Bugün 29 Haziran 2017. Tam 10 yıl önce bugün, Apple’ın ilk iPhone modeli ABD’de satışa sunuldu. Hiç şüphesiz, şimdiye kadar çıkan en önemli mobil cihaz olan iPhone, hiçbir cihazın pazarda gerçekleştiremediği etkiyi bırakmasını becerdi. iPhone’un çıkışından sonra akıllı telefonların hem tasarımının hem de sunduğu deneyimin tamamen değiştiğini söylemek kesinlikle yanlış olmayacaktır.
Orijinal iPhone modeli, her ne kadar birçok açıdan eksiklikleri olsa da, 2007’nin şartlarında bir devrim niteliğini taşıyordu. Daha sonraki yıllarda çıkan modellerle birlikte Apple, iPhone’un üstüne sürekli yeni bir şeyler ekledi. Her ne kadar, bunların bazıları uzun zamandır diğer telefonlarda mevcut olan özellikler olarak nitelendirilip, çeşitli kesimler tarafından burun kıvrılsa da, sonuç olarak deneyimi farklılaştıran ve ileri götüren önemli unsurlar arasında yer alıyor.
Şimdi gelin on yıl önceki model ile şu anki en son model olan iPhone 7’yi karşılaştıralım. İlk modele göre nelerin değiştiğine yakından bakalım.
Tasarım
Mevcut iPhone ile ilk iPhone arasındaki en önemli farklı boyutlarda ve şekilde yatıyor. Apple’ın ilk modeli metal gövdeye sahipken alt kısımda kablosuz bağlantı unsurları için özel bir plastik bölüm bulunuyordu. 115 x 61 x 11.6 mm.’lik boyutlara ve 135 gr. ağırlığa sahip gövdenin arkasında, üst köşede küçük bir kamera da yer alıyordu.
Alt kenarda, bir çift ızgaranın arasına yerleştirilmiş 30-pin konnektör bulunuyordu. Izgaralardan bir tanesi hoparlör işlevini görürken, diğeri de mikrofonu gizliyordu. Ekranın altında ana ekran butonu yer alırken bunun üstüne yerleştirilmiş bir yuvarlaştılmış köşeli ikon yer alıyordu. Üst kenarda da 3.5 mm. kulaklık jakı mevcuttu. İlk iPhone’da ne ön kamera, ne de son modelde olduğu gibi suya ve toza dayanıklılık özelliği bulunuyordu. 3.5 mm. kulaklık jakı epey içe doğru gömüldüğü için üçüncü taraf kulaklıkları kullanmak da zor oluyordu.
On yıl ileri saralım, iPhone 7’ye gelelim. 138.3 x 67.1 x 7.1 mm.’lik boyutlara ve 138 gr. ağırlığa sahip gövdesiyle mevcut akıllı telefon orijinal modelden dikkate değer oranda daha geniş ve uzun olmasıyla dikkat çekiyor. Ancak neredeyse yüzde 40 oranında ince olduğunu da belirtmeliyiz. Apple 30-pin konnektörü daha küçük ve her iki yönden de kullanılabilir Lightning konnektör ile yaklaşık beş yıl kadar önce değiştirmişti. Alt kenarda yine hoparlör ve mikrofonun arkalarında gizlendiği ızgaralar mevcut. Bununla birlikte ekranın üstünde, ahize hoparlörü bölümünde ikinci bir hoparlör de bulunuyor.
En son iPhone’un herhangi bir yerinde plastik kullanılmıyor. Arka taraf tamamen metalle, ön taraf da camla kaplı. Ekranın altında yine yuvarlak şekilli bir ana ekran butonu var, ancak buna parmak izi okuyucu ekli durumda. Üstelik Touch ID’nin gelmesiyle birlikte ilk iPhone’da gördüğümüz yuvarlak köşeli kare ikonu da kaldırılmıştı. Bunun yerine butonu metal halka çevreliyor.
Ekranın üst kısmında sözünü ettiğimiz hoparlörün dışında bir de kamera yer alıyor. Arkada da dışa doğru çıkıntı yapan bir kamera ve çift renkli LED flaş bulunuyor.
Diğer dikkat çeken farklılıklardan bir tanesi de son modelde sunulan zengin renk seçenekleri. Mevcut iPhone’un simsiyah, mat siyah, altın, gümüş, roze altın ve Product(RED) markası altında özel olarak üretilmiş kırmızı renk seçenekleri bulunuyor. Halbuki 2007’de çıkan ilk akıllı telefon sadece siyah ve gümüş renk kombinasyonuyla geliyordu, başka seçenek yoktu.
İlginçtir ki, ses tuşları, güç butonu ve ses kapatma anahtarı, her ne kadar biçimleri değişmiş olsa da, ilk iPhone’dan bu yana aynı konumlarda kalmaya devam etti.
