Apple geçen yılın sonlarına doğru 12.9 inç ekranlı iPad Pro’yu çıkardığında ikinci bir “PC sonrası dönem” başlatmayı hedeflediğini, bu sefer işin temelinde üretkenliğin olduğunu söylemiştik. Birkaç aydır iPad Pro’yu aktif şekilde kullanıyoruz ve söyleyebiliriz ki, bu cihaz özellikle Smart Keyboard aksesuarı sayesinde yazı ve haber yazımı, basit video düzenlemeleri, fotoğraf ve video çekimi gibi işlerde bir dizüstü bilgisayarın yerini aldı, ihtiyaçlarımızı karşılıyor. Ancak herkes iPad Pro’nun 12.9 inç ekranı dolayısıyla epey büyük olan boyutlarından pek hoşlanmıyordu ki, Apple onlar için iPad Pro’nun gücünü 9.7 inç ekranlı bir iPad modeline getirdi. iPad’in “geleneksel” olarak nitelendirebileceğimiz bu ekran boyutu iPad Pro’yu daha çekici kılabilir mi? iPad Pro 9.7, iPad Air 2’nin devamı mı? iPad Pro’yu mu tercih etmeli, yoksa iPad Air 2 ile devam mı etmeli? İki iPad Pro modeli arasından hangisini tercih etmeli? Devamında okuyacağınız detaylı iPad Pro 9.7 inceleme yazısında bu soruların da cevaplarını arayacağız.
Video İnceleme
Tasarım
Apple 2014 sonlarına doğru çıkardığı tableti iPad Air 2’nin gövdesine Pro’nun daha gelişmiş özelliklerini sığdırmayı başarmış. iPad Pro 9.7 de 240 x 169.5 x 6.1 mm.’lik boyutlara sahip. Ağırlık bakımından da fark yok; Wi-Fi versiyonu 437 gr., 3G/LTE destekli versiyonu da 444 gr. geliyor. Gerçekten de iPad Pro 9.7’yi tek elle bile rahatlıkla kavramanız, kullanmanız mümkün. Tek elle tutup bir şeyler okurken, video izlerken veya diğer elde Apple Pencil ile çizim yaparken epey rahat edersiniz. iPad Pro’nun 12.9 inç ekranlısına alışmış bizler için iPad Pro’nun 9.7 inç ekranlısının bir iPad mini hissiyatı yarattığını da söylememiz gerekiyor.
Boyutlar ve ağırlıkta iPad Air 2 ile yakalanan uyum diğer noktalarda da korunuyor. 9.7 inç ekranın üstünde kamera (daha yüksek çözünürlüklü), altında da Touch ID parmak izi okuyuculu ana ekran butonu var. Lightning portu yine altta yer alırken sağ kenarda ses tuşları ve mikrofon, üstte de güç butonu yer alıyor. Ancak bu saydığımız ortak noktalara eklememiz gereken birtakım unsurlar var. Bunların ilki sağ kenarda yer alan Smart Connector portu. İlk kez 12.9 inç ekranlı iPad Pro ile tanıştığımız bu port sayesinde iPad Pro 9.7’ye de kendisi için özel olarak çıkartılmış Smart Keyboard klavyeli kapak aksesuarı bağlanabiliyor. Gelecekte bu portu kullanan üçüncü taraf aksesuarları da görmek mümkün olacaktır.
Bir de iPad Pro 9.7’de de 12.9 inç ekranlı Pro’da olduğu gibi dört hoparlörlü kurulum var. 9.7 inç ekranlı iPad Pro’nun da kısa kenarlarına yerleştirilmiş ikişer adet hoparlör bulunuyor. Bunlar cihazın yatay veya düşey konumuna göre bas ve tiz işlevlerine daha fazla odaklanıyor. Dört hoparlör sayesinde iPad Pro diğer 9.7 inç ekranlı Apple tabletlerine göre çok daha iyi bir ses performansı sergiliyor. Ancak 12.9 inç iPad Pro ile karşılaştırıldığında hem ses şiddeti hem de doygunluk ve çevresel etki bakımından açık şekilde geride kalıyor.
