İncelemelerManşetler

iPad Pro İncelemesi

ipad-pro-inceleme-4

Apple bundan yaklaşık altı yıl önce birinci neslini çıkardığı iPad ile birlikte tüketici elektroniği pazarında çığır açmış, içerik tüketimi için yepyeni bir ortamın inşa edilmesine liderlik etmişti. iPad, kendisini takip eden diğer tabletlerle birlikte kullanıcıların internette gezinme, kitap okuma, film izleme ve daha birçok işlerine yönelik alışkanlıklarını değiştirdi. Bununla birlikte iPad sadece içerik tüketimine odaklanan bir cihaz olmakla kalmadı, aynı zamanda içerik üretimine yönelik bazı işlerde de temel cihaz olarak kullanıldı. Bununla birlikte tablet pazarı son birkaç yıldır doyum noktasına ulaştı, iPad’in de satışlarında duraklama görülmeye başladı. Sadece pazarın değil, iPad’in de yeniliklere ihtiyacı vardı. İşte bu noktada Apple iPad Pro ile tüketicilerin karşısına çıktı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Video: iPad Pro Kutusundan Çıkıyor

iPad Pro da diğer iPad’ler gibi içerik tüketimiyle ilgilenen, hatta bunu daha üst noktalara taşıyan bir cihaz. Ancak bu tablet daha büyük ekranı dolayısıyla sunduğu daha fazla çalışma alanı, ayrıca Apple Pencil ve Smart Keyboard gibi opsiyonel aksesuarlarıyla üretim için epey elverişli bir ortam olma özelliği taşıyor. Apple’ın iPad ile birlikte post-PC dönemini başlattığını, iPad Pro ile ikinci ve gerçek anlamda bir post-PC dönemi başlatma iddiasında olduğunu daha önce yazmıştık. Şimdi elimizde iPad Pro var ve Apple’ın bunda ne kadar başarılı olabileceği noktasında daha sağlıklı bir görüş belirtme imkanına sahibiz. Yazının devamındaki incelememizde buna dair görüşlerimizi de bulacaksınız.

Video İnceleme

Tasarım

ipad-pro-inceleme-70 ipad-pro-inceleme-49ipad-pro-inceleme-47ipad-pro-inceleme-35 iPad Pro’nun “büyük” bir tablet olduğunu tanıtıldığı ilk günden itibaren biliyorsunuz. Ancak dünya gözüyle gördüğünüzde ister istemez “gerçekten büyükmüş” sözleri ağzınızdan dökülecektir. Şimdiye kadar iPad Air veya iPad mini görmeye alışmış gözler için, aynı tasarımı çok daha büyük boyutlu bir cihazda görmek ilk başlarda yadırgatıcı, ancak bir o kadar da etkileyici oluyor.

305.7 x 220.6 x 6.9 mm.’lik boyutlarıyla iPad Pro gerçekten büyük bir alan kaplıyor. Öyle ki, 13.3 inç MacBook Pro’nun ekranıyla hemen hemen aynı sayılabilecek bir yüzey alanına sahip. Buna rağmen sadece 6.9 mm.’lik kalınlığa sahip profiliyle, bu kadar büyük ve geniş olmasına göre çok ince olmayı başarabiliyor. iPad Pro’nun Wi-Fi versiyonu 713 gr., Wi-Fi + Hücresel versiyonu da 723 gr. ağırlığa sahip. Bu değerler bir tablete göre fazla, daha çok ultrabook sınıfına doğru kaymaya başlayan değerler. Büyüklüğünden daha çok, ağırlığı iPad Pro’nun taşınabilirliğini sınırlayan etkenlerin başında geliyor.

iPad Pro’nun şekli şemali diğer Apple tabletleri iPad Air ve iPad mini’den farklı değil. Onların sahip olduğu tasarımın aynı şekilde iPad Pro’ya da yansıtıldığını görüyoruz. Tabletin sağ kenarında ses tuşların epey üste doğru yerleştirildiğini görüyoruz. Bunun hemen üstünde de çift mikrofonu görüyoruz. Biraz alta doğru indiğimizde, eğer bu bir hücresel bağlantı destekli iPad Pro ise SIM kart yuvasını görüyoruz. Sol kenarda herhangi bir tuş görmüyoruz. Ancak diğeri iPad’lerden farklı olarak bu kenarda küçük ve içinde üç adet pin barındıran Smart Connector akıllı bağlantı portunu görüyoruz. Bu port şimdilik iPad Pro’ya özel Smart Keyboard klavyenin bağlantısı için kullanılıyor. Güç akışı ve veri bağlantısı buradan sağlanıyor, böylelikle Smart Keyboard Bluetooth bağlantısının kurulumunu gerektirmeden takıldığı anda kullanıma hazır hâle geliyor. Apple, Smart Connector destekli başka aksesuarlar için de kapıyı açmış durumda.