Ekran
Akıllı telefon ekranları geçen on yılda hem büyüklük hem de piksel sayısı bakımından büyük aşama kaydetti. 2007’de çıkan ilk iPhone’un 3.5 inç, 480 x 320 piksel çözünürlüklü LCD ekranı bulunuyordu. Zamanın şartlarında bu ekran hem büyük hem de keskin olarak nitelendiriliyordu. Ancak günümüzün standartlarında ne büyük ne de yüksek çözünürlüklü sayılıyor. Üstüne üstlük, aynı çözünürlüğü günümüzün bazı üst sınıf akıllı saatlerin ekranlarında bile görüyoruz.
2007’de ekran teknolojisi cam yüzeyi ekran paneliyle birleştirmek için yeterli değildi. Bu nedenle ekran ve cam arasında gözle görülür bir boşluk bulunuyordu.
iPhone 7’nin 4.7 inç ekranı ise 1334 x 750 piksel çözünürlüğe sahip. Aslında bu ekran da şu anda akıllı telefon pazarındaki en büyük ve keskin ekran değil. Yine de, ilk iPhone’a göre çok daha yüksek bir görsel deneyim sunduğu açık bir gerçek. 16:9 görüntü oranındaki ekran, ilk iPhone’un ekranından daha uzun olmasıyla da dikkat çekiyor.
İki model arasındaki bir başka önemli fark da kullanılan teknolojide gizli. İlk iPhone’da TFT ekran bulunurken, en son modelde ise LCD tabanlı IPS teknolojisi kullanılıyor. Bu ekran daha parlak, daha canlı renkler sunan ve daha geniş görüş açısına sahip bir görsel deneyim sunuyor. Ayrıca ekranın basınç hassasiyetine sahip bir katmanı da bulunuyor. Apple’ın 3D Touch olarak adlandırdığı bu özellik sayesinde iPhone 7 kullanıcılara ekrana bastırarak farklı menüleri açabiliyor, işlevleri yerine getirebiliyor.
Kamera
Tıpkı ekran teknolojisi gibi, kamera teknolojisi de aradan geçen on yılda epey değişti. Öyle ki, günümüzün akıllı telefonları, 2007 yılında epey yaygın olan basçek makinelere kafa tutar hâle geldi. Halbuki ilk iPhone çıktığında, böyle bir durum söz konusu değildi, insanlar için fotoğraf çekmek için birincil aygıt dijital fotoğraf makineleriydi.
Aslında iPhone çıkmadan önce de telefon kameralarında gözle görülür iyileştirmeler görülmeye başlanmıştı. Hem sensör büyüklüğü hem de piksel sayısı olsun, Nokia ve benzeri oyuncuların bu açılardan iddialı kameralara sahip modelleri bulunuyordu. Orijinal model, sahip olduğu iki megapiksel çözünürlüklü kamerayla sadece beklentileri karşılıyordu. Bu kameranın ne flaşı vardı, ne de video çekebiliyordu. Doğru dürüst otomatik netleme özelliği bile bulunmuyordu. E-posta dışında, çekilen fotoğrafların paylaşılmasına imkan sunan bir yolu da bulunmuyordu. O zamanlar fotoğraf paylaşımı için yaygın şekilde kullanılan Bluetooth ve MMS gibi araçları da kullanma imkanı yoktu.
2017’ye geldiğimizde ise, iPhone’un piyasadaki en iyi kameralardan bir tanesine sahip olduğunu ve insanların fotoğraf ve video çekmek için iPhone’larını yoğun şekilde kullandığını görüyoruz. 12 megapiksel sensörlü, f/1.8 diyafram açıklıklı, faz algılamalı otomatik odaklı, optik görüntü sabitleme ve 4K video kayıt özellikli bir kamera iPhone’un arkasında yer alıyor. Bunun yanında çift renkli LED flaş bulunuyor. Önde de 7 megapiksel çözünürlüklü bir kamera mevcut. Öte yandan, paylaşım seçenekleri bakımından da 2017’nin iPhone’u, 2007’nin iPhone’una göre çok daha zengin.
Donanım
iPod’lardaki sabit, genişletilemeyen depolama alanı politikasını Apple iPhone’larda da uygulamayı sürdürdü. Piyasada bellek kartı yuvasıyla dahili depolama alanının ötesine geçmeyi mümkün kılan birçok akıllı telefon bulunurken, Apple’ın akıllı telefonlarında bunu göremedik. Belki de donanım bakımından ilk ve mevcut akıllı telefon arasında aynı kalan tek unsur bu oldu.
İlk iPhone’un başlangıçta 4 GB ve 8 GB’lık seçenekleri bulunuyordu. Daha sonra 16 GB’lık versiyonu da gördük. 412 MHz ARM işlemciye sahip olan bu telefonun ne kadar RAM barındırdığı resmi olarak açıklanmadı, ancak tahminler 128 MB şeklindeydi.
