BilimTeknoloji

Huawei Türkiye araştırmasından giyilebilir cihazlarla ilgili dikkat çekici sonuçlar

huawei watch 3 pro inceleme

Huawei ve IPSOS araştırma şirketi tarafından Temmuz 2021’de, 18-56 yaş arası kişiler arasında pandemi sürecinde Türkiye’de yaşayan kişilerin fiziksel ve zihinsel sağlık durumu konulu bir araştırma gerçekleştirildi. Kişilerin bu konularda yaşadıkları sorunlar ve önlemler ile giyilebilir cihaz satın alma ve kullanım tercihlerine ışık tutan bir rapor yayınlandı.

Huawei ve IPSOS’un hazırladığı rapora göre, Türk halkının neredeyse yarısı son 12 aydaki mali durumlarından ve stres düzeyinden memnun değil. Pandemi, yaşamın bu yönleri üzerinde, uyku kalitesi ve iş-yaşam dengesi üzerinde çeşitli belirgin olumsuz etkiler yarattı.

Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de yaşayanların yüzde 70’inin TV karşısında daha fazla zaman geçirdiğini ve çeşitli sağlık semptomlarının ağırlaştığını, fiziksel aktivitelerden vazgeçmek zorunda kaldıklarını ve kilo aldıkları görülüyor. Ankete katılanların yüzde 52’sinin fazla kilolu olduğu sonucuna varıldı.

Toplumun en çok yaşadığı sağlık belirtileri: enerji eksikliği, uyku sorunları ve bunalmış hissetme. Diğer sorunlar da yaygın. Yetersiz yemek düzeni, araştırma sonuçlarına niş bir sorun olarak yansıyor. Katılımcıların yaklaşık dörtte üçü fiziksel ve zihinsel sağlıklarını iyileştirme ihtiyacı duyuyor. Fiziksel sağlığın iyileştirilmesine özellikle kadınlar ihtiyaç duyuyorken, zihinsel sağlığın iyileştirilmesini en çok kadınlar ve 18-24 yaşındakiler gerek duyuyor.

Normale dönmek için yapılan faaliyetler arasında, çoğu kişi kilo vermeyi ve doktor kontrolü yanı sıra görünüşlerine de dikkat etmeyi planlıyor. Ankete katılanların yüzde 74’ü beden sağlığını iyileştirme ihtiyacı duyuyor ve yüzde 72’si bu ihtiyacı ruh sağlığı için de hissediyor. İlk hedefe ulaşmak için kilo vermek en yararlısı olacaktır ve ikincisinde, zihinsel olanda, arkadaşlarla, hobilerle daha fazla zaman geçirmek ve dışarı çıkmak işe yarayacaktır.

Araştırmaya katılanlar, yeni cihazların bazı normalleşme ve sağlık planlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olabileceğini kabul ediyor. Neredeyse yarısı, akıllı saatin veya akıllı bilekliklerin kilo vermek gibi çeşitli hedeflere ulaşmayı kolaylaştırabileceğine inanıyor.

Plan gerçekleştirme özelliğine sahip cihazlara güvenmek, yalnızca akıllı saatleri hesaba kattığımızda özellikle yöneticiler arasında, akıllı bileklikleri de dahil ettiğimizde kadınlar ve en genç grup arasında özellikle yaygın. İşin zihinsel yönüne gelince, katılımcıların yaklaşık 1/3’ü nefes alma teknikleri yapıyor ve biraz daha azı masaj yapıyor. Masajlar ve farkındalık teknikleri de planlı aktiviteler açısından ilk 2 sırada yer alıyor.

Pek çok kişi pandemi nedeniyle sorun yaşadığını kabul ediyor, ancak çoğu yeni uygulamaların ve giyilebilir cihazların çeşitli sorunlara yardımcı olabileceğini düşünüyor. Örneğin, yüzde 61’i stresi azaltmaya yardımcı olabileceklerini düşünürken, yüzde 48’i bu seviyeyle mücadele ettiğini kabul ediyor. Daha yakından incelediğimizde, uygulamaların çeşitli sorunlara yardımcı olma becerisine genel olarak en çok erkeklerin inandığı görülüyor. Bu, bir dereceye kadar yöneticiler / uzmanlar için de geçerli.