Arka tarafa baktığımızda da diğer iPad modellerine göre önemli bir fark görüyoruz. Sol üst köşeye baktığınızda dışarı doğru, tıpkı iPhone 6 ve 6s modellerinde olduğu gibi çıkıntı yapmış 12 megapiksel çözünürlüklü iSight kamerayı göreceksiniz. Bunun yanında ikinci mikrofon bulunuyor. Altında da bir iPad’de ilk kez gördüğümüz, üstelik iPhone’da olduğu gibi Dual Tone özelliğinde çift renkli LED flaş bulunuyor. Bu arada iPad Pro 9.7’nin LTE özellikli modellerinde önemli bir tasarım değişikliği de dikkatlerden kaçmıyor. 12.9 inç ekranlı iPad Pro da dahil olmak üzere, geçmişteki tüm iPad modellerinde plastik şerit ile örtülen radyo anten modülü ilk kez iPad Pro 9.7 ile birlikte ana gövdenin aynısı olan materyalle kapatılıyor. Bunun hücresel bağlantı destekli modelleri daha şık göstereceğini söylemek gerekiyor.
iPad Pro’nun 9.7 inç ekranı modeliyle birlikte iPad de Apple’ın ilk kez iPhone 6s modeliyle çıkardığı roze altın renk seçeceğini kazanıyor. Roze altının iPhone’da olduğu kadar iPad’de de ürünü çekici ve hoş gösterdiğini söylemek gerekiyor. Bu yeni rengin yanında uzay grisi, gümüş ve altın renk seçenekleri de mevcut.
Ekran
Daha önceki birkaç nesil iPad’de gördüğümüz gibi, iPad Pro’nun 9.7 inçlik daha küçük ekranlı versiyonunda da 2048 x 1536 piksel çözünürlük değinenini görüyoruz. Böylelikle iPad modellerinin ekranlarında bir standart hâlini alan 264 ppi’lik Retina ekran şartı sağlanıyor. Piyasada daha yüksek piksel yoğunluğuna sahip tablet ekranlarını görüyoruz, ancak iPad Pro’nun 9.7 inç ekranı keskinlik ve netlik bakımından fazlasıyla tatmin edici olmaya devam ediyor.
Ancak iPad Pro’nun 9.7 inç ekranını diğerlerinden, hatta 12.9 inçlik iPad Pro’nun ekranından bile ayıran çeşitli noktalar var. Bunlardan ilki DCI-P3 renk aralığı. Dijital sinema projektörlerinde gördüğümüz ve ayrıca 2015 sonunda çıkan Retina 5K ekranlarda kullanılmış olan bu renk desteği, Apple’ın belirttiğine göre yüzde 25 daha yüksek renk doygunluğuna ve yine yüzde 25 daha fazla parlaklığa zemin açıyor. Bunun üstüne bir de zaten yansıtma azaltıcı kaplamalı yüzeye sahip olan iPad Air 2’ninkine göre yüzde 40 daha az yansıtma sağlayan yeni ve özelleştirilmiş yansıtma önleyici kaplamayı ekleyin.
Sonuç olarak iPad Pro 9.7’nin ekranı dışarıda veya çok aydınlık ortamlarda bile ekranda neler olduğunu rahatlıkla seçmeye imkan tanıyor. Renkler daha iyi ve canlı görünüyor. Bu saydığımız eklentilerle sınırlı kalmayan Apple, True Tone olarak adlandırdığı yeni sistemi de ilk kez iPad Pro’nun 9.7 inç ekranında uyguluyor. Kullanılan iki çevresel ışık sensörü sayesinde iPad Pro’nun etrafındaki ortamın renk sıcaklığı ölçülüyor ve ekranın aydınlatması buna uygun olacak şekilde ayarlanıyor.
True Tone iPad Pro’yu diğer iPad’lerden gerçek anlamda farklı kılan en önemli özelliklerin başında geliyor. Bu teknoloji sayesinde gerçekten de iPad Pro’nun ekranında gösterilen görüntüler daha fazla gerçekçilik sunuyor, ayrıca gözler de daha rahat ediyor. Ekran gerçekten bir kağıdı simüle eder hâle geliyor, özellikle Apple Pencil ile çizim yaparken ya da e-kitap veya Pocket gibi uygulamalarda kaydedilen makaleleler okunurken True Tone büyük rahatlık sağlıyor.