2017’ye geldiğimizde ise, Apple’ın hem depolama alanı hem de diğer donanım bileşenleri açısından çıtayı yükselttiğini, zamanın ruhuna uygun şekilde hareket ettiğini görüyoruz. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi, yine genişleme imkanı sunulmuyor. Tüketicilerin 32 GB, 128 GB ve 256 GB’lık seçenekler arasından tercih yapması gerekiyor. Dört çekirdekli A10 Fusion işlemciyle orijinal modele göre binlerce kat daha yüksek hız sunan son model iPhone’un 2 GB RAM’e sahip olduğu belirtiliyor.
Ne var ki, pil ömrü bakımından son model iPhone, ilk modelle hemen hemen aynı performans grafiğini sergiliyor, bir günü anca çıkarabilecek bir performans sunuyor. Pil kapasitesi ise 1400 mAh civarından sadece 1960 mAh’ye çıkmış.
Kablosuz bağlantı tarafında ilk iPhone’un 802.11b/g Wi-Fi ve Bluetooth 2.0 desteği bulunuyordu. GPS ise yoktu. Mobil şebeke bağlantısı tarafında ise sadece 2G desteği mevcuttu. Halbuki o zamanlar yurt dışında 3G desteği sunulmaya başlamıştı, ancak iPhone sahiplerinin 3G desteği için 2008’de çıkacak iPhone 3G modelini beklemeleri gerekecekti.
iPhone 7 ise kablosuz bağlantı tarafında doğal olarak daha zengin ve yetenekli. 2G, 3G ve 4.5G desteği barındıran 2017 model telefon saniyede 450 megabite varan indirme hızlarına ulaşabiliyor. 802.11a/b/g/n/ac Wi-Fi, Bluetooth 4.2 ve GPS de mevcut.
Yazılım
Apple’ın ilk iPhone’unda, daha sonraları iPhone OS 1 olarak adlandırılan bir işletim sistemi bulunuyordu. Bu işletim sisteminin ana ekranını siyah renkli bir duvar kağıdı kaplarken, ön tarafta ise ızgara görünümünde uygulama ikonları mevcuttu. Üçüncü taraf yazılımları yüklemeye izin yoktu, hatta Apple’ın App Store uygulama mağazası da yoktu. Arka plandaki duvar kağıdını değiştirmek de mümkün değildi. Sadece seçilmiş 15 uygulama bulunuyordu ve bunların tümü Apple tarafından hazırlanmıştı.
Çok yakında çıkacak iOS 11 ile karşılaştırdığımızda ise, ızgara görünümlü ana ekranın özünü koruduğunu görüyoruz. Mesajlar uygulamasının da ilk sürümden izler taşıdığı söylenebilir. Ancak bunların dışında kalan her şey neredeyse tamamen değişti.
Tabii ki, en önemli farklılık App Store’un varlığı. App Store uygulama mağazası üzerinden milyonlarca oyun veya uygulamayı iPhone’a indirmek mümkün oluyor. Bunun dışında iMessage, FaceTime ile görüntülü ve sesli arama, uygulama geçişli çoklu görev, Denetim Merkezi, Bildirim Merkezi gibi birçok özellik geçen yıllar içinde Apple’ın akıllı telefonlarına eklendi. Tabii ki, ilk modelde olmayan duvar kağıdı ekleme ve değiştirme imkanı da geldi. Üstelik paralaks efekti sayesinde ekranda üç boyut efekti de yaratacak şekilde.
Fiyat
İlk iPhone Türkiye’de resmi olarak satışa sunulmadı. Bu nedenle resmi bir Türkiye satış fiyatı olmadı. Türkiye’nin Apple’ın telefonuyla resmi tanışması Eylül 2008’de, iPhone 3G ile birlikte oldu. Ancak ilk iPhone’u yurt dışından getirtip kullanan birçok meraklı kullanıcı oldu.
ABD fiyatına baktığımızda, ilk iPhone’un 499 dolar peşin para ve mobil operatör AT&T ile yapılan iki yıllık sözleşme karşılığında sunulduğunu gördük. Şimdilerde sözleşmeli iPhone satın almak isteyenler için ön ödeme ücretlerinin epey düştüğünü, hatta sıfıra indiğini biliyoruz. Türkiye’de durum bu şekilde. Turkcell ve Vodafone‘un iPhone 3G için verdikleri teklifler zamanın şartlarında epey yüksek sayılırdı.
Aslında 2017 yılına geldiğimizde durumun yine farklı olmadığını görüyoruz. iPhone, piyasanın en pahalı akıllı telefonlarından bir tanesi olmayı sürdürüyor. Bir iPhone sahibi olmak isteyenlerin en az 3799 TL’yi gözden çıkarmaları gerekiyor. Geçen yıllarla karşılaştırdığımızda, telefonun TL cinsinden değerinin arttığını, ancak dolar bazında değerinin hemen hemen aynı kaldığını görüyoruz. Bu arada mobil operatörler de eskisine göre çok daha farklı ödeme koşullarına sahip tekliflerle Apple’ın telefonuna sahibi olmayı daha kolay hâle getirdi.