Apple’ın 2015 model iPhone’ları içinde ilk gördüğümüz iPhone 6s Plus olmuştu. Bu büyük ekranlı akıllı telefonu daha ABD’de piyasaya çıktığı gün görmüş ve ilk izlenimlerimizi gayet uzun sayılabilecek bir iPhone 6s Plus ön inceleme yazısında anlatmıştık. Bundan kısa bir süre sonra ise iPhone 6s elimize ulaştı ve onun için de epey detaylı ve doyurucu bir iPhone 6s inceleme yazısı hazırladı. Şimdi iPhone 6s Plus ilkinden daha uzun bir süreliğine elimize ulaştı. Okuyacağınız iPhone 6s Plus incelemesi kapsamlı bir inceleme olmayacak, ne de olsa iPhone 6s Plus ile hemen hemen aynı özelliklere sahip olan iPhone 6s’i incelerken en ince detaya kadar değindik. Bu inceleme daha çok iPhone 6s Plus deneyiminden, onun artılarından ve hangisinin sizin için uygun olabileceğinden bahsediyor. Detaylar için sizi inceleme yazımıza bekliyoruz.
Video İnceleme
Apple iPhone’ların boyutunu büyütse de, ekranın yüzeye olan oranını düşük tutacak şekilde ekranı saran çerçeveyi geniş tutuyor. Sonuç olarak bu durum iPhone’ların ekranlarına göre daha geniş yüzey alanına sahip telefonlar olmasına neden oluyor. iPhone 6s’in 4.7 inç ekranı olduğunu düşündüğümüzde bu herhangi bir sorun yaratmıyor. Gerçekten de daha önce deneyimlediğimiz iPhone 6s’i tek elde kavrayıp kullanmak çok kolay olmasa da, zor olduğunu da söyleyemeyiz.
Halbuki 5.5 inç ekranlı iPhone 6s Plus için durum biraz daha farklı. iPhone 6s Plus’ın ekranının altında ve üstünde epey geniş alanlar var. Uzun kenarları çevreleyen bölümlerin de büyük ekranlı Android telefonlarla karşılaştırdığımızda geniş olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün.
Sonuç olarak iPhone 6s Plus tek elle tutup kullanmak kolay değil. Baş parmağınız ekranın her yerine erişemeyecek, bu nedenle işin içine diğer elinizin işaret parmağını katmanız gerekecek. Ancak ana ekran tuşuna çift tıklatma hareketiyle ekranın üst kısmının ekranın ortaya doğru kayması tek elle kullanırken biraz olsun işleri kolaylaştırıyor.
Aslında iPhone 6s Plus’ı kullanırken ister istemez diğer eli işin içine katıyorsunuz. Özellikle klavyede yazı yazarken her iki elle birlikte iPhone 6s Plus’ı kavrıyorsunuz, bu şekilde yazı yazmak bir hayli rahat oluyor. Aslında bu rahatlığı biraz da iPhone 6s Plus’ın ekranının büyük olmasına borçluyuz. Ekranın boyu gibi eni de uzun olunca, sanal klavyenin harfleri için yeter kadar alan oluyor, yazmak kolaylaşıyor. Sanal klavyeden bahsetmişken, iPhone 6s Plus’ı yatay yönde kullanırken sanal klavyede kes, kopyala, yapıştır benzeri araçları da görüyoruz. Bunun yazı yazmayı hızlandırdığı bir gerçek.
iPhone 6s Plus’ın büyük boyutlarıyla iPhone ve iPad arasında bir köprü olduğunu söyleyebiliriz. Apple, iPad’deki yatay kullanım modunu iPhone 6s Plus’a ekleyerek bu büyük ekranlı akıllı telefona biraz tablet deneyimi kazandırıyor. iPhone 6s Plus’ın düşey yön kilidi açık olmadığı takdirde, telefonu yatay yönde kullandığınızda ana ekran da bu yöne uyum sağlıyor, ikonlar yatayda sıralanıyor. Benzer şekilde Ayarlar, Mail gibi uygulamalarda da yatay modun avantajını görüyoruz. Ekranın solunda gezintiyi kolaylaştıran menü sütunu, diğer kenarında da ana içeriğin gösterimi yapılıyor. Twitter gibi üçüncü taraf uygulamalarda da yatay yön modunun desteklendiğini görüyoruz.
iPhone 6s Plus’ın 5.5 inç Retina HD ekranı 1920 x 1080 piksel çözünürlüğe sahip. 400’ün üstünde ppi değeriyle bu ekran daha keskin yazı ve grafikler sunuyor, ancak iPhone 6s’in daha düşük çözünürlüklü ve piksel yoğunluklu ekranıyla aradaki farkı ayırt etmek o kadar da kolay değil. Eğer çok dikkatli bakarsanız, özellikle yazılarda aradaki kalite farkını anlayabilirsiniz. Diyeceğimiz o ki, iPhone 6s Plus’ın daha yüksek piksel yoğunluğuna sahip olması çok büyük bir fark yaratmıyor. Tabii ki, 5.5 inç ekranda 1920 x 1080 piksel çözünürlüğün bulunduğunu görmek bir iPhone 6s Plus sahibi için memnun edici olacaktır. Film izlerken, web sitelerinde gezinirken, fotoğraflara bakarken epey keyif alacaksınız. IPS teknolojisi sayesinde geniş görüş açıları sunan bu ekran canlılık, renk doygunluğu bakımından da optimum seviyede.