Donanım ve Performans
Apple iPad Pro’nun 9.7 inç versiyonunun da 12.9 inç ekranlısı kadar iyi bir performans sunması için gerekli olan bütün bileşenleri hazır etmiş. Bu tablet de 64-bit tabanlı, özelleştirilmiş çift işlemci çekirdeği ve 12 çekirdekli grafik işlemci birimini bir araya getiren, yüksek güçlü Apple A9X yongasetine sahip. Ayrıca M9 yardımcı hareket işlemcisi de iPad Pro’daki sensörlerin verimli şekilde yönetilmesini sağlıyor. Ancak Apple, 9.7 inç ekranlı tablete 12.9 inçlik tablette olduğu gibi 4 GB değil, 2 GB RAM eklemiş.
yerine 2 GB RAM’in bulunması performans açısından bazı soru işaretlerinin doğmasına neden olabilir. Ancak durum hiç öyle görünmüyor. Öncelikle benchmark testlerine bakalım. iOS cihazlarının testlerinde sıklıkla başvurduğumuz GeekBench 3 benchmark testinde iPad Pro’nun 9.7 inç ekranlısı ile 12.9 inç ekranlısı arasında tek çekirdek ve çok çekirdek performans sonuçları arasındaki fark çok az. AnTuTu Benchmark testinde de benzer şekilde arada çok küçük bir fark çıktı. Aklımıza gelen ilk düşünce, iPad Pro’nun 12.9 inç ekranlısında daha fazla RAM’e yer verilmesinin esas amacı bu tabletin daha yüksek çözünürlüklü ekranının iyi şekilde işlemesini sağlamak. Bunun dışında belki Chrome veya Safari gibi internet tarayıcılarında sekmeler arasında geçiş yaparken 12.9 inç ekranlı tablet biraz daha avantajlı olabilir, sekmelerin yeniden yüklenmeden kullanılması için bellekte daha fazla alan kullanımı söz konusu olabilir.
Zaten Apple’ın iOS cihazlarında donanım bileşenleri farklılığı performans açısından çok büyük farklar yaratmıyor. Apple donanım ve yazılımı birlikte optimize etme konusunda oldukça iyi, bunu biliyoruz. Ve şirketin bu tecrübesi iPad Pro’nun 9.7 inç versiyonunda da kendisini gösteriyor. iPad Pro 9.7’nin kullanıcı arayüzünde gezinti oldukça hızlı, uygulamalar ve oyunlar hızlı şekilde açılıyor, aradaki geçişler hızlıca gerçekleştiriliyor. Bunun dışında bu tablet ile en yüksek profilli, sistem kaynakları açısından epey fazlasına ihtiyaç duyan oyunları bile rahatlıkla oynayabilirsiniz. iMovie gibi film düzenleme uygulaması da aynı anda birden fazla, üstelik 4K çözünürlüğündeki video görüntülerini işleyip hareket hâlinde yüksek çözünürlüklü video projelerini, performanstan ödün vermeden hazırlama fırsatı sağlıyor. Uzun lâfın kısası, iPad Pro 9.7 kullanıcıları performans açısından herhangi bir sorunla karşılaşmayacaklardır.
9.7 inç iPad Pro’da yer alan M9 işlemcisi, iPhone 6s ve SE telefonlarında olduğu gibi “Hey Siri” özelliğinin, yani Siri’yi ana ekran tuşuna basılı tutmadan, sadece “Hey Siri” şeklinde seslenerek etkinleştirmeyi sağlıyor. Bu özellik ilk kez bir iPad’de karşımıza çıkıyor ki, Apple daha önce 12.9 inç iPad Pro’ya bile bu özelliği eklememişti.
Daha önceki iPad’ler gibi 9.7 inç iPad Pro’nun ana ekran tuşunda da birinci nesil Touch ID sensörü kullanılıyor. iPhone 6s ve 6s Plus incelemelerinden, bu cihazlarda yer alan ikinci nesil parmak izi okuyucusunun ne kadar hızlı olduğunu biliyoruz. Ancak Apple’ın birinci nesil sensörü de epey hızlı çalışıyor, ekran kilidini hızlıca atlamayı sağlıyor. Ekran kilidini açmanın dışında App Store’dan yapılan ödemelerde de Touch ID sensörü kullanılabilir. Doğrusu, parmak izi okuyucusunu bir tablette kullanmak akıllı telefonda kullanmak kadar pratik olmuyor. Ancak gizliliğine önem verenler, buna ek olarak her seferinde parola girmek istemeyenler için parmak izi okuyucusunun iPad’de de epey kullanışlı olacağını belirtmek gerekiyor.
