. Eğer iCloud ve Apple Music gibi bulut veya internet tabanlı içerik ve veri servislerinden yararlanırsanız; yani çektiğiniz fotoğraf ve videoları iCloud üzerinde yedekler, müziğinizi de Apple Music gibi internet üzerinden müzik dinleme servislerinden dinlemeyi tercih ederseniz, 32 GB’lık bir iPhone 7 veya 7 Plus sizin için yeterli olacaktır. Ancak yer konusunda hiçbir sıkıntı çekmek istemiyorsanız, 128 GB ile bir basamak üste çıkmanız da yeterli olabilir.
Apple, iPhone 7 ve 7 Plus’ın pil performansına da dikkat çekiyor. Telefonda 2900 mAh gibi, geçen yılın telefonunun sahip olduğundan biraz daha yüksek kapasitede bir pil bulunuyor. Bunun katkısına ek olarak, Apple A10 Fusion işlemcinin verimlilik konusunda getirdiği katkılar ve iOS 10’daki pil tüketimi odaklı düzenlemeler de hesaba katıldığında, ortaya seleflerine göre daha uzun bir pil ömrüne sahip olan iPhone çıkıyor. iPhone 7 Plus, Apple’ın belirttiğine göre, bir önceki nesil iPhone 6s Plus’a göre bir saat daha uzun çalışma ömrü sunuyor. Pil testinde telefon iki şarj arasında ortalama 10 saatlik bir çalışma süresine ulaşıyor. Pratikteki duruma baktığımızda bu telefon normal bir kullanımla 1,5-2 gün arasında iki şarj arasında çalışma ömrü sunuyor.
Kablosuz bağlantı tarafında 802.11a/b/g/n/ac Wi-Fi, Bluetooth 4.2, A-GPS ve GLONASS destekli GPS gibi güncel kablosuz bağlantı destekleri mevcut. NFC yine var, ancak daha önce olduğu gibi sadece Apple Pay ödemeleri için kullanılabiliyor. Apple Pay de Türkiye’de henüz faaliyete geçmediği için bu kablosuz bağlantı teknolojisinin herhangi bir anlamı kalmıyor. 4.5G desteği tarafında da basamak atlama durumu söz konusu. Kategori 9 LTE desteği sayesinde saniyede 450 Mbit’e varan indirme hızlarına ulaşmak mümkün oluyor. Böylelikle iPhone 7 ve 7 Plus, Samsung Galaxy S7 / S7 edge, LG G5, vb. telefonların seviyesine çıkmış oluyor. Kullanımda olan şebekelerin kapasitesi bu hızlara ulaşmayı imkansız hâle getirse de, gelecekte kullanıma girecek daha gelişmiş 4.5G teknolojileri sonucunda artan hızlardan şimdiden sahip olduğunuz iPhone ile yararlanmanız mümkün olabilecek.
iPhone 7 Plus inceleme: Yazılım
Her zaman olduğu gibi, yeni iPhone’lar da kendisiyle aynı zamanlarda yayına çıkan en güncel iOS sürümüyle yüklü olarak geliyor. Yani, bu telefonlarda iOS 10 deneyimi eksiksiz şekilde sunuluyor. Apple’ın “en büyük iOS sürümü” olarak nitelendirdiği iOS 10 ile ilgili daha fazla ayrıntıyı, yayınladığımız iOS 10 inceleme yazısında bulabilirsiniz. Ancak burada kısa bir özet geçecek olursak, iOS 10 ile birlikte Fotoğraflar, Haritalar, Müzik gibi uygulamalar kapsamlı tasarım değişikliklerinden geçiyor. Bunun yanı sıra Ev olarak adlandırılan yeni bir uygulama da geliyor. Eğer elinizde Apple Store’lardan veya başka mağazalardan satın aldığınız Philips Hue lamba ve benzeri HomeKit destekli ev aletleri varsa, Ev uygulaması sayesinde bunların yönetimini iPhone 7 Plus üzerinden kolaylıkla gerçekleştirebilirsiniz.
Eğer Ev uygulaması herhangi bir işe yaramıyorsa ve telefonun ana ekranında yer tutmasını istemiyorsanız, o hâlde ana ekrandan kaldırmanız mümkün. Apple, iOS 10 ile birlikte yüklü olarak gelen Borsa, Hesap Makinesi, Pusula, Sesli Notlar, İpuçları, Mail, Anımsatıcılar, Notlar, FaceTime, iTunes Store gibi uygulamaları ana ekrandan kaldırma imkanı veriyor. Eğer bunlara yeniden ihtiyacınız olursa, App Store üzerinden yeniden kurmanız mümkün oluyor.