Retina HD ekranın önemli özelliklerinden bir tanesi de 3D Touch teknolojisini barındırması. 3D Touch’ın ne olduğunu iPhone 6s incelemesinde detaylarıyla anlatmıştık. Ana ekranda, 3D Touch destekli uygulamaların ikonlarına hafifçe bastırdığınızda açılan Hızlı Eylemler menüsü üzerinden en sık kullanılan ve muhtemelen sizin de en sık kullandığınız uygulama işlevlerine hızlı şekilde erişebilirsiniz. Peek ve Pop gibi hafifçe bastırma ve daha kuvvetli bastırma hareketleri de Mail, Safari, Fotoğraflar gibi uygulamalarda bazı işlevleri daha az zahmetle yerine getirmeyi sağlıyor. Kısacası 3D Touch sayesinde iPhone 6s Plus’ı kullanmak daha pratik hâle geliyor.
iPhone 6s Plus’ın içindeki bileşenlere baktığımızda iPhone 6s ile bir farkın olmadığını görüyoruz. Apple A9 işlemci, 2 GB RAM her iki iPhone’un da ortak özelikleri arasında. Dolayısıyla performans bakımından da arada bir fark yok. iPhone 6s Plus kullanıcı arayüzünde akıcı biçimde gezinebilir, web sitelerini hızlıca yükleyebilir, App Store’daki hemen her oyunu en iyi performansla oynayabilirsiniz. Video konusunda da herhangi bir sorun çıkarmayacaktır. Üstelik iMovie uygulamasını yüklerseniz, çektiğiniz 4K videoları bile iPhone 6s Plus üzerinde rahatlıkla düzenleyebilirsiniz.
iPhone 6s ve iPhone 6s Plus ile birlikte Apple’ın akıllı telefonları da 4K video kayıt özelliğiyle tanışmış oldu. 4K’nın yanı sıra saniyede 30 ve 60 kare hızlarında 1080p Full HD video kayıt formatlarını da görüyoruz. Dilediğiniz formatı seçmeniz için Ayarlar uygulamasında Fotoğraf ve Kamera bölümünü bulmanız, daha sonra bu bölümden video formatını seçmeniz gerekiyor. Bu, biraz zahmetli görünüyor. Genellikle bir ayar seçip bırakacaksınızdır. 4K videolar ile anılarınızı en yüksek çözünürlükte saklayabilirsiniz, ancak çekilen videolar iPhone 6s Plus’ın hafızasında epey fazla yer tutacaktır. 1080p sizin için optimum çözünürlük olabilir. Eğer yerden çok olmasa da biraz fedakârlık edebileceğinizi düşünüyorsanız, saniyede 60 kare hızında 1080p formatını seçebilirsiniz. 60fps videolar daha akıcı ve gerçekçi görüntülerle epey ilgi çekici görünüyor. Çektiğiniz 1080p/60fps videoları gördükçe siz de farkı anlayacaksınız.
iPhone 6s Plus’ın 12 megapiksel iSight kamerasının iPhone 6s’in kamerasından en büyük farkı optik görüntü sabitleme sistemine sahip olması. Halbuki iPhone 6s’in kamerasında dijital görüntü sabitleme sistemi bulunuyor, iPhone 6s’in kamerası cihaz titreşimlerinin yarattığı etkileri yazılımla gidermeye çalışıyor. iPhone 6s Plus’ın optik görüntü sabitleme sistemiyse telefonun küçük hareketlerini kamera sensörünü hareket ettirerek telafi ediyor, böylelikle durağanlık sağlanıyor. Böylelikle bulanıklığın daha az olduğu fotoğraflar, daha sabit ve durağan videolar çekmek mümkün oluyor. iPhone 6s ve iPhone 6s Plus ile çektiğiniz videoları karşılaştırdığınızda arada fark göremeyebilirsiniz. Ancak optik görüntü sabitleme sisteminin varlığı sayesinde iPhone 6s Plus’ın çektiği videolar az da olsa daha stabil duruyor ve video kameralarla çekilmiş videoların sahip olduğu karaktere yakın bir hava barındırıyor.