Alt kenarda Lightning portunu, üst kenarda da sağ kenara doğru yerleştirilmiş güç butonunu görüyoruz. iPad Pro’yu iPad’lerden farklı kılan bir başka önemli ayrıntı da barındırdığı hoparlörler. iPad Pro’nun alt ve üst kenarlarında, sağ ve sol kenarlara doğru yerleştirilmiş şekilde toplam dört adet hoparlör bulunuyor. Bu hoparlörlerin performansına daha sonra değineceğiz. Ön tarafta, 12.9 inç köşeden köşeye uzunluklu ekran büyük bir alan kaplıyor. Ekranı saran çerçevenin alanı ise iPad Air ve mini tabletlere göre daha küçük. iPad Pro, iPad Air ve iPad mini tabletlerin ekran-gövde oranları yüzde 77, 71.6 ve 70.6 şeklinde sıralanıyor. Ekranın altında Touch ID parmak izi sensörlü ana ekran tuşu, üstünde de 1.2 megapiksel çözünürlüklü FaceTime kamera bulunuyor. Arkada ise 8 megapiksel iSight kamerayı sol üst köşede görüyoruz. Bunun dışında arka yüzde Apple logosu ve iPad markası dikkat çeken tek ayrıntılar. Bu arada hücresel bağlantı destekli modellerde üst kenara doğru olan bölümde radyo devrelerinin gizlendiği ince bir şerit bulunuyor.

Ekran

ipad-pro-inceleme-5ipad-pro-inceleme-18ipad-pro-inceleme-30ipad-pro-inceleme-28iPad Pro’da 12.9 inç gibi, bir tablet için normalden daha büyük sayılabilecek bir ekran bulunuyor. Aslında iPad Pro bu büyüklükteki ekranıyla dizüstü bilgisayarların alanına epey fazla şekilde girmiş oluyor. Apple’ın 11 inç MacBook Air ve 12 inç Retina ekranlı MacBook bilgisayarlarına doğrudan rakip hâle geliyor. Ayrıca ekran büyüklüğü 13 inç MacBook Pro ve MacBook Air modellerininkine de çok yakın.

Apple iPad Pro’nun 12.9 inç ekranının diğer iPad’lerin ekranlarında sunulan görsel kaliteyi ve zenginliği sunması için pikseller bakımından hiç cimri davranmamış. iPad Pro’nun ekranı 2048 x 2732 piksel çözünürlüğe sahip. Bu, 5.6 milyon adet pikselin bulunduğu anlamına geliyor. Böylelikle iPad Pro’nun ekranı şimdiye kadar yapılmış en büyük ve yüksek çözünürlüklü iPad ekranı olma unvanını ele geçiriyor. 264 ppi piksel yoğunluğuyla bu ekran iPad Air 2’nin 9.7 inç ekranıyla aynı piksel yoğunluğunu sunuyor. iPad Pro’nun ekranının kısa kenarının uzunluğu, iPad Air 2’nin ekranının uzun kenarının uzunluğuyla aynı. Piksel satırları sayısının da aynı olduğunu görüyoruz. Aslında iPad Pro’nun ekranı iPad Air 2’nin ekranınınkiyle aynı kalıptan elde ediliyor.

iPad Pro’nun 12.9 inç ekranı sahip olduğu yüksek çözünürlükle iPad veya iPad Air kullanmış olanların alışık olduğu, yeni kullanıcıların da fazlasıyla memnun kalacağı bir görsel zenginlik sunuyor. Yazılar ve grafikler oldukça keskin, fotoğraflar ve videolar yüksek kalitede ve net şekilde izleniyor. Kontrast seviyeleri de tatmin edici noktalarda, ekranın siyah renk derinliği de epey fazla. Ancak bu unsurlar açısından AMOLED ekranların az da olsa gerisinde kalıyor.

Tam lamine ekran yüzeye yakın olması sayesinde görsel açıdan daha zengin bir görünüm sunuyor. Yansıma önleyici kaplama da özellikle dışarıda kullanıldığında ekranın daha rahat seçilmesini sağlıyor. Bu açılardan iPad Pro en son nesil iPad Air 2 ve iPad mini 4 ile aynı hizada bulunuyor. iPad Pro’nunun ekranını piksellerle doldurmakla kalmaya Apple, 27 inç iMac’lerin ekranında kullanılan oksitlenmiş ince film transistörü de barındırıyor. Böylelikle ekran boyunca düzenli ve tutarlı bir parlaklık sunuluyor. Apple ilk kez bir iPad ekranında değişken yenileme hızlarını destekliyor. Örneğin internette gezinirken veya fotoğraflara bakarken ekran farklı yenileme hızlarını kullanıyor. Durağan görüntülerde yenileme hızı düşürülüyor, böylelikle büyük boyutlu ekranın pili daha tasarruflu şekilde kullanması sağlanıyor.

Kısacası iPad Pro’nun 12.9 inç ekranı hem internette gezinmek, film izlemek, fotoğraflara bakmak gibi işler için hem de grafik çalışması yapmak, video düzenlemek, Word’de veya Pages’da yazı yazmak gibi işler için de gayet yeterli ve başarılı bir ekranı bulunuyor.

 



Donanım ve Performans

ipad-pro-ekran-goruntuleri-7ipad-pro-ekran-goruntuleri-9ipad-pro-ekran-goruntuleri-8ipad-pro-inceleme-19ipad-pro-inceleme-17ipad-pro-inceleme-37ipad-pro-inceleme-71Apple iPad Pro’da iPhone 6s ve iPhone 6s Plus’ta yer verdiği Apple A9 işlemcisinin biraz daha üst seviyesinde bulunan A9X işlemcisine yer veriyor. 2.26 GHz maksimum saat frekansında çalışan A9X işlemcide çift çekirdek bulunuyor ve Apple bu yongasetin iPad Air 2’de yer alan işlemciye göre iki kat daha yüksek CPU performansı ve yüzde 40’a varan oranda daha yüksek grafik performansı belirtiyor. Bu işlemci 4 GB RAM ile destekleniyor ki, iPad Pro’nun PC’lerle boy ölçüşebilir bir cihaz olmasında işlemci kadar bu yüksek miktardaki RAM’in de büyük etkisi bulunuyor.