Kilit ekranı ve Ana ekran deneyiminde de önemli değişiklikler söz konusu. Şimdiye kadar pek fazla dikkat çekmeyen widget’lar, ya da Apple’ın deyimiyle görsel bileşenler, iOS 10 ile birlikte daha fazla öne çıkıyor. Kilit ekranındayken parmağınızı sağa sürükleyerek bileşenler ekranına erişebilirsiniz. Aynı şekilde ana ekranın birinci panelindeyken sağa sürüklediğinizde aynı panele erişmeniz mümkün oluyor. Burada bileşeni bulunan uygulamalara ait özet niteliğinde bilgileri görebilir, ilgili uygulamalara doğrudan geçiş yapabilirsiniz. Hava durumu, borsa, vb. hızlı bilgi alımına ihtiyaç duyduğunuz uygulamalar için görsel bileşen oluşturmak epey mantıklı görünüyor. Bununla birlikte Kilit ekranının yeni düzeni ana ekrana erişmek için Ana Ekran düğmesine art arda iki kez basmayı gerekli kılıyor. Eğer bu size zahmetli geliyorsa, aşağıdaki ipucunu takip ederek ikinci kez tıklatmayı kaldırabilir, sadece iPhone 7 Plus’ın Touch ID sistemiyle ekran kilidini açtıktan sonra ana ekrana hızlı şekilde erişebilirsiniz.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, 3D Touch iOS 10 ile birlikte çok daha fazla kullanılır hâle geliyor. Hava Durumu, Mail gibi uygulamalarda Hızlı Aksiyonlar özelliği sadece belirlenmiş kestirmelere değil, aynı zamanda en çok ihtiyaç duyulacak özet niteliğinde bilgilere de ulaşmayı sağlıyor. Bunun dışında Kilit ekranında gösterilen bildirimlerde de 3D Touch sayesinde daha fazla aksiyon almak mümkün oluyor. Kilit ekranı demişken, iPhone 7 Plus’ı, ekranı kapalıyken kendinize doğru çevirdiğinizde ekran otomatik olarak açılıyor. Böylelikle herhangi bir tuşa basmadan saatin kaç olduğunu veya gelen bildirimleri görebilirsiniz.
iPhone 7 Plus’ın iPhone 7’den yazılım anlamında farkı, daha önce olduğu gibi iOS’in bazı bölümlerini yatay yönde göstermesi. Örneğin ana ekran, Ayarlar, Mail, Notlar gibi bölümlerde iPhone 7 Plus’ın daha geniş ekranı sayesinde yatay yönde, daha fazla görsel unsurun gösterilmesi mümkün oluyor. Bunun yanı sıra iPhone 7 Plus’ın yatay klavyesinde kes, kopyala, yapıştır gibi kestirme düğmeler de bulunuyor.
iPhone 7 Plus inceleme: Kamera
Çift kamera üst sınıf akıllı telefonlarda giderek daha sıradan hâle geliyor. Yaklaşık iki yıl önce HTC One M8 ile birlikte çift kamera fikrine yavaştan alışmaya başlamıştık. Bu yıl ise LG G5, Huawei P9 gibi telefonlarla birlikte çift kamera ile daha gelişmiş imkanlar hayatımıza girmeye başladı. LG G5’in çift kameralı sistemi daha geniş açılı fotoğraflar çekmeyi sağlarken, P9’un siyah-beyaz özellikli ikinci kamerası sayesinde daha keskin ve yüksek kontrastlı fotoğraflar çekmek mümkün oluyor. Apple ise iPhone 7 Plus’ın arkasında yer verdiği 12 megapiksel çözünürlüklü iki kamera ile iki temel işleve odaklanıyor.
iPhone 7 Plus’ın kameralarından bir tanesi iPhone 7’deki arka kamerayla aynı; 12 megapiksel çözünürlük, 28mm, f/1.8 gibi başlıca özelliklere sahip. Diğeri ise telefoto özellikli, yine 12 megapiksel çözünürlüğe sahip. Ancak 56mm odak uzaklığı ve f/2.8 gibi daha düşük diyafram açıklığı mevcut. İkinci kameranın varlığı sayesinde iPhone 7 Plus ile görüntü kalitesinden ödün vermeden iki kat optik yakınlaştırma yapabilirsiniz. Buna bir de dijital zum eklendiğinde, fotoğraf çekerken toplam 10 kat, video çekerken de toplam 6 kat yakınlaştırma yapabilirsiniz.