iPhone 6s Plus’ın önünde de 5 megapiksel FaceTime HD kamera mevcut. Ön kamera HDR özelliğine sahip ve iPhone 6 ve 6 Plus’ın ön kamerasından daha kaliteli olduğu açık şekilde görünüyor. iPhone 6s Plus ile çekeceğiniz selfie fotoğraflar daha keskin olmanın yanı sıra daha da aydınlık çıkacaktır. Bunda hem FaceTime HD kameranın daha iyi düşük ışık performansı göstermesinin etkisi var, hem de Retina flaş gibi bir özelliğin avantajından da gerektiğinde faydalanıyor. Apple bazı üreticiler gibi ön taraftaki kameranın yanına bir de flaş eklemek yerine Retina ekrana başvuruyor. Ön kamera modundayken flaşı açık duruma getirirseniz, deklanşör tuşuna bastığınız anda ekran bir True Tone flaş gibi farklı tonlarda bir anlığına patlıyor, çeken kişinin yüzü biraz daha aydınlatılıyor. Özellikle parti, vb. ışığın yeterli olmadığı ortamlarda bu Retina flaş epey iş görecektir. Live Photo da iPhone 6s Plus’ın kamerasının önemli bir yazılım özelliği. Fotoğraf uygulamasında, ekranın sol kenarında yer alan dalga benzeri bir ikonla gösterilen Live Photo açık olduğunda, siz deklanşör tuşuna bastığınızda sadece o an değil, siz tuşa bastıktan önce ve sonraki 1.5 saniyelik süre de hareketli ve sesli olarak yakalanıyor. Live Photo özellikle manzara, hareketli nesne çekimi gibi işlerde kullanışlı görünüyor. Bu yeni iPhone 6s Plus özelliğinin detayları da iPhone 6s incelememizde yer alıyor.
iPhone 6s Plus’ın büyük boyutlarının bir avantajını pilde görüyoruz. 2750 mAh kapasite değeriyle iPhone standartlarının epey üstünde bir pilin iPhone 6s Plus’ta bulunduğunu görüyoruz. Katalog değerlerine bakıldığında bu pil 16 güne varan bekleme süresi, vb. değerler sunuyor. Pratikteki duruma bakıldığında iPhone 6s Plus’ın bir günü rahatlıkla çıkardığını görüyoruz. Hatta gerekli adımları atar ve tasarruf önlemlerini alırsanız, ikinci günü de çıkarmanız mümkün olabilir. iOS 9 ile birlikte sunulan düşük pil modunun da bu noktada önemli bir payı olduğunu söyleyebiliriz.
iPhone 6s ve iPhone 6s Plus’ı karşılaştırdığımızda her iki telefonun birbirlerine göre avantajları ve dezavantajları bulunduğunu görüyoruz. iPhone 6s daha küçük olması sayesinde daha rahat kullanılıyor ve taşınıyor. iPhone 6s’i kullanırken bir telefon kullandığınız hissini daha çok elde ediyorsunuz ve doğrusunu söylemek gerekirse çoğu durumda iPhone 6s yeterli görünüyor. Ne var ki, iPhone 6s Plus’ın sahip olduğu büyük ekran da bu cihazı epey çekici kılıyor. Bu inceleme yazılmadan önce yaklaşık bir haftalık süre boyunca iPhone 6s ve iPhone 6s Plus’ı birlikte kullandım. Doğrusu elim iPhone 6s Plus’a daha çok gitti. İnternette gezinmek, Facebook ve Twitter’ı kontrol etmek gibi işler için iPhone 6s Plus’ı kullanmak daha çok zevk veriyor. Ne var ki, büyük boyutları ve 192 gr. gibi hatırı sayılır ağırlığıyla iPhone 6s Plus taşıması ve kullanması iPhone 6s Plus kadar kolay olmayan bir telefon. Pil konusunda ise iPhone 6s Plus’ın iPhone 6s’e göre epey avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Optik görüntü sabitleme sistemi iPhone 6s Plus’ın önemli avantajlarından birisi gibi görünse de, tercih iPhone 6s yerine iPhone 6s Plus yönünde yapılması noktasında tek başına yeterli olan bir kriter sayılmaz.
Sonuç olarak iPhone 6s veya iPhone 6s Plus arasında seçim yaparken ne istediğinizi iyi belirlemeniz ve buna göre karar vermeniz gerekiyor. Ben daha küçük iPhone’un yeterli olduğunu ve işimi fazlasıyla göreceğini düşünerek iPhone 6s’i tercih ediyorum. Ancak dışarıda çok gezen, işlerini telefonda hâlletmeye çalışan bir insansanız, daha büyük ekranı ve yüksek pil kapasitesiyle iPhone 6s Plus sizin için uygun bir seçim olabilir. Tabii, işin bir de fiyat tarafı var. 16, 64 ve 128 GB iPhone 6s ve iPhone 6s Plus’lara baktığımızda, iPhone 6s Plus’ın her kapasite değerinde iPhone 6s’e 400 TL’lik fark attığını görüyoruz. Seçim yaparken bunu da dikkate almak gerek. Bu arada eğer iPhone 6s Plus seçecekseniz, minimum 64 GB kapasiteli bir iPhone 6s Plus seçmeniz yerinde bir tercih olacaktır. Bu şekilde çekeceğiniz fotoğraf ve videolar için alan sıkıntısı yaşamayabilirsiniz. Her ne kadar Apple’ın iOS 9 ile birlikte sunduğu uygulama inceltme özelliği ve iCloud gibi bir bulut depolama servisi olsa da, 16 GB yerine 64 GB kapasiteli bir iPhone içinizi yer konusunda daha rahat hissettirecektir.