iPad Pro’nun sahip olduğu bu yüksek profilli donanımın sonucunu GeekBench 3 ve 3DMark gibi, iOS cihazlarının performansını ölçmek için başvurduğumuz benchmark testlerinden alıyoruz. GeekBench 3 ile gerçekleştirdiğimiz benchmark testinde iPad Pro 3177 tek çekirdek ve 5447 çok çekirdek performansı elde etti. Apple tableti bu sonuçlarla diğer iOS cihazlarının açık ara önünde yer alıyor. Aynı zamanda giriş seviyesi MacBook ve Core i5 işlemcili Microsoft Surface Pro 3 gibi, kendisiyle aynı kullanıcı kitlesine hitap eden cihazlarla da karşılaştırılabilir sonuçlar elde ediyor.

Oyun performansını ölçmek için yararlandığımız 3DMark Ice Storm Unlimited testinde de benzer sonuçlar elde ediyor. iPad Pro elde ettiği 33579 puan ile Acer Iconia W701 ve Core i3 işlemcili Microsoft Surface Pro 3’e çok yakın sonuçlar elde ediyor, onların arkasından geliyor. NVIDIA Shield Tablet ve iPhone 6s’in de önünde yer alıyor. Aslına bakarsanız, iPad Pro Intel Iris grafik işlemcili tablet ve dizüstülerden performans açısından geride kalıyor, ancak iOS oyunlarının Apple’ın donanımlarına uygun şekilde optimize edildiğini düşünecek olursak, iPad Pro’nun iOS cihazları içinde en iyi oyun deneyimi sunan tablet olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu, hem grafik performansı hem de oyun için daha fazla görüntüleme alanı sunulduğu için geçerli.

iPad üzerinde oynadığımız favori oyunlardan bir tanesi SimCity BuildIt. Bir şehir kurup onu büyütme, nüfusunu artırma üzerine kurulu bu oyun gelen güncellemelerle birlikte yavaş yavaş iPad Air’da tıkanıklık yaratmaya başlamıştı. Bu oyun iPad Pro’nun çıkışıyla birlikte onu kısa sürede destekler hâle geldi. iPad Pro’nun büyük ekranı ve yüksek performanslı donanım paketi sayesinde, bu tablette SimCity BuildIt’i oynamak büyük bir keyfe dönüşüyor.

iPad Pro’nun sahip olduğu bu yüksek performans uygulamaların bu tablet üzerinde çok hızlı ve verimli şekilde çalışmasını sağlıyor. Örneğin Safari veya Chrome gibi internet tarayıcılarını kullanırken en büyük sorunlardan bir tanesi, birden fazla sekme açtıktan sonra, bir sekmeye geri dönmek istediğinizde oradaki sayfanın tekrar yüklenmek zorunda olmasıydı. RAM kısıtlı olduğu için bunu yapmak şart. Ancak iPad Pro’nun 4 GB RAM’inin bulunması böyle bir zorunluluğu ortadan kaldırıyor. PC ile boy ölçüşecek bir deneyim sunmak için bu, olmazsa olmazlardan bir tanesi ve iPad Pro tarafından yerine getiriliyor.

Öte yandan birçok uygulamanın işlevselliği ve verimliliği iPad Pro’nun yüksek performanslı paketi ve büyük Retina ekranı sayesine artıyor. Örneğin iMovie uygulamasıyla 4K video düzenleme gibi, yoğun güç gerektiren işlemler yapılabiliyor, üstelik sadece tek bir görünü değil, aynı anda birden fazla yüksek çözünürlüklü sahnenin üst üste bindirilmesi ve bunların tablette düzgün şekilde işlenmesi mümkün. Microsoft’un Word, Excel, PowerPoint’i, Apple’ın Pages, Numbers ve Keynote’u; bu üretkenlik uygulamaları da iPad Pro’nun büyük ekranından daha verimli çalışma, dokümanları daha düzgün ve rahat şekilde hazırlama fırsatı sunuyor. Adobe’nin Photoshop Sketch, Fix, Mix gibi uygulamaları; Paper by FiftyThree, AutoCad 360, Procreate 3, Canva ve bunun gibi daha birçok uygulama da normalde bir PC veya Mac’in gerekli olduğu yaratıcılık ve üretkenlik işlerini iPad Pro’da düzgün ve iyi şekilde yapmayı mümkün kılıyor.

Kısacası iPad Pro performans olarak bir iOS cihazının sunduğu performansın en üst noktasını sunuyor. Üstelik bunu yaparken de aşırı ısınma ve benzeri gibi sorunlara da yol açmıyor. iPad Pro’nun yüksek performans altında bile sıcaklığının optimum aralıkta, üstelik bu aralığın ortasının alt tarafında bulunduğunu söyleyebiliriz.

iPad Pro üretkenlik için birebir olsa da, Apple bunun hâlâ bir tüketim cihazı da olduğunu unutmuyor. Bunu akılda tutarak, iPad Pro’yu diğer Apple tabletlerinden daha da öne çıkaracak şekilde, büyük yüzey alanının sağladığı avantajdan da yararlanarak iPad Pro’ya dört tane hoparlör yerleştirilmiş. Kısa kenarların sağ ve sol taraflarına yerleştirilmiş, toplam dört adet hoparlörün iPad Pro’da yer aldığını görüyoruz.

