Apple’ın Uygulama İzleme Şeffaflığı özelliği sayesinde iPhone kullanıcılarının yüzde 68’inin reklamverenlerin onları izlemeye yönelik izin taleplerini reddetmesi bekleniyor. Bu, reklamcılık endüstrisine önemli bir darbe indirecek gibi görünüyor.
iOS 14.5’in yayınlanmasıyla birlikte uygulamaların, bir “iPhone” reklam tanımlayıcısına veya reklam hedefleme amacıyla, uygulamalar ve web sitelerinde kullanımı izlemek için kullanılan IDFA’ya erişmeden önce açık kullanıcı izni alması gerekecek.
Pazarlama şirketi Epsilon’un analiz müdürü Loch Rose, Apple’ın izleme istemleri yaygınlaştığında ne olacağını “kimsenin tam olarak bilmediğini” söyledi. Ancak uygulama içi reklamların bin birim başına maliyetinin, yani bir reklamverenin bin gösterim veya görüntüleme için ödediği maliyetin yüzde 50’ye kadar düşmesi bekleniyor.
Bir mobil pazarlama ve ilişkilendirme şirketi olan AppsFlyer’ın 2 bin cihazında 300 uygulama üzerinde yapılan bir analize göre, izlemeye izin veren kullanıcıların sayısının ilk görünümü reklamverenler için epey kötü görünüyor. Buna göre medyan katılım oranı yalnızca yüzde 32’de kalıyor.
Analiz, daha yüksek tüketici ilgisine sahip uygulamaların, yüzde 40 civarında gezinen daha yüksek katılım oranları gördüğünü, ancak arkadaşlık uygulaması Bumble gibi bazı şirketlerin, kullanıcıların en fazla yüzde 20’sinin izlemeye rıza göstermesini beklediklerini ortaya koyuyor. Hatta en düşük rıza gösterme tahmini yüzde birin de altına iniyor.
Büyük dijital reklam şirketi Trade Desk, platformundaki saniyede 12 milyon reklam fırsatının yüzde 10’unun doğrudan IDFA ölçümlerine bağlı olduğunu söyledi.
Reklamcılık endüstrisinde, yaygın olarak devre dışı bırakılmaların IDFA’ların tamamen kullanımdan kaldırılmasına yol açacağı, reklam hedefleme ve performans bilgilerinin Apple platformlarında neredeyse imkansız hâle geleceği endişesi var. Çünkü reklamcılık için önemli bir veri parçası kaldırılmış olacak ve belirli sayıdaki kullanıcılar artık hedeflenebilir olmayacak.
Devre dışı bırakma oranları yüksek olsa ve IDFA’lar azalsa bile, uygulama geliştiricileri ve yayıncılar gelirlerinin kısa vadede etkilenmesini bekliyor. Reklamverenler, özellik yaygın olarak benimsendiğinde tercih oranlarının tutarlı olmayabileceğinin ve bu durumun belirsizlik düzeyini artırabileceğinin ve tutarsız verilere yol açabileceğinin farkında gibi görünüyor.
Reklamverenlerin yaklaşık yüzde 58’inin, değişikliğin bir sonucu olarak işletmelerini Apple ekosisteminin dışına taşımayı, Android cihazlar veya bağlı TV gibi diğer alanlara yatırım yapmayı planladığı belirtiliyor.