Dijital zumu kaliteyi bozduğu için çok tavsiye etmiyoruz. Ancak optik zum, iPhone 7 Plus’ın kamerasını kullandığımız süre boyunca fazlasıyla işimize yaradı. Bu iki kamera birbiriyle kesintisiz şekilde çalışıyor. Kamera arayüzünde, çekim tuşunun hemen yanında yer alan yakınlaştırma halkasını hareket ettirip yakınlaştırma seviyesini ayarlarken herhangi bir kesinti hissetmiyorsunuz. Telefoto lensin f/2.8 gibi daha düşük diyafram açıklığına sahip olması, düşük ışıkta yakınlaştırma yapıldığında elde edilecek görüntülerin biraz daha karanlık olması ihtimalini doğuruyor. Buna rağmen, optik yakınlaştırma sayesinde nesneyle aradaki uzaklığı daha verimli şekilde kullanmak, 2x’i aşmayacak şekilde yakınlaştırma yapıp kaliteden ödün vermeden güzel fotoğraflar çekmek mümkün hâle geliyor.
Apple’ın iPhone 7 Plus’ı tanıtırken gösterdiği özelliklerden bir tanesi de portre moduydu. Portre modu, geçtiğimiz haftalarda yayınlanan iOS 10.1 güncellemesiyle birlikte iPhone 7 Plus’a geldi. Portre modu, Video ve Foto gibi modların yanına yerleşiyor. Şu an henüz beta aşamasında, yani en iyi sonuçları elde etmeme ihtimaliniz bulunuyor. Portre modu sayesinde arka planın bulanıklaştırıldığı, alan derinliği yaratılmış, ‘bokeh’ olarak da adlandırılan fotoğraflar çekmek mümkün oluyor.
Genellikle DSLR fotoğraflarla çekilen bu tarz etkileyici fotoğrafları iPhone 7 Plus ile de çeker hâle geliyorsunuz. iPhone, iki kameradan aldığı derinlik bilgilerini kullanarak ön plandaki kişi veya nesneyi arka plandan ayırıyor. Öndeki nesneyi netleştirip arka planı bulanıklaştırıyor. Portre modunu kullanmak için çekeceğiniz kişi veya objeyle aranızda belirli bir mesafe olmalı. Aynı zamanda ortamda yeterli şiddette ışığın bulunması da şart. Şartlar sağlandığında Derinlik Efekti etiketi sarı renge bürünüyor ve çekim için her şeyin hazır olduğu haber veriliyor. Bundan sonra sadece çekim tuşuna basmak kalıyor. Çekimler genel olarak memnun edici, ancak bazı fotoğraflarda nesneyle arka plan arasındaki sınırın düzgün şekilde ayırt edilemediğini ve arka plan bulanıklaştırmasının düzgün şekilde yapılmadığını görüyoruz. Ancak unutmamalıyız ki, şu an henüz ‘beta’ aşamasında olan bir özellikle karşı karşıyayız. Zaman geçtikçe sonuçlar daha iyi olacaktır.
Her iPhone nesliyle birlikte kamera performansı noktasında çıtanın daha yükseğe taşındığını görüyoruz. iPhone 7 Plus için de aynısı geçerli. Bu telefonla iPhone 6s Plus’ın çektiklerinden daha iyi fotoğraflar ve videolar çekeceğinizi garanti edebiliriz. Daha yüksek diyafram açıklığı sayesinde düşük ışıklı ve loş ortamlarda gürültü etkisi azalıyor, fotoğraflar biraz daha aydınlık oluyor. Işık şiddetinin yeterli olduğu ve hatta daha da üstüne çıktığı ortamlarda gayet canlı, parlak ve detayları bol fotoğraflar çekmek mümkün oluyor. Makro çekimlerde de iPhone 7 Plus oldukça başarılı. Gün batımı, gece manzara çekimlerinde de iPhone 7 Plus’ın arka kamera sistemi sahneyi gözünüzün gördüğüne mümkün olduğu kadar yakın şekilde yansıtıyor. Kısacası, iPhone 7 Plus ile fotoğraf ve video çekmeye daha da hevesli hâle gelebilirsiniz. Bu arada ilk kez iPhone 6s ve 6s Plus ile kullanıma sunulan Live Photo özelliği iPhone 7 ve 7 Plus’ta da mevcut, bunu belirtmeden geçmeyelim.