iPad Pro’nun bu dört hoparlörü bas ve tiz frekansları tabletin elde tutulduğu pozisyona göre ayarlıyor. Dört hoparlör de bas seviyesindeki frekanslarda ses çıkışı sağlıyor, ancak sadece tabletin tutuşuna göre üst tarafta kalan iki hoparlör orta ve yüksek frekanslarda ses veriyor. Bu da etkileyici biçimde dengeli ve sarmalayıcı ses deneyimi elde etmeyi sağlıyor.

iPad Pro’nun hoparlörleri, şimdiye kadar bir tablette, aslında bırakın tabletleri; çoğu PC’de görmediğimiz kalitede ve yüksek şiddette ses çıkışı sağlıyor. Apple iPad Pro’nun iPad Air 2’den üç kat daha güçlü seviyede ses çıkışı sunduğunu iddia ediyordu ki, şirketin bu iddiasının kesinlikle boş olmadığını görüyoruz. iPad Pro bu özelliğiyle seyahatlerde film izlemek için yanınıza alacağını birincil eşyalardan olabilir. Kaldı ki, evde veya iş yerinde bile film izlerken, müzik dinlerken ve hatta maç izlerken iPad Pro’dan başka bir cihazın ihtiyacını duymayabilirsiniz. Sadece siz değil, sizinle birlikte birkaç kişi de iPad Pro’dan film veya maç izleme keyfini yaşayabilir.

ipad-pro-ekran-goruntuleri-110307 mAh gibi yüksek kapasiteli bir pile sahip olan iPad Pro için Apple, Wi-Fi üzerinden 10 saate kadar internette gezinme, video izleme veya müzik dinleme imkanı sunuyor. Wi-Fi + Cellular modelinde ise hücresel veri ağı üzerinden 9 saate kadar internette gezinme fırsatı veriyor. GeekBench 3 ile gerçekleştirdiğimiz pil testinde; pili yüzde 100 dolu, Wi-Fi ve hücresel bağlantısı açık, ekranı yüzde 50 parlaklıktaki iPad Pro sekiz buçuk saatlik bir çalışma süresine ulaştı. Bu Apple’ın verdiği değerlerle tutarlılık sergiliyor.

iPad Pro ile sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkarabilirsiniz. Hatta normal yoğunluklu bir kullanımda iPad Pro’yu iki günde bir şarj etmeniz de yeterli olacaktır. iPad Pro’yu güç adaptörüyle veya USB üzerinden bilgisayara bağlayarak şarj edebilirsiniz. Apple, iPad Pro’nun PC’lerle rekabet edecek bir cihaz oldunu destekleyecek şekilde, kutuya iki metre uzunlukta bir Lightning-USB kablosu yerleştirmiş. Ayrıca 12 W’lık güç adaptörüyle birlikte geliyor. iPad Pro’nun sıfıra yakından tam dolu olacak şekilde şarj edilmesi yaklaşık 4-4,5 saati alıyor.

ipad-pro-inceleme-25ipad-pro-inceleme-36Apple’ın daha önceki iPad Air 2 ve iPad mini 3 tabletlerinde gördüğümüz Touch ID parmak izi okuyucusunu iPad Pro’nun büyük ekranının altındaki ana ekran butonunda da görüyoruz. Touch ID sayesinde iPad Pro’nun ekran kilidinizi parmak izinizle açabilirsiniz, App Store satın almalarında kimlik doğrulamalarını parola girmeden yapabilirsiniz. iPad Pro’da iPhone 6s ve iPhone 6s Plus’ta yer verdiği ikinci nesil Touch ID okuyucusu yerine daha önce tabletlerde kullandığı versiyona yer vermiş. Buna rağmen parmak izi okuyucusu yine düzgün ve hızlı çalışıyor. Ancak iPad Pro’da Touch ID kullanmak bir iPhone’da olduğu kadar pratik olmuyor. Doğrusu biz iPad Pro’yu deneyimlediğimiz süre boyunca çoğunlukla Touch ID’yi kullanmamayı tercih ettik.

Touch ID dışında çift bant Wi-Fi, Bluetooth 4.0, NFC gibi kablosuz bağlantı özellikleri mevcut. Ayrıca Hücresel özellikli modellerde 4G desteği de bulunuyor. Eğer iPad Pro’nun 128 GB kapasiteli Wi-Fi + Hücresel modelini tercih ederseniz, Nisan 2016’da başlayacak 4.5G LTE servislerinden mümkün olan en yüksek hızla bağlanma fırsatına sahip olacaksınız. Şu anda bile 3.5G hızlarında iPad Pro’nun oldukça iyi olduğunu söylemeliyiz. Bağlantının çok iyi olduğunu tespit ettiğimiz bir noktada iPad Pro’nun saniyede 25 Mbit’lik hıza ulaştığını gördük ki, bugünkü şartlarda bu mükemmel bir şey.

iPad Pro’nun alt tarafında sadece Lightning portunun bulunması, bu tabletin bir PC’nin yerini almasına engel teşkil ediyor. Ancak bu noktada Apple’ın veya üçüncü taraf üreticilerin aksesuarları imdada yetişiyor. Örneğin Apple’ın yeni çıkan Lightning USB kablosu iPad Pro için USB 3.0 mertebesinde hızları destekliyor. Böylelikle USB 3.0 destekli bir kamerayı iPad Pro’ya rahatlıkla bağlayabilirsiniz. Buna ek olarak yine Lightning SD kart adaptöründen de bellek kartlarından görüntü aktarımı için yararlanabilirsiniz. Ne var ki, iOS’in dosya gezgini özellikleri bakımından kısıtlı olması, dosya sistemi üzerinde fazla müdahalede bulunmaya izin vermemesi, iPad Pro’da dosyalar üzerinde taşıma, kopyalama, vb. işleri yapmayı zorlaştırıyor.