Depolama alanı seçenekleri konusunda Apple iPad Pro için özel bir sistem belirledi, üstelik 9.7 inç tabletin çıkışıyla birlikte bunu biraz daha geliştirdi. 16 GB iPhone ve iPad’ler için genel olarak başlangıç seviyesi depolama alanı seçeneğidir. Ancak söz konusu iPad Pro olunca seçenekler 32 GB’den başlıyor. Daha fazla alan isteyenler için ise 128 GB ve ilk kez 9.7 inç tabletle birlikte her iki Pro modeline de gelen 256 GB seçenekleri bulunuyor. 32 GB iPad Pro gibi hem iş hem de eğlence için yoğun kullanacağınız bir tablet için bir süre sonra ihtiyaçları karşılamayabilir. 256 GB her türlü içeriğinizi saklamanız için size fazlasıyla yetecektir, bununla birlikte maliyet artacaktır. 128 GB hem ihtiyaçlar hem de maliyet açısında iyi bir denge kurmuş gibi görünüyor.
Apple iPad Pro modellerinin dizüstü bilgisayarların yerini almasını istiyor. Bunun için USB destekli cihazlar ve SD kartlarla çalışma imkanının da bulunması gerekiyor ki, iPad Pro’da bu işler özel USB ve SD kart konnektörleriyle hâllediliyor. 12.9 inç iPad Pro’da USB 3.0 hızları destekleniyor, ancak başka kaynaklardan okuduğumuz kadarıyla 9.7 inç ekranlı tablette bu seviyede hızlar desteklenmiyor. Yine de, kamera veya SD karttan fotoğraf ve benzeri içeriklerin aktarılması için bu ek aksesuarları elinizde bulundurmanız iyi olabilir.
Pil ve Kablosuz Bağlantı
Pil tarafında Apple’ın bir önce çıkarmış olduğu 9.7 inç ekranlı iPad’in, diğer bir deyişle iPad Air 2’nin çizgisini devam ettirdiğini görüyoruz. 27.9 Watt-saatlik pil kapasitesiyle Air 2’nin çok az daha üstüne çıkan iPad Pro 9.7, Apple’ın belirttiğine göre Wi-Fi üzerinden 10 saate kadar internette gezinme, video izleme veya müzik dinleme imkanı sunuyor. Hücresel veri ağı üzerinden ise 9 saate kadar internette gezinme fırsatı sunuyor. GeekBench 3 üzerinden gerçekleştirdiğimiz pil performans testinde iPad Pro 9.7’nin yaklaşık 13-14 saatlik bir performans çizdiğini gördük ki, bu oldukça etkileyici. Aynı testte iPad Pro’nun 12.9 inç ekranlısı 8-9 saat arasında bir performans göstermişti.
Genel olarak iPad Pro 9.7 normal yoğunluklu bir kullanımda, iki şarj arasında 2-3 gün arasında çalışma imkanı sunuyor. Tabii ki, oyun oynama, film izleme, çizim yapma vb. gibi işlemler tabii ki pilin daha kısa sürede tüketilmesine neden olacaktır. Ancak iPad Pro 9.7’nin sahip olduğu pil çok yoğun kullanımda bile sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkarır gibi görünüyor. Özetleyecek olursak, iPad Pro 9.7 kullanıcılarını diğer iPad’ler gibi yarı yolda bırakmıyor.
Bu arada Apple 12.9 inç ekranlı iPad Pro’nun kutusuna 2 metrelik USB-Lightning kablosu eklemişti. Ancak 9.7 inç ekranlı Pro tabletin kutusundan diğer 9.7 ve 7.9 inç ekranlı tabletler gibi yarım metrelik bir USB kablosunun çıktığını görüyoruz. Ayrıca USB Güç Adaptörü’nün de 10 W’lık değere sahip olması da dikkatimizi çekti. 12.9 inç ekranlı iPad Pro’nun kutusuna uzun bir kablo yerleştirilmesini Apple’ın bu tableti bir dizüstü muadili olarak konumlandırmak istiyor olmasına işaret olarak yorumlamıştık. Aslında iPad Pro’nun 9.7 inç ekranlısı için de aynı bakış geçerli görünüyor, ancak Apple bu sefer nedense kısa kablonun yeteceğini düşünmüş.
