DosyaManşetler

iOS’i diğer işletim sistemlerinden ayıran 8 özellik

ios avantajları

WWDC 2017 etkinliğinin başlamasına sayılı günler kala, Apple ile ilgili dedikodular ve havadisler de artmaya başladı. Son zamanlarda Google Home veya Amazon Echo benzeri, Siri ile desteklenmiş bir hoparlör dedikoduları sıklıkla ortalıkta dolaşıyor, ancak unutmayalım ki, WWDC bir geliştirici etkinliği ve burada öncelikle geliştiricileri ilgilendiren yazılımlarla ilgili duyurular ve yenilikleri göreceğiz. Bunların başında da iOS’in gelecek nesil sürümü olacak.

Her Dünya çapında Geliştiriciler Konferansı’nda olduğu gibi bu yılın etkinliğinde de iOS’in yeni sürümünün, nam-ı diğer iOS 11’in tanıtılması bekleniyor. Apple’ın iOS 11 ile neler ekleyeceğini önümüzdeki pazartesi akşamından itibaren göreceğiz. Ancak şimdi elimizdekilere bakalım ve şimdiye kadar çıkmış olan tüm sürümlerin genelinde, iOS’i diğer işletim sistemlerinden farklı kılan temel özelliklere bakalım.

Güvenlik

Listenin en başına “güvenlik” maddesini eklemek gerekiyor. Bir kullanıcıya bir iPhone ya da iPad’in tercih edilmesinin nedenlerinin başında güvenlik geliyor. iOS’in tasarımı ve alt yapısı, mobil işletim sistemleri arasında en gelişmiş güvenliği sunar nitelikte. iOS kullanıcıların kişisel bilgilerini korurken, donanım ve yazılım özellikleri virüs ve istenmeyen yazılımlara karşı koruma sağlıyor. Her ne kadar çeşitli korsan yöntemlerini görsek de, iOS cihazlarında kilit ekranını kırmak neredeyse imkansız ya da çok zor. Touch ID parmak izi okuyucusu da ek güvenlik katmanı getiriyor. Safari’deki özel gezinme özelliği, web sitelerinin kullanıcı takibi yapmasını engellerken, çerezleri engelleme gibi gizlilik ve güvenlik önlemleri ek güvenlik sağlıyor.

Kullanıcı tarafında olduğu gibi, uygulama geliştirici tarafında da güvenlik katmanlarının etkisini görüyoruz. iOS, geliştiricilerin mümkün olan en güvenli uygulamaları geliştirmeleri için birinci sınıf şifreleme ve uygulama taşıma güvenliği araçları sunuyor. Donanımdan işletim sistemine ve App Store’a kadar sistemin tamamında güvenlik Apple tarafından sağlanıyor. Ayrıca, iOS’in tamamen Apple’ın kontrolünde olması da güvenlik korumasının en önemli özelliklerinden bir tanesi olarak nitelendirilebilir. Apple tarafından detaylı bir şekilde test edilmeyen içeriklerin sistem içerisine giriş yapması daha en baştan engelleniyor. Uygulama geliştiriciler için de güvenlik ön planda tutulduğu için sistem içinde yazılım ve kodlama bilgileri saklanıyor.

Apple Mekanizmaları, uygulama geliştiricilere hem tasarım hem de içerik anlamında yol gösteren prosedürler sağladığı için, bir yandan geliştiricilere en iyi uygulamayı sunmaları konusunda destek olurken, kullanıcı deneyimini de en üst seviyede tutuyor. Belirli bir form ve sistem için yazılmış olan uygulamalar tüm Apple mobil cihazlarında akıcı bir şekilde çalışıyor. Uygulamalar yalnızca Apple’ın standardı yüksek sıkı prosedürlerine uygun olmaları ve gerekli testleri tamamlamaları hâlinde yayınlanabiliyor. Bu prosedürler ve Apple’ın geliştiricilere sağladığı tasarım standartları sayesinde geliştiriciler zaman ve çabalarını kullanıcılarına en iyi içeriği sunmaya ayırıyor.

iOS uygulamaları ve oyunları sadece App Store’dan indirilebiliyor, bu şekilde devamlı güncel olan güvenlik mekanizması uygulamaların kontrolünü sağlıyor. Geliştiricilere, kullanıcılar için en güvenli uygulamaları geliştirmeleri amacıyla şifreleme, uygulama transfer güvenliği ve çok daha fazlasını içeren tüm gerekli araçlar sağlanıyor ve uygulama içinde paylaşılan kişisel bilgileri korunuyor.

iCloud ile verileri bulutta saklama imkanı

Cihazların yerel depolama alanları yerine uzaktaki sunucularda veri depolama giderek daha fazla tercih edilen bir yöntem olmaya başladı. Apple da iOS’e doğrudan entegre ettiği iCloud desteği sayesinde kullanıcı verilerinin uzaktaki sunucularda zahmetsiz şekilde yedeklenmesini sağlıyor. iOS’in Ayarlar uygulamasında bulunan iCloud ayarları üzerinden hangi uygulamaların ve verilerin depolanacağını bizzat seçebilir, bu verilere dilediğiniz her iOS cihazından veya icloud.com üzerinden tüm bilgisayarlar ile erişebilirsiniz.