iPad Pro’nun 32 GB ve 128 GB kapasiteli versiyonları bulunuyor. iPad Pro üretkenlik ve yaratıcılık amaçlı işler için fazlasıyla kullanılabilecek bir ürün. Fotoğraflarla, videolarla fazla miktarda çalışmanız gerekebilir. Bu da 32 GB’lık modelin pek de elverişli olmadığı anlamına geliyor. En azından iPad Pro üzerinde iş yapmayı düşünenlerin bütçelerinde biraz daha ileri gidip 128 GB kapasiteli Wi-Fi veya Wi-Fi + Hücresel modelleri tercih etmeleri yerinde olacaktır.

Yazılım

ipad-pro-inceleme-44ipad-pro-inceleme-6ipad-pro-inceleme-46iPad Pro kutusundan Apple’ın en son sürüm mobil işletim sistemi iOS 9 ile yüklü olarak geliyor. iPad Pro’yu satın aldığınız döneme göre iOS 9.1, iOS 9.2 ile karşılaşmış olabilirsiniz. iPad Pro bizim elimize geldiğinde iOS 9.1 yüklüydü, ancak şu anda iOS 9.2 güncellemesi çıktı ve onunla birlikte çalışıyor.

Apple iOS 9 ile birlikte kullanıcı arayüzünde gözle görülür değişiklikler yapmaktan daha çok performansı iyileştirmeye odaklanıyor. iOS 9 güncellemesinin çıkışıyla birlikte yayınladığımız iOS 9 incelemesi yazısında Apple’ın en son sürüm mobil işletim sisteminin detaylarını bulabilirsiniz.

iPad Pro, deneyim açısından PC’lerle yarışıyor, ancak iOS’in ana ekranı iPad Pro’nun bir tablet olduğu gerçeğini hatırlatıyor. Apple, iPad Pro’nun büyük ekranının avantajlarından sonuna kadar yararlanmayı sağlayacak bir ana ekran düzeni yerine, diğer iPad’lerde ve iPhone’larda olduğu gibi, sadece uygulama ikonlarının yer aldığı bir ana ekranı tercih etmiş. Uygulama ikonlarının arasında epey fazla boşluk var. Belki iOS’in gelecek sürümleriyle birlikte iPad Pro sahipleri ana ekranlarından daha verimli şekilde yararlanabilir. Bu arada iPad’lerde genellikle pek yüz vermediğimiz Bildirim Merkezi bölümü iPad Pro’da epey kullanışlı görünüyor. Parmağınızı ekranın üstünden aşağı doğru sürükleyerek eriştiğiniz Bildirim Merkezi bölümünde takvim, pil durumu, vs. gibi araçları da bildirimlerin yanında bulabilirsiniz.

Apple ana ekranda büyük ekranın avantajlarından yararlanmayı tercih etmemiş olabilir. Ancak geri kalan bölümlerde gerçek anlamda çoklu görev deneyimi elde etmeyi sağlayacak işlevleri görüyoruz. iOS 9 ile birlikte iPad’lere çeşitli çoklu görev işlevleri eklenmişti. Aslında bunların esas olarak iPad Pro göz önünde bulundurularak geliştirildiğini düşünüyoruz.

ipad-pro-inceleme-12ipad-pro-inceleme-14Slide Over olarak adlandırılan özellik diğer iPad’lerde olduğu gibi iPad Pro’da da çalışıyor. Herhangi bir uygulamadayken parmağınızı ekranın sağından hızlıca sürükleyerek bir uygulamayı diğerinin önünde, ekranın üçte birini kaplayacak şekilde açabilirsiniz. Bu, bir şeylere hızlıca bakıp geçmek için ideal görünüyor. Split View ise iPad Pro’da, aynı zamanda iPad Air 2 ve iPad mini 4’te çalışıyor. Split View ile iki uygulamayı aynı ekranda, yan yana açabilirsiniz. Split View en iyi deneyimi iPad Pro yatay tutulduğunda veriyor. Bu şekilde kullanımda iki adet iPad Air 2 ekranı büyüklüğündeki uygulamayı yan yana açmak mümkün oluyor. Örneğin bir seyahat günlüğü oluştururken bir tarafta Safari’de ilgi çekici mekanları araştırabilir, diğer pencerede de elde ettiğiniz notları Notlar uygulamasında alabilirsiniz. Sadece Apple uygulamaları değil; Word, Excel, Chrome, Twitter gibi üçüncü taraf uygulamalar da Split View ve Slide Over görünümlerini destekliyor.

Bu arada yine iOS 9 ile birlikte gelen Resim içinde Resim çoklu görev özelliği iPad Pro’da kullanılabiliyor. Böylelikle Safari’de veya Videolar içinde oynatılan bir videoyu küçük pencereye alabilir, bu pencereyi ekranda istediğiniz noktaya taşıyabilir, büyüklüğünü ayarlayabilirsiniz. Split View görünümü etkin olsa bile, video penceresini ekranda küçük hâlde tutmaya devam edebilirsiniz.

ipad-pro-inceleme-7iPad Pro’nun büyük ekranının bir avantajını da ekran klavyesinde görüyoruz. Hem yatayda hem de dikeyde, oldukça büyük tuşlara sahip, tam bir QWERTY klavye deneyimini yaşamayı sağlayacak sanal klavyeler görüyoruz. Sanal klavye, farklı uygulamalarda işlem yapmayı kolaylaştıracak kısayolları da barındırıyor. Ayrıca kes, kopyala, yapıştır gibi sık kullanılan işlemler için kısayolları da sanal klavyede görüyoruz.