https://www.youtube.com/watch?v=Z33R4MsUui0
Video tarafında yine 4K video kayıt seçeneğinin bulunduğunu görüyoruz. Optik zum özelliğini videoda da kullanabilirsiniz. Optik görüntü sabitleme sistemi titreşimleri epey azaltıyor, böylelikle sanki bir profesyonel video kamerayla çekilmiş tatta videolar yakalayabilir hâle geliyorsunuz. Yakınlaştırma yapıldığında bile titreşimin makul seviyede olduğunu gözlemliyoruz. Üçlü mikrofon sistemi sayesinde ortam sesleri de oldukça net ve yüksek kalitede kaydediliyor. Doğum günü, düğün, vb. özel an videolarını iPhone 7 Plus ile rahatlıkla çekebilirsiniz. 4K’nın yanı sıra 1080p/60fps video modu da mevcut. Bu mod, daha yüksek kare hızı nedeniyle daha gerçekçi görüntüler yakalanmasını sağlıyor ki, bu modu 4K’dan daha fazla sevdiğimizi belirtmeliyiz.
Ön taraftaki FaceTime kameranın da çözünürlüğü 7 megapiksele çıkarılıyor. f/2.2 diyafram açıklığı düşük ışıklı ortamlarda canlı ve yeteri kadar aydınlık selfie fotoğraflar çekmeye yardımcı oluyor. Geçen yıl iPhone 6s ile birlikte gelen Retina flaş bu telefonda da mevcut. Ön kameranın çözünürlüğünün 1080p’ye çıkarılmış olması da özellikle video blog çekimi yapanların epey hoşuna gidecektir.
iPhone 7 Plus inceleme: Sonuç
Apple şimdiye kadar tanıttığı tüm iPhone’lar için ‘şimdiye kadar yapılmış en iyi iPhone’ nitelendirmesini yapıyor. Aslında bu tabir hiç de boş değil. iPhone 7 Plus gerçekten geçen yılın modeline göre çıtayı daha da yükseğe taşıyor. Her ne kadar tasarım anlamında çıta iPhone 6s ailesiyle hemen hemen aynı seviyede kalsa da, ince dokunuşlarla telefona biraz daha estetik kazandırıldığı bir gerçek. Suya ve toza dayanıklılık özelliği de iPhone sahiplerinin telefonlarını biraz daha güvenle kullanmalarını sağlayacaktır. Suya dayanıklılık uğruna 3.5 mm. kulaklık jakından vazgeçmeniz gerekiyor. Bu geleneksel portun olmaması doğrusunu söylemek gerekirse cihazın kutusundan çıkan kulaklığı yanınızda ayırmamanızı şart kılıyor. Kutudan çıkan adaptör küçük olması nedeniyle kolaylıkla kaybedilebilir, aynı zamanda her kulaklık ile rahat kullanılamıyor.
Ekran tarafında iPhone 7 Plus hem parlaklık, hem de daha fazla renk desteğiyle görsel şölen yaşatıyor. Çift hoparlör sistemi sayesinde bu telefon gerçek anlamda bir multimedya tüketim üssüne dönüşüyor. Apple A10 Fusion işlemcinin sağladığı güç sayesinde hem multimedya tüketiminde, hem de video yapımı, basit fotoğraf düzenleme işleri ve bunun gibi üretkenlik odaklı işlerde iPhone 7 Plus, büyük ekranının da katkılarıyla epey iş görebilir. Pil ömrü de bir günü rahatlıkla çıkarmayı, hatta ikinci günün büyük çoğunluğunda şarj etmeden kullanmayı sağlıyor. iOS 10’un hem performans hem de işlevsellik açısından getirdikleri iPhone 7 Plus’ın gücünü artırıyor. Uygulama ve oyun ekosisteminin genişliği de iPhone 7 Plus’ın en büyük avantajları arasında yer alıyor. Çift arka kameralı sistem de optik zum imkanı sunması ve alan derinlikli fotoğraflar çekmeye izin vermesiyle normal bir akıllı telefon kamerasının ötesine geçmeyi sağlıyor. iPhone 7 Plus’ı bir kompakt dijital fotoğraf makinesi yerine rahatlıkla kullanabilirsiniz.
iPhone 7 Plus’a sahip olmak için 3799 TL gibi bir miktarı gözden çıkarmanız lazım. Üstelik bu fiyat sadece 32 GB kapasiteli model için geçerli. Yani, Apple’ın büyük ekranlı akıllı telefonunun gelişmiş yeteneklerine sahip olmak için büyük bir bedel ödemek şart. Ancak bunun karşılığında sizi fazlasıyla memnun edecek bir deneyim bekliyor. Eğer büyük ekranlı telefonları kullanmak konusunda bir derdiniz yoksa ve yeteri kadar paranız varsa, iPhone 7 Plus’ı yeni akıllı telefonunuz olarak belirleyebilirsiniz.