Akıllı telefonlar en yaygın kullanılan cihazlar ancak katılımcıların 1/5’inden fazlası akıllı saat kullanıyor ve yüzde 19’u akıllı saat almak istiyor. Bu durum, genel nüfusun akıllı saat kullanım oranını 12 ay içinde yaklaşık 2 katına çıkartabilir.

Tüm işlevler arasında adım sayacı genel olarak en yaygın olanı, ancak uyku monitörü ve nabız ölçer kalitesi akıllı saat ve akıllı bileklik kullanıcıları arasında popüler. Ayrıca stres seviyesi izlemeyi kullanmaya olan ilgiyi de önemli. Hangi özelliklerin en çekici olduğuna gelince, ilk 2 sırada uzun pil ömrü ve su geçirmezlik varken, sürekli sağlık izleme, birçok insanın hayatı iyileştirdiğine inandığı bir özellik.

Akıllı saatler ve akıllı bileklikler akıllı telefonlar kadar yaygın olmasa da toplumun yüzde 21-13’ü bunları kullanıyor. Bunlar arasında adım sayar, sporla ilgili takip cihazları ve kilo takibi en yaygın olanı, ancak stres seviyesi ölçüm uygulaması ve nefes egzersizleri büyük potansiyele sahiptir.

Akıllı cihazlarda istenen özelliklerden su geçirmezlik ve 3 haftaya kadar pil ömrü birer zorunluluk olarak görüldüğü için ihmal edilemez. Sürekli izleme ve spor aktivitesi izleme de hayati öneme sahip, çünkü çoğu kişiye göre hayatı en çok iyileştirecekler bu özellikler.

Uygulamalara olan inanca (çeşitli konularda nasıl yardımcı olabileceklerine) bakıldığında, genel olarak erkekler giyilebilir cihazların özelliklerini en çok düşünenler ve bu bir dereceye kadar yöneticiler için de geçerli.

Şu anda her türlü akıllı saat çözümünün birincil kullanıcısının yöneticiler / uzmanlar ve 25-34 yaş arasındaki kişiler olduğu çok açık biçimde görünüyor. Genel olarak özelliklerin önemi söz konusu olduğunda, kadın ofis çalışanları birçok özellik arasında sırasıyla pil ömrü ve su geçirmezliği daha yüksek değerlendiriyorlar.

Huawei, bu noktada akıllı saatleri ve akıllı bilekliklerinin 3 haftaya varan pil süresi, 7/24 kesintisiz sağlık kontrolü ve su geçirmez yapılarıyla kullanıcılarının nabzını, stres seviyesini, uyku düzenini, kandaki oksijen oranlarını ve fiziksel hareketlerini sürekli takip ederek tam bir yaşam koçu olarak çalıştığının altını çiziyor. Başta Huawei Watch 3 Pro ve Band 6 olmak üzere, 100’den fazla egzersizi destekleyen akıllı saat ve akıllı bileklikler, şık, dayanıklı ve kişiselleştirilebilir yapılarıyla kullanıcılarının her an yanında olduğunu da ekliyor.

Raporu değerlendiren Dr. Sertaç Doğanay, “Akıllı giyilebilir cihazlar günümüzde daha çok ‘well-being’ kavramı içerisinde değerlendirilirken, teknolojinin gidişatına baktığımızda daha bir hastalık ortaya çıkmadan bunun gerçekleşme ihtimalini hesaplayarak kullanıcısına haber verecek ve tüm hayat kalitemizi, insanlık tarihinde görülmemiş derecede değiştirecek. Akıllı saat ve bilekliklerin günümüzde geldiği aşama, özellikle pandemi döneminde yalnızca hayatımızı iyileştirmekle kalmıyor, hayatımızı da kurtarabiliyor. Özellikle cilt sıcaklığı ve kandaki oksijen oranını ölçme gibi özellikler, doğrudan içinde bulunduğumuz salgın hastalığın daha en başında hemen fark edilebilmesini ve önlem alınabilmesini sağlıyor.” dedi.