Tıpkı iPhone 6s ve iPhone 6s Plus’ın ekranında bulunan büyütme özelliği gibi, iPad Pro’nun ana ekranında ve kullanıcı arayüzünün diğer noktalarında ekrandaki yazı ve grafikleri büyütülmüş şekilde kullanabilirsiniz. Bu şekilde iPad Pro’nun büyük ekranının avantajından başka şekilde yararlanabilirsiniz. Yine de, en iyi deneyim standart görünümde elde ediliyor ve yüksek çözünürlüğün zevki bu şekilde ortaya çıkıyor. Üçüncü taraf uygulamalar da yavaş yavaş güncellenerek iPad Pro’nun ekranının sunduğu ek alandan yararlanıyor. Bu ekranı desteklemeyen uygulamalar ise ölçeklenerek büyütülmüş şekilde gösteriliyor.

Apple Pencil

ipad-pro-inceleme-59ipad-pro-inceleme-68ipad-pro-inceleme-65ipad-pro-inceleme-67Daha önce iPad için özel olarak çıkarılmış bir çok ekran kalemi gördük. Örneğin FiftyThree’nin Paper uygulaması için çıkardığı ve Apple Store’larda da satılan Pencil adlı ekran kalemi bunlardan bir tanesiydi. Ne var ki, ekran kalemleri hiçbir zaman iPad üzerinde, Samsung’un Galaxy Note akıllı telefon ve tabletlerindekine benzer bir deneyimi sağlamadı. Ta ki Apple’ın kendi tasarladığı ekran kalemi Apple Pencil’a kadar.

Apple Pencil, Samsung’un Galaxy Note telefonlarındaki kapasitif kalemden farklı bir mantıkla çalışıyor. iPad Pro’da kullanılan yeni dokunmatik sistem ekrana dokunurken parmağınızı mı, yoksa Apple Pencil’ı mı kullandığınızı anlıyor. iPad Pro Apple Pencil’ın varlığını algıladığında, Apple Pencil’ın kalem ucunu saniyede 240 seferlik bir hızla arıyor. Bu, bir parmağa göre iki kat daha fazla veri noktasının toplanması anlamına geliyor.

Apple Pencil’ın ucuna itinayla yerleştirilmiş sensörler sayesinde Apple Pencil ekrana yazı yazarken veya çizim yaparken uyguladığınız baskıyı ölçebiliyor. Aynı zamanda elin konumunu ve açısını da büyük bir kesinlikle hesaplıyor. Böylelikle Apple Pencil iPad Pro’nun büyük ekranı üzerinde sanki bir kağıda yazı yazıyormuş veya çizim yapıyormuş hissini gerçeğe çok yakın şekilde veriyor.

Apple Pencil ile çizim yaparken parmağınızı ekrana bastırdıkça, oluşan çizginin kalınlaştığını göreceksiniz. Ya da iOS 9 ile birlikte yenilenen Notlar uygulamasında, kurşun kalem aracını seçip Apple Pencil’i kara kalem çalışması yapar gibi kullanabilirsiniz. Ya da herhangi bir Apple Pencil uyumlu uygulamayı açıp artistik çalışmalar ortaya koyabilirsiniz.

Apple’ın kapasitif ekran kalemi sayesinde iPad Pro’yu daha sık ve daha fazla zevk alarak kullandığımızı söylemeliyiz. Apple Pencil ilk tanıtıldığında en fazla merak ettiğimiz ayrıntı bu kalemin avucun ekrana temas etmesini göz ardı edip etmediğiydi. Samsung’un Galaxy Note cihazlarında bu teknoloji bulunuyor, böylelikle eliniz ekrana temas etse bile düzgün şekilde yazı yazmak mümkün oluyor. Daha sonra Apple Pencil’ı deneyimleyerek gördük ki, Apple Pencil da aynı sistemi barındırıyor. Bu sayede elinizi iPad Pro’nun ekranına istediğiniz gibi dayayarak, iPad Pro’dan destek alarak kolaylıkla yazı yazabilir veya çizim yapabilirsiniz.

Apple Pencil’ı en fazla Evernote’a not alırken kullandık. Evernote da Apple Pencil ile kullanımı destekliyor. Ekranı ikiye bölüp bir yanda Safari’de gezinti yapmak, diğer taraftan da Evernote’da not ekranını açmak oldukça kullanışlı ve verimli sonuçlar doğuruyor.

ipad-pro-inceleme-62Apple Pencil’ın tepesindeki mıknatıslı kapağı çıkardığınızda karşınıza Lightning kondüktörü çıkacak. Bu konnektörü iPad Pro’nun Lightning portuna takarak Apple Pencil’i şarj edebilirsiniz. Apple Pencil’i iPad Pro’ya sadece 15 saniye bağladığınızdan, yaklaşık 30 dakika çizim yapmayı sağlayacak kadar şarj kapasitesini elde edeceksiniz. Tam şarj da 12 saat boyunca çizim yapma, yazı yazma, düzeltme veya düzenleme imkanı tanıyor.

iOS 9 Apple Pencil dikkate alınarak geliştirildi, böylelikle yerleşik iOS uygulamaları Apple Pencil ile uyumlu bazı işlevleri sunuyor. Örneğin Notlar uygulaması bunların başında geliyor. Notlar uygulamasında yer alan çizim aracını kullanarak epey başarılı çizim çalışmalarını, kolaylıkla yapabilirsiniz. Mail uygulamasında, gelen bir e-posta eki, bu fotoğraf veya PDF dokümanı olabilir, üzerinde Apple Pencil ile düzeltmeler ve işaretlemeler gerçekleştirebilirsiniz.