Kullanım kolaylığı

iphone 7 inceleme

Bir iPhone veya iPad kullananlardan duyduğumuz en fazla olumlu özellik, iOS’in sunduğu kullanım kolaylığı. Steve Jobs’un basitlik konusundaki takıntısı Apple’ın ürettiği tüm ürünlere olduğu gibi iOS’e de işledi. Sezgisel tasarımı sayesinde kullanıcılar, teknoloji konusunda deneyimleri çok az olsa veya hiç olmasa bile bir iPhone’u veya iPad’i rahatlıkla kullanmaya başlıyor, alışmakta sıkıntı çekmiyor. Sağa sola kaydırarak gezinilen ana ekran sayfaları, okunaklı ve bir uygulama veya oyunun ne olduğunu rahatlıkla anlaşılabilir kılan uygulama ikonları, sade tasarım gibi unsurlar iOS’in kullanım kolaylığına önemli katkıda bulunuyor.

Yüksek performans

iphone 7 plus inceleme

iOS’in geliştiricisi olan Apple, bu mobil işletim sisteminin çalışacağı cihazlardaki donanımı da bizzat kontrol ediyor, aslında bırakın kontrolü, işlemciyi bile kendisi tasarlıyor. Hem yazılım hem de donanım tek bir elden çıkınca, bu durum performans açısından daha verimli sonuçların elde edilmesini sağlıyor.

Örneğin sadece 2 GB RAM’e sahip olan bir iPhone ya da iPad, daha fazla RAM’e sahip olan bir Android cihazına göre çok daha iyi bir çoklu görev performansı gerçekleştiriyor. Apple’ın iOS cihazları genel olarak yüksek performans konusunda olumlu geri bildirimler alır ki, bunlar hiç de boş sayılmaz.

Sağladığı yüksek performans sayesinde kullanıcıların hızlıca yapmak istedikleri işlemleri beklemeden ve aynı anda yapabilirler çünkü, akıcı bir grafik performans ve hız ile de kullanıcı deneyimi teknik anlamda desteklenir.

Yerleşik ve güncel uygulamalar

ios 10.3 beta 1

Bir iOS cihazında Fotoğraflar, Harita, Mesajlar ve Sağlık gibi kullanıcıların hayatının içinde rahatlıkla kullanabileceğini yerleşik uygulamalar sunuluyor. Üstelik Apple, iOS 10 ile birlikte kullanıcılara yerleşik uygulamalar konusunda da daha fazla alan tanımaya başladı. Eğer Apple’ın sunmuş olduğu yerleşik uygulamalardan yararlanmıyorsanız, bunları ana ekrandan kaldırabilirsiniz.

Siri

İlk kez iPhone 4s ile birlikte kullanıma sunulan, yaklaşık iki yıl önce Türkçe de konuşmaya başlayan Siri, iOS’in en güçlü yanlarından bir tanesi olarak nitelendiriliyor. Üstelik ana dili Türkçe olan kullanıcılar için Siri’nin avantajı biraz daha ağır basıyor. Yüksek doğruluğa sahip olan ve çoğu durumda dediklerinizi eksiksiz şekilde anlayan Siri, giderek daha da gelişen yetenekleri sayesinde kullanıcıların ne yamak istediğini onlardan önce anlıyor. Siri sayesinde iPhone veya iPad’inizi ona dokunmadan yönetmeniz mümkün oluyor.

iOS’in ilerleyen sürümüyle birlikte Siri’de yapay zekâ ve otomatik öğrenme teknolojilerinin etkisinin daha da artacağını ve Siri’nin hayatımıza daha fazla şekilde dokunacağını tahmin ediyoruz.

Daha net, anlaşılır ve hızlı yazılım güncellemeleri

Android ekosistemine baktığınızda bir Google’ın sonbaharda ana sürümü çıkardığını, bundan birkaç ay sonra, belki bir yılı aşkın aranın ardından mevcut Android cihazların o yeni sürüme terfi ettiğini görüyoruz. Hatta çoğu durumda yaşı ikiyi geçmiş olan cihazların güncelleme döngüsünün kapanması gibi durumlar bile yaşanıyor. Anlayacağınız, söz konusu güncelleme olduğunda, Android ekosisteminde bir yavaşlık ve belirsizlik durumu söz konusu oluyor.

iOS tarafında ise bambaşka bir resim söz konusu. Tabii ki, iOS ekosistemi cihaz çeşitliliği bakımından Android’e göre çok daha az ve her şey Apple’ın kontrolünde. Bu da söz konusu güncellemeler olduğunda, kullanıcıların avantajına oluyor. Kullanıcılar ana sürümleri hızlı şekilde, isterlerse kablosuz bağlantı üzerinden alabiliyor. Bununla birlikte iOS güncellemelerinin geriye dönük cihaz uyumluluğu da çok geniş. iOS’in bazı son güncellemelerini üç, hatta neredeyse dört yaşına gelmiş cihazların bile aldığına tanık oluyoruz.

Birbiriyle kolay bağlantı kuran cihazlar

iCloud sadece verileri depolamakla veya cihazların yedeklerini saklamakta işe yaramıyor. Bulut depolama servisi Apple’ın ürünleri arasında sürekli bir iletişim sağlıyor. Örneğin bir AirPods’u iPhone’unuza tanıttığınızda, iCloud hesabına bağlı olan diğer tüm Apple cihazları da bu kulaklık ile otomatik olarak eşleştiriliyor, böylelikle diğer cihazlarla kullanmak istediğinizde tekrar kurulum yapma zahmetiniz olmuyor. Öte yandan Handoff adı verilen özellik sayesinde, örneğin iPhone’da düzenlemeye başladığınız bir dokümanın düzenleme işlemlerini bir başka Apple cihazında tamamlayabilirsiniz.