Kablosuz bağlantı tarafında iPad Pro 9.7’nin 802.11a/b/g/n/ac Wi-Fi, Bluetooth 4.2, NFC gibi özelliklere sahip olduğunu görüyoruz. Hücresel şebeke destekli modellerde A-GPS ve GLONASS destekli GPS de mevcut. Bu arada LTE desteği bakımından da iPad Pro epey donanımlı görünüyor. Kategori 4 LTE desteği sayesinde bu tablet saniyede 150 Mbit’e varan indirme ve 50 Mbit’e varan yükleme hızlarını destekliyor ki, bu da mevcut 4.5G şebeke durumunda epey yeterli. Ayrıca 3G tarafında da 42 Mbps HSDPA indirme ve 5.76 Mbps HSPA yükleme hızları destekleniyor. Bu arada iPad Pro’nun hücresel bağlantı özellikli modellerinde kablosuz erişim noktası özelliği çalışmıyor. En başından beri Türkiye’deki mobil operatörler iPad’lerin veri bağlantısının Wi-Fi üzerinden paylaştırılmasına izin vermiyor.
Yazılım
Yazılım tarafında iPad Pro 9.7 için söyleyeceklerimiz standartlardan öte geçmiyor. Tablette iOS 9.3 yüklü olarak geliyor. Bildiğiniz gibi iOS 9 ile birlikte tabletlerde çoklu görev desteğini daha da zenginleştirecek çeşitli yenilikler gelmişti. Bunlar iPad Pro 9.7 tarafından eksiksiz şekilde destekleniyor. Örneğin iki uygulamayı yan yana pencerelerde, Split View olarak adlandırılan görünümde açıp kullanmak mümkün. 12.9 inç ekranda daha fazla alan olduğu için Split View daha verimli oluyordu, ancak 9.7 inç ekranda da durumun fena olmadığını söyleyebiliriz. Ekranın sağ kenarında, ince ve uzun bir dilim hâlinde görüntülenen Slide Over penceresi de kullanılabilecekler arasında. Video ve FaceTime aramalarını en üstte görünecek şekilde bir pencerede küçültme de, bir yandan video izlerken ya da görüntülü görüşme yaparken diğer yandan da tablette başka işlerle uğraşmayı sağlıyor.
iPad Pro’nun 12.9 inç ekranlısı daha geniş görüntüleme alanı sunmasıyla uygulamalar için daha yüksek verimlilik vadediyor. Bu tabletin çıkışından bu yana geçen zamana baktığımızda, uygulama geliştiricilerinin uygulamalarını 12.9 inç ekran için optimize etmekte acele etmediklerini görüyoruz. iPad Pro’nun daha büyük ekranlısında büyütülmüş modda kullanılan iPad uygulamalarına fazlasıyla rastladık, örneğin Facebook’un iPad uygulaması hâlâ 12.9 inç ekrana göre optimize edilmiş değil. İşte bu noktada 9.7 inç ekranlı iPad Pro’nun avantajı ortaya çıkıyor. iPad uygulamaları en başından beri bu ekran boyutuna uyumlu olduğu için, tablet sahipleri görsel uyumluluk açısından herhangi bir sorun yaşamıyor.
iPad Pro bir üretkenlik tableti olduğu için Apple buna odaklı uygulamaları biraz daha ön plana çıkarıyor. Apple’ın iMovie, GarageBand, Pages, Keynote, Numbers gibi uygulamaları yüklü olarak geliyor. Bunun yanı sıra App Store’da Apple Pencil odaklı çeşitli grafik ve çizim uygulamalarını da bulabilir, bunlarla iPad Pro’nun hakkını verebilirsiniz.
Kamera
9.7 inç iPad Pro Apple’ın tablet kamerasına bakışının değişmeye başladığını, tabletin de bir akıllı telefon gibi ana fotoğraf ve video çekim aracı olabileceğini göstermesi açısından da önemli bir cihaz sayılabilir. Hem ön hem de arka kameralar, yazılım tabanlı özellikleriyle birlikte şu anki iPhone 6s amiral gemisi telefonların kamera sistemleriyle aynı seviyede görünüyor.
iPad Pro’nun kamera özelliklerini anlatmaya arka taraftan başlayalım. Arkada tıpkı iPhone 6 ve 6s’lerde olduğu gibi dışa doğru hafif çıkıntı yapan kamera modülü göreceksiniz ki, bu tarz bir kamera tasarımını ilk kez görüyoruz. Tabii ki, ince gövdeye gelişmiş kamera özelliklerini sığdırmak için bu tarz ödünü iPad için de vermek gerekmiş olmalı. iPad biraz daha geniş bir yüzeye sahip olduğu için bu çıkıntı cihaz bir yüzeye konulduğunda iPhone’da olduğu kadar eğik şekilde uzanmasına neden olmuyor. Eğer iPad Pro’yu bir silikon kılıfla kullanırsanız, kameranın yarattığı çıkıntının etkisinden tamamen kurtuluyorsunuz.
Neyse, konuyu fazla dağıtmayalım, arka kamera özellikleriyle devam edelim. 12 megapiksel çözünürlük, f/2.2 diyafram açıklığı, faz algılamalı otomatik odak, 1/3 inç sensör boyutu, 1.22 mikron piksel boyutu gibi özellikler iPhone 6s’in iSight kamerasında da aynı şekilde yer alıyor. Ayrıca Apple’ın ilk kez bir tablet kamerasının yanına flaş iliştirdiydiniz ve üstelik bunun iPhone’larda yer alan Dual Tone flaş olduğunu görüyoruz. Bunlara yazılım tarafında Otomatik HDR, panorama, ağır çekim, hızlı çekim, 4K video kaydı gibi özellikleri ekleyin. Ayrıca Live Photo’yu da unutmayalım. Kısacası iPad Pro 9.7 ile iPhone 6s’tekine eşdeğer bir kamera deneyimini arka kamera ile yakalamak mümkün oluyor.
Çekilen fotoğraflara baktığımızda iPad Pro’nun 12 megapiksel iSight kamerasının hakkını verdiğini görüyoruz. İdeal ışık koşullarında çekilen fotoğraflar epey canlı ve parlak. Renkler biraz sıcak tarafa doğru kaysa da gerçekçilik iyi seviyede. Detayları aktarmak bakımından da kamera iyi iş yapıyor, çekilen fotoğraflara yakınlaştırma yaptığımızda nesnelerle ilgili daha fazla detay elde etmek mümkün oluyor. Düşük ışıkta çekilen fotoğraflar doğal ışığını ve renklerini koruyor. Gece çekimlerinde gürültü etkisi hissediliyor, ancak pozlamayı düşürdüğünüz takdirde bunun etkisinden kurtulmanız, biraz daha doğal fotoğraflar çekmeniz mümkün oluyor.
Öndeki FaceTime kameranın da özellikler bakımından iPhone 6s ile aynı seviyede olduğunu görüyor ve seviniyoruz. 5 megapiksel çözünürlüklü, f/2.2 diyafram açıklıktı bir sensöre sahip olan ön kamera HDR, panorama ve Retina flaş gibi özelliklere sahip. Aynı zamanda ön kamerayı Live Photo özelliğiyle de kullanabilirsiniz. Nispeten yüksek çözünürlük ve diyafram açıklığı sayesinde çekilen selfie fotoğraflar detaylar açısından doyurucu, parlaklık da iyi seviyede. Ayrıca bu kamera sayesinde FaceTime görüşmelerinin de daha kaliteli olacağını söylememiz gerekiyor.
https://youtu.be/qK9pL_EH_6Y
Video tarafında iPad Pro 9.7 yukarıda da belirttiğimiz gibi 4K video kaydı yapabiliyor. Ayrıca saniyede 60 kare hızında 1080p Full HD video kayıt yeteneği de ekstralar arasında bulunuyor. iPad Pro’nun kamerasının özellikleri onun güçlü bir video kayıt cihazı da olabileceğini gösteriyor. Bir tabletle video çekimini fazla önermiyoruz, ancak ihtiyaç duyduğunuzda iPad Pro video işlerinizi de rahatlıkla görecektir.
https://youtu.be/sc08K3CMQRo
Bu arada iPad Pro’nun ergonomik ve hafif gövdesinin fotoğraf ve video çekimini pratik kıldığını söylememiz gerekiyor. İki elinizle tableti daha sabit şekilde tutmanız ve çekimi yönetmeniz kolay oluyor. Ayrıca çekim yaparken büyük bir vizör ekranından da yararlanmış oluyorsunuz.