Bunun dışında Umake, Paper by FiftyThree ve bunun gibi birçok uygulama da Apple Pencil ile uyumlu şekilde çalışıyor.

Kamera

ipad-pro-inceleme-69Diğer iPad’ler gibi iPad Pro’nun da biri önde, diğeri arkada olmak üzere toplam iki kamerası bulunuyor. Bunlar iPad Air 2 ve iPad mini 4’teki kameralarla aynı özellikleri barındırıyor.

Ön tarafta daha çok görüntülü görüşmeler ön planda tutularak yerleştirildiğini düşündüğümüz FaceTime kamera bulunuyor. Bu kamera 1.2 megapiksel çözünürlüğe sahip ve 720p video kaydı yapabiliyor. Arkadaki kamera ise 8 megapiksel çözünürlüklü bir iSight kamera ve bir tablet kamerasına göre oldukça yetenekli görünüyor ve kaliteli fotoğraflar elde etmeyi sağlıyor.

Arkadaki iSight kamerayla yeterli ışığın bulunduğu ortamlarda çekeceğiniz fotoğraf ve videolardan fazlasıyla memnun kalacaksınız. Güneşli bir Antalya sabahında iPad Pro ile çektiğimiz fotoğraflar manzaranın güzelliğini oldukça iyi şekilde ortaya koydu. Yakın çekimlerde de iPad Pro fena sayılmaz. Ancak bir tablet ile, üstelik bu bir iPad Pro ise, fotoğraf veya video çekmek kolay değil. Üstelik karşıdan da epey garip görünüyor olmalı. Gece çekimlerinde ise iPad Pro’nun iSight kamerası vasatın üstüne pek çekmiyor.

Bir tablet kamerası hiçbir zaman birincil kamera olmamalı. iPad Pro için de durum böyle. Ancak fotoğraf veya video çekmeye ihtiyaç duyduğunuzda, elinizin altında bulunan iPad Pro’nun işinizi göreceğini bilmek güzel. Bu arada 8 megapiksel çözünürlük, iPad Pro’nun belge taramasında da işe yarayabileceği anlamına geliyor.

Video tarafında iPad Pro sahiplerinin 1080p Full HD ve 720p HD video kayıt destekleri bulunuyor. Genellikle 1080p Full HD’yi tercih etmeniz yerinde olacaktır. Bunun dışında ağır çekim ve hızlı çekim video modları da iPad Pro’da mevcut.

Aksesuarlar

ipad-pro-inceleme-60Apple’ın kendi markasını taşıyan çeşitli iPad Pro aksesuarları bulunuyor. Yukarıda özel bir başlık altında bahsettiğimiz Apple Pencil bunlardan bir tanesi. Bunun yanında bir de Smart Keyboard var. iPad Pro elimize ulaştığında Smart Keyboard olmadan geldi. Ancak şu anda Smart Keyboard elimizde. O aksesuarla ilgili deneyimlerimizi bir başka yazıda, Smart Keyboard için özel olarak hazırlayacağımız incelemede vermeyi planlıyoruz.

Smart Keyboard şu anda sadece ABD İngilizcesi klavye düzeniyle sunuluyor. Bu da aksesuarın Türkçe ile en verimli şekilde kullanılmasının önüne geçiyor. Ancak ilerleyen zamanlarda Türkçe F veya Q klavye barındıran Smart Keyboard aksesuarları görebiliriz. Bunun dışında üçüncü taraf Bluetooth klavye aksesuarlarını veya Smart Connector destekli klavyeleri de iPad Pro ile kullanabilirsiniz. Ya da en basitinden, Apple’ın iMac’lere özel olarak çıkardığı Apple klavyesini de iPad Pro ile Bluetooth üzerinden eşleştirip kullanabilirsiniz.

ipad-pro-inceleme-53ipad-pro-inceleme-51iPad Pro ile yazı yazarken çoğunlukla Apple’ın Bluetooth klavyesini kullandık. Bu şekilde iPad Pro gerçekten bir PC havasını veriyor ve hızlı şekilde yazmayı sağlıyor. Ancak ekran üzerinden bir şey seçmek, bir şeyleri işaretlemek için parmağınızı ekrana dokundursanız gerekiyor. Halbuki bir PC’de bu işler için genellikle en zahmetsiz yol fare veya izleme dörtgeni kullanmaktır. Çünkü parmağı klavyeden uzaklaştırmak dikkat dağıtıyor ve insanı yazı yazmaktan uzaklaştırıyor, temposunu düşürüyor. Öte yandan Apple’ın iPad Pro’da parmakla metin veya metin grubu seçme işini biraz daha akıcı ve kolay hâle getirmesi gerekiyor.

