“Topun ağzında olmak” herhangi bir ortamda istenmeyen kişilerin kredisinin iyiden iyiye tükendiğini anlatmak için kullanılan bir deyim. Oldukça mecazi bir anlatım olan bu deyim, “Human Cannonball” ile gerçeğe dönüşüyor ve sonsuz koşu türündeki oyunlara farklı bir soluk geliyor.
Human Cannonball’da son dönemde popüler hâle gelen retro tasarım dili tercih edilmiş. Oyunda kullanılan çizgiler, akıllara Atari döneminin oyunlarını getiriyor. Böylelikle Human Cannonball yapımcılarının mevcut eğilimleri takip ettikleri rahatlıkla anlaşılıyor. Biraz daha detaya inildiğinde retro anlayışa uygun başka izlere de rastlanıyor.
Human Cannonball’da oyun sırasında çalan müzik akıllara klasikleşen Super Mario’yu getirecek cinsten. Ancak Super Mario’nun akıcı oyun deneyiminin Human Cannonball’da da görülebileceğini söylemek pek mümkün değil. Human Cannonball, son zamanlardaki popüler sonsuz koşu oyunlarının aksine yavaş ilerliyor. Çünkü oyunda hareket, ana kahramanın top tarafından ateşlenmesiyle sağlanıyor.
Adeta bir top mermisi olan ana kahraman, top ateşi sayesinde tepeden tepeye ilerleyebiliyor. Oyuncular atışın şiddetini ekrana dokunarak belirleyebiliyor. Ekrana dokunulduğunda sol kısımda kalan çubuk kırmızı renkle dolmaya başlıyor. Atışın şiddetini doğru ayarlamakta fayda var. Eksik veya fazla olması durumunda kahramanımız hedefi tutturamayıp aşağıya düşebiliyor.
Human Cannonball atış şiddetinin ayarlanması konusunda yardımcı olmasa da, oyunculara hedefin tutturulması veya canlarını kurtarmaları konusunda destek sağlıyor. Ekranın sol alt kısmındaki hedef ikonu, topun izlemesi gereken rotayı kırmızı noktalar eşliğinde gösteriyor. Sağ alt kısımda yer alan paraşüt ikonuysa hedefin tutturulamayacağı durumlarda kahramanımızın tepeye ulaşmasına yardımcı oluyor.
Günümüzde pek çok oyunda bulunan uygulama içi satın alma unsurlarına Human Cannonball’da da rastlanıyor. Oyuncular diledikleri takdirde kendilerine yardımcı olacak araçları, farklı oyun karakterlerini ve oyun içi paraları böylelikle kısa yoldan elde etmek mümkün oluyor.
Human Cannonball’un yavaş temposu türevlerine kıyasla daha sıkıcı bir oyun algısı olduğu izlenimi uyandırsa da, aceleci olmaması ve belli hesaplamaları zorunlu kalması fark yaratmasını sağlıyor.