Apple Pencil ve Smart Keyboard
Apple daha önce 12.9 inç ekranlı iPad Pro için çıkarmış olduğu aksesuarları 9.7 inç ekranlı Pro tablet için de esirgemedi. Bu tablet de Apple Pencil desteğine sahip. Yani ekranda yer alan özel sensörler sayesinde Apple’ın çıkardığı özel ekran kalemiyle yazılan yazılar, yapılan çizimler algılanıyor, üstelik basınç hassasiyetiyle birlikte. Böylelikle Apple Pencil ile sanki bir deftere çizim yapıyormuşçasına çizimler yapmanız, elle notlar almanız mümkün hâle geliyor.
Apple Pencil’ın 12.9 inç iPad Pro’nun sunduğu deneyimini zenginleştirdiğini söylemiştik. Aynı durum iPad Pro’nun 9.7 inç ekranlı versiyonu için de geçerli. Üstelik nispeten daha küçük boyutları ve hafifliği bir elde tableti tutarken diğer elde de Pencil’ı tutarak not almayı ve ya çizim yapmayı kolay hâle getiriyor. Yani ayakta dururken veya hareket hâlindeyken daha kolay kullanım mümkün oluyor. Apple Pencil bağlantısı için Lightning portu kullanılıyor, kalemin arkasındaki kapağı çıkardığınızda ortaya çıkan Lightning ucunu tabletin altındaki porta takarak eşleşmeyi saniyeler içinde tamamlayabilirsiniz. Ayrıca şarj işlemi de buradan gerçekleştiriliyor. Bir dakika şarjda tutarak yarım saate varan kullanım elde etmeniz mümkün ki, bu da çoğu durumda sizin için yeterli olacaktır. Kalemin kısa sürede şarj olduğunu belirtmeden geçmeyelim.
Bir de Smart Keyboard var. Apple 9.7 inç ekranlı tablet için de tam QWERTY klavyeli bir kapak sunuyor. Bu sefer alan daha az olduğu için tuşların boyutları daha küçük. 12.9 inç tabletin Smart Keyboard klavyesinde tıpkı bir dizüstü bilgisayar kullanıyormuş gibi rahatlıkla yazı yazmak mümkün oluyor. Ancak 9.7 inç iPad Pro’ya özel klavye biraz zorlayıcı oluyor, en azından başlangıçta, alışma süresince biraz zorluk çekiliyor. Ancak kısa sürede yabancılık atılıyor ve bu klavyeyi de hızlı şekilde kullanmak mümkün oluyor. Kumaş yüzeyi, yeterli derinlikte ve yumuşaklıktaki tuşlarıyla klavye beğenimizi topluyor.
Tabii ki, Apple’ın Smart Keyboard’undaki klavye ABD İngilizcesi düzeninde hazırlanmış. Üstünde Türkçe karakterler bulunmuyor. Ancak Ayarlar içinden klavye dilini Türkçe olarak ayarlayıp kullanmak mümkün. Eğer klavyeye bakmadan, hızlı şekilde Türkçe Q klavyede yazmaya alışanlardansanız, o hâlde bu klavyeyi kullanmak sizin için fazla sorun olmayacaktır. Özel karakterleri kullanımda da fazla sorun yok, belki kullanıma başlamadan önce sık kullandığınız işaretlerin nerede olduğunu bulmak için kısa bir idman yapabilirsiniz.
Smart Keyboard, iPad Pro’ya tabletin sol kenarında bulunan Smart Connector üzerinde bağlanıyor. Klavye için gerekli olan enerji de tabletten sağlanıyor. Tabletle klavye birlikte kullanıldığında iPad Pro yaklaşık 1.5-2 günlük bir çalışma ömrü yakalıyor.
Sonuç
iPad Pro’nun 12.9 inç ekranlı modeli ilk tanıtıldığında, birçok kişi bu tableti epey büyük bulmuştu. Gerçekten de iPad Pro herkesin aklındaki tablet kalıplarının ötesine geçen bir cihazdı. Şimdi iPad Pro 9.7 ile tüketicilerin biraz daha kolay kabulleneceği, büyük ekranlı iPad Pro’nun avantajlarını daha genel bir kitleye hitap edilecek şekilde sunan bir tabletle Apple karşımıza çıkıyor.