Bunun dışında Apple’ın diğer iPad’ler gibi iPad Pro’ya özel olarak çıkardığı Smart Cover ve Silikon Kılıf aksesuarları bulunuyor. Smart Cover uzun zamandır mevcut ve iPad’lerin ön tarafını örtüyor. iPad Pro’nun boyutlarına uygun olan Smart Cover iPad Pro’nun kenarına sağlam bir şekilde tutunuyor. Yaklaşık 700 gr.’lık iPad Pro’yu Smart Cover’dan tutup aşağı sarkıttığımızda iPad Pro’nun düşmediğini kendi gözlerimizle görünce, manyetik kuvvetin şiddetini bir kez daha anlamış olduk.

Smart Cover’ın kapağını kaldırdığınızda iPad Pro’nun ekranı otomatik olarak uyanıyor. Smart Cover’ı tabletin arkasına katlayabilir, isterseniz üçgen şekline getirerek iPad Pro’nun ayakta dikelmiş veya yüzeye göre hafif açı verilerek yatırılmış şekilde kullanılmasını sağlayabilirsiniz.

Bir de Silikon Kılıf var. Aslında Apple eskiden bu kılıfları ön tarafı da kapatacak şekilde, kapaklı olarak üretiyordu. Ancak şimdi sadece kenarları ve arkayı kapatan kılıflar görüyoruz. Smart Cover ile birlikte kullanıldığında bu kılıflar eski kılıfların formunu yakalıyor. iPad Pro yeteri kadar sağlam bir gövdeye sahip. Ancak ufak tefek çizime ve aşınmaların rahatsız edeceğini düşünüyorsanız, o hâlde Silikon Kılıflardan bir tane edinmenizi öneririz.

Sonuç

ipad-pro-inceleme-11ipad-pro-inceleme-16ipad-pro-inceleme-23ipad-pro-inceleme-22iPad uzun zamandır hayatımızda olsa da, iPad Pro yepyeni bir ürün sayılır. Yeni deneyimler sunuluyor, farklı alanlarda kullanım imkanları getiriyor. Bu ürünle ilgili kesin yargılara varmak o kadar kolay değil. Apple, iPad Pro ile insanların PC’lere olan ihtiyaçlarını azaltmak, onların işlerinin büyük çoğunluğunu bu tablet üzerinden sağlamalarını istiyor. Belirli açılardan bunu gerçekleştiriyor, ancak genel olarak iPad Pro henüz bir PC veya Mac’in sağladığı imkanların tamamını sağlama noktasında değil.

Bu noktada iPad Pro’yu en fazla kısıtlayan unsur iOS. iOS bir bilgisayardan çok tablet veya akıllı telefonlara hitap eden bir işletim sistemi. Her ne kadar son sürümlerle birlikte PC veya Mac’lerin sunduğuna yaklaşan özellikler kazanmış olsa da, gerçek anlamda bir PC deneyiminin sunulması için gerekli olan bazı temel bileşenlerden yoksun. Örneğin iPad Pro’ya bir USB cihazını doğrudan bağlamak mümkün değil. Veya harici bir disk sürücüsü içindeki dosyalarda gezinmek, bir fotoğrafı kaydederken adını istediğiniz gibi belirlemek mümkün değil.

Ancak biz profesyonel kullanıcılarız ve ihtiyaçlarımız normal, temel seviyede bilgi ve tecrübeye sahip kullanıcılara göre daha yüksek seviyede. Teknolojiyle giriş veya orta seviyede ilgilenen kullanıcılar için iPad Pro bir PC’nin yerini almaya daha müsait ve yakın bir cihaz olabilir. Bir PC’de yaptıkları genel olarak e-posta kontrol etmek, internette gezinmek, fotoğraf düzenlemek, basit videolar hazırlamak, film izlemek olan kullanıcılar, bunları iPad Pro’da rahatlıkla yapabilirler. Üstelik PC yerine iPad Pro’yu seçtikleri taktirde kendilerini daha kolay ve zahmetsiz bir kullanıcı arayüzü ve deneyimi de bekliyor olacaktır.

Uzun lâfın kısası, iPad Pro basitlik arayan, PC’yle çok karmaşık ve gelişmiş işlerle uğraşmayan giriş veya orta seviye kullanıcılar için bir PC’nin yerini alabilecek bir ürün sayılır. Ancak yapılan işler, beklentiler, teknolojiyle ilişki derecesi arttıkça iPad Pro bir PC’yle aynı seviyede deneyim sunma noktasından uzaklaşmaya başlıyor.

Yine de hemen kestirip atmamak gerek. Gelecek iOS sürümlerinde iPad Pro’ya özel, Çoklu Görev yeteneklerinin üstüne eklenen yeni özellikler görebiliriz. Bunlarla birlikte iPad Pro daha kullanışlı ve daha fazla kullanıcı için PC’nin yerini alabilecek kadar güçlü bir cihaz olabilir.

Bunun dışında daha baştan iPad Pro’yu bir PC gibi kullanmayı düşünmeyenler, bir tablet olarak iPad Pro’yu isteyenler için, bu tabletin mükemmel bir deneyim sunduğunu söylemek gerekiyor. Tamam, iPad Pro çok büyük, ancak bu tablette internette gezinmek, film izlemek, müzik dinlemek çok zevkli. Eğer tableti daha çok evde veya iş yerinde kullanan, dışarıda taşıyanlardan değilseniz, iPad Pro tek başına sizin için de uygun bir tablet olabilir.

Bu arada bir iPad Pro satın almayı düşünüyorsanız, Apple Pencil’ı da satın almanızı tavsiye ederiz. 379 TL’lik fiyata sahip olan Apple Pencil ile iPad Pro’nun işlevselliği artmakla kalmıyor, aynı zamanda tabletten aldığınız zevk de yükseliyor.