Hangi iPad Pro? 12.9 inç mi, yoksa 9.7 mi?
Bir iPad Pro satın almayı düşünen, ancak hangi boyutu tercih edeceğine karar veremeyenlerin işi gerçekten zor. Değerlendirmeleri gereken önemli kriterler var. Öncelikle 12.9 inç ekranlı tabletin büyük ve ağır olduğunu, özellikle dışarıda taşınmasının pek kolay olmadığını söylemek gerekiyor. Ayrıca hareket hâlindeyken bir elde 12.9 inç iPad Pro’yu tutup iş yapmak da pek kolay değil. Bir de Apple Pencil kullanmak zorunda olduğunuzu düşündüğünüzde. Halbuki iPad Pro 9.7 bu noktalar açısından epey avantajlı görünüyor. Gelgelelim, söz konusu dizüstü bilgisayar yerini alacak bir cihaz olduğunda 12.9 inç ekranlı iPad Pro daha önde gibi görünüyor. iPad Pro’nun 12.9 inç ekranlı versiyonunu aylardır kullanıyoruz ve bu tablet büyük oranda MacBook Pro ile gerçekleştirdiğimiz editörlük işlerinin yerini almayı başardı. Büyük ekranlı tablet ile yazı yazmak, iki uygulamayı yan yana kullanmak epey kullanışlı ve rahat. Aynı rahatlığı belki iPad Pro 9.7’de de bulabilirsiniz, ancak 12.9 inçlik tabletin seviyesine çıkmanız zor. Üstelik multimedya deneyimi açısından da büyük tablet daha başarılı. 12.9 inç iPad Pro’da film izlemek veya müzik dinlemek oldukça keyifli. Tabii ki, dört hoparlörü kurulumu iPad Pro’nun 9.7 inç versiyonunu da ses deneyimi açısından epey başarılı kılıyor, ancak 12.9 inç tabletin seviyesine çıkmıyor. Amacı dizüstü bilgisayarın zahmetinden kurtulmak olanlar için iPad Pro’nun 12.9 inç ekranlısı daha doğru bir tercih olacaktır. Ancak işiniz daha çok dışarıdaysa, o hâlde 9.7 inç’liği takip etmeniz daha yerinde bir karar olabilir.
iPad Pro 9.7 iPad Air 2’nin devamı mı? İkisi arasında kalanlar hangisini tercih etmeli?
iPad Pro 9.7’nin tasarımı ve kullanılan malzemeler iPad Air 2 ile hemen hemen aynı. Arada çok küçük farklar bulunuyor. Ancak teknik özellikler bakımından iPad Pro epey üstün görünüyor. Bu da performans ve diğer unsurlar açısından sonuca yansıyor. Tabii ki, bu durumun bir maliyeti var. iPad Pro’nun fiyatları 2199 TL’den başlarken, iPad Air 2’ye ise ondan yaklaşık 700 TL daha az bir bedel ödeyerek sahip olmak mümkün oluyor. Bütçesini birinci planda tutanlar, teknik özellikler konusunda en üstün olanları o kadar aramayanlar iPad Air 2’yi tercih edebilirler. Ancak en güncel ürüne sahip olup gelecekte çıkacak yazılım güncellemelerinin desteğini daha uzun süre boyunca çıkarmak isteyenler, gelecekte yeni bir tablet satın alma ihtiyacını daha da ötelemeyi planlayanlar, aynı zamanda ekran, kamera, aksesuar, performans, depolama kapasitesi ses konusundaki avantajları da yaşamayı arzu edenler 9.7 inç ekranlı iPad Pro’yu ciddi şekidle değerlendirebilirler.
Her ne kadar iPad Pro 9.7, 2014 Ekim ayında çıkmış olan iPad Air 2’nin devamı bir tablet gibi görünse de, Apple’ın iPad Air serisini yarı yolda bırakmayacağını düşünüyoruz. Birkaç ay içinde iPad Pro’nun True Tone ekran, yüksek çözünürlüklü iSight ve FaceTime HD kameralar gibi özelliklerini barındıran, belki güncellenmiş bir gövdeye sahip iPad Air 3’ü görebiliriz. Ancak o zamana kadar yeni bir iPad isteyenler için gözde 9.7 inçlik tablet iPad Pro olacak gibi